Gölge hakkında Hoşana Raba akşamı, (Çadır Tapınak bayramının yedinci günü) herkesin kendini, bir gölgesi olup olmadığını görmek için incelemesi gelenektir ki böylece bolluk edineceği kesinleşecektir. (Shaar Ha Kavanot ‘Niyetler Geçidi’ Sukkot Yorumları 6-7). Gölge giysi anlamına gelir; Işığın giydiği kıyafetlerdir.
Kli (kap) olmadan ışık olmayacağı için Kıyefetlenmemiş ışık yoktur. Ve kıyafetin ölçüsüne göre ışıklar artar ve katlanırlar. Ve kişi bu kıyafeti kaybettiğinde, bu kıyafete ait olan Işık’tan da bu oranda mahrum kalır.
Gerçeğin ve inancın anlamı budur. Gerçeğe “Işık” denir, inanca ise “Kli” denir. “Yaradan ve Kutsallık,” “haydi insanı kendi görüntümüzde yapalım” ve “şüphesiz ki insan, O’nun tam bir görüntüsünde yürür” sözlerinin anlamı budur. İnsanın yürüyüşü, bu Tzalem’e (görüntüye), yani inanca bağlıdır. Ve işte bu sebeple kişi inancının tam olup olmadığını Hoşana Raba’da görmelidir.
Ve neden biz üst dünyalara Tzelem diyoruz? Nihayetinde, Yukarıda, inancın hiçbir ağırlığı yoktur ki. Ancak yüce Üst ışık, bize kuruluk gibi görünür, “Üst” diye adlandırmak dışında, çünkü bu bize gölge gibi görünür ve biz aşağıdakine göre yukarıdaki olarak adlandırılırız.
Bina’ya “inanç” denir ve bu, duymak manasına gelen Awzen’in (kulağın) ışığıdır. Hochma’ya (bilgeliğe) görmek denir, alma kabının içine giren ışık olarak algılanır ve göz olarak kabul edilir.