Not 538
Haziran 1972
“İşte ona barış antlaşmamı veriyorum” denildi. Bilindiği gibi, bir kişi ne kadar pay ayırırsa, o kadar pay alır, göze göz. Ancak burada Pinhas ikisini de öldürerek cinayet işlemiştir, o halde bunun barışa hak kazanmasıyla nasıl bir ilişkisi olabilir? Burada hangi “göze göz” vardır?
Bilindiği gibi, yaratılışın amacı O’nun yarattıklarına iyilik yapmaktır. Ancak veren ile alanı ayıran form eşitsizliğinden dolayı, ayrılık olmasın diye bolluk çekilmez. Bu nedenle her birinin Yaradan’a karşı şikâyetleri ve yakınmaları vardır.
Aynı şekilde, insan ve insan arasında, bir kişinin hiçbir eksikliği olmadığında, bir başkasıyla kavga etmez ve tüm kavgalar kişinin içinde bir eksiklik hissetmesinden kaynaklanır. Bu nedenle, kişinin dostuyla ve Yaradan’la, Yaradan’ın neden onun isteklerini yerine getirmediği konusunda şikâyetleri ve kavgaları vardır.
Ancak, gerçekte, bolluğun aşağıya doğru yayılmasını engelleyen şey form eşitliğinin yani Yaradan’ın rızası niyetiyle alabilen Kli’nin [kabın] eksik olmasıdır. Tüm günahların sadece kişinin kendisi için almasından kaynaklandığı bilinmektedir. Bu nedenle, Zimri’nin günahı, alabilen tüm Kelim’leri [çoğulu Kli] bozduğundan ve bolluk hatlarının aşağıya yayılmasını engellediğinden, bu nedenle, insan ve insan arasındaki anlaşmazlıklar arttı, çünkü bu günah yüzünden kendileri için alma kaplarını büyüttüler ve ayrıca insan ve Yaradan arasında anlaşmazlıklara neden oldular çünkü iyi bolluklar aşağıya inmeyi durdurdu.
Bu nedenle, Pinhas onları öldürdüğünde, Kelim’i ıslah etti, böylece yukarıdan gelen bolluğu alabileceklerdi. Bu, insan ve Yaradan arasında barış sağladı çünkü Yaradan bir kez daha bolluğu verdi ve “Benim gazabımı yatıştırdı” ifadesinin anlamı budur, zira Yaradan’ın arzusu ihsan etmektir ve Zimri O’nun ihsan etmeyi durdurmasına neden olmuştur.
Ayrıca, insan ve insan arasında barış sağlandı, çünkü herkesin alma kapları ıslah edildi, böylece dostlarıyla anlaşmazlığa düşecekleri hiçbir şey kalmadı. Bu nedenle ayette, “Bu nedenle, ‘İşte ona barış antlaşmamı veriyorum’ deyin” denmektedir, çünkü yaptığı şeyle barışa neden olmuştur.