e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Sabah Dersi Materyalleri > Kabala Kütüphanesi > Sabah Dersi 2020 > Sabah Dersi Materyali 2020 – Geleceğin Toplumunu Kurmak

Sabah Dersi Materyali 2020 – Geleceğin Toplumunu Kurmak

1) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Tefsirimin ana konusu tüm yaratılanlara bahşedilmiş, form olarak Yaradan’a zıt alma arzusudur. Bu yüzden maneviyattaki form eşitsizliği maddesellikte bedenden kesilip çıkarılan bir organ gibi olduğundan, ruh bedenden ayrılmıştır. Dolayısıyla açıktır ki, Yaradan’ın bizden istediği yaratılmadan önceki gibi O’na bir kez daha tutunmamızdır. 

Atalarımız şöyle der: “O’nun niteliklerine tutun; o merhametlidir.” Bu, alma arzusundaki niteliklerimizi değiştirip, kendimizi sadece ihsan olan Yaradan niteliklerine adapte etmemiz demektir, böylece tüm eylemlerimiz insanlara ihsan etmeye yönelir.

Böylece form eşitliğine, O’na tutunma amacına geliriz. İnsanın kendisi için yapmaya mecbur kaldığı yani kendisi ve ailesinin devamlılığı için yapması gerekenler, form eşitsizliği olarak kabul edilmez çünkü “Gereklilik ne kınanır ne de övülür.” Bu Mesih’in günlerinde bütünüyle ortaya çıkacak olan büyük ifşadır. Bu öğreti alındığında tam bir ifşa ile ödüllendirileceğiz.

2) Baal HaSulam, Dünyada Barış

Gerçek şu ki içimizdeki tüm bu düzensizliğin kökü her birimizin içinde daha az ya da daha çok var olan bireysellik niteliğinden başka bir şey değildir.

Bireyselliğin yüce bir nedenden geldiğini, bu niteliğin bize doğrudan dünyada tek ve tüm yaratılışın Kökü olan Yaradan’dan geldiğini açıklığa kavuşturmamıza rağmen; yine de dar egoizmimizin içine oturan bu bireysellik hissiyatı yıkım ve yok oluşu etkiler, ta ki geçmişte ve gelecekte dünyadaki tüm yıkımların kaynağı olana dek…

Gerçekten de dünyada bu bireysellik hissiyatından özgür tek bir kişi yoktur ve tüm farklılıklar sadece bunun kullanım şeklindedir -kalbin arzuları için, yönetmek için, ya da saygı için- ve insanları birbirinden ayıran şey de budur.

Ancak dünyadaki tüm insanların eşit tarafı, her birimizin kendi kişisel menfaatlerimiz için mümkün olan her yol ile tüm insanları istismar etmeye ve kötüye kullanmaya hazır olduğumuzdur; üstelik kişinin kendisini dostunun yıkımı üzerine inşa ettiğini hiç dikkate almadan.

3) Baal HaSulam, Ulus

Egoizm” deyimiyle, gerçek egoizmden değil, “sınırlı egoizmden” bahsediyorum. Bu demektir ki gerçek egoizm kişinin kendi yararına çalışması ve varlığının bireysel gücü olan kendini-sevmesinden başka bir şey değildir. Bu bağlamda özgecil güce hizmet etmese de ona karşı çıkmaz.

Bununla birlikte, egoizm doğası gereği, onu kullanmanın çok sınırlı olmasını sağlar, çünkü az ya da çok kendi hayatını kolaylaştırmak için, başkalarını sömürmeye ve nefret dolu bir hayat geçirmeye iter.

Bu soyut bir nefret değildir daha ziyade kişide görülen, kendi faydası için, dostunu suistimâl etme, derecelerine göre karanlığın gittikçe büyüdüğü, aldatmak, çalmak, soymak ve öldürmek gibi  eylemlerdir. Buna “sınırlı egoizm” denir ve bu bağlamda, başkalarını sevmeye tamamen zıttır. Toplumu mahveden negatif  güç, budur.

Bunun tersi, özgecil güçtür. İnsanın bir başkası için yaptığı şey, yukarıda anlatıldığı gibi, özgecil güç vasıtasıyla gerçekleştiğinden, bu güç, toplumun yapıcı gücüdür.

4) Baal HaSulam, Dinin Özü ve Amacı

Kaba ve gelişmemiş insan, egoizmi kötü bir nitelik olarak değerlendirmez ve bunu utanç ve sınırlama olmaksızın açıkça kullanır. Gün ışığında nerede mümkün görse çalar ve öldürür. Biraz daha gelişmiş olanlar egoizmlerini bir ölçüye kadar kötü hissederler ve en azından halk arasında açıkça kullanmaktan, çalmaktan ve öldürmekten utanırlar. Ancak, gizlilik içinde yine de suçlarını işlerler.

Daha da gelişmiş olanlar egoizmin gerçekten de iğrenç olduğunu hissederler, ta ki içlerinde tahammül edemeyene ve keşfedebildikleri kadarıyla onu tümüyle reddedene dek, ta ki başkalarının kendisine hizmetinden haz alamayana ve almak istemeyene dek. Sonrasında onların içinde “özgecilik” denilen, başkaları için kıvılcımlar ortaya çıkmaya başlar ki bu, iyiliğin genel niteliğidir.

Bu da zaman içinde gelişir. Önce, kişinin ailesini ve yakınlarını sevme ve onlara ihsan etme arzusu gelişir, şöyle yazıldığı gibi, “kendini kendi kanından saklayamazsın.” Daha da geliştikçe kişinin ihsan etme niteliği onun şehri veya ulusu olan çevresindeki tüm insanlara yayılır. Kişi bu şekilde kendisine ekler ta ki tüm insanlığa karşı sevgiyi geliştirene dek.

5) Baal HaSulam, Ulus

Açıkçası, her yaratılanın doğasında var olan egoizm ölçüsü, varlığının devamlılığı için gerekli bir koşuldur. O olmadan, ayrı bir varlık olamaz ve kendi olmaktan uzaklaşır. Yine de, bu insandaki özgecilik ölçüsünü kesinlikle inkâr etmemelidir. Aralarına kesin sınırlar koymak için gereken şey şudur: Egoizm yasası, asgari varoluşunu sürdürecek ölçüde, tüm gücüyle korunmalıdır. Bu ölçünün artmasına, bundan feragat edilmesine, ancak kişinin dostunun iyiliği söz konusu olduğunda müsaade edilir.

Doğası gereği bu şekilde davranan herkes, istisnai olarak özgecil kabul edilir. Ancak, başkalarının yararı için, asgari payından da vazgeçen kişi, bu nedenle yaşamını tehlikeye atarsa, bu, tamamıyla doğaya aykırıdır ve hayatta yalnızca bir kez hariç, sürdürülemez.

6) Baal HaSulam, Dünyada Barış

Bunu anlamak için; birey ile kolektif arasındaki, birey ile maddi ve manevi anlamda içinde var olduğu ve onu besleyen kolektif arasındaki oransal değeri derinlemesine bilmemiz lazım.

Realite; bir başına kalmış bir bireyin, çevresinde ona hizmet edecek ve ihtiyaçlarını sağlamaya yardımcı olacak yeterli sayıda insan olmadan var olma hakkı olmadığını bize gösteriyor. Dolayısıyla, kişi öncelikle sosyal bir hayat sürmek için doğmuştur. Toplumdaki her birey bir makineye yerleştirilmiş birkaç başka çarka bağlı bir çark gibidir. Bu tek çarkın, kendisi dışında hareket etme özgürlüğü yoktur; ancak makineye, genel görevini gerçekleştirmesinde yeterlilik kazandırmak için belli bir yönde ve diğer çarkların ile harekete devam eder.

Eğer çarkta bir kırılma olursa kırılma; çarkın kendisine değil, hizmeti ve makinenin tümüne ilişkin rolüne göre değerlendirilir.

7) Baal HaSulam, Dünyada Barış

Bizim konumuzda, bütünü içinde her bir kişinin faydası; kendi iyiliğine göre değil, kişinin topluma hizmetine göre değerlendirilir. Bunun tersi de doğrudur; bizler her bireyin toplumun genelini uğrattığı zarara göre kötü niteliğin ölçeriz, kişinin bireysel değerine göre değil.

Tüm bunlar; içlerindeki hakikat ve iyilik açısından apaçık ortadadır. Bunun nedeni; kolektifte bulunan şeyin, sadece bireyde bulunan şey olmasıdır. Kolektifin yararına olan, her bireyin yararına olandır: Kolektife zarar veren kimse, bu zarardan payını alır ve kolektife faydası olan kimse, bu faydadan payını alır. Zira bireyler bütünün parçasıdır ve bütünün değeri hiçbir şekilde bireylerin toplamından başka bir şey değildir.

8) Baal HaSulam, Dünyada Barış

Bundan kolektifin ve bireyin, bir ve aynı olduğu sonucu çıkar. Birey, kolektife köle olmaktan zarar görmez; zira kolektifin özgürlüğü de bireyin özgürlüğü de bir ve aynı şeylerdir. Onlar, iyiyi paylaştıkları gibi özgürlüğü de paylaşırlar.

Bu yüzden; iyi nitelikler ve kötü nitelikler ile iyi işler ve kötü işler, sadece halka olan faydalarına göre değerlendirilirler.

Yukarıda bahsedilenler; elbette eğer tüm bireyler topluma karşı rollerini en iyi şekilde yapar ve hak ettiklerinden fazlasını almaz ve dostlarının payına göz dikmez iseler söz konusudur. Ancak, kolektifin bir kısmı buna göre davranmaz ise sadece kolektife zarar vermekle kalmaz, bundan kendileri de zarar görür.

Hepimizin bildiği bir şeyden, daha fazla söz etmeye gerek yok ve söylediklerimiz sadece eksikliği, düzeltilmesi gereken yeri göstermek içindir. Bu her bireyin; kendi menfaatinin ve kolektifin menfaatinin bir ve aynı şey olduğunu anlamasıdır. Dünya bununla tam ıslahına gelecektir.

9) Baal HaSulam, Tek Emir (Mitzva)

Lişma’yı edinme başarısını garanti eden ilk ve tek Mitzva(sevap), insanın gereksinimlerin haricinde kendisi için değil, başkaları için çalışmasıdır.

Bu sevabın iki avantajı vardır: 1) Herkes bu sevabın yüceliğini idrak eder çünkü bu çalışma dünyadaki tüm insanlar için kabul edilebilir ve makul tek yasadır. 2) Bu sevap kişiyi Tora’yı ve Lişma’yı yerine getirmesinde yardımcı olur çünkü hazırlık amacın bir parçasıdır. Bu böyledir, çünkü kendini insanlara hizmete adayarak, kişi kendine değil başkalarına fayda sağlar. Böylece zamanla Yaradan sevaplarını yerine getirmeye uygun hâle gelir. Doğal olarak niyet Yaradan’ın sevaplarını yerine getirmek olmalıdır.

10) Baal HaSulam, Barış

Bizim için en iyisi yarı yolda buluşup Kabalistlerin dediğini kabul etmek yani, HaTeva (doğa) kelimesi İbranice’de Elokim (Yaradan) kelimesiyle aynı sayısal değere sahiptir – seksen altı. Daha sonra, Yaradan’ın yasalarına “doğanın Kanunları (emirler/sevaplar/ ıslahlar)” diyebileceğim ve tersini de, çünkü onlar bir ve aynılar ve bunu daha fazla tartışmaya gerek yok.

11) Baal HaSulam, Barış

Doğa bizi tıpkı usta bir hâkim gibi gelişimimize göre cezalandırır. Zira, insanoğlunun geliştiği seviyeye göre, yaşamımızı ve varlığımızı saran acı ve ızdırap da çoğalıyor.

Böylece, O’nun İlahi Takdir’inin bize emrettiği başkalarına tüm gücümüzle ve bütün kesinliğiyle ihsan etme sevabının bilimsel ve gözleme dayalı bir temeline sahipsiniz, şöyle ki içimizden, toplumun hiçbir üyesi yine toplumun mutluluğu ve başarısını güvenceye alacak miktardan daha az çalışmayacaktır. Ve bunu bütünüyle yerine getiremeyecek kadar başıboş kalırsak doğa bizi cezalandırmaktan vazgeçmeyecek ve intikamını alacaktır.

Ve bugün çektiğimiz darbelerin dışında ayrıca, gelecek için çekilen kılıcı da dikkate almalıyız. Doğru sonucu çıkarmak gerekiyor – doğa bizi sonunda yener ve hepimizi onun kanunlarını tam anlamıyla izlemek adına ellerimizi birleştirmek zorunda bırakır.

12) Baal HaSulam, Barış

Dolayısıyla, aramızda bireyselliğini başkalarına ihsan etme formunda kullanan insanlar zaten var. Ancak bunların sayıları azdır; çünkü hâlâ gelişim yolunun ortalarındayız. Derecelerin en üst noktasına geldiğimizde hepimiz bireyselliğimizi başkalarına ihsan etme formunda kullanıyor olacağız ve hiç kimsenin bireyselliğini kişisel alma formunda kullanacağı bir durum asla olmayacak.

Bu sözlerle, son nesildeki yaşamın koşullarını -tüm insanlığın ilk yüzün seviyesini gerçekleştirdiği ve bireyselliğini hiçbir şekilde kişisel alma formunda değil, sadece başkalarına ihsan etme formunda kullandığı- dünya barışı dönemini inceleme fırsatını buluyoruz. Burada, yukarıda bahsedilen yaşam formunu kopyalamak iyi olur. Böylece bize bir ders olarak ve yaşamlarımızın dalga seli altında akıllarımızı yatıştırmakta bir rol modeli olarak hizmet eder. Belki de bunu yapmaya değer ve üst yaşam formuna benzemeyi denemek bizim neslimizde mümkün olur.

13) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Önce çoğunluğu özgecil olan küçük bir işletme kurulmalı. Burada çalışanlar sözleşmeli-personel gibi günde on, iki saat çalışarak ihtiyacına göre almalıdır. Bu kurum bir hükümetin tüm formlarına sahip olmalıdır. Bu kurumun çerçevesi tüm dünyayı kapsamalı ve dünyanın en uç noktasındaki ülkeleri ve devletleri çevreleyen küresel bir odak noktası gibi işlev görmelidir. Bu çerçeveye giren her ulus, merkezin gündemini yürütmelidir. Tüm uluslar tek ulus gibi olmalıdır.

14) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Güce dayalı yargı bu birimde tamamıyla hükümsüz kılınmalıdır. Daha ziyade toplumun bireyleri arasındaki tüm uyuşmazlıklar ilgili partiler arasında çözülmelidir. Halk kendisi için dostunun erdemliğini bozan herkesi dışlamalıdır.

Bir mahkeme elbette olacaktır fakat bu mahkeme güce dayanmadan sadece insanlar arasındaki fikir ayrılıklarını çözümlemeye hizmet etmelidir. Mahkemenin kararlarını reddeden kimse halk tarafından dışlanmalıdır.

Çocukların öğüt verilerek değil yalnızca sopayla eğitilmesi mümkün değildir, bu nedenle ikna etmenin uygulanabilirliğinden şüphe duymamalıyız. Bugünkü medeniyetlerin büyük bir kısmı çocuklarını dövmekten sakınmaktadır ve bu yetiştirme şekli çok daha başarılıdır.

Eğer toplumda aykırı birisi varsa, güç kullanılarak mahkeme önüne getirilmemeli, onu ikna yolları aranmalıdır. Eğer hiçbir şey işe yaramazsa toplum bu kişiye sırtını dönebilir. Böylece diğerlerini etkilemesi engellenmiş olur.

15) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Çoğunluğun desteklediği bir şey başarı olduğu için, komünizmin halkın çoğunluğu tarafından desteklenmesi gerektiğini söylememize gerek yok. Dolayısıyla halkın çoğunluğunun komünizmi desteklemesi ve bu rejimin onu asla bozmayacak bir temele dayanması şarttır. Dayatılan fikirler yetersiz ve halkın çoğunluk arzusuna kıyasla değersizdir. İnanç, kolektifin seviyesini “kişinin becerisine göre çalışması ve ihtiyacına göre alması,” seviyesine yükseltecek tek temeldir.

16) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Tüm ulusların inanç çerçevesi herkesin birbirine ihsan ettiği “Dostunu kendin gibi sev” formunda olmalıdır. Amaç tüm ulusları komünizm çatısı altında toplayacak kolektif bir inançtır. Ancak bunun yanı sıra her ülke kendi dinini ve geleneklerini devam ettirir.

17) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Ahlak değerleri sosyal hayvanlarda da vardır. Ancak bu kurallar şiddette dönüşüp topluma zarar verebilir hâle gelebilir. Bu nedenle sadece dine dayalı bir manevi aşama sağlam, geçerli ve yeri doldurulamaz olur. Bunu manevi seviyesi medeni uluslarınkinden çok daha fazla olan gelişmemiş uluslar arasında görüyoruz.

18) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Suni araçlarla örneğin eğitim ve kamuoyu gibi, egoizmi yok edemezsiniz. Dinden başka bunun bir çaresi yoktur.

19) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Toplumsal egoizm sadece dinle ıslah edilebilir çünkü hiçbir dayanağı olmayan eğitim kötü niyetli bir tarafından kolaylıkla bozulabilir, bunun ispatı Almanya’dır. Eğer Hitler dindar bir Almanya’da ortaya çıkmış olsaydı, hiçbir şey yapamazdı.

20) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

İhsan etme arzusu hem beden hem de akıl için yararlıdır; dolayısıyla dünyadaki herhangi bir metottan çok daha gerekli ve kabul edilendir. 

21) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Buna göre, başkalarına ihsan etme kuralı dünyadaki tüm insanlar için gereklidir … çünkü, Kabala öğretisine göre bu hem beden hem de ruh için yararlıdır.

22) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

İnsan kuru vaatlerden hoşlanmaz: İyi amellerini ona açıklayacak bir felsefeye ihtiyaç duyar. … Bu bağlamda bireyin tüm yaşamını bütünleştiren ve dengeye getiren özgecil komünizm yani ihsan etme arzusu felsefesi zaten mevcuttur. 

23) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Özgecil komünizm halkın çoğunluğu insanoğluna ihsan etmeye hazır olmadan önce kurulmamalıdır.

24) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Komünist bir rejim özgecil çoğunluk oluşmadan önce oturtulmamalı dediğimde, bu insanların isteyerek idealist olacaklarını söylemiyorum. Daha ziyade bu demektir ki, dini sebepler nedeniyle onu korurlar. Din en önemli parametre olduğundan, bu rejimi sonraki nesillere aktaracak olan bu baskıdır. 

25) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

İnancın yayılımında üç temel vardır: Arzuların Doyumu, kanıt ve dağıtım.

1) Arzuların Doyumu: Herkeste, laiklerde bile Tanrı ile birleşme arzusunun kıvılcımları vardır. Bu uyandığında, kişide Tanrı’yı bilme veya O’nu inkâr etme ki ikisi de aynı şeydir, arzusu uyanır. Eğer biri böyle bir insanın arzusunu doyurursa o kişi her şeyle hemfikir olur. Buna ruhun ölümsüzlüğünü, gelecek dünya ödülünü, bireyin ve ulusun kazancını eklemeliyiz.

2) Kanıt: O olmadan dünya var olamaz demektir, bu atom ve hidrojen bombası olan bu günlerde daha da çok böyledir.

3) Dağıtım: Yukarıda söz edilenin halka dağıtımı için insanlar işe alınmalıdır.

26) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

İhtiyacından fazlasını alanlar toplum içinde bir katil gibi görülmelidir. Bu tür insanlar yüzünden dünyada Hitler tarzı kötülük ve savaşlar devam eder. Bu nedenle komünizm cesaretlendirilmelidir.

27) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Tıpkı tiyatroda aktörlerin her şeyin gerçek olduğunu düşünmemize sebep olacak kadar rollerini en iyi şekilde yapmaları gibi, dini yorumlayanların da din inancını derinden algılamamız için kalbimize gerçek anlamda dokunmalarını bekleriz. İnsan ve insan arasındaki sevaplar göz ardı edilip, insanla Tanrı arasındaki birkaç sevap insan için yeterli olduğundan, inanmayanlara dinin prangaları ağır gelmez.

28) Baal HaSulam, Ulus

Kısacası, bilimsel ve pratik olarak böyle bir dağıtım yapmamız gerektiğini söyleyebiliriz. Öyle ki, özgecilikte üstün olmayan herhangi bir üyenin, toplum nezdinde, kişi kendisini toplumda bir katil ve bir hırsız gibi hissedene dek, insanlar arasında olmaya uygun olmayan bir yırtıcı hayvan gibi görünmesini sağlamalıyız.

29) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Tüm dünya için aynı dinin kuralları aşağıdaki gibidir;

1. İnsanlar ellerinden geldiğince tüm dünyanın iyiliği için çalışmalıdır.

2. Herkes için eşit yaşam standardı olmalıdır.

3. Kişi topluma fayda sağladığı ölçüde itibar görür.

4. Toplumun yararına olmamak toplum yasalarınca cezayı gerektirir.

5. Her birey insanlığın yaşam standartlarını yükseltmek için çabalamalıdır, böylece herkes yaşamdan zevk alır ve mutlu olur.

6. Özel insanların haricinde herkesin maneviyatla meşgul olmasına gerek yoktur.

7. Bir çeşit yüksek mahkeme olmalıdır. Yaşamlarını manevi çalışmaya adayanlar mahkemelerde görev almalıdır.

30) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Özgecil komünizm çatısı altında toplanan herkes, birey ya da bir grup, tüm bunları yerine getireceğine dair yemin etmelidir çünkü Tanrı’nın buyruğu budur. En azından kişi çocuklarına Tanrı’nın buyruklarını öğretmeye yemin etmelidir.

İdeal olanın onlara yeterli olduğunu söyleyenler kabul edilmedi ve sınanmalıdır. Eğer öyle ise, kabul edilebilirler. Ancak gene de kendi sapkın yöntemlerini çocuklara geçirmeyeceklerine, yalnız onlara öğretini geçireceklerine söz vermelidirler. Dostunu bozan, kazanacağından çok daha fazlasını kaybeder.

31) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Bireyin özgürlüğü topluma zarar vermediği sürece korunmalıdır. Ancak toplumdan ayrılmak isteyen bir kişi hiçbir şekilde alıkonulmamalıdır, bu şekilde toplum düzeni korunmuş olur.

32) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Hiç kimsenin gereksinimlerini toplumdan talep etmeyeceği böyle bir ıslah yapmak önemlidir. Herkes gereksinimi inceleyecek ve bunu yerine getirecek seçilmiş insanlar olmalıdır. Halk bugünün hırsızları ve hainleri gibi sadece kendi yararına çalışan birini ihbar edebilir. Böylece her insanın düşüncesi dostuna ihsan etmeye adanır, tıpkı kişinin kendi gereksinmelerini hissetmeden çok önce doğanın bunu yerine getirmesi gibi. …

Tüketim konusunda hayvanlardan farklı olmadığımızı görüyoruz. Dünyadaki her kötülüğün arkasında tüketim vardır. Oysa dünyadaki her mutlu edici eylemin arkasında kişinin dostuna ihsan etmesini buluruz. Dolayısıyla kendimiz için tüketim düşüncesini reddedip, aklımızı tamamen ihsan etme düşüncesine vermeliyiz. Bu mümkündür.

33) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Açıkça “Herkes kendi ihtiyacına göre alacak ve becerisine göre çalışacak,” sloganı mutlak özgeciliktir. Bu uygulandığında halkın çoğunluğu ya da hepsi “benim olan senindir” ilkesiyle donanacak. Öyleyse hangi unsur halkı bu arzuya getirecek? Bugünün unsurları yani kapitalistlerin nefreti ve bunun uzantısı olan her türlü düşmanlık insanı yalnızca bunun zıddına getirir. “Benim olan benim, senin olan senin,” ilkesini herkesin benimsemesine neden olur. Bu Sodomite kuralıdır ve insan sevgisinin zıddıdır. 

34) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Eğitim ile kitlelerin düşüncesinin özgeciliğe dönüştürülebileceğini söyleyebilirsiniz fakat bu da ölümcül bir hata olur. Eğitim kamu fikri oluşturmaktan yani halkın özgecillere saygı gösterip egoistleri aşağılamasından başka bir işe yaramaz. 

Halkın fikri özgeciliğe önem verdiği sürece eğitim efektif olabilir. Ancak, tecrübeli ve yetkin bir konuşmacının halkın fikrine ters bir konuşma yapma zamanı geldiğinde, şüphesiz ki istediği yönde bu fikri değiştirme şansı olur.

Zaten dünya tarihine o zalimle beraber vahşi hayvanlara dönüşen iyi-huylu Almanların acı tecrübesi kazınmış durumda. Yüzlerce yıllık eğitim, halkın fikri değiştiği için sabun köpüğü gibi kayboldu, zira halkın desteği olmadıkça eğitim var olamaz.

35) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Baskılayıcı kuralların gelecek nesiller üzerine yayılmayacağını hiçbir şey garanti etmez çünkü ne kamuoyu ne de eğitim bu duruma yardımcı olmaz, onlar doğal olarak zayıflamaya mahkûmdur. Bunun istisnası dindir. Tecrübeden görüyoruz ki, dini zorla kabul eden ülkelerde gelecek nesiller bunu isteyerek sürdürür. Dahası kendilerini ona adar ve bağlanırlar. 

Anlamalıyız ki, atalarımız idealist oldukları için özgecil komünizmi üzerlerine almış olmalarına rağmen, çocuklarının onları takip etmesinin garantisi yoktur. Atalarımız komünizmi egoist komünizm olarak baskıyla kabul etmiş olsalardı, sonraki nesillerin bunu devam ettirmesi mümkün değildi. Bir rejim din vasıtasıyla dayatma haricinde, kimseye dayatılamaz. 

36) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Dünyadaki hiçbir eğitim insan doğasını değiştirip yakıt, ödül olmadan çalışmasını mümkün kılmaz. 

Bu kuralın istisnaları en iyi ödülün başkaları için çalışmak olduğunu bilen doğuştan özgecil idealistlerdir. Bu özgecil yakıt, çalışmanın motivasyon gücü olarak tamamen ona uygundur. Ancak, idealistler azdır; sayıları toplumun kendini onlara göre dayandırması için yeterli değildir. Bu nedenle, komünizmin ve özgeciliğin bir ve aynı şey olduğunu görürsünüz.

Komünist rejimde burjuva hükümetlerinde olduğu gibi, çalışanları üzerlerine düşeni yapmaya zorlayan bir tavır olduğunu biliyorum. Ayrıca, ihmalkârlığa da sert cezalar uygulanır tıpkı Sovyet ülkelerinde olduğu gibi. Ancak bu hiçbir şekilde komünizm değildir. Kısacası komünist rejimin getirmek istediği şey, uğrunda hayatını vermeye değer bir cennet değildir.

Dahası böyle bir hükümet aşağıda bahsedeceğim malum sebeplerden dolayı burjuva hükümetinden çok daha kötüdür.

37) Baal HaSulam, Barış

Ancak başkalarına ihsan etmek adına yapılan tüm çalışma tamamen topluma fayda sağlamak üzerine temellenince bu çürük bir temel oluyor, zira kim ve ne bireyi toplum için çalışmaya mecbur edebilir ki? Kuru, ruhsuz bir prensip içinde gelişmemiş insanları bırakın gelişmiş insanlar bile motivasyon bulamazlar. Böylece şu soru ortaya çıkar: “İşçi ya da çiftçi çalışmak için yeterli motivasyonu nereden bulacak?”

38) Baal HaSulam, Barış

Doğa araştırmacıları gayet iyi bilirler ki kişi bir şekilde kendisine fayda sağlamayan en ufak hareketi bile motivasyon olmaksızın yapamaz. Örneğin kişi elini sandalyeden masaya koyduğu zaman bile bu şekilde daha rahat edeceği için yapar. Eğer böyle düşünmeseydi elini hayatı boyunca hiç kıpırdatmadan sandalyenin üzerinde bırakırdı. Daha başka işler için de böyledir.

39) Baal HaSulam, Barış

Ve bana şöyle bir çözüm olduğunu – onların denetlenmelerini ve tembellik edenlerin maaşlarından olacağını – söylerseniz şunu sorarım: “Denetleyenlerin motivasyonu nereden alacaklarını söyleyin bana?” Çünkü bir yerde durup insanları çalışmaları için motive etmek de büyük çaba ister, belki de işin kendisinden daha çok çaba gerektirir. Dolayısıyla, bu, makineye yakıt koymadan çalıştırmayı istemeye benzer.

Bu nedenle, doğa tarafından cezalandırıldılar, zira tüm bu başkalarına ihsan etme aksiyonlarını Yaradan’la Dvekut olan Yaratılışın amacını gerçekleştirmek için doğa yasalarına uygulamaya adapte olmuyorlar. “Matan Tora” makalesi Madde 6’da açıklandığı gibi, bu Dvekut kişiye Yaradan’ın haz ve mutluluk ölçüsü içinde gelir ki O’nun hakikatini bilme arzusunun ölçüsünde artar, ta ki kişi, “Hiç bir göz Senin dışında Yaradan görmemiştir” sözleriyle ifade edildiği gibi sürekli gelişerek sınırsızlıkla ödüllendirilene kadar.

Ve, çiftçinin ve işçinin toplumun yararına çalışırken önlerindeki bu amacı hissettiklerini bir hayal edin, hiç denetçiye ihtiyaçları olmazdı zira toplumu nihai mutluluğa yükseltmek için gösterecekleri büyük çaba için yeterli motivasyonları olurdu.

40) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Ne silahlar ne de eğitim ve kamuoyu insan doğasının yeterli yakıt olmadan çalışmasını sağlayamaz. 

Bu tüm nesiller için bir lanettir. Baskıcı hükümet hükümsüz kaldığında, çalışanlar devletin devamlılığını sağlayacak üretimi yapamaz. Tüm sırları bilen O’ndan, insanın kalbine dolacak olan manevi ödüle inanmanın dışında, başka bir çare yoktur.

Dolayısıyla, doğru eğitim ve teşvik vasıtasıyla manevi ödül ve ceza, çalışanların yakıtı olacaktır. Böylece omuzlarının üzerindeki yöneticilere, müdürlere ihtiyaçları kalmayacak ve her biri isteyerek tüm kalbiyle toplum için Cennet ödülünü kazanmak için çalışacak.

41) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Bunun gerçek bir komünizme doğru giden bir aşama olduğunu yani eğitim vasıtasıyla halkın “her biri becerisine göre çalışıp, ihtiyaçlarına göre kazanacak,” nosyonunu idrak edeceğini söyleyebilirsiniz. Bu şekilde müfettişlere ve denetleyicilere de ihtiyaç kalmayacaktır.

Bu büyük bir yanlıştır çünkü herkesin becerisine göre çalışması ve ihtiyaçlarına göre kazanması ilkesi kesinlikle özgecil bir ilkedir. İnsanın yakıt olmadan toplum için çalışması, özgecilik çalışma sebebi ve yakıtı olmadığı sürece doğal değildir.

42) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

İnsanın, toplumu aldatmanın bir insanı öldürmek kadar ıstırap verici olduğunu hissettiği noktada toplum bireye baskı yaptığından, her birey topluma hizmet adına kendi payına düşeni her ne kadar bunun karşılığın görmese de en iyi şekilde yerine getirmelidir.

43) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

1. Tüm ulusun küçüğünden büyüğüne tüm kalbiyle buna bağlanması için ilmin pek çok metodik kitabına ve başkalarına ihsanın yüceliği ve muhteşemliğini ispatlayan ahlak değerlerini çalışmak.

2. Önemli bir pozisyona gelmiş herkes önce yukarıda bahsedilen öğretinin özel eğitiminden geçmelidir.

3. Mahkemeler öncelikle bireylerin başkasına ihsan seviyesini belirten unvanlarla ödüllendirildiği yerdir. Kolunda bunun nişanı olmayan kimse yoktur ve bu şeref ünvanlıyla kişiye seslenmemek büyük suçtur. 

4. Başkalarına ihsan etme konusunda büyük bir rekabet vardır, halk büyük miktarda başkalarına ihsan etmeye değer verip, saygı duyduğundan, çoğu insan bu uğurda hayatını bile tehlikeye atar.

5. Eğer bir insan kendisi için toplum tarafından onun için kararlaştırılandan biraz daha almak isterse, toplum bunu o kadar kınar ki onunla konuşmak onur kırıcı hâle gelir, ayrıca bu kişi böyle yaparak aile adını da kirletir. Bunun tek çaresi toplum içinde saygınlığını kaybetmiş böyle insanlara yardım edecek olan mahkemelerdir. Fakat halkın düşüncesi değişmeyeceğinden, çoğunlukla bu insanlar başka bir pozisyona yerleştirilir.

6. Mahkemenin yasalarında “ceza” diye bir kelime yoktur çünkü suçlu olanlar daima en çok kazananlardır. Bu nedenle eğer kişi tüm çalışma saatleri nedeniyle suçluysa o zaman ya saatleri azaltılır ya da iş onun için kolaylaştırırlar. Bazen “ihsan etme” arzusunun yüceliğiyle ilgili okulda ders vermesi de istenir. Tüm bunlara hâkimler karar verir.

44) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Bazı olağandışı durumlar haricinde mahkemelere de gerek yoktur. Olağandışı durumlarda özel pedagoglar devreye girerek bireye topluma uymanın yararlarını anlatabilir. Eğer inatçı biriyse, toplum kurallarına uyana kadar ona sırt çevrilebilir. 

45) Baal HaSulam, Dünyada Barış

Belli bir kolektifin iyiliği ile tüm dünyanın iyiliğini karıştırırsam şaşırmayın; çünkü gerçekten de öyle bir dereceye geldik ki tüm dünya tek kolektif ve bir toplum kabul edilmektedir. Yani, dünyadaki her birey yaşamının özünü ve geçimini dünyadaki tüm insanlardan sağladığından; tüm dünyaya hizmet etmeye ve tüm dünyanın iyiliğini düşünmeye mecbur edilir.

46) Baal HaSulam, Dünyada Barış

Bizim neslimizde birey mutluluğu için dünyadaki tüm ülkeler tarafından desteklendiğinde, aynı ölçüde bireyin de tüm dünyaya esir olması bir gerekliliktir, tıpkı makinede işleyen bir çark gibidir. Dolayısıyla; bir bölgede iyi, mutlu ve barışçıl işler yapma imkânı dünyadaki tüm diğer ülkelerde böyle değilse hayal edilemez ve bu durumun tersi de söz konusudur. Bizim zamanımızda, ülkeler yaşamsal ihtiyaçların sağlanması için birbirlerine bağlıdırlar, daha erken dönemlerde bireylerin ailelere bağlı oldukları gibi… Bu yüzden, artık sadece bir ülke veya bir ulusun iyiliğini garanti edecek işlerden bahsedip, bunlarla ilgilenmek yeterli değildir; ancak tüm dünyanın iyiliği ile ilgilenebiliriz. Çünkü dünyadaki her bireyin menfaati veya zarar görmesi, dünyadaki tüm insanların menfaatine bağlıdır ve bununla ölçülür.

47) Baal HaSulam, Dünyada Barış

Kolektifin ve birey, bir ve aynıdır. Birey, kolektife köle olmaktan zarar görmez; zira kolektifin özgürlüğü de bireyin özgürlüğü de bir ve aynı şeylerdir. Onlar, iyiyi paylaştıkları gibi özgürlüğü de paylaşırlar. Bu yüzden; iyi nitelikler ve kötü nitelikler ile iyi işler ve kötü işler, sadece halka olan faydalarına göre değerlendirilirler. Yukarıda bahsedilenler; elbette eğer tüm bireyler topluma karşı rollerini en iyi şekilde yapar ve hak ettiklerinden fazlasını almaz ve dostlarının payına göz dikmez iseler söz konusudur. Ancak, kolektifin bir kısmı buna göre davranmaz ise sadece kolektife zarar vermekle kalmaz, bundan kendileri de zarar görür. Hepimizin bildiği bir şeyden, daha fazla söz etmeye gerek yok ve söylediklerimiz sadece eksikliği, düzeltilmesi gereken yeri göstermek içindir. Bu her bireyin; kendi menfaatinin ve kolektifin menfaatinin bir ve aynı şey olduğunu anlamasıdır. Dünya bununla tam ıslahına gelecektir.

48) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Tüm dünya bir ailedir. Komünizmin çerçevesi tüm dünyayı, insanları eşit standarda getirecek şekilde çizilmelidir. Geçiş süreci kademeli olmasına rağmen, çoğunluğunun temel kavramları kabul ettiği her ulus, hemen komünizm çerçevesine dâhil olur.

49) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Şimdi, dünya barışının ortaya çıkışı zamanında insanlık tarafından sonunda kabul edilecek olan doğrudan koşulları anlamaya çalışacağız ve bu koşulların bireye ve kolektife mutlu bir yaşam sağlama konusunda nasıl faydalı olduğunu ve insanoğlunun bu özel koşulların sonunda kendilerine yüklenme arzusunu öğreneceğiz.

50) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Önce çoğunluğu özgecil olan küçük bir işletme kurulmalı. Burada çalışanlar sözleşmeli-personel gibi günde on, iki saat çalışarak ihtiyacına göre almalıdır. Bu kurum bir hükümetin tüm formlarına sahip olmalıdır. Bu kurumun çerçevesi tüm dünyayı kapsamalı ve dünyanın en uç noktasındaki ülkeleri ve devletleri çevreleyen küresel bir odak noktası gibi işlev görmelidir. Bu çerçeveye giren her ulus, merkezin gündemini yürütmelidir. Tüm uluslar tek ulus gibi olmalıdır.

51) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Tüm ulusların dini çerçevesi herkesin birbirine ihsan ettiği “Dostunu kendin gibi sev” formunda olmalıdır. Amaç tüm ulusları komünizm çatısı altında toplayacak kolektif bir dindir. Ancak bunun yanı sıra her ülke kendi dinini ve geleneklerini devam ettirir.

52) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Tüm dünya için aynı dinin kuralları aşağıdaki gibidir;

1. İnsanlar ellerinden geldiğince tüm dünyanın iyiliği için çalışmalıdır.

2. Herkes için eşit yaşam standardı olmalıdır.

3. Kişi topluma fayda sağladığı ölçüde itibar görür.

4. Toplumun yararına olmamak toplum yasalarınca cezayı gerektirir.

5. Her birey insanlığın yaşam standartlarını yükseltmek için çabalamalıdır, böylece herkes yaşamdan zevk alır ve mutlu olur.

6. Özel insanların haricinde herkesin maneviyatla meşgul olmasına gerek yoktur.

7. Bir çeşit yüksek mahkeme olmalıdır. Yaşamlarını manevi çalışmaya adayanlar mahkemelerde görev almalıdır.

53) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Özgecil komünizm çatısı altında toplanan herkes, birey ya da bir grup, tüm bunları yerine getireceğine dair yemin etmelidir çünkü Tanrı’nın buyruğu budur. En azından kişi çocuklarına Tanrı’nın buyruklarını öğretmeye yemin etmelidir.

İdeal olanın onlara yeterli olduğunu söyleyenler kabul edilmedi ve sınanmalıdır. Eğer öyle ise, kabul edilebilirler. Ancak gene de kendi sapkın yöntemlerini çocuklara geçirmeyeceklerine, yalnız onlara öğretini geçireceklerine söz vermelidirler. Dostunu bozan, kazanacağından çok daha fazlasını kaybeder.

54) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Toprağından ayrılamayan bitkilerin aksine bir yere bağlı kalmamak insanın özgürlüğüdür. Bu nedenle her ülke vatandaşlarının başka bir ülkelere göç etmemesini sağlamak zorundadır.

55) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Tüm dünya ekonomik ıslahtan önce dini meselelerde ıslah olmak zorundadır.

56) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Ekonomik ve dini form bütün uluslar için aynı olmalıdır. Ekonomi ve dini formlar hariç, diğer formlar asla değişmemesi gereken koşullara sahip olmak zorundadır.

57) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Hammadde ve mülkiyeti elinde tutan bir ülke diğerlerine ne yapar? Bu mülkiyet yasasını kim kanunlaştırmıştır? Öyle ya da böyle kılıç ve süngülerle bunu başardılar.

Neden bir ulus bir diğerini adil olmasa da yok etmek ister? Tek kelimeyle; mülkiyetin iptali yalnızca birey için değil, uluslar içindir de. Ancak bundan sonra dünyaya barış gelir.

Şunu düşünün: Eğer mülkiyet yasaları ve miras kuralları bireylere mülkiyet hakkı tanımazsa, bütün bir ulusa nasıl izin verecekler? Adil dağılım bireylere uygulandığında aynı şey ham madde dağılımında, üretim araçlarında da uygulanmalıdır. Beyaz ve siyah, gelişmiş ya da ilkel toplumlar arasında bir fark olmamalıdır.

58) Baal HaSulam, Ulus

Gezegenimiz hepimize yetecek kadar zengin, öyleyse neden nesillerdir yaşamlarımızı ölümüne tehdit eden trajik savaşlar yapmak zorundayız? Haydi, yapılması gereken işi, emeği ve onun getirisini, ürünlerini aramızda eşit olarak paylaşalım ve tüm bu sıkıntılara bir son verelim! Nihayetinde, aramızdaki zenginler bile, soylarının birkaç nesil devam etmesi için, kendi gıdaları güvence altında değilse, mal varlıklarından ne zevk alırlar? Oysa adil dağılımda aynı kesinliğe ve daha fazlasına sahip olacaklardır. Ve mülk sahibi iken gördükleri saygıyı göremeyeceklerini ve bunun da bir şey olmadığını söylemek gerekir. Zira mülk sahibi olarak saygı görmek için, güç kazanan güçlü olanlar, rekabetin kapıları asla kapanmayacağından, başka yerde de aynı ölçüde saygınlığı kesinlikle bulacaklardır.

59) Baal HaSulam, Barış

İnsanlık için İlahi Takdir’in emirlerini kabul etmekten başka çare yok: iki deyişin anlattığı ölçüde, Yaradan’a mutluluk vermek için başkalarına ihsan etmek. İlki, “Dostunu kendin gibi sev”dir ki bu manevi çalışmanın özelliğidir. Bu, içimize monte edilmiş olan kendi ihtiyaçlarını karşılayabildiğinden daha az olmamak kaydıyla toplumun mutluluğu için başkalarına ihsan etme ölçüsü anlamına gelir. Dahası kişi “Matan Tora” makalesi Madde 4’de yazıldığı gibi dostlarının ihtiyaçlarını kendisininkinin önünde tutmalıdır. Diğer bir deyiş ise, “Ve Hükümdarınız olan Tanrıyı tüm kalbinizle ve tüm ruhunuzla ve tüm gücünüzle seveceksiniz.” Kişi dostunun ihtiyaçlarını karşılarken gözlerinin önündeki amaç bu olmalı. Bu, kişinin sadece Yaradan tarafından sevilmek için çalışıp didinmesi anlamına gelir, Yaradan söyledi ve onlar O’nun arzusunu yerine getiriyorlar. Ve eğer dinlerseniz topraklarınızın meyveleriyle besleneceksiniz, yoksulluk, ızdırap ve bozukluk topraklarınızda olmayacak ve herkesin mutluluğu ölçülemeyecek derecede daha da artacak.

60) Baal HaSulam, Son Neslin Yazıları

Sonunda özgecil komünizm tüm dünyayı çevreler ve herkes aynı yaşam şartlarına sahip olur. Fakat fiili süreç yavaştır ve aşamalıdır. Çoğunluğunun birbirine ihsan etme niteliğiyle eğitildiği her ulus uluslararası komünist çerçevesine girer.  Uluslararası komünist çerçevesine girmiş olan ülkeler eşit yaşam standartlarına sahip olur

61) Baal HaSulam, Ulus

Her ulusun, kendi içinde güçlü bir şekilde birleşmesi şarttır. Böylece ulusun içindeki her birey, bir diğerine içgüdüsel bir sevgiyle bağlanacaktır. Dahası, her birey, ulusun mutluluğunun, kendi mutluluğu olduğunu ve ulusun çöküşünün de kendi çöküşü olduğunu hissedecektir. Kişi gerekli olduğunda, her şeyini ulus için vermeye istekli olmalıdır. Aksi taktirde, dünyada bir ulus olarak var olma hakları, daha en başından ölüme mahkûm olur. Bu demek değildir ki, ulustaki her birey, istisnasız böyle yapacak. Bu, bu uyumu hisseden insanların, ulusu var etmeleri demektir. Ulusun mutluluğunun ölçüsü ve devamlılığı, onların niteliğiyle, kalitesiyle ölçülür. Bir ulusu var eden yeterli birey sayısına ulaşıldıktan sonra, yukarıda bahsedilen ölçüde ulusun bedenine bağlanmamış gevşek parçalar belli bir ölçüye kadar kabul edilebilir, zira bu temel, onlar olmadan da güvence altına alınmıştır.

62) Baal HaSulam, Ulus

Sürgün sırasında en değerli erdemlerden birini ve en önemlisini, ulus olma farkındalığımızı, yani ulusun her bireyini birbirine bağlayan ve devamlılığını sağlayan o doğal sevgi hissini kaybettiğimizi itiraf etmek utanç vericidir. Bütün uluslarda çok doğal ve ilkel olarak bulunan, ulusu birbirine bağlayan sevgi bağları yozlaştı ve kalplerimizden ayrılıp gittiler.

Ve en kötüsü de, bütün uluslarda olduğu gibi, ulusal sevgiden geriye kalan o küçük parça bile, olumlu bir şekilde bize geçmedi. Daha ziyade bu, içimizdeki olumsuz temelde kaldı. Ulusun bir üyesi olarak, bu, her birimizin ortak acısıdır.

Bu dışsal nedendir. Bu dışsal neden, ulusal doğal farkındalığımızla birleşip, harmanlandığında, garip türde bir ulusal sevgi ortaya çıktı ve karmaşıklıktan, yapaylıktan ve anlaşmazlıktan beslendi.

En önemlisi de bu durum, ulus olma amacına hiç uymadı. Sıcaklığın, samimiyetin ölçüsü, yalnızca geçici bir heyecan için yeterlidir, ancak kendini taşıyan bir ulus olarak, yeniden inşa edebilecek kuvveti ve dayanma gücünü bulamaz.

63) Baal HaSulam, Ulus

Ulusal sevginin de her ulusun temeli olduğu açıktır. O olmadan dünyada varlığını sürdüremez. Benzer şekilde, bir ulusun bireylerinde var olan ulusal sevgi, o ulusun bağımsızlığının temelidir. Bu, onun devamlılığının ya da varlığının sona ermesinin tek sebebidir.

Bu nedenle, bu, ulusun canlanmasının ilk koşulu olmalıdır. Bu sevgi, şu an içimizde değil, zira son iki yüzyıldır, uluslararasında dolaşırken bunu kaybettik. Burada, sadece aralarında saf ulusal sevginin bağı olmayan bireyler bir araya geldi. Daha doğrusu bazıları ortak bir dil konuşarak, bazıları aynı toprakları paylaşarak, bazıları ise ortak bir din ya da ortak bir geçmişle birbirlerine bağlandı. Burada hepsi geldikleri ülkenin değerlerine göre yaşamak istedi. Girmeden önce, kuruluşunda aktif bir rol almadıkları, kendi üyeleri olan bir ulusun orada mevcut olduğunu göz önünde bulundurmadılar.

Ancak, insanlar kendi başına bir devlet olarak işleyebilmesi için yeterli, önceden düzenlenmiş emirlerin olmadığı İsrail’e geldiğinde, güveneceğimiz yapıda, başka hiçbir ulusal varlığımız ve bunun için bir isteğimiz de yoktu. Aksine, burada, tamamen kendi yapımıza güvenmeliyiz; ancak bizi bu görev için birleştirecek hiçbir doğal ulusal bağ olmadığında, bunu nasıl yapabiliriz?

Aramızdaki gevşek bağlar – dil, din ve tarih – önemli değerlerdir ve hiç kimse bunların ulusal haklarını inkâr etmez. Ancak, bunlar, bir ulusun bağımsız varlığını sürdürmesine yardımcı olmaktan uzaktır. Sonuçta, burada sahip olduğumuz tek şey, her birinin kendisi için, kendi ruhu ve kendi eğilimi için, bir sahne inşa ettiği, yetmiş ulusun kültürünü yansıtan bir yabancılar topluluğudur. Burada bizi tek bir ulus olarak birleştirecek temel unsur yoktur.

64) Baal HaSulam, Ulus

Bu nedenle, genel dağıtım aracılığıyla, her birimize, birinden, diğerine, bireylerden bütüne, ulusal sevgi duygusu aşılamak, uluslararasında bir ulus olarak topraklarımızda olduğumuz zamanlardan itibaren, içimize aşılanan ulusal sevgiyi yeniden keşfetmek için, bize özel bir eğitim sistemi oluşturmamız gerektiğini söyledim. Bu çalışma tüm diğerlerinden önce gelir, çünkü temel olmasının yanı sıra, önemlidir ve bu alanda yapmayı arzuladığımız diğer eylemlere de başarı getirir.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,077