e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

110- Yaradan’ın Kutsadığı Bir Alan

1943’te duydum

‘‘Yaradan’ın kutsadığı bir alan.’’ Kutsal Şehina’ya (Kutsallık) ‘‘bir alan’’ denir. Ve bazen Sadeh (alan) Şeker’e (bir yalan) döner. Hey ile birlikte olan Vav ruhtur ve dalet Kutsal Şehina’dır (Kutsallık). Ruh onun içinde kıyafetlendiği zaman ona Hey denir ve kişi inancı eklemek istediği zaman aşağıya Vav yayar ve o bir Kof haline gelir.

Bu anda Dalet bir Reiş haline döner, fakir ve yetersizin formunda yani eklemek isteyen kişi. O zaman o bir Reiş haline döner, ‘‘onun krallığında doğmuş bir fakir adam’’ yoluyla, yetersiz olan fakir haline geldiğinde. Başka bir deyişle nazarı kendine hem akılda hem kalpte, şu şekilde ‘‘çalılardan çıkan domuzu tahrip et’’: gözü asılmış, zira ayrılığa geri döner, Sitra Ahra (öteki taraf) kutsal bir melek olacak.

‘‘Yaradan’ın yüceliği sonsuza kadar var olsun” sözünün anlamı budur. Çünkü o, Yaar (orman) hayvanının konumuna gelmelidir, Iro (onun kasabası) kelimesinden gelir, bu demektir ki onun tüm canlılığı dökülmüştür ve o sürekli kuvvetlendirilir. Bu anda o, ‘‘Yaradan’ın kutsadığı bir alan’’ ile ödüllendirilir, kötü göz iyi göze döndüğü zaman.

Ve bu ‘‘asılı bir göz’’ demektir yani bir şüphenin üzerine asılıdır, ister iyi bir göz ile isterse kötü bir göz ile olsun. Ve bu, ayrılığa dönüşün ifadesidir. Ve bu ‘‘birbirine zıt’’ demektir, hocalarımızın dediği gibi, ‘‘O’nun önünde cennetin ve dünyanın yaratıldığı gün gibi bir mutluluk yoktu.’’ Bu böyledir, çünkü sonunda, ‘‘O ve O’nun Adı Birdir’’ ki yaratılışın amacı budur.

Ancak Yaradan için geçmiş ve şimdi aynıdır. Dolayısıyla, Yaradan onu yaratılışın üzerinden son şekli ile görür, sanki Gimar Tikun’da (ıslahın sonu) gibi, tüm ruhların kendi mükemmelliklerini tamamladıkları Ein Sof dünyasında dâhil oldukları zaman gibi. Onların mükemmel formu zaten oradadır ve orada hiçbir şey eksik değildir.

Ancak alıcılar için bu durum farklıdır, zira onların halen tamamlaması gerekeni tamamlamaya ihtiyaçları vardır. Bu, ‘‘Yaradan’ın yaratıp gerçekleştirdiği,’’ yani eksiklik ve alınganlık. Hocalarımızın dediği “kızgın olan sadece kızgınlık getirir.” ve “açgözlü olan herkes kızgındır”.

Bu, alma arzusunun kendi gerçek formu içerisindeki olabildiğince açık ve net olan gerçek formudur. Ve tüm ıslahlar bunu ihsan etmenin içine döndürmek içindir ki aşağıdakilerin tüm işi budur. Dünya yaratılmadan önce, ‘‘O ve O’nun Adı Birdir’’ formu bulunmaktaydı. Bu demektir ki O’nun Adı O’ndan ayrılmış olmasına ve ifşa olmasına rağmen ve bu duruma yine ‘‘O’nun Adı’’ denir, halen O, Tekdir. Ve bu ‘‘birbirine zıt’’ demektir.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,088