Kabala kitapları, manevi dünyaların yapısını ve her birimizin oraya nasıl ulaşacağını öğretirler. Bir Kabala kitabı bir tur rehberi gibidir. Eğer yeni bir şehre seyahat etmek isterseniz, muhtemelen, görülecek en iyi yerleri, en iyi kafeleri ve kulüpleri ve bulacaklarınızdan hoşlanmayacağınız için gitmek istemeyeceğiniz yerleri size söyleyecek bir tur rehberi kullanmak istersiniz.
Benzer olarak, Kabala kitapları size, manevi dünyaların nasıl inşa edildiğini, hangi “yerlerin” daha fazla, hangilerinin daha az eğlenceli olduğunu öğretirler. Elbette bunlar fiziksel yerler değillerdir, ama bunlar herhangi bir Kabalistin deneyimlediği manevi durumlardır.
Kabala kitaplarının size anlattığı başka bir şey de, manevi realitenin nasıl bulunacağıdır. Eğer bu dünyada bir yere gitmek isterseniz, o yerin bir haritasına ve o yeri çalışmak için bir tur rehberine ihtiyaç duyarsınız. Maneviyatta, Kabala kitapları sizin için hepsini yapar – manevi dünyanın nerede olduğunu size “gösterir”, sizi oraya “taşır” ve size çevreyi gösterir.
Kabala ilmi, ben, sen ve hepimiz ile ilgili olması bakımından eşsizdir. Soyut olanla ilgilenmez, sadece yaratılış şeklimiz ve varlığımızın üst dereceleriyle ilgilidir.
Bazı bölümler, Sonsuzluk dünyasından inen güçlerden bahseder. Sonsuzluk dünyası bizim başlangıç konumumuzdur ve biz orada birbirine tam anlamıyla bağlanmış tek bir ruhuz. Daha sonra Sonsuzluk dünyasından, yaşadığımız dünyaya inen dünyaların sıralanışını, Sefirot ve Partzufimleri çalışırız.
4 bin yıl önce Sefer Yetzira adlı (Yaratılış Kitabı)nı yazan İbrahim peygamberden başlayarak birçok Kabalistik kitap yazılmıştır. İkinci önemli kitap Zohar kitabı M.Ö. 2.yüzyılda yazılmıştır. Zohar’ı ünlü 16.yüzyıl Kabalisti Ari’nin çalışmaları izler. Ve 20.yüzyıla geldiğimizde Kabalist Yehuda Aşlag’ın çalışmalarını görülür.
Aşlag’ın çalışmaları bizim neslimiz için çok uygundur. Bu metinler, diğer kabalistik kaynaklar gibi üst dünyaların yapısını ,aşağı dünyalara hayat vermek için nasıl indiklerini ve kainatın, gezegenimizin, dünyanın oluşumunu, dünyanın geçirdiği evrimleri tarif eder. Bu sistemin nasıl oluştuğunu, üst dünyaların nasıl yeryüzüne indiğini çalışmak, bize bu sisteme girme metodunu ve ona hükmetmeyi sağlar.
Biz, çoğunlukla Yehuda Aşlag tarafından yazılan 6 ciltlik Talmud Eser Sefirot (On sefirotun çalışması) kitabını çalışıyoruz. Bu kitap çizimler, grafikler, açıklamalar, sorular ve cevaplardan oluşan bir çalışma aracıdır. Bu, dünyayı yöneten üst dünyaların fizik kurallarını tanımlar.
Bu materyal, öğrencilere çalıştıkça manevi dünyayı edinmeyi ve onu deneyimlemeyi sağladığı için aşama aşama değişir.
Kabala ilmi, bu dünyadaki yaşam ile ilgilenmez. Onun yerine, bu sistemi çalışarak, üst dünyalardan düşmeden önce edindiğimiz dereceyi tekrar edinerek yükseliriz. Kabala çalışması, bu yükselişle kişiyi üst dünyalara eşit bir dereceye getirir.
Bu sistem, bunu başarmayı isteyen ve amaç edinen kişiye kendini gösterir ve onu organize eder. Bir damla spermden tüm insanlığın meydana gelmesi ve gelişmesi gibi, Kabala ilmi üst yaşamları edinmek için isteğimizi geliştirir.
Bu önce kalpteki nokta dediğimiz küçük bir arzuyla başlar. Bu nokta, gelecek derecelerin embriyosu gibidir. Üst dünyaların yapısını çalışarak “genetik” bilgileri ediniriz ve bu bilgiler büyüdükçe içimizde üst derecelere benzer bir yapı oluştururuz.
Bu çalışma bunun için çok değerlidir. Okuduğumuzdan hiçbir şey anlamasak bile kabalistik metinleri anlamaya çalışmak, kalpteki noktamızı ve üst dünyaları edinme isteğimizi büyütür. Büyüdükçe de içimizde yeni ve değişik bir dünya hissini duyarız.
Böylece, Kabala ilmi bize üst dünyaları hissetme, olanları anlama ve en önemlisi de bu süreci kontrol etmemize olanak verir.