Alçakgönüllülük demek her bakımdan -eylemde ve akılda- kişinin kendini başkasının önünde iptal etmesi demektir. Bu demektir ki, aynı zamanda mantığını da dostunun önünde iptal etmelidir.
Bir içsellik, bir de dışsallık vardır. Onlara “ifşa olan” ve “gizli,” “eylem” ve “düşünce” denir. Herkesin gördüğü bir şey eyleme aittir fakat düşünceler ifşa olmaz. Düşüncenin içsel olarak kabul edilmesinin sebebi budur, yani bu insanın içselliğidir. Fakat eylem içinde içsel bir düşünce olduğunda dışsallık olarak kabul edilir.
Bu nedenle, kişi dostunun önünde eğilmek zorunda olduğunda, hem düşüncede hem de eylemde bunu yapmadığı takdirde, bu gerçek bir iptal olarak görülmez.
Sadece eylem değil, fakat aklı da ifşa olmalı ve dostunun fikirlerinin kendi fikirlerinden daha önemli olduğunu söylemelidir. Aksi takdirde, iptal olarak görülmez. Dostun önünde iptal olmayı sergilediğinde, bu yalakalıktan (dalkavukluk) başka bir şey değildir, yani dışarıdan sanki dostu daha önemliymiş gibi görünse de, içinden dostunun onun seviyesine yaklaşamadığını bilir.