e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ
Ana Sayfa > Hayat, Sevgi ve Aile > Rahimdeki Gelişme

Rahimdeki Gelişme

Dr. Michael Laitman Eğitim Serisi

Limor Soffer-Fetman (eğitim psikoloğu ve psikoterapisti) ve

Eli Vinokur (Bnei Baruch Kabala Eğitim & Araştırma Enstitüsü için eğitim içeriği yöneticisi) ile

5 Temmuz 2010

Limor Soffer-Fetman: Eğer mümkünse, rahimdeki erken gelişimde fetüsün seviyesiyle ilgili olarak sizden duyduklarımla başlayacağım. Bu çok az bilinen bir konu ve özellikle son yıllarda, fetüsün algıladığını iddia eden birçok çalışma çok temkinli yayınlandı. Başlangıçta, sesleri algılamaktan bahsettiler ve aslında…

 

Eli Vinokur: Belirli bir aydan başlayarak, değil mi? Eğer yanılmıyorsam.

 

Limor Soffer-Fetman: Evet, hangi ay olduğunu bana sormayın.

 

Eli Vinokur: Tamam.

 

Limor Soffer-Fetman: Son yıllarda yapılan çalışmalar, rahimdeyken bile fetüslerle bağ kurulabileceğini ve bazı hazırlıklar yapılabileceğini ortaya çıkardı; fetüs aile üyelerinin seslerini duyabiliyor, fetüs ile aile arasında bir tür bağ bulunuyor. Hatta hem tek yumurta hem çift yumurta ikizlerinde fetüsler arasında bir bağ hissinin olduğundan bahseden çalışmalar var, çok şaşırtıcı. Bu, fetüs düşündüğümüzden çok daha fazlasını algılıyor demektir.

Michael Laitman: Evet, fakat niye şaşırdınız? Doğayı parçalara bölen, o parçalar arasındaki bağlantıları ayıran ve bu parçayla ya da şu parçayla nasıl istersem öyle ilişki kurabilirim diyen aslında biziz.  Böyle yapmak egomuzun işine geliyor; doğadan üstünüm ve onun her bir parçasıyla canım ne isterse onu yaparım. Eğer tüm doğanın bir olduğunu ve aslında işleyen tek bir mekanizma olduğunu söylersem, bu süreç beni ilk önce doğayı incelemeye ve sonra da onun kurallarını korumaya mecbur bırakır.

 

Limor Soffer-Fetman: Kesinlikle, doğayı değiştirmeden ve yok etmeden önce.

 

Michael Laitman: Evet, tabii şimdi diyebilirim ki, “Ah, doğa öyledir, ben ne istersem onu yaparım.” Sonra, kendimizi bugün olduğumuz yerde buluruz. Doğaya bütünsel yaklaşım doğrudur, yani doğa her şeydir, bütüncüldür ve birdir. Kabala ilmi doğa ile bu şekilde ilişki kurar – tek bir bileşik yapı olarak. İşte bu yüzden, cenin evresi, doğum, emzirme yılları, hatta yetişkinlik yılları bile, hepsi tek bir mekanizmadır ve duyularımızla algıladıklarımızı dikkate almamalıyız.

 

Limor Soffer-Fetman: Evet, ama bu farklı bir his.

 

Michael Laitman: Bu bir ebedi sistemdir. Aynen bedenimizde nasıl tüm hücreler her bir hücreye bağlı ise, bu sistemin tüm parçaları da birbirine bağlıdır. Öyleyse fetüsten bahsettiğimizde, fetüs sadece anneye mi aittir? Babasıyla teması kaybetti mi? Babasının nerede olduğu önemli bile değil.

 

Eli Vinokur: Rahimdeki gelişim sürecinde, fetüsün geçtiği aşamaları detaylandırabilir misiniz?

Michael Laitman: İlk aşama spermin kabulüdür. “Sperm kabulünün 3 günü” diye bilinir ki, sperm ile yumurta, rahim ve rahim duvarı arasında bir ilişki oluşana ve yeni bir bağ yaratılana kadar sürer. Bundan sonra embriyonun yaratıldığı 40 gün başlar. Bu, yeni form alan bir şeyin gelişmeye başlamasıdır. Kırk gün, spermin kabulünün üç gününü içerir ve sonra kırk günü tamamlamaya devam eder. Kırk gün sonra, Kabala ilminden öğrendiğimize göre, canlı artık vardır. O, bir insandır, gelecekteki insanın ilk formuna sahiptir ve bağımsızdır. Kırk gün sonra, fetüse sadece bir et parçasıymış gibi davranılmamalıdır.

 

Limor Soffer-Fetman: Kelimenin tam anlamıyla mı var oluyor?

 

Michael Laitman: Evet, çünkü her şeye sahip. Eksik olan sadece, bizim bakış açımıza göre, bizle bağ kurabilmek üzere gelişmesidir, fakat o çoktan var olmuştur. Tamamen gelişmiş bir insanmış gibi onunla ilişki kurmamız gerekir.

 

Limor Soffer-Fetman: Aslında, bu kırk günlük aşamada var olduğunu bilmiyoruz.

 

Michael Laitman: Bilmiyoruz çünkü duyularımız onu algılamıyor, fakat son biçim çoktan orada.

Eli Vinokur: Fetüsü sıfır-kırk gün arası evrede etkilemenin bir yolu var mı?

 

Michael Laitman: Kesinlikle; müzikle, okumayla ve yaşam tarzıyla.

 

Eli Vinokur: O yaşta bile mi?

 

Michael Laitman: Ondan bile önce!

 

Limor Soffer-Fetman: Fakat kadının hamile olduğunu henüz bilmediği bir evre.

 

Michael Laitman: Fark etmez.

 

Limor Soffer-Fetman: Kadın hazırlandığı için mi fark etmez?

 

Michael Laitman: Bilmiyorum. Önemli olan kadının etrafındaki çevreyi nasıl düzenlediğimiz.

 

Limor Soffer-Fetman: Tamam, şimdi ilk üç aylık dönemden bahsedelim.

 

Michael Laitman: Öncelikle, aylar ay aylarına göre hesaplanır, bizim takvim aylarımıza göre değil. Hamilelikte, her şey aya göre hareket eder çünkü bu sistem güneşe ya da Dünya’ya bağlı değildir, fakat özellikle aya bağlıdır.

 

Limor Soffer-Fetman: Kadının döngüsü.

 

Michael Laitman: Evet, anneliğe özgü döngü tamamıyla aya bağlı olduğundan. Üç kere üç ay, dokuz ay eder. Yaşamlarımızdan biliyoruz ki, sekizinci ay tehlikelidir; yedinci ayda doğurmak daha iyidir.

Limor Soffer-Fetman: Gerçekten mi?

 

Michael Laitman: Evet, çünkü yedinci ve dokuzuncu aylar arasında belirli bir tamamlanma vardır. The Study of the Ten Sefirot (Yaratan’ın 10 Niteliği Üzerine Çalışma)’da bununla ilgili yazılmış yüzlerce sayfa vardır. Bu tamamen bir bilimdir.

 

Limor Soffer-Fetman: Erkeklerin çalıştığı mı?

 

Michael Laitman: Evet.

 

Eli Vinokur: Kendi gelişimlerini çalışıyorlar.

 

Michael Laitman: ”Erkekler çalışıyor” ne demek? Biz ruhun gelişiminden bahsediyoruz ve fetüsün gelişimi tamamen buna paralel. Sadece paralel değil, fakat ruhun gelişiminin sonucu. Ruh, gelişimini bedenin gelişimine yansıtır ve beden gelişir. Eğer ruhta bir aksama varsa, beden gelişmeyi durdurur. Fetüsün gelişmesini istemeyip, kürtajla yapay olarak bir aksama yarattığımız durumda da, önceden var olan bir sebep bu şekilde davranmamıza neden olur. Tekrar belirteyim, bu bir sistem, bütüncül bir sistem.

 

Eli Vinokur: Şimdi, her aşamada ne gelişiyor? Üç aylık üç dönemden bahsettiniz; Kabala ilmine göre, her bir dönemde fetüste ne gelişiyor?

 

Michael Laitman: Aslında, en yüksek niteliklerin hepsi ilk dönemde, ilk üç ayda gelişiyor. Daha sonrasında iskelet gibi şeyler ve daha az önemli organlar gelişir ve son üç ayda güç gelişir. Dolayısıyla, en önemli gelişim başlangıçtaki gelişimdir.

 

Limor Soffer-Fetman: Aslına bakarsak, tıbbi bilgi beynin ilk üç ayda geliştiğinden bahseder ki, bu yüzden en tehlikeli aylardır ve en fazla özeni gerektirir.

 

Michael Laitman: Soru şudur: Ya dünyadaki tüm rahatsızlıkları düzeltecek şekilde gelişecek bir tıp tarafından ödüllendirilmeden, olanları kendi başımıza hallederiz ya da en azından Kabala ilmini inceleriz ve onun söylediklerine dayanan bir çalışmayı yürütürüz. İkinci durumda, çok çabuk sonuçlara ulaşacağız ve en azından kadına ve fetüse yardım edecek araçları geliştireceğiz.

 

Limor Soffer-Fetman: Tüm bunlar ne kadar zaman önce yazılmış?

 

Michael Laitman: 3,500 yıl önce.

 

Limor Soffer-Fetman: Hayret verici.

Michael Laitman: Altı yüz yıl önce, Ari tam olarak, bugün bile her şeyi bilemediğimiz bir şekilde yazdı. Zohar’da da, dünyanın yuvarlak olduğunun ve diğer taraftaki insanların görünüşe göre baş aşağı konumlandıklarının yazıldığını görüyoruz. İki bin yıl önce! Yani kısacası, üç aylık üç dönem var.

 

Limor Soffer-Fetman: Kadın açısından, kadının yapması gereken herhangi bir şey var mı? Onun çevresine dair herhangi bir tavsiye var mı?

 

Michael Laitman: Kadın bütünlük içinde faaliyette bulunmalı.

 

Limor Soffer-Fetman: Bu ne demek?

 

Michael Laitman: Eğer doğru gelişimi sağlamak istiyorsa, kadın fetüsü canlı olarak düşünmeli. Onunla konuşmalı, onunla ilişki kurmalı, onunla birlikte şarkı söylüyormuş gibi ona şarkı söylemeli, onunla oynamalı. Fetüs, çoktan tüm temellere sahiptir. Anne ondan karşılık talep etmeli. Böylece, henüz rahimde bile olsa, onu hissedebilir. Onunla, aralarında hiçbir ayırıcı unsur yokmuş gibi konuşmalı.

 

Limor Soffer-Fetman: Fakat sanki onun karşılık verişini hayal etmesi gerekiyor.

 

Michael Laitman: Anne fetüsü, onun şahsiyetini içinde hissedebilir. Ben bunu hiçbir zaman hissetmedim, fakat Kabala ilminden bildiklerime dayanarak söyleyebilirim ki, zihin, duygular, hikâyeler, sohbet ve diğer her şey açısından fetüsle tamamen bağlantıda olma olasılığı var. Hatta anne, kendini hissetmekten daha fazla fetüsü hisseder çünkü fetüsün istemini yaşamaktadır.

 

Eli Vinokur: Annenin şarkı söylemesi, oynaması gerekir dediniz. Ne tür şarkılar, oyunlar veya başka neler olmalı?

 

Michael Laitman: Şu an detaylara girebilir miyiz, bilmiyorum. Sadece, annenin genel olarak fetüsü hissettiğini söylüyorum. Eğer anneyi doğru yöne yönlendirirseniz, kendi kendine özellikle fetüsle olan bağı hissedecektir, farklı durumlarda ve farklı günlerde olmak üzere. Her şeyi hissedecektir; doğa ona eşlik edecek ve onu destekleyecektir.

 

Eli Vinokur: Yönlendirmek ile ne demek istiyorsunuz; “bunu söyle, şunu söyleme” gibi mi?

 

Michael Laitman: “Kişinin ruhu ona öğretecek,” tamamen doğrudur. Bu konuya hiç girmeyeceğim. Sadece, iki insanmış gibi fetüse bağlı olduğu gerçeğine dair annenin farkındalığını harekete geçirin. Bu doğal ve ayrılmaz bir bağdır. Hatta annenin en derindeki içsel düşüncesi çoktan fetüse geçmiştir.

 

Eli Vinokur: Yani anne, gördüğü ve duyduğu her şeyin çocuğu etkilediğinin farkında olmalı. Eğer bir korku filmi seyrediyorsa, çocuğu etkileyecektir.

 

Michael Laitman: Evet, besbelli. Üstelik Kabala ilmine göre, manevi anne, üst anne ruhumuzu geliştiren eşsiz bir mekanizmadır. Bu mekanizma bizi, karar verenler olarak algılar. Tamamen bizim hizmetimizdedir, ruhumuza en iyi, en fazla uyacak şekilde, ruhumuzu geliştirmek için ruhumuzun hizmetindedir. Anne kavramının tümü budur. Anne demek, kadın her şeyini kendisi yerine fetüsün yararına veriyor demektir. Dolayısıyla, eğer annelere bir parça önem verirsek, onlara öğretirsek, hatta bunu okul döneminde oluşturmaya başlarsak, insanların öncelikle yabancılara veya başkalarına karşı bir duyarlılık geliştirmelerini sağlayabileceğimizi düşünüyorum. Bu sayede hamileliğin tüm evrelerinden doğru şekilde geçecekler ve başkalarını daha iyi anlamaya ve hissetmeye başlayacaklar. Sonuç olarak, bağlı oldukları şeyin sadece fetüs olmadığını ama tüm insanlığa bağlı olduklarını ve aslında hepimizin birbirimizin rahimleri içinde olduğumuzu anlayacaklardır. Bu çok farklı bir seviyedir.

 

Eli Vinokur: Anne üzerine çok fazla konuştuk, baba hakkında sormak istiyorum.

Michael Laitman: Bir önceki programda bu konuyu cevaplamıştık zaten – bu noktada baba hiç dikkate alınmıyor. Kabala ilminde, baba, anneden çok daha yüksek bir seviyededir. Baba, fetüsün kişisel özelliklerini bariz şekilde belirler ve anne bu özellikleri geliştirir. “Baba ‘beyazlığı’ verir ve anne ‘kırmızılığı’ verir,” diye bilinir. Anne, “beden” denen güçleri verir, fakat baba fetüsün esas kişisel özelliklerini verir.

 

Limor Soffer-Fetman: ”Baba verir” ne demektir?

Michael Laitman: Sperm damlası.

Limor Soffer-Fetman: Fakat genetik olarak, yüzde elli, yüzde ellidir.

Michael Laitman: Evet, ama dünyevi özelliklerden konuşmuyoruz. Daha çok yaşama karşı özünde var olan yaklaşımdan bahsediyoruz. Bunlar daha içsel, özgün şeylerdir ve babadan geçer. Fetüsün tüm başlangıcı babanın seviyesinden anneye iner ve sonra anne fetüsü taşır. Yani, baba her şeye rağmen ilktir ve çok fazla şeyi belirler. Annenin, bir kuluçka makinesi gibi, sadece gelişim için bir ev olduğunu söylemek istemiyorum ama bu noktada hâlâ babanın sperm damlasıyla verdikleri ile oluşan bir ilişki var. Buna hiçbir şey yapamazsınız ve bu gelişir.

 

Limor Soffer-Fetman: Bu doğru.

 

Michael Laitman: Bu böyle. Diğer şey ise, bu dünyada hangi durumlarda geçerli olduğunu söyleyemem ama manevi dünyada annenin sahip olduğu her şeyi baba belirler. Şöyle söyleyelim, baba, annenin fetüs için olan mekanizmasının belirleyicisidir. Anne sanki babayla fetüs arasında koordinasyon sağlayan bir tür aracı gibidir. Annenin seviyesini görünürde küçülttüğüm için kusura bakmayın, ama babanın tamamen göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulamak istiyorum.

 

Limor Soffer-Fetman: Babayı en önemli olan yaptınız.

 

Michael Laitman: Burada çok ince, çok temel bir rol bölümü var ve biri diğerine karışmıyor.

 

Limor Soffer-Fetman: Fakat birinin daha önemli ve diğerinin daha az önemli olduğunu söylüyorsunuz.

 

Michael Laitman: Hayır. Biri olmadan ötekinin olabileceğini düşünmüyorum. Sanırım henüz bu konuda araştırmalar yok, ama çocuk eğer tek ebeveyn ailede ise, çok büyük fark oluyor.

 

Limor Soffer-Fetman: Aslında bu konuda çalışmalar var, babanın anneyi ve çocuğun çevresini koruduğunu belirten ve annenin de babanın sistemine ait olduğunu anneye hatırlatan çalışmalar. Yani, babanın daha dolaylı olsa da, birçok görevi var.

 

Michael Laitman: Evet, özellikle bu anlayışın ileride korunmak üzere çocuklarımıza geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum

 

Eli Vinokur: Peki konuyu toparlamak için, baba ve anne arasındaki rol bölümü nedir?

 

Michael Laitman: Kabala ilmine göre, bu konular çok derin ve çok yüksek meseleler. Rol bölümü vardır; baba aslında çocuğu direkt olarak etkilemez. Her durumda, kadın ne talep ederse, erkek yapmalıdır. Bu, çocuk açısından kesinlikle böyledir. Fakat babanın kendisi, çocuğu eğitmeye başlayana kadar, çocuğa hiç yaklaşımda bulunmaz, sadece anne aracılığı ile yaklaşır.

 

Eli Vinokur: Bu konuda erkek ve kız çocuklar arasında bir farklılık var mı?

 

Michael Laitman: Kabala ilmine göre, erkek çocuklar hakkında konuşuruz çünkü bu başa çıkmanın gücüdür, perdenin ve yansıyan ışık dediğimiz ışığın gücüdür. Kızlar açısından, kesinlikle farklı olduğunu düşünüyorum. Kız çocuğun bakımını tamamen anne yapar ve baba, annenin arkasında olmalıdır. Erkek çocuklarda ise, kız evladından farklı olarak, erkek evlat ilk günden itibaren babası olduğunu hissedecek şekilde hem baba hem anne tarafından bakılır. Daha sonra babanın bakımına geçmelidir. Günümüzde erkek çocuklara okulda ilk sınıftan, hatta daha öncesinden itibaren kadınlar tarafından bakılması durumu, bizleri mahvediyor.

 

Eli Vinokur: Programı özetleyelim. Bugüne kadar yaptığımız şekilde doğayı ve aşamaları ayırmanın yanlış olduğunu ve doğayla bütünsel bir yaklaşımla, tek sistem olarak ilişki kurmamız gerektiğini söyledik. Dilimlere ayırıyoruz çünkü gerçekliği ayrılmış olarak algılıyoruz, oysa gerçeklik, bütündür. Ayrıca, kırk gün içinde fetüsün bütün, tam bir form aldığını söyledik. Spermin döllendiği üç gün ve sonra insanın oluştuğu aşama olan kırk gün var. Bu sürecin üç aylık üç evreye ayrıldığını ve aslında gelişimin daha içsel düzeyden başladığını ve dışa geliştiğini konuştuk. Bu, daha içsel şeylerin ilk üç ayda geliştiği anlamına geliyor. Annenin rolünün aşırı derecede önemli olduğunu da belirttik. Manevilikteki anne gibi, anne tamamen fetüsüyle ilgilenmeli, yaptığı her şeyin fetüsü bütün hamilelik süresince etkilediğinin, fetüsün onun parçası olduğunun ve eğer gerçekten çabalarsa fetüsü hissedeceğinin, gerçekten tek bir bütün olacaklarının farkında olmalı. Son olarak, babanın da rolü olduğunu, hatta çok önemli bir rolü olduğunu söyledik. Baba, içsel nitelikleri sağlıyor, anne ise çevreyi sağlıyor ve fetüsü geliştiriyor.

 

Michael Laitman: Evet, ama baba çevrenin dış limitlerini göstermeli ve çocuklar bunu hissetmeli.

 

Eli Vinokur: Tamam, ayrıca dedik ki, eğer karınız bir şey talep ediyorsa, özellikle çocuk ile ilgili olarak, baba istenileni yapmalıdır. Uygulamamız gereken çok önemli bir öğüt.

 

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
18 - 0,121