e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Sabah Dersi Materyalleri > Kabala Kütüphanesi > Sabah Dersi 2021 > Sabah Dersi Materyali – Kendi Otoritesini Öldürmek – 14 Ağustos

Sabah Dersi Materyali – Kendi Otoritesini Öldürmek – 14 Ağustos

1) Rabaş, Makale 37, Tora Nedir ve Çalışmada Tora’nın Yasası Nedir? (1991)

Kişi her şeyi, kendi menfaati için değil, Yaradan uğruna yapmak istediği zaman, beden tüm gücüyle karşı koyar ve itiraz eder, “Beni ve benim etki alanımı neden öldürüyorsun? Kendin için değil yalnız Yaradan uğruna çalışmak için bana geliyorsun, bu alma arzusunu her şeyde sıfırlamak demek. Sen bana, bilgelerimizin “Tora yalnız kendini onda öldürende olur, yani kendi-menfaatinin etki alanını tamamen öldüren ve yalnız Yaradan yararına önem verende. Ve bundan önce kişi Tora ile ödüllenemez,” dediğini söylemiştin. Ancak insan bunun gerçekçi olmadığını görür, doğaya karşı çıkacak gücü yoktur.

O zaman, başka çaresi kalmadığı için Yaradan’a döner ve der ki, “Ben öyle bir koşula geldim ki yalnız Sen bana yardım edebilirsin, yoksa ben kaybolurum.” Benim hiçbir zaman alma arzusunun üstesinden gelecek gücüm olamaz, çünkü bu benim doğam. Yalnız Yaradan başka bir doğa verebilir.

2) Rabaş, Makale 2, Kötülüğün Farkındalığının Önemi (1987)

Atalarımızın dediği gibi (Berahot 63), “Tora’nın sözleri ancak uğruna kendini öldüren için gerçekleşir.” Şöyle denildiği gibi, “Bir adam çadırda ölürse, kanun budur.” Bunun anlamı, kişinin kendini, yani kendini sevmeyi iptal etmesi ve her şeyi yalnızca Yaradan için yapmak istemesidir, yani dünyada tek bir otorite, Tek Olan’ın otoritesi olacaktır.

O zaman Tora ile ödüllendirilebilir çünkü o zaman Yaradan ile Dvekut denen form denkliği halindedir. Ve sonra ona “İsrail” denir, yani tüm düşünceleri, sözleri ve eylemleri ile doğrudan Yaşar-El [Yaradan’a doğru] olmakla ödüllendirilir, çünkü onun tüm özlemleri sadece ihsan etmeye ulaşmaktır, buna “form eşitliği,” denir, çünkü iki otorite değil, “tek otorite” olarak adlandırılan Yaradan’ın önünde kendini iptal eder – onlarda da kendini-sevme arzusu vardır.

3) Rabaş, 42. Mektup

Bilgelerimiz, “’Eğer insan bir çadırda ölürse,’ Tora ancak kendini öldürende vardır,” demişler, kendini, yani kendini tatmin eden her şeyi öldüren ve her şeyi sadece Yaradan için yapan kişide vardır. Bu, “Tora’nın kabulüne hazırlık” olarak adlandırılır.

4) Rabaş, Makale 29, Tora’nın Edinilmesine Hazırlık Nedir? – 2 (1989)

Yaradan için çalışmak isteyenler — Tora’nın ışığına ihtiyaç duyarlar, çünkü “içindeki ışık onu düzeltir”. Yani içindeki kötülüğü Tora olmadan yenmek mümkün değildir.

Bununla bilgelerimizin dediklerini yorumlayabiliriz: “Tora ancak onun uğruna kendini öldürende vardır.” “Var” kelimesini anlamalıyız. Bize ne söylüyor? Bunu atalarımızın söylediklerine göre yorumlamalıyız: “Yaradan dedi ki, ‘Kötü eğilimi ben yarattım; Tora’yı baharat olarak yarattım.’” Yani Tora bir baharat olmalıdır. “Kli olmadan ışık olmuyor, eksiklik olmadan dolum olmuyor” ise bu kimde böyledir?

Bu nedenle, şöyle denir, kendilerini, yani kendisi için alma arzusunu öldürmek isteyenler ve her şeyi Yaradan için yapmak isteyenler, bunu kendi başlarına yapamayacaklarını görsünler.  Yaradan onlara şöyle dedi: “Kötü eğilimi ben yarattım; Tora’yı baharat olarak yarattım.”

5) Rabaş, Makale 44, Çalışmada, İsteğe Bağlı Savaş, Nedir?

Kişi kendi otoritesini iptal etmek için bir arzu edinmek için çalışmak zorundadır, bilgelerimizin, “Eğer bir adam çadırda ölürse,” ayeti hakkında söyledikleri gibi, zira Tora yalnız kişi onun için kendini öldürürse var olur. Bunun anlamı şudur, kişi kendi benliğini iptal etmek istemeli, yani tek bir otoritenin –Yaradan’ın otoritesinin- olduğu bir duruma erişmelidir. Buna “yegâne otorite,” denir ve “isteğe bağlı savaş,” denir. Başka bir deyişle, kişi bu yegâne otoriteyi edinmek için kendisine karşı savaşmaktadır, buna “isteğe bağlı savaş,” denir.

6) Baal HaSulam, Şamati 19- “Manevi Çalışmada Yaradan Bedenlerden Nefret eder” Ne Demektir?

Çalışmanın önemi tam da kişi sıfır durumuna geldiğinde, tüm benliğini ve varlığını iptal ettiğini gördüğündedir, çünkü o zaman alma arzusunun hiçbir gücü kalmaz. Ancak o zaman kişi Keduşa’ya girer.

7) Rabaş, Makale 30, Dostlar Meclisinde Ne Aranmalıdır (1988)

Kişi, başkalarının sevgisini edinmek için çaba sarf etmelidir. Mantık ötesi çaba göstermek zorunda olduğundan buna, “emek” denir. Mantıklı düşündüğünde, “Aklı ona, dostunun gerçek yüzünü, ona olan nefretini gösterdiğinde, onu erdemine göre yargılamak nasıl mümkün olabilir?” Bedene, bununla ilgili ne söyleyebilir? Dostunun önünde, neden kendini eğmek zorundadır?

Cevap şudur; kişi, Yaradan’la “form eşitliği” denilen, Dvekut’u (birleşme) başarmak ister, yani kendi menfaatini düşünmemelidir. Öyleyse dostun önünde eğilmek, neden zor bir şeydir? Bunun nedeni şudur; kendi değerini iptal etmesi gerekmektedir ve yaşamak istediği tüm hayat, yalnız başkalarının yararına çalışmak için olan becerisini göz önüne almaktır, bu, başkalarını sevmek ile başlayan, insan ve insan arasındakinden, Yaradan sevgisine doğrudur.

Dahası, mantığıyla, onu sevmek zorunda olanların, dostları olduğunu düşündüğünden mantığın üstesinden gelip, mantık ötesi giderek, her şeyi kendisi için değil başkaları için yaptığını ve “Kendim için yaşamaya değmez,” diyebileceği bir yeri vardır.

8) Rabaş, Makale 38, Çalışmada Sağ Çizgi Nedir? (1991)

Cevap, bu, Yaradan’ın yolunda hakikat yolunda yürümek isteyenleri anlatıyor, yani tüm çalışmaları sadece ihsan etmek için olacaktır. Şu yazılı olana dikkat ederler, “Ve kalbi Rabbin yollarında yüksekteydi,” ve “gurur”, kendi yararı için bir şey istemesi değildir. Bunun yerine kendini, Yaradan’ın önünde iptal etmek ister ve kendisi için “alma arzusu” denilen bu arzuyu ölüme terk etmek ister. Bilgelerimizin şu söylediğine uymak ister, “Tora ancak onun için kendini öldürende vardır.”

Bundan gururunun gurur duyan biri için olmadığı sonucu çıkar, “Gururlu olan herkes için, Yaradan, ‘Ben ve o aynı evde yaşayamayız’ demiştir Aksine, burada onun gururu, insanların geri kalanı gibi, sadece kendi iyiliği için umursayan biri olmayıp, kendi alma arzusunu ölüme terk etmek istemesidir.

9) Baal HaSulam, Şamati 028- Ölmeyeceğim Ama Yaşayacağım

Ayette şöyle yazar, “Ölmeyecek ama yaşayacağım.”  Kişinin gerçeğe gelebilmesi için, eğer gerçeği edinemezse, kişi kendisini sanki ölüymüş gibi hisseder, çünkü yaşamayı istemektedir. “Ölmeyeceğim ama yaşayacağım” cümlesi bu demektir.

“Jonah, Amithai’nin oğlu” cümlesinde Jonah kelimesi Hona (sahtekâr) ve oğul kelimesi mevin (anlamak) kelimesindendir. Kişi anlar, çünkü her an içinde bulunduğu durumu incelemektedir ve görür ki sadece kendini kandırmaktadır, yani gerçeğin yolundan ilerlemektedir.

Bunun nedeni işe gerçeğin ihsan etmek olduğudur, yani Lişma. Bunun tersi ise sahtekârlık ve hiledir, yani sadece kendisi için almak ve buna Lo-Lişma denir. Bu süreçten geçerek kişi “Amithai”ye gelir, yani gerçeğe Emet kelimesinden (“gerçek” anlamında).

10) Rabaş, Makale 12, Yakup Babasının Yaşadığı Topraklara Geldi (1985)

Yaradan sevgisiyle, kişinin sadece Yaradan için, yani hiçbir karşılık beklemeden çalışması gerektiğini söylüyoruz. Bu, onun, karşılıksız, hiçbir ödül olmaksızın tam bir bağlılığa hazır olduğu anlamına gelir. Aksine, özü budur—amacı, Yaradan’ın önünde benliğini iptal etmek, yani yaratılanın varlığı olan alma arzusunu (iptal etmek) ister. Yaradan’ın önünde iptal etmek istediği şey budur. Bu onun amacıdır, yani amacı ruhunu Yaradan’a vermektir.

11) Rabaş, 65. Mektup

Kişi, Yaradan’ın kendisine O’nun önünde tamamen kendini feshetme arzusu vermesini istediğine karar vermelidir, yani kendi yetkisi altında herhangi bir arzu bırakmayacak ve içindeki tüm arzular sadece Yaradan’a ihtişam vermek için olacaktır.

Bir kez tam iptale karar verdiğinde, Yaradan’dan bunu başarması için yardım ister. Bu demektir ki, aklı ve arzusu Yaradan önünde iptal olmaya hemfikir olmasa da, Yaradan’a O’nun önünde iptal olmak için dua etmelidir. Buna “tam dua” denir, yani kendisi için bir şey istemeden Yaradan’ın ona tam bir arzu vermesini ister ve daima erdemlik içinde kalmak için Yaradan’a yakarır.

12) Rabaş, Makale 24, Çalışmada, Kişi Bir Oğul ve Bir Kız Doğurmalıdır, Ne Demektir? (1991)

Mantık ötesinde çalışma koşulsuz teslimiyet içinde olmalıdır. Öyle ki kişi cennet krallığının yükünü, mantık ötesinde üzerine almalıdır. Kişi demelidir ki; “Bu çalışma hakkında hiç fikrim olmasa da bu çalışmadan hiçbir tat almasam da Yaradan’ın hizmetkârı olmak istiyorum. Sanki yine de çalışmanın tadını hissetmiş ve edinmişim gibi tüm gücümle çalışmaya razıyım.” O zaman, kişi ilerleyebilir ve böylece onun için bulunduğu durumdan düşeceği bir yer olmaz, zira tam da yere toprağa konduğu zaman bile çalışmayı üzerine almıştır ve zaten topraktan daha aşağıda olması imkânsızdır.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,074