Kadınlar İçin Haftalık Sayfa – No. 32

Kadınlar pasif bir güç değildir. Onlar erkeklerden çok daha aktif bir güçtür, dünya onlarla başladı. “Adam Harişon” ile ne oldu ki, Tora’da onun hakkında  okuruz? Kadın ondan ayrıldığı ve ona karşı bir yardım haline geldiği, ayrı ve bağımsız olduğu zamandan itibaren, tüm Tora başlar, sonra tüm dünya başlar ve ondan öncesi konu dışıdır.

Bu demektir ki, o güç birdir, orada kadınlar  bağımsız olarak erkeklere karşı dururlar ve her iki taraf da birlikte hem birbirlerine karşı olarak hem de beraber olarak çalışırlar. Doğaya göre bizler karşıtız ve çalışmamıza göre bizim birlik olmamız gerekir, dolayısıyla özellikle bu bağ bize başarı getirir. Çocukları dünyaya getiririz, nesli devam ettiririz ve bizler için uygun olan çevreyi inşa ederiz.

Erkekler dışarı gider ve görünürde güç ve yiyecek içecek getirirler. Kadınlar bu gücü işlemden geçirirler ve maneviyatta onlar için yeni koşulları üstlenirler. Tıpkı bu dünyadaki çocuk doğumu gibi, maneviyatta da doğum yeni koşulların edinilmesiyle oluşur ve bu sadece kadınların gücü aracılığıyla olur. Gücü getiren erkeklerdir ve kadınlar üstlenirler. Dolayısıyla iki taraf da olmadan bu imkânsızdır, ancak burada belirleyici olan kadınlardır. Bu çok önemli bir konudur.

Yahudilikte, milli kimlik erkeğe göre değil kadına göre kişiye geçer. Bu demektir ki, çocuklar – erkekler, kızlar, hiç fark etmez, hepsi annenin arkasından gider, babanın arkasından değil, çünkü bu gelenek maneviyattan kaynaklanır. Maneviyatta, her şey  “Malhut”tur, arzu belirler ve perde, kaptaki erkek güç ise sadece bu alma arzusunu alarak onu ihsan etme arzusuna dönüştürmeye yardımcı olur.

Bu nedenle kadınların arzusu, onların gücü, tutkusu, inisiyatifi, erkekleri itme ve organize etme yolu, çocukları hazırlama ve tüm evi düzenleme şekli; bunlar yaşamın temelidir – hem dünyevi olarak hem de manevi olarak. Bu böyledir çünkü maddeselliğimiz, bu dünya, tamamen maneviyata göredir.

Bu nedenle bu konu, erkekler grubuyla kadınlar grubu arasındaki karşılıklı uyum içinde işlemektedir.

(Kadınlar için ders, 17 Kasım 2008)

Kadın kısmı öyle yaratılmıştır ki her kadın kendi adına bir kraliçedir. Kadın, erkeklerin kendi aralarında olduğu gibi diğer kadınlarla direkt olarak bağ kuramaz. Ancak, diğer kadınlarla amaca yönelik tek, kolektif ve karşılıklı arzuyu yaratmaya katılabilir.

Bu onların kadın rolüdür. Ve bu arzunun yönlendirilmesi gerekir, sanki erkek kısmına ve onun aracılığıyla da Yaratan’a aktarılmış gibi.

(Moskova Kongresi, 2. Ders, 10 Haziran 2011)

Kadınların kaderi, erkeklerde Yaratan’a doğru bir özlem uyandırmaktır. Düşünceleri aracılığıyla kadınlar, erkeklerin Işıkla çalışma arzularını, parçalanmış perdeyi yeniden inşa etmelerini ve ihsan etme niteliğini edinmelerini teşvik etmelidirler. Erkekler kadınların ihtiyacını hissederler, onların talebini Yaratan’a aktarırlar, Işığı alır ve onların dileğini yerine getirirler.

(Sanal ders, 6 Nisan 2010)