e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ
Ana Sayfa > Kabala Video Klipleri > Kabala ve Söylentiler > Duyu Ötesi Algı ve Psişik Kuvvetler Nedir?

Duyu Ötesi Algı ve Psişik Kuvvetler Nedir?

8.04 MB   –   08:44 Dakika

Video olarak indir –   PDF olarak indir

M = Martin (Moderatör)

L  = Dr. Laitman

M: Ben ilginç bir yazı okumuştum. Burada yani Kuzey Amerika’daki bazı karakollar için bazı özel insanları işe alıyorlar. Özel, altıncı hisleri ve algıları kuvvetli manevi insanlar;  ellerine aldıkları herhangi bir eşyanın kime ait olduğunu hissedenler veya belki bir gizemli olayın anlaşılmasında ve bir cinayetin çözülmesine yardım eden insanlar. Bu insanların manevi dünya ile çok özel bağlantıları olsa gerek. Bunu yapabilmeleri için manevi dünya ile düzenli bir bağlantıda bulunmaları gerek gibi.

L: Niye böyle düşünüyorsun?

M: Niye mi böyle düşünüyorum?

L: Neden onların manevi dünyaya bağlantıları olduğunu düşünüyorsun, sadece fazladan ekstra hislere sahip oldukları ve bu sebeple daha fazla algıladıkları için mi?

M: Muhtemelen bu manevi dünyadaki titreşimleri algılayan ekstra hisleri içlerinde barındırdıkları için.

L: Yani bir köpek de mi manevidir? Biliyorsun onlar her şeyi koklayabilirler.

M: İşte bu!

L: Şimdi köpek manevi midir, sana soruyorum şimdi?

M: Evet şunu demek istiyorum, bir köpek enerjiyi değiştirebilir. Bir duyudan diğer bir duyuya azaltabilir.

L: Uzunca bir zaman, birçok insanın tedavisi ile ilgilenmiştim. Örneğin, belki bilirsin, bir hayvan diğer bir hayvanın yanına yaklaşır ve idrarını koklar, ardından çiftleşmeye hazır olup olmadığını hisseder. Çiftleşmeye karar verip vermemeleri buna bağlıdır. Bizler kliniklere, hastanelere gideriz. Çok testler yaptırırız; hayvanlar ise koklar veya bir şeyin tadına bakar, sanki içlerinde birisi varmış gibi canlı ve hisleri kuvvetlidir. Şimdi bu hayvanlar daha mı kutsallar veya insanlardan daha mı iyi algılarlar, onlar kâhin midirler?

M: Hayır, hayır, hayır.

L: Yani başka kelimelerle anlatırsak, maneviyatı altıncı his algılamalarında aramamalıyız. Bizi bu ekstra duyuların veya hislerin spritüel yapacağını düşünme.

M: Fakat, fakat…

L: 2004’te yaşanan tsunamiyi düşün, orada hiçbir hayvan boğulup suyun altında kalmadı, hepsi kaçtı ve insanlar kaldı. Çünkü hayvanlar birkaç gün önceden hissedebiliyorlar.

M: Fakat bu bilinen bir bilgi. Ekstra idrak ile ve orada olmayan bir şeyle bağıntı kurabilme becerisi demek spritüel değil.

L: Birisi kalkıp konuşsa, dese ki arkadaşlar buraya büyük bir dalga gelecek ve bizi su altında bırakacak. Herkes o kişiyi takdir eder ve sever. Herkes o kişinin ne kadar ekstra hislere, algılara sahip olduğunu parmakla gösterir. Dalga gelir ve herkesi sular altında bırakır sonra o kişinin manevi olduğu, melek olduğu, her şeyi bildiği ve Yaradan ile bağıntılı olduğu düşünülür.

M: Evet, onun ekstra hisleri/duyuları var.

L: Hisleri kuvvetli olan şahıs sadece hayvan gibi hislere sahip, tsunamiden kaçmış, yani şöyle diyebiliriz: Doğayı diğer insanlardan farklı olarak daha kuvvetli hissedebilmek, o kişiyi manevi yapmaz.

M: Peki, etrafında enerji alanı sarılı ve siz bunun manevi olmadığını söylediniz, göremediğimiz için mi? Bütün alanda enerji var ve bu nedir? Görülemeyen enerji alanı nedir?

L: Dünyada göremediğimiz birçok şey var. Çeşit çeşit doğaüstü olaylar var her şeyini bilmediğimiz. Şimdi kullandığın radyo ve TV’yi 100 sene önceki zamandan insanlara gösterseydin senin melek olduğunu düşünürlerdi.

M: Doğru 20 sene sonra yeni bir şeyler bulacağız mesela vesaire tamam.

L: Hadi karar verelim manevi olan nedir?

M: Nedir?

L: Manevi olan bir şey herhangi bir biçimde bizim dünyamızda bulunmaz. Doğaya daha da yakınlaşsan bile bulamazsın. Hayvanlar arasında, bitkiler ve insanlar arasında bulamazsın çünkü yoktur. Manevi olan bizden tamamıyla kopmuş, ayrılmış olandır. Bizim tüm tabiatımız yutmak, almaktır. Bu tabiatımızın zıddı ise sevmek ve vermektir.

M: Böylece?

L: Bu konu hakkında nasıl daha basit bir yol ile düşünebilirim? Bizim tabiatımız dışında olan şey aslında yoktur: Tabiatımızın zıddı olan vermek.

M: Tamam bu mantıklı geldi. Bizde olan bu alışılagelmiş tabiatımız ve tabiatımızın zıddı arasında bir kesişme var mı? Buluşma noktası nedir?

L: Bağlantı yok.

M: Bağlantı yok mu?

L: Bağlantı hiç yok, hayır, nasıl olabilir ki? Benim almak isteyen tarafım ve vermek isteyen tarafım arasında nasıl bir kesişme veya bağlantı söz konusu olabilir ki? Bağ kişinin içinde vardır bu konuda haklısın. Bu kişinin içindeki bağ, insanlara yalan söyleyebilme becerisi. Bu yalan becerisi bizim gerçek dünyamız ve manevi dünyamız arasındaki bağdır. Sana bir örnek verebilirim.

M: Tamam.

L: Sanki sana vermiş gibi gözükebilirim ama asıl amacım karşılık olarak bir şey kazanmak. Fakat bu aksiyonda bir adım atmaya değer çünkü bundan fayda sağlayabilirsin. Konuyu açarsak, vermemin benim için de iyi olabileceğini öğrenirim.

M: Yani bağlantı/kesişme aslında bir yalan veya…

L: …ve bu bağlayandır. Yalan veya yanlışsa bile, başkaları için iyi şeyler yapmamı öğretir. Farz edelim ki beraber bir şeyler yapacağız, bu harika, çünkü biz kazanacağız. Böylece bana beraber olmamızın iyi olacağını gösterir vs.

M: Tamam.

L: Eğer böyle düşünerek ilerlersek, bağın bize kazandırabileceğini anlarız. Eğer grubumuzu diğer tabiatımıza ulaşmak için yani vermek için ve maneviyat için inşa edersek ve bunun neticesinde birbirimize vermeye başlarsak maneviyata ulaşmamız mümkün olur.

M: Tamam fakat bu söylem manevi sorgulama yapanlara karşıtlık oluşturabilir çünkü yalan ve doğru olmama ile gerçeğe ulaştığımızdan bahsediliyor. Herkes ise buralarda gerçeğin, dünyadaki varoluşlarının gerçeğini aramakta. Siz ise mümkün olmadığını ve oraya ulaşabilmemiz için birbirimize yalan söylememiz gerektiğini söylüyorsunuz.

L: Fakat hem sen hem de ben bunun bir yalan olduğunu anlıyoruz veya yalana hazırlanıyoruz. Bu ise aslında birbirimize yalan söylediğimizi, pazarlık yaparcasına maneviyata bu şekilde erişmeye çalıştığımızı gösteriyor. Sana ihtiyacım yok, sana saygım yok ve seni hiç düşünmem fakat seninle, senin üzerinde sana verebilmeyi öğrenmeyi ve maneviyata ulaşabilmem için deneme yapabilirim.

M: Böylece bu husus açıklığa kavuşur ve aslında maneviyata ulaşabilmemiz için birbirimize ihtiyacımız vardır. Bireyin kendi tekniklerini kendi üzerinde denemesi ile veya kendi kendine maneviyata ulaşması mümkün değildir.

L: Şimdi sanırım anlamışsındır neden toplumdan kaçmamamız gerektiğini, dağlarda veya ormanlarda kendimizi izole edip meditasyon vs. yapmamamızı.

M: Evet.

L: Aksine, insan toplumlarında, eğer doğru inşa edebilirsek, maneviyata ulaşabilme başarısını hep birlikte yakalarız.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
17 - 0,078