e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ
Ana Sayfa > Kadınlar İçin Haftalık Bülten > Kadınlar İçin Haftalık Sayfa – No. 49

Kadınlar İçin Haftalık Sayfa – No. 49

Soru: Tüm hayatım boyunca, Yaratan ile bağı aradım ve şimdi bunu hissediyorum, Yaratan’ın bana ciddi karışıklıklar gönderdiğini anlıyorum ve O’nunla içsel bir diyolağa sahibim. O’nun benden ne istediğini anlamam mı gerekiyor? Bu benim içsel duam mı olmalı, bu öğretiyi yayma gerekliliğime dair belli bir sorumluluk mu olmalı? Yoksa ne yapmam gerekiyor? O’nu nasıl hissetmeliyim, O’nu nasıl anlamalıyım?

Dr. Laitman: Soru için teşekkürler. Grubun kadınları konusuna ve genel olarak insanlığın kadınları konusuna biraz değinmemi sağlıyor. Bu aynı şeydir; konuşmuş olduğumuz her şey kadınlarla da ilişkilidir, sadece kadınlar açısından şunun dışında: onlarda bu sensörü, bu ilave duyuyu, aleti  kendi başlarına yaratma seçeneği eksiktir. Bu sensör, kadınların desteği olmadan erkekler tarafından da yaratılamaz. Biz birlikte çalışırız.

Daha ziyade, kadınlar etrafımızdaki koşulları yaratmalıdırlar, iterek, ikna ederek, yardım ederek, mümkün olan her konuda işbirliği yaparak ve her şeyden önce bu onların arzusundadır. Eğer isterseniz, o zaman sizin bu arzularınız erkekleri etkiler, tıpkı kadının kocasını evden dışarı itmesi ve aileye bakmak üzere çalışmaya başlaması gibi. Bu olmadan, erkekler tamamen saçmalıkla uğraşacaklar, tüm yaşamları boyunca etrafta eğlenecekler. Bilakis, özellikle kadınların arzusunun gücü sayesinde, hem bu dünyada hem de manevi dünyada, dünya gelişir. Yani, temel olarak anlaşılmalı ve hissedilmeli ki kadınlar özellikle dağıtımda kendilerinin en etkin olduğu yeri bulurlar. Çünkü onlara en yakın olan budur; onlar çocuk yetiştirir, genişler ve bu alanda gerçekten de erkeklerden çok daha iyi çalışırlar. Bunun en iyi gösterge olduğunu düşünüyorum. Bunun dışında, tabii ki gruba destek olmak.

Siz Stuttgart’tansınız; orada bir grup var, erkekler var, bir annenin çocuklarına gösterdiği gibi ilgiye ihtiyaçları var ki böylece tartışmazlar ve kadınlar da anlaşırlar. Eğer aranızda anlaşma varsa, bir bağ varsa, o zaman  eğer böylesi iyi bir ortam yaratırsanız, içerideki erkekler kavga edemeyecekler. Erkekler her zaman kadını bir tür anne gibi hissederler, bu onların içinde daima kalır. Bunu bilirsiniz, hissedersiniz. Dolayısıyla,  eğer erkekler bu ortamda farklı şekilde ilişki kurmaları gerektiğini hissederlerse ve daha yakınlaşmak için yardım ederlerse, birdenbire senin arzun çalışacak ve bağı yakına çekmeye yardım edecek; onların manevi yükselişi. Bunun ne olduğunu hayal edebiliyor musun? Bütün bunun anlamı ne? Sana iyi şanslar.

(Herkes için Kabala Kongresi, Vilna-Litvanya, Mart 2012, 3. Ders) 

“Maneviyat, ihsan etmektir. İhsan etmek, her birimizin içinde değil, dışında ortaya çıkandır. İçimizde, şu an ne hissediyorsak sadece onu hissedebiliriz. Bu görüntüye, bu biçime verdiğimiz isim, “bu dünya”dır. Dolayısıyla, bundan şu sonuç çıkar: Eğer hayvansal bedenimde yer almayan bir şeyi, hayvansallığımın ötesinde olan bir şeyi ortaya çıkarmak istiyorsam,  yeni ve farklı bir beden inşa etmeliyim.

Bu bedene, insanlar arasındaki “bağ” denir, çünkü onlar da hayvansal bedenlerden oluşmuşlardır. Bu nedenle aslında aramızda böyle yeni bir beden inşa ediyoruz. Bu beden bizim aramızda ve onun içinde kendi bedenimiz dışındaki realiteyi hissederiz. Buna “maneviyat” ya da “Üst realite” denir. Çünkü tüm güçler, nitelikler, yaratılışın planı, yaratılışın amacı, hepsi orada, bizim aramızdadır. Ve bu alana, bizi yöneten bu güce,  “Işık”, “Yaratan” denir ve başka birçok isim verilir.

Dolayısıyla, aramızda bu bağı inşa etmekten başka hiçbir seçeneğimiz yok. Bu bağ için özlem duyduğumuz zaman, bu bencilce bir özlem olsa bile, yine de bunun üzerimizde belli bir etki yapmasını sağlarız.  Bunu “O’nun adına değil” denen seviyede hissetmeye başlarız ta ki bizi etkileyene kadar ve sonra bunu ilk seviyede hissetmeye başlarız ve sonra gittikçe daha yoğun şekilde hissederiz.  Bağın gücü, “Işığın gücünü” belirler. Buna ihsan etme gerçeğinin ortaya çıkışını hissetmek denir. Ancak, bunun hepsi bizim aramızdadır. Bu bir gerçektir.

Bizim sadece bu durumu daima mümkün olduğunca gerçek olarak tanımlamaya çalışmamız ve bilimden, psikolojiden ve onunla olan ilişkimizden bildiğimiz her şeyi ona eklememiz gerekir. Bunun ne kadar gerçek olduğunu göreceksiniz ve her şey bir araya gelecek, birleşecek.”

(Günlük dersten alıntı, 5 Ekim 2012)

“Yaratan’ın hiçbir biçimi yoktur. İhsan etme ve sevme gücünün, ihsan etme ve sevme içinde olan bir şeyle kıyafetlenmesi gerekir. Sonra, form eşitliği kanununa göre, kişi, dostları arasında inşa ettiği ihsan edişin aynısını hissetmeye başlar. Bu tam olarak Bina’nın niteliğidir  ve bu yüzden dostlar arasında var olan bu niteliğe başvurur; “O, Yaratan’dır.” Bu böyle çünkü realitenin algılanmasını sizinle çalışıyoruz. Orada açıklanmıştır ki biz sadece maddeyi, yani arzuyu algılıyoruz. Halbuki maddeye bürünmüş form, ihsan etmektir, karşılıklı sevgidir.

Dolayısıyla, aslında açığa çıkarmamız gereken şey budur. Bu yüzden, grup içinde, açığa çıkan tüm problemlerin ötesinde, birliği edinmekten başka hiçbir şey yoktur, yapacağımız başka hiçbir şey yoktur. Genel olarak söylersek, bizim için hayatlarımızda yapacağımız başka hiçbir şey yoktur. Eğer her an bunun üzerine kilitlenirsek, niyetimiz, endişemiz, konuşmalarımız sadece bunun hakkında olursa, tüm sorunlar böylece çözülecektir, çünkü aslında bu sorunlar yoktur.

Tüm sorunlar, bizim onların ötesinde birleşmemiz için ortaya çıkar. Kişinin yaşamında her an olan her şey için başka hiçbir neden yoktur, çünkü biz kırılmanın, parçalanmanın sonucuyuz. Bu nedenle, tüm realite, ne olursa olsun, sadece bizim onu birleştirmemiz içindir.”

(Şili Kongresi, 2. Dersten alıntı, 1 Mayıs 2012)

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
18 - 0,095