Maneviyat Tam Olarak Nedir?

8.02 MB   –   08:44 Dakika

Video olarak indir –   PDF olarak indir

M: Maneviyat kelimesi bugünün toplumlarında gereğinden fazla kullanılıyor diyebiliriz. Bu kelime fiziksel olmayan her şeyi tanımlar. Yoga dersine gidersiniz, kamp yapmaya gidersiniz ve “Bu hafta sonunu gerçekten manevi geçirdim” dersiniz. Bu bireyin anlaması için karmaşık olabilir çünkü bireye göre maneviyat özel, emsalsiz, yüce bir şeydir. Maneviyatı tanımlayabilmemiz için bir yol var mıdır veya belirli bir yere ait olmayan, fiziksel olmayan bir şey midir? Böyle diyebilir miyiz?

L: Şimdi bugünlerde herkesin maneviyatı istediği bir dönemde bunun zor olduğunu söyleyebiliriz. Bu 100 sene önce, 25 sene önce yoktu. İnsanlar eskiden maneviyat hakkında pek konuşmazdı. Şimdi ise maneviyatın açığa çıkarılması için özel bir zaman fakat kimse maneviyatın ne olduğunu pek bilmiyor. Maneviyat bizim kendi doğamızın zıddı olan bir şeydir.

M: Fakat toplumumuzda maneviyatın anlamını tam anlamıyla bildiğini, nasıl ve hangi yolla kazanılacağına dair fikirlerini söyleyenler var. “Yoga matında oturur, meditasyon yaparım ve bu evrensel gücü kazanırım” diyenler var, bu gerçekten böyle mi?

L: Bunu birinin bilmesi gerçekten zor, kimse tam anlamıyla bilemiyor. Bu konuda o kadar değişik fikirler yürütülüyor ki gerçekten maneviyatın ne olduğunu gerçekten biliyor muyum konusuna dair bu farklı fikirler bana göre bir işaret.

M: Fakat birey bunu belirleyemez mi? Bir kimse kendi hisleri doğrultusunda bunu belirleyemez mi? Eğer…

L: Biliyorsun ki ben bu konuda şunu söyleyebilirim: Ben doğada yaşıyorum ve bu tamamıyla egoistik bir yaşam. Bu benim kendim için alma ve kendime göre çekme, kendi yararıma göre yönlendirmemdir. Fakat var olabilecek başka bir şey olmalı ve bu da bunun zıddıdır.

M: Tamam.

L: Çünkü tüm doğada hem artılar hem de eksiler vardır. Bir şey ve onun zıddı vardır. Eğer doğamızda kendime göre alma ve yönlendirme varsa, bunun zıddı da vardır. Bu zıt olan vermek ve yaymak olup, büyük olasılıkla da maneviyat denen şeyin tanımıdır. Yani maneviyat doğada bulunduğumuz yer olan maddeselin zıddıdır.

M: Yani tahminen veya keşfedilmiş, manevi zannedilen alma ve kendine yönlendirme durumunda yapılan her şeyin maneviyat olduğunu söyleyemez miyiz? Böyle söylüyorsunuz değil mi?

L: Hayır, hayır. Biz maneviyatın ne olduğunu tahmin edemeyiz çünkü biz doğanın içinde bir parçayız nitekim alma ve kendine çekme ile bununla bir bütünüz.

M: Böylece diyorsunuz ki maneviyat aslında parametreleri olan veya kalitesi olan bir şey bu ise vermektir.

L: Kendimizin zıddıdır.

M: Kendimizin zıddıdır. Aslında biz maneviyata bir kalite yakıştırması yapamayız, sadece zıtlık, bizden farklı veya bulunduğumuz durumun zıddı diyebiliriz.

L: Biz zıtlığın ne olduğunu bile bilemeyiz. Eğer ben karanlığı bilirsem o zaman ışığın ne demek olduğunu anlarım. Eğer sadece ekşi nedir bilirsem, mesela başka bir şeyin, tatlının da daha olabileceğini bilemem.

M: Yani diyebiliriz ki bireyler, bütün bu farklı yolları ve farklı metotları maneviyatın kazanılması için anlatan bireyler, anlattıklarının aslında bilinmesinin mümkün olmadığı bir yerden konuşuyorlar.

L: Hepsi birer yalan, tamamıyla yalan, kimse maneviyatın ne olduğunu bilmiyor, bu sebeple bu kadar farklı fikir ortaya atılıyor. Bugüne kadar anlatılan metotlardan bileceğiniz de bu kadar. Biz maneviyatın ne olduğunu bilmiyoruz.

M: Peki öyleyse, yeni devirdeki globalleşme, dünyadaki tüm alışılagelmiş gelenekleri bütün bu metotlar ile karıştırarak birleştirip yerini yeni karışık inanç sistemleri ve metotlarına mı bırakıyor? Biz bu durumda maneviyatı tanımlayabilmemizde daha da yakın bir noktaya ulaşabiliyor muyuz?

L: Hayır, hayır yapamayız ve yapabileceğimiz bir şey de yoktur. Biz yine kendimize has maddemizle, kendi isteklerimizle, kendi beynimiz ile çalışırız ve bunlar da alma isteklerimizle bağıntılıdır. Maddesel gerçek varoluş, almak ve vermemek. Belleğimiz ve programlamamız vermenin anlamını bilmez. Dışarıdan özel bir güç olmalı burada. Maneviyat farklı bir alandan bana ulaşıp bana şimdiki aktüel doğam dışındaki manevi doğayı vermeli. Eğer o eğilimi altüst ederek zıddına ulaşabilirsek,  isteklerimizi ve düşüncelerimizi dışarıdan almak yerine vermeyi bilirsek, farklı bir boyuta ulaşıp etrafımızda olanları farklı hislerle algılarken maneviyata ulaşabiliriz. Fakat görüyorsunuz ki insanlar bundan kaçıyor ve değişik çeşitteki henüz denenmemiş şeylere yöneliyorlar örneğin uyuşturucu gibi.

M: Anladım; içimizdeki hayvanı besle, değişiklik yap gibi. Tamam.

L: Her türlü farklı şeyleri buluyorlar, görüyorsun, ekonomik krize ve tüm krizlere bak. “Her şey çok iyi” demek istiyorlar, “Tamam biz iyiyiz, tüm sorunların üstesinden geliyoruz” diyorlar. İyi olmayan şeyleri aslında görmek istemiyorlar.