Maneviyat için bir arzuya sahip olan kişi, dünyevi ve insani tatminlerin arayışında olandan farklı düşünür. (Yani yukarıda özetlenen 1’den 4’e kadar arzu aşamaları). Dünyevi ve insani ihtiyaçlarımızı nasıl tatmin edeceğimizi zaten biliriz ama maneviyat için arzu uyandığı zaman, artık onu nasıl dindireceğimizi bilemeyiz.
Bugün maneviyat için bir arzuya sahip insanların birçoğu, ona sahip olduklarının bile farkında değiller. Maneviyat için arzusu olan bu insanların bazıları maneviyatın gerçekdışı ve gerçekleştirilemez bir şey olduğunu düşünerek, ‘maneviyat’ kelimesini bile küçümsüyor olabilirler. Bu gibi insanlar yaşamlarını, onların içinde uyanan bu yeni ve evrimleşmiş maneviyat için olan arzuya bağlı olduğunu bilmeden boş ve amaçsız hissederler. Onlar bunun, yaşamla olan tatminsizliklerinin ve hoşnutsuzluklarının nedeni olduğunun farkında değildir.
Birçok insan, çocuklar gibi kendi kendilerine ‘Ne için yaşıyorum’ diye soruyor. Ancak yıllar geçtikçe, bizi bu sorudan saptıran arzulara ve baştan çıkarıcı şeylere boğuluyoruz ve gerçek bir cevabı bulma ihtiyacı kayboluyor.
Her şeye rağmen, bir noktada, maneviyat için olan arzu sorularıyla beraber uyanır. Cevapları bulmak için ısrar edenler, belirli bir biçimde onların sorularına cevap sağlamak üzere tasarlanmış Kabala’ya gelir.