Not 458
Ağustos 1979
“Ve bu sen duyduğun için gerçekleşti…” RAŞİ, kişinin topuklarıyla çiğnediği küçük Mitzvot’a [emirlere] itaat ederseniz, diye yorumladı. Ayrıca, “Küçük bir Mitzva’ya [emir], büyük bir Mitzva‘da olduğu gibi dikkat edin” denilmiştir.
Kişinin yetiştirilme tarzı gereği alışkın olduğu Mitzvot’a, bunlara dikkat etmesi gerektiğini bilir. Ancak kendisine eğitim yoluyla gelmeyen şeyleri yerine getirmesi zordur, zira bunlara alışık olmadığı veya dikkat etmesi gerektiğini bilmediği için, konunun ciddiyetini bilmemektedir.
Bu nedenle, kişi Mitzvot’u yetiştirilme yoluyla alırsa, onları ciddi olarak nitelendirir. Bu nedenle, kişi kendini olabildiğince özenle nasıl koruyacağını bilir. Ancak niyet konusuna gelince, bunu bir insana çalışmasının başında vermek imkânsızdır. Dolayısıyla büyüdüğünde, kendisine Yaradan’ın rızasını amaçlaması gerektiği söylendiğinde, bu çalışma onun için o kadar önemli değildir, zira bunu eğitim yoluyla almamıştır.
Bu nedenle, topuklarıyla çiğner yani küçük ve önemsiz oldukları için, onlara dikkat etmez. Buna karşılık, pratik Mitzvot ile ilgili olarak, kişi onlara uymanın ve hatta yasaların ve yargıların dikte ettiğinden daha katı olmanın, değerli olduğunu bilir.
Ancak niyete gelince, alışkın olmadığı için buna dikkat etmez. Bu nedenle, kişi Tora ve Mitzvot’u kendisini zorunlu kılan nedeni bilmeden yerine getirebilir, ancak eğitimin kendisi, Tora ve Mitzvot‘u yerine getirebilmek için yeterince iyi bir nedendir.
Ama en önemlisi, kişi büyüdükten sonra, neden Tora ve Mitzvot‘u yerine getirdiğini yani hangi amaçla çabaladığını bilmelidir – çünkü insanın amacı, “tövbe” denilen, Yaradan’la Dvekut‘a [bağlılığa] ulaşmaktır. “Sen duyduğun için” tahakkümü bununla ilgilidir yani kişinin topuklarıyla çiğnediği ve ona dikkat etmediği şeydir. Bu, “Küçük bir Mitzva‘ya [emir], büyük bir Mitzva‘da olduğu gibi dikkat edin” sözünün anlamıdır yani kişi Yaradan’ın rızasını amaçlayamazsa, bu, onun gözünde büyük bir günah işlemiş gibi olacaktır. O zaman, kendisinden istenen bütünlüğü elde edebilecektir.
Kalah [küçük], Kalon [utanç] ve alçalma kelimelerinden gelir.