“Efendi’ni buda; çünkü O kibir yaptı,” ayetiyle ilgili öyle görünür ki, “budamak, kesip atmak” tıpkı “gücüm ve budamam,” gibidir. Bu demektir ki, kişi daima budamalı, Yaradan’ın bağının dikenlerini kesmelidir. Kişi bütün olduğunu hissetse ve dikenleri zaten çıkardığını düşünse bile, ayet buna açıklık getirir, “çünkü O, kibir yaptı.”
Bu demektir ki, insan dürüst ve kendi gözünde doğru olmaktan hoşnut olsa da, görülür ki Yaradan bu dünyada kibri yarattı. İnsanın kendisiyle ilgili dikenleri çıkardığını hissetmesi ve bütün olduğunu düşünmesi bir çeşit kibirdir.
Tersine kişi daima eylemlerini incelemeli, onları türlü yöntemlerle kontrol etmeli ve geçici hislere güvenmemelidir, çünkü onlar da bir çeşit kibirdir. Bu tıpkı ayetin erdemli adına söylediği şeydir, “Sen tembelsin, sen tembelsin; bu yüzden dersin ki: ‘Hadi gidelim ve Tanrı’mız Efendimize kurban verelim.’”
Bu demektir ki, O İsrail oğullarına şöyle der, “Sen, ‘hadi gidelim ve Efendimize kurban verelim,’ deyip, gitmeye istekli olduğunda ve kendini Efendinin önünde kurban etmeye hazır olduğunda, bu aylaklık ve zayıflık gibidir, yani kendini sürekli sınamayı ve çalışmayı artık istemiyorsun demektir. Bu nedenle çalışmada zaten mükemmel olduğunu düşünürsün, tıpkı ayette yazdığı gibi, ‘çünkü O, kibir yaptı.’”