Kadınlar, doğal olarak, günlük yaşamın kaygılarıyla o kadar meşguldürler ki, bazen, maneviliğe ulaşmanın mümkün olup olmadığını merak ederler. Kabala, hem kadınların, hem erkeklerin, ister bilinçli ya da ister zorla olsun, bu dünyaya inerek maddesel bir form almış olan manevi köklerini edinmeye ihtiyaç duyduğunu açıklar.
Bu gezegende varoluşumuz sırasında, ister bu hayatta ya da ister bir sonrakinde olsun, hepimiz manevi kökümüzü edinmeye ve aynı anda, her iki dünyada, dünyalar birmiş gibi var olmaya ihtiyaç duyarız.
Bunu ne kadar önce yaparsak, yaşamlarımız çok daha basit ve daha mutlu olacaktır. Bu yoldan ne kadar fazla kaçınırsak, ebeveynlerinin isteğine direnç gösteren ama sonunda ondan bekleneni yapmaya zorlanan, inatçı bir çocuk gibi, maruz kalacağımız acı çok daha büyük olacaktır.
Manevi kökümüz, edinmemiz gereken amacımızdır. Kabala, bu kökü ve yeryüzündeki varoluşumuzun amacını fark etmemize yardım eder.
Bunu anlar anlamaz, kendimizi aşama aşama, amaçla uyumlamaya başlarız ve hayatımız derhal çok daha dengeli, huzurlu ve güvenli olur.