e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Sabah Dersi Materyalleri > Kabala Kütüphanesi > Sabah Dersi 2018 > Sabah Dersi Materyali – Elul Ayı ve Roş HaŞana – Eylül

Sabah Dersi Materyali – Elul Ayı ve Roş HaŞana – Eylül

1) Rabaş, Makale 499, “Ben” Malhut’tur

Elul ayı tövbe etmek demektir, “Ben sevdiğim içinim ve sevdiğim de benim içindir.” Bu tövbe etmeyi ima eder. Zohar’da şöyle yazılmıştır, “Orada Yod-Hey’yi Vav-Hey ile birleştirmek için Hey Vav’a dönecektir. Amelek’in soyunun kökünü kazıyana kadar, Efendi tamamlanmış olmaz ve O’nun tahtı da tamamlanmış olmaz.

2) Rabaş Makale 2, Çalışmada Başarısız Olmak Nedir? (1990)

Onlar, bu dünyanın bir lideri olduğuna inanmalıdırlar ve O aynı zamanda iyidir ve iyilik yapar koşulu ile rehberlik eder. Eğer kişinin böyle bir inancı yoksa, bu onun işlediği günahların hepsine neden olur, zira bu Adam HaRişon’un işlediği ilk günahtan uzanır gelir, insanda kendini-sevme niteliği vardır ve doğal olarak inancın yükünü üstlenmeye gücü yoktur. Bu durumda her şey bu ilk bozulmadan, Adam HaRişon’un kendini-sevmeye düşmesinden uzanır. Bu nedenle daha sonraki nesiller, insan kendini-sevme koşulunda olduğu, Tzimtzum ve gizlilik onun üzerinde olduğu ve üst ışık ona parlayamadığı için inanç için çalışmak zorundalar. Bu nedenle, kişi Yaradan’a yalnız mantık ötesi inanç ile inanabilir, zira alma arzusu onun bunu inkâr etmesine neden olur. Adam HaRişon’un bilgi ağacı ile işlediği günah, inancın yok olmasına neden oldu. Doğal olarak da biz tüm bu günahın içine gelmiş olduk. Bu nedenle de verilen tek tavsiye, inançla ödüllenmesidir, böylece insan bireysel olarak Tanrısallığı hissedecek ve böylece genel halkın, tüm İsrail’den inanç almasına ihtiyacı olmayacaktır. Buna karşılık, şu ölçüde tövbe etmelidir, “Rab Tanrına.” Kişisel olarak şöyle hissetmelidir, “Rab senin Tanrındır,” ve böylece bilgi ağacının günahı ıslah olur.

3) Baal HaSulam, Şamati 42- Bu Çalışmada ELUL Kısaltması Nedir?

Bununla şu yazılmış olanı yorumlayabiliriz: “O’nun arzusu önünde kendini iptal et,” yani içindeki alma arzusunu iptal et, Yaradan’ın arzusu budur. Yani bu, kişi, Tanrı sevgisi karşısında kendini sevmeyi iptal edecek demektir. Buna “kişinin Yaradan huzurunda kendini iptal etmesi ve Dvekut (bir olmak, bağlanmak) denir. Daha sonra, Yaradan senin alma arzunda parlayacaktır, çünkü şimdi bu ihsan etmek için alma formunda düzelmiştir.

“Ki O’da senin arzun önünde kendini iptal etsin,” sözünün anlamı şudur: Yaradan arzusunu, yani Tzimtzum’u (kısıtlamayı) iptal edecektir, çünkü bu form eşitsizliği nedeniyleydi. Ancak şimdi zaten form eşitliğine varıldığı için Işık artık aşağıdakine, ihsan etmek için ıslah olmuş olan arzusuna uzanır, yaratılışın amacı da zaten budur: Yarattıklarına iyilik yapmaktır ve artık gerçekleşebilir.

Artık “Ben sevdiğime aitim,” dizesini yorumlayabiliriz. Bu demektir ki, “ben” Yaradan’ın önünde alma arzumu ihsan etme formunda iptal ederek, “sevdiğim benimdir,” koşulunu edinirim. Bu da demektir ki, sevdiğim, yani Yaradan, “benimdir” ve bana yaratılış düşüncesinde var olan hazzı ve keyfi verir. Böylece daha önceden gizli ve kısıtlanmış olan, şimdi O’nun yüzünü ifşa etmesi hâline gelir ve böylece şimdi O’nun yarattıklarına iyilik yapmak olan yaratılış düşüncesi ifşa olur.

4) Rabaş, 65. Mektup

Şimdi Eylül ayı ve sıradan insanların, yani toprak sahiplerinin bile Teshuva (tövbe) konularına bağlanma zamanı.

Toprak sahipleri ve Tora öğrencileri arasındaki fark nedir? Fark şudur ki “toprak sahipleri” dünyanın sahipleri olduklarını hissetmek, yani dünyadaki mevcudiyetlerini büyütmek, uzun yaşam ve “realitenin sürekliliği” denilen pek çok şeyle ödüllendirilmek isteyenlerdir.

“Tora öğrencileri” sadece realitenin iptaline bağlananlardır. Yaradan istediği için bu dünyada yaşar ama O’nun önünde iptal olmak isterler. Sahip oldukları her şey yalnızca Yaradan istediği içindir.

Toprak sahiplerinin düşüncesi Tora düşüncesinin tersidir denmesinin anlamı budur. Tora düşüncesi realitenin iptali, toprak sahiplerinin düşüncesi ise realitenin sürdürülebilirliğidir. Ancak Eylül ayında toprak sahipleri de realitenin iptaline bağlanmaları gerektiğini bilir.

5) Rabaş, Makale 36, Selihot (Affedilmek) İçin Hazırlık Nedir?

Ve şimdi Elul ayıdır ve bu ay merhamet ayı olduğu için, İsrail olarak addedilen herkes bilir ki, şimdi İsrail evinin günahları için, Yaradan’dan bağışlanma isteme zamanıdır ve bu İsrail’de nesillerdir süren bir gelenektir. Ayrıca Şofar üfleriz; böylece adamın kalbi günahları için tövbe etmeyi düşünsün. O zaman, kişi de inanır ki, günah işlemiştir ve Yaradan’dan af dilemek zorundadır.

Ancak, kişinin, Kral’ı lekelediği kusurun ölçüsü nedir? Kişi, bunu hissedemez. Daha ziyade, kişi, Yaradan’ın yüceliğinin, inancını arttırarak, günahlarıyla sebep olduğu kusurun ölçüsünü üstlenebilir. Bundan dolayı, herhangi bir hazırlık yapmadan, -ne için af diliyor, kim kimin için af diliyor- bunları bilmeden af dilemek için gelen herkes, eylemleri için gerçek vicdan azabı gerektiren korkunç şeyler yapmış olmasına rağmen, yine de önemsiz bir şey yapmış gibi af diliyor. Doğal olarak, af dilemek için yapılan bu talebin de gerçek bir değeri yoktur, zira gerçek bir günah için gereken değerden, mahrumdur.

6) Rabaş, Makale 36, Selihot (Affedilmek) İçin Hazırlık Nedir?

Kişi af dilemek için gelmeden önce, ilk olarak günahın özü üzerine düşünmek zorundadır. Daha sonra, bu günahın özünün sebep olduğu günahları dikkate alabilir. Kişi şunu bilmelidir ki, kişinin lekelendiği günahın özü, tüm günahların kaynağı, kişinin kalıcı bir inanç sahip olmak için çaba göstermemesidir. Kısmi bir inancı varsa, bununla yetinmesidir.

‘On Sefirot’un Çalışılmasına Giriş’te (madde 14) yazıldığı gibi, eğer kişi kalıcı inanca sahip olsaydı, bu günah işlemesine izin vermezdi. Yani, kişi kalıcı inanç eksikliğinin sebep olduğu tüm günahların gerçek sebebini gördüğünde, Yaradan’dan af dilerdi. Bundan dolayı, kişi, Yaradan’dan ona, her zaman sarsılmaz bir inanca sahip olmaya muktedir olsun diye güç vermesini ister. Doğal olarak, kişi bu durumda, gelip günah işlemeyecek ve Yaradan’ın ihtişamını kirletmeyecektir. Ancak, Yaradan’ın büyüklüğüne dair hiç bir hisse sahip değilse, Cennet’in ihtişamını nasıl takdir edeceğini ve ona nasıl zarar vermeyeceğini bilmeyecektir.

7) Baal HaSulam, Şamati 122- Şulhan Aruh’ta Yazılanların Anlaşılması

Şulhan Aruh’ta (Masayı Kurmak- Musevi Yasaları) açıklanandan şunu anlayın: Kural şudur ki kişi Korkunç Günlerin dualarını tekrar tekrar hatırlamalıdır, böylece dua vakti geldiğinde, alışkanlık edinecek ve dua etmeye alışacaktır.

Şu ki; dua kalpte olmalıdır. Kalpteki çalışmanın anlamı budur; kişinin ağzıyla söylediğine kalbi de razı olacak (aksi halde, yani kişinin ağzı ve kalbi aynı şeyi söylemiyorsa, bu bir aldatmacadır). Bu sebeple Elul ayında kişi kendini büyük çalışmaya alıştırmalıdır.

En önemli şey, kişinin “bizi hayata kaydet” diyebilmesidir. Kişi “bizi hayata kaydet” dediğinde kalbi de rıza göstermelidir (ki bu yaltaklanma gibi olmasın) ve böylece kişinin ağzı ve kalbi bir olsun; “İnsan dış görünüşe bakar, ama Rab kalbe bakar.”

Bu nedenle kişi, “bizi hayata kaydet” duasını yakardığında; “hayat” “hayatın hayatı” anlamına gelir ve özellikle, bununla tamamen ihsan etme formunda çalıştığında, kişinin tüm kendine haz verme düşünceleri iptal olur. Böylece kişi söylediği şeyi hissetmeye başlar, söylediği duanın kabul edilmemesinden kalbi korkabilir; onun kendisi için hiçbir arzusu kalmaması işte budur.

8) Rabaş, 34. Mektup

Roş HaŞana’nın (Yeni yıl gecesi) anlamı yeni bir başlangıçtır, kişinin yeni bir yapı inşa etmeye başlamasıdır. Bu tıpkı atalarımızın şöyle söylediği gibidir, “Kişi daima kendisini yarı erdemli, yarı günahkâr görmelidir. Eğer tek bir Mitzvot (iyi eylem/emir) yerine getirirse, ne mutlu ona, çünkü kendini ve tüm dünyayı erdemlilik yoluna getirir. Eğer tek bir günah işlerse, yazıklar olsun ona, çünkü kendini ve tüm dünyayı yanlışın tarafına getirir.”

9) Rabaş, Makale 882, Roş HaŞana

Roş HaŞana (yılbaşı) insanın yaratılışının başlangıcı anlamına gelir. Bu bilgelerimizin dediği üzere, “Bir damla bildirildi, bu akıllı mı aptal mı, vb. (Nidah 16b)” “Rains” kişinin maddesel gücü anlamına gelir, küçük ya da büyük bir aklı olacak, büyük ya da küçük bir kalbi olacak, büyük ya da küçük bir arzusu olacak vb. Eğer kişi iyi bir yolda yürürse büyüdüğü zaman, ekleme yapmak, yani onu daha akıllı, daha büyük arzulu yapmak mümkün olmaz, zira o yaratıldığı zaman zaten ona payı verilmiştir. Ancak tüm aklını ve enerjisini Keduşa’nın ve ihtiyacın olduğu yerde harcar ise bu, kişinin Yaradan’ın ışığının ifşası ile ödülleneceği dereceye erişmesi için yeterlidir, doğruca O’na tutunur ve sonraki dünyadan gereğince pay alır. Ama ilk yaratıldığında, eğer kişiye büyük bir akıl,  güçlü bir arzu verilmiş ise ve eğer o iyi,  doğru bir yolda yürümezse, bunları gerektiği gibi kullanmaz ise, Yaradan onları, vakti gelmeden sanki onlara ihtiyacı yokmuş gibi toprağa indirir. Böylece yaratıldığında ona verilmiş olan bu iyi güçlerin ona hiçbir faydası olmaz. Mişnah ve Gemara’da usta bir uzman olabilir ama Dvekut denen arzulanan bütünleşme ile ödüllenmez. Bu yüzden kişi eğer diğer dostları gibi zeki ve yetenekli değilse bundan şikâyet etmemelidir, zira belirleyici faktör bu değildir, zira önemli olan erdemli olmaktır. Ancak o zaman kişi tüm gücünü gerçek amaç için kullanır ve gücünü boş yere ziyan etmez. Aksine Keduşa’ya girmek için çaba harcamaya güç sarf eder.

10) Rabaş, 29. Mektup

Önce çalışmada Roş HaŞana ne demek anlamalıyız. Bilinir ki, Roş HaŞana insanların iyiliğe veya tersine hüküm giydiği yargı zamanıdır. Roş (baş) dalların çıktığı kök olarak kabul edilir. Dallar daima kökün özüne göre büyür, portakal kökü elma dalları vermez.

İnsan kendinde inşa etmesi gereken kök ve Roş’a göre yaşamını devam ettirir. Kök, tüm yapının üzerine inşa edildiği temeldir.

Kişinin yılın başlangıcında yargılanması demek, insanın kendisinin yargıç, hakem, davacı ve tanık olması demektir. Atalarımızın dediği gibi, “Aşağıda yargı vardır; yukarıda yargı yoktur.”

11) Rabaş, 49. Mektup

İnsan yargıçtır ve kimin haklı olduğuna karar vermeli ve yargılamalıdır. Bu demektir ki, kötü eğilim şöyle der, “Hepsi benim,” yani bütün bedenin ona ait olduğunu ve insanın yalnızca kötü eğilim için çalışması gerektiğini söyler. Benzer şekilde iyi eğilim de “Hepsi benim,” yani tüm bedenin ona ait olduğunu ve sadece iyi eğilim için çalışması gerektiğini söyler.

Kişi hükmü yerine getirmek istediğinde ve iyiyi seçtiğinde soru şu olur, “Neden iyiyi seçmek ve iyi eğilimin doğru olduğunu söylemek zorundadır?” “Ödül almak için Hocasına hizmet eden köleler gibi olma,” denildiğinden, sonraki dünyada ödül almak için söylenmiş olmasa gerek. Daha ziyade kişi, iyiyi Yaradan’ın yüceliği için seçmelidir. Kutsal Zohar’ın yazdığı gibi, Yaradan’a hizmet etmeliyiz, “çünkü O, yüce ve hükmedendir, dünyaları doldurur ve tüm dünyaları kapsar.” Bu demektir ki, kişinin öncelikli çalışması Yaradan’ın yüceliğidir.

Öyle anlaşılıyor ki, kişi hükme vardığında Yaradan’ın yüceliğine bağlanmalıdır. Bu nedenle Yaradan yargıyla yükselir. Sonra kişi iyiyi seçtiğinde—ödül için değil—Yaradan ona O’nun armağanlarından verir ve orada hiç utanç olmaz. Aynı zamanda Yaradan Kutsallığını yayar, yani insanın kutsallığı hissetmesine izin verir.

12) Rabaş, Makale 45, Çalışmada, “Gizli Olan Şey Efendimiz Tanrımıza Aittir,” Nedir? (1990)

Roş HaŞana’ya (yılbaşı) “müthiş günler,” denir. ARİ, Roş HaŞana’nın Malhut’un inşası olduğunu söyler ve buna yargı niteliği” der. Malhut’un (kraliyet) anlamı şudur, tüm dünya onun niteliğini izler, zira Malhut’a “İsrail Topluluğu,” denir, bunun içine 600.000 İsrail ruhu dahildir. Ve tüm Roş HaŞana’na çalışması bu kraliyetin yükünü üstlenmektir. Bu nedenle şöyle dua ederiz, “Tüm ihtişamınla, bütün dünyaya hükmet.” Başka bir deyişle, Malhut, üzerimizde, O’nun Krallığını ve tacını kabul etmek demektir ki böylece Şehina (Kutsallık) toz içinde değil, ihtişam içinde olsun. Bu nedenle Roş HaŞana’da şöyle dua ederiz “Ve ihtişamını insanlarına bahşet.” Şöyle ki Yaradan’dan, bize cennetin ihtişamını hissetmemiz için izin versin diye ricada bulunuruz. Roş HaŞana, Şehina’nın tozun içinde olduğu durumdaki cennetin krallığı olduğu için, bu yüzden Roş HaŞana, Yaradan’dan cennetin ihtişamını hissetmeyi istememizin zamanıdır, öyle ki cennet krallığının ihtişamı gözümüzde parlasın. Tüm dünyaya cennet krallığının ifşa olmasını, yani “tüm dünya O’nun ihtişamı ile doludur,” durumunun tüm dünyada hissedilmesi için dua etmek istediğimiz için yazıldığı üzere “Ve her şeyi hizmetkârlarına getir,” duası hem bireye hem de genele uygundur. Çünkü insan küçük bir dünyadır, yani tüm dünyayı içerir. O zaman, bedenlerimizin içinde kendi yararımız için çalışmanın kırıntısı bile kalmasın diye dua ederiz. Ve benzer şekilde tüm dünya için de şöyle dua ederiz, “Tüm dünya Yaradan’ın bilgisi ile doludur.” Bu şekilde, Roş HaŞana’daki tüm dualar genelin duasıdır.

13) Rabaş, Makale 1, Kendin İçin Bir Öğretmen Yap ve Kendine Bir Dost Satın Al

Roş HaŞana (Yeni Yıl Arifesi) duasında ne dediğimizi anlayabiliriz, “Halkına ihtişam ver.” Bu oldukça kafa karıştırıcı görünür. Onur için dua etmeye nasıl izin verilir? Atalarımız der ki: “Çok, çok alçakgönüllü ol.” Öyleyse Yaradan’ın bize ihtişam vermesi için nasıl dua edebiliriz?

Bunu şöyle yorumlamalıyız: Biz O’nun ihtişamına sahip olmadığımız, fakat “Toz içindeki Kutsallık” denen “Yaradan’ın şehri en alta indirildi” söz konusu olduğundan, Yaradan’a O’nun ihtişamını versin diye dua ederiz. Ayrıca, “Kendin için bir öğretmen yap” konusunun gerçek önemini bilmiyoruz. Bu nedenle cennetin krallığını üzerimize aldığımız zamanda, Yeni Yılın başlamasında (Roş HaŞana’da), O’nun ihtişamını hissetmek için Yaradan’dan ihtişamını vermesini isteriz. Ve sonra Manevi Çalışmayı ve Islahları tam olarak yerine getirebiliriz.

Bu nedenle, “Senin halkına Yaradan’ın ihtişamını ver,” demeliyiz. Bu demektir ki Yaradan, O’nun ihtişamını halka verecektir, çünkü Yaradan’la Dvekut’un (bütünleşmek) yüceliğini ve önemini hissetmemiz için gereken budur.

15) Rabaş, 23. Mektup

Bununla Roş HaŞana (yılın başlangıcı) ve Yom Kippur’un orada yargı olmasına rağmen neden iyi günler olarak kabul edildiğini anlayabiliriz. Yargılar öncelikle bu zamanlarda ortaya çıkan bütünlükle ilgilidir. Burada dışsallıkta olanların kalpte ve akılda kendisi için alma korkusu vardır. Bu nedenle tövbe uyanışını arttırmalıyız.

Tövbe, alma arzusunu ihsan etme arzusuna döndürmek demektir. Bununla üst kaynakla birleşmeye ve ebedi Dvekut ile ödüllendirilmeye döneriz. Bu sırada sıkıntılı günlerde (Roş HaŞana ve Yom Kippur arasındaki tövbenin on günü) ortaya çıkan bütünlüğü edinebiliriz, çünkü Roş HaŞana’ya aydınlık verilmiştir, yani orada Hohma ışığı ve bütünlük ortaya çıkar.

Ancak, kabımızı almaya hazır hale getirmeliyiz, yani Hasadim ışığını çekmeliyiz. Bu tövbe ve Rahamim’in uyanışıdır, tıpkı tüm bütünlüğü arınmışlıkta alabildiğimizden, “O merhametli olduğundan, sen de ol,” sözündeki gibi.

Bu nedenle bütünlüğün görünmesi açısından bunlar iyi günler olarak kabul edilmiştir. Bu aynı zamanda “Şofar’ı yeni ayda, dolunayda ve bayram gününde üfle,” sözünün anlamıdır. Ayın üzerinde örtü, yani gizlilik olmadığından, Şofar kelimesi Shapru (geliştir), Maaseihem (çalışmanı) kelimelerinden gelir.

16) Rabaş, 11. Mektup

Atalarımız “Krallık, Hatıralar, Boynuzlar” ile ilgili şöyle der: “Krallık; böylece sen Ben’i kendine kral yapacaksın. Hatıralar; böylece hatıraların Ben’im önüme gelecek. Fakat neden Şofar (boynuz)?”…

Bu “krallık” sözünün anlamıdır, yani sen, Ben’i kendine kral yapacaksın. Bu demektir ki, eylem bize ilham verir, öyle ki Cennet Krallığının yükünü üzerimize alırız. Fakat aldıktan hemen sonra almayı unuturuz. Bu sırada bize şu tavsiye verilir, “böylece hatıraların Ben’im önüme gelecek,” yani Yaradan’dın huzurunda olacak. Bu demektir ki, sahip olduğumuz tüm bellek sadece Yaradan’ı hatırlamak için olmalıdır. Bu demektir ki, hatıralar krallıklardır, yani ilham almamız gerekenler.

Peki neyle? Şofar (boynuzdan borazan) ile. Muhtemelen biliyorsunuz, ARI Şofar’ı İma’nın Şofar’ı, Bina’nın Şofar’ı olarak yorumlar. Şofar, güzellik demektir ve Baal HaSulam güzelliğin Bina’dan uzanan Hohma olduğunu söyler. İnsan doğası kötü şeyleri unutup, iyi şeyleri hatırlamak istediğinden, tüm güzellik ve ihtişamın her türlü hazzı barındıran Hohma’da olduğuna ve eksikliğin ıslahtan kaynaklandığına inanmalıyız.

17) Rabaş, Makale 879, İyi Yazı ve İyi İmza

Yaradan çalışmasında, yazı beyaz üzerine siyah demektir. Bunun anlamı şudur, Tora ve Mitzvot’ta kişi ne yaparsa, kalbine neyi işlerse yani yaptığı iyi işler, kayda geçer. Bu yazılanların iyilik için olmasını yani iyi işler olmasını isteriz. Ayrıca imza niyettir, yazılana tanıklık eder. Hedef, yerine getirilen bu Mitzvot’a tanıklık eder: Mitzvot’u yerine getirmesi Yaradan hatırı için midir, yoksa değil midir? Buna göre bu yazıya, yani iyi işlere “iyi yazı,” denir, şöyle ki bunun tersi de olabilir, kötü işler de yapılabilir. Bu yüzden ilk olarak iyi işler yapılmalıdır, bu, tam bir sadelikle Tora ve Mitzvot’u yerine getirmektir. Daha sonra “hedeflemek” denen niyet meselesi gelir, her şey Yaradan hatırına olmalıdır, niyet olmaksızın kişi kimin hatırına, kim için Tora ve Mitzvot’u yerine getirdiğini bilemez. Belki de Tora ve Mitzvot’u yerine getirişi hiçbir şekilde Yaradan hatırı için değildir. Bu nedenle “İyi yazı ve iyi imza,” deriz, bunun anlamı şudur; önce eylem vardır, buna “beden,” denir ve sonra niyet vardır, buna “ruh,” denir.

18) Baal HaSulam, Şamati 42- Bu Çalışmada ELUL Kısaltması Nedir?

Erdemli derhâl hayata” sözlerinin anlamı şudur: Bu demektir ki kişi, adının hangi deftere yazılmasını istediğini söyleyecek. Erdemlilerin defterine mi, yani kendisine ihsan etme arzusu verilmesini istiyor mu istemiyor mu? İhsan etmekle ilgili olarak kişinin pek çok sorgulaması, hesaplaması olur: “Evet, bana ihsan etme arzusunun verilmesini istiyorum ama alma arzusunun da tamamen iptal edilmesini istemiyorum,” der. Her iki dünyayı da kendine ister yani, ihsan etme arzusunu kendi keyfi ve zevki için de ister.

Ancak, kaplarını kendileri hiçbir şey almaksızın yalnız ihsan etmeye çevirenler erdemlilerin defterine yazılır. Öyledir ki, “Eğer alma arzusunun iptal edileceğini bilseydim bunun için dua etmezdim,” diyene orada yer yoktur, sonradan o, “benim üzerine ant içtiğim şey bu değildi,” demesin diye.

Bu nedenle kişi, erdemlilerin defterine yazılmakla neyi kast ettiğini çekinmeden açıkça söylemelidir ki böylece daha sonra şikâyette bulunmasın.

19) Baal HaSulam, Şamati 42- Bu Çalışmada ELUL Kısaltması Nedir?

Kişinin içindeki erdemli defteri ve günahkâr defteri çalışmasını bilmek zorundayız. Bu demektir ki kişi seçim yapmalı ve ne istediğini bilmelidir, çünkü günahkâr da erdemli de aynı kişiye aittir.

Bu nedenle kişi, erdemli defterine yazılmak, hemen hayatta olmak, yani her şeyi Yaradan için yapmak isteyen hayatın hayatına tutunmak isteyip istemediğini söylemek zorundadır. Ayrıca, kişi, şu kendisi için almak isteyenlerin kaydolduğu günahkâr defterine yazılmaya geldiği zaman der ki: “Oraya kaydolanlar derhâl ölüme; yani içindeki, kendi için alma arzusu iptal olsun, ölmüş gibi.”

Ancak bazen kişinin şüphesi vardır. Başka bir deyişle, kişi içindeki alma arzusunun derhâl iptal olmasını istemez. Tüm alma parçalarının derhâl öldürülmesine karar vermesi kişiye zor gelir, yani, alma arzularının hepsinin derhâl iptal edilmesine razı gelmez.

Bunun yerine, alma arzusu parçalarının bir kerede değil, gitgide, azar azar iptal edilmesini ister; yani alma arzusu ve ihsan etme kabı biraz işlesin ister. Sonuçta bu kişinin kesin ve açık bir görüşü yoktur.

Kesin bir görüş şudur; bir yandan, hepsi benim diye talep eder; yani hepsi alma arzusu için. Diğer yandan hepsi Yaradan için diye talep eder, buna kesin bir görüş denir. Ancak, kişinin tamamen Yaradan için istemesi görüşünü beden kabul etmez ise kişi ne yapabilir?

Bu durumda, tamamen Yaradan için olabilmesi için, bu kişinin yapabileceği her şeyi yaptığını söyleyebilirsiniz; yani, tüm arzularının yalnız Yaradan için olabilmesi için Yaradan’a dua eder. Bunun için şöyle dua ederiz: “Hayat için bizi hatırla ve bizi hayat defterine yaz.”

20) Rabaş, 67. Mektup

Bu nedenle Yaradan’a yakarır ve Roş HaŞana’da “Kuyruk değil, baş olalım,” diyerek işaret veririz. Bu demektir ki, İsrail baş olarak, bayağılık kuyruk olarak içimizde olsun ve sonra uzun yaşam ve Yarattıklarına iyilik yapmak olan yaratılış niyetinde iyilik içinde olmakla ödüllendirilelim.

21) Rabaş, Makale 1, Çalışmada, “Kuyruk Değil Baş Olalım,” Nedir? (1990)

“Kuyruk değil, baş olalım,” deriz. Bilinir ki, yaratılışın bir düzeni vardır ve yaratılışın ıslahının bir düzeni vardır. Bu nedenle, yaratılışın ıslahının düzeninde ihsan etme kaplarını edinmek zorundayız aksi halde haz ve keyif almak mümkün değildir. Bu nedenle hareket tarzı, “aslanların kuyruğu olmaktır” ve böylece hareket tarzı her şeyde mantık ötesinde olmaktır. Daha sonra, bu yolla kişi, ihsan etme kaplarını edinmekle ödüllenir, Keduşa’nın aklı ile ödüllenir ve buna “Keduşa’nın aklı,” denir, Zohar’da yazıldığı üzere, akıl odaları ve koridorları doldurur. Başka bir deyişle, Keduşa’nın aklı ile ödüllenen kişiye “baş,” denir. Böylece Yaradan’a dua edip, “Kuyruk değil, baş olalım,” deriz, bunun anlamı şudur, aklı olmayan Sitra Ahra’nın kuyruğu olmayalım. Yazıldığı üzere, “Diğer tanrı kısırdır ve meyve vermez.” Daha doğrusu “akıl” ile ödülleniriz, bu kişinin ihsan etme kaplarını edinme çalışmasını takiben edindiği meyvedir, bu O’nun yarattıklarına bahşetmek istediği zevk ve keyfi almaya uygun olan Kelim’dir.

22) Rabaş, Makale 1, Çalışmada, “Kuyruk Değil Baş Olalım,” Nedir? (1990)

Mantık ötesi gitmek zorundayız, soru sormaya yer yoktur. Şöyle ki tilki başı olmak, yani “kim,” ve “ne” sorularını, kafa ile yani mantık ve akıl ile cevaplamak yasaktır. Aksine “aslan kuyruğu oluruz,” yani sağduyu bedenin söylediği şeydir, ama biz mantık ötesinde gidiyoruz, demeliyiz. Bu yolla daha sonra Keduşa’nın aklı ile ödülleniriz” ve bu kuyruk değil baş olma durumudur. Başka bir deyişle Keduşa’nın başı ile ödüllenmiş oluruz.

23) Baal HaSulam, Şamati 13- Nar

Nar, bilgelerimizin dediği üzere şu demeye gelir: “Aranızda boş olanlar bile Mitzvot ile nar gibi dolabilir.” Rimon (nar) kelimesi mantık üzeri olan Romemut (yücelik) kelimesinden gelir. Ve bunun anlamı şöyle olacaktır: “Aranızdaki boş olanlar, Mitzvot ile nar gibi dolar.” Bu dolmanın ölçüsü, mantık ötesine gidebildiğiniz kadardır ve buna Romemut denir.

Var oluşun olmadığı bir yerde yalnız boşluk olur, yazıldığı üzere: “Dünya hiçbir şeyin üzerinde asılı değildi.” Boş yerin doluşunun ölçüsünün ne olduğunu nasıl bulursunuz? Bunun cevabı, kişinin mantık ötesine yükselmesi kadar.

Bu, boşluk yücelikle, yani mantık ötesi ile dolu olmalı demektir ve bu gücü vermesini Yaradan’dan istemek anlamına gelir. Bu tüm bu boşluğun yaratılmış olduğu anlamına gelecektir, yani kişinin sadece Yaradan’ın Romemut’u ile doldurulmak amacıyla, boş olduğunu, hissetme durumuna gelmesi anlamındadır. Başka bir değişle, kişi mantık ötesi her şeyi alma durumundadır.

Ve bu “ve Yaradan böyle yaptı, insan Yaradan’ın huzurunda korkmalı,” sözünün anlamıdır. Bunun anlamı, kişiye bu boşluk hissi ona mantık ötesi inanç durumunu üstlenmeye ihtiyaç duyması amacıyla gelir demektir. Ve bunun için Yaradan’ın yardımına ihtiyacımız vardır. O zaman, kişi Yaradan’dan mantık ötesine inanmak için kendisine güç vermesini istemelidir.

24) Baal HaSulam, Şamati 238- Ne Mutlu Seni Unutmayan ve Oğlu Senin İçin Çabalayan Adama

“Ne mutlu Seni unutmayan ve oğlu senin için çabalayan adama” (Roş HaŞana dualarından). Kişi beyazlık yolunda ilerlediği zaman, bağışlanan her şeyin yalnız siyahlığın farkındalığını edinmesi nedeniyle olduğunu hatırlamalıdır. Ve kesinlikle “Senin,” için “herkes O’nun inancın tanrısı olduğuna inanır,” yoluyla çaba göstermelidir, halen inançla çaba göstereceği bir yer görmese bile, her şey önünde ifşa olmamış olsa bile. Gene de mantığın ötesinde, iman yoluyla inanılacak daha çok şey olduğuna inanmalıdır.

‘‘Ve İsrael bu yüce eseri gördü… Ve Yaradan’a inandı.’’ Bu nedenle ‘gördü’ anlayışı ile ödüllendirilmiş olanların bile, hala inancın yoluna inanmak için güç sahibi olmaları gerekir.

Ve bu büyük bir çaba gerektirir; aksi halde Libni ve Şimei gibi kişi derecesini kaybeder. Bunun anlamı şudur ki eğer bu böyle olmasaydı, Tora ve Mitzvot’u kesinlikle beyazlık zamanında dinleyebilirdi, sanki bu bir koşulmuş gibi olurdu. Ancak kişi, koşulsuz olarak dinleyebilir. Bundan dolayı beyazlık zamanında kişi, siyahlığa kusur bulmamaya dikkat etmelidir.

25) Rabaş, 34. Mektup

Roş HaŞana duasında söylendiği gibi “Ve onların hepsi tek bir toplum olacak.” Bu aşamada, “Arzunu tüm kalbinle yerine getirmek,” kolay olacaktır.

Bu böyledir, çünkü tek bir toplum olmadığından kalpten çalışmak zordur. Tersine kalbin bir parçası Yaradan için değil, kendi faydası için çalışmada kalır. Midraş Tanhuma’da bununla ilgili şöyle yazar: “’Sen bugün dur,’ tıpkı gün bazen ışıldadığında, bazen karardığındaki gibi, böylece o seninledir. Senin için karanlık olduğunda, dünyanın ışığı senin için parlayacak, tıpkı şöyle söylendiği gibi ‘Ve Yaradan senin üzerinde sonsuz bir ışık olacak.’ Ne zaman? Tek bir toplum olduğun zaman, şöyle yazdığı gibi: ‘Bu günde her biriniz yaşıyorsunuz.’

İnsan bir demet dalı eline alsa, hepsini bir seferde kırabilir mi? Fakat teker teker ele aldığında bir bebek bile onları kırabilir. Benzer şekilde, tek bir ulus olmadan kurtulamayacağız, şöyle söylendiği gibi, “O günlerde ve o zamanda, Yaradan der ki: ‘İnsanoğlu bir araya gelecek.’ Böylece, birleştiklerinde Kutsallığın yüzünü edinecekler.”

Midraş’ın sözlerinden alıntı yaptım ki bu şekilde dost sevgisi olan grup meselesinin Hasidizm ile ilgili olduğunu düşünmeyin. Daha ziyade, bu Kutsallığın yüzünü edinmek için kalplerini tek bir grup olarak birleştirmenin ne kadar önemli olduğunu gören atalarımızın öğretisidir.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,085