e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Speedy

hizir 1Küçük bir otobüs olan Speedy başkalarına yardım ederek nasıl güçlü ve mutlu bir hale geldiğini öğrenmiş.

Büyük şehirde hayat çok canlı ve hareketliymiş. Kaldırımlar insanlarla doluymuş, arabalar caddeler boyunca araba nehirleri akıyormuş. Taksiler, otobüsler ve trenler sabahın erken saatlerinden gece yarılarına kadar çalışıyormuş. Yolcularını gidecekleri yere götürüyorlar ve hiç kimsenin geç kalmaması için çok sıkı çalışıyorlarmış.

Sadece adı Speedy olan küçük bir otobüs her zaman boş çalışıyormuş. Speedy çok huzursuz ve bencilmiş, insanlar işe gitmek için koşturduğunda, Speedy umursamazca yayaların kafalarından şapkalarını uçurarak ve kavşaklarda korna basarak caddelerde hız yaparmış.

“Nereye gidiyorsun?!” diye arkasından insanlar bağırır,  “Bizi alsana, acelemiz var!” derlermiş.

“Vakit yok!”, ”Benim de ilgilenmem gereken acil işim var” diye cevap verirmiş Speedy.

Gel gelelim acil bir işi yokmuş. Speedy etrafındaki her şeyi görmeye çalışarak, tüm yönlere sadece bakınırmış.

Büyük otobüsler Speedy’ye baş belası olduğunu düşündüren, sitem dolu bakışlar fırlatırlarmış ve taksiler sık sık onun için yapacak faydalı bir şey bulmayı denerlermiş.

“Bak, otobüs durağında oturan elinde ağır bir çantası ile yaşlı bir adam var. Neden onu evine götürmüyorsun?” demiş taksiler.

“Yaa tamam! Şehir parkına gitmem lazım. Yakında başlayacak tatil gösterisi var” diye cevaplamış Speedy.

Speedy hiçbir zaman kapılarını açmamış. İşte böyle inatçıymış!

Akşamları, ışıklandırılmış otoyola gidermiş ve ucu bucağı olmayan trafik kuyrukları arasında hız yaparak saatlerini harcarmış. Hatta bazen sadece ambulansların kızgın sirenleriyle uyarılmak için yanlış şeritten gidermiş.

Ve şehir uykuya geçince, Speedy garajına doğru gidermiş.

“Bugün neler gördün baş belası?” diye sormuş araba yıkama makinesi Speedy’i tüylü fırçalarıyla gıdıklayarak.

“Bir sınıf gezisiyle filmlere giden çocuklar gördüm” diye cevaplamış Speedy.

“Onları götürdün mü ?” demiş araba yıkama makinesi.

Kaşlarını çatarak “Hayatta olmaz! Onlar arkalarında çok fazla çöp bırakıyor!” demiş Speedy .

hizir 2Bir keresinde, Speedy kendini dar bir ara sokakta bulmuş. Trafiğin yoğun olduğu saatlermiş ve Speedy’nin birkaç caddeye yayılmış devasa trafik kuyruğunu geçmek için acelesi varmış. Birden, ona doğru koşturan bir adam görmüş. Keyfi kaçmış. Speedy ışıklarını yakmış ama adam kararlı bir şekilde Speedy’nin yolunu kapatarak yerinde durmuş.

“Beni hastaneye götür, oğlum hasta. Burada bekle.” demiş adam.

Adam binanın içinde gözden kaybolurken, Speedy’nin aklına, oradan ayrılabileceği ve kendisini durdurmak için kimsenin olmadığı, gelmiş. Fakat bir şey onu orada kalmaya zorlamış. Adam kollarında küçük bir çocuğu taşıyarak geri dönmüş ve şimdiye kadar ilk defa Speedy yolcuları içeri almış.

hizir 3“Şimdi her şey sana bağlı küçük otobüs, Acele et, ama lütfen kimseyi incitme.” demiş adam.

Eğer Speedy’in iyi yapabildiği tek bir şey varsa, o da acele etmekmiş. Buna ilaveten, şehrin bütün giriş çıkışlarını da çok iyi bilirmiş ve hastaneye giden en kısa yola girmiş. Hemencecik acil servis girişine gelmişler.

Adam şaşırmış. “Teşekkürler küçük otobüs! Gerçekten bize çok yardımcı oldun,” demiş adam, hastane görevlileri çocuğu bir sedyenin üzerine yerleştirirken. Çocuğu aceleyle götürürlerken, çocuk Speedy’ye bakmış ve hafifçe gülümsemiş.

Baba ve oğul hastane kapılarının arkasında gözden kaybolduktan çok sonra, Speedy biraz önce neler olduğunu düşünerek orada duruyormuş. Speedy küçük motor kalbinin teklediğini hissetmiş. Güneş batmış, cadde ışıkları yanmış fakat o yine de hastane girişinde durmaya devam etmiş. Yüzündeki ifade öyle ciddi ve üzüntülüymüş ki ambulanslar ona tek bir söz bile etmeden yanından geçip gitmişler.

Ve sonra çocuğun babasını görmüş.

“Hey, arkadaşım!” demiş adam gülümseyerek. Bu kendini çok iyi hissetmesine neden olmuş.

“Üzüldün mü ?” diye sormuş baba.  “Diyordum ki üzülme. Herşey yolunda. Tam zamanında geldin. İki gün içinde oğlum evinde olacak.”

Speedy mutluluktan kornaya basmış. Adamı evine götürmüş ve kendisi de yorgun ama mutlu garajın yolunu tutmuş.

Ertesi sabah çocuğun ailesi hastaneye gitmek için evden çıktıklarında, Speedy zaten onları kapıda bekliyormuş. Arka koltukta çocuk için bir hediye varmış. Hediye şehrin bütün değişik güzergahlarını, sinemalarını, meydanlarını, parklarını ve diğer gezilecek yerlerini gösteren yeni, renkli haritasıymış. Speedy bütün gününü hastanede harcamış. Bir saniye bile oradan ayrılmamış çünkü çocuğun anne ve babasını gözden kaçırmaktan korkmuş. Nihayet, kapıda görünmüşler ve ona el sallamışlar.hizir 4

“Oğlumuz sana çok selam gönderdi!” diye bağırmışlar.

Speedy’nin yüzü aydınlanmış ve ön farları sıcak bir parıltı yaymaya başlamış.

Çocuğu sabah dokuzda hastaneden almak konusunda anlaşmışlar ve Speedy garaja doğru yola koyulmuş. Uyumaya çalışırken, yeni bir hayata başlamaya karar vermiş.

Sabah, Speedy hastane kapısında titreyerek ve motor kalbi her zamankinden daha hızlı çarparak duruyormuş. Birden, çocuk kapıdan fırlamış ve neşeli çığlıklar atarak ona doğru koşmuş. Speedy’ye sanki asırlardır görmediği bir dostuymuş gibi davranmış.

“Merhaba! Burada olduğuna öyle sevindim ki. Sana anlatacak çok şeyim var!” demiş çocuk.

Ve işte böyle çocukla Speedy dost olmuşlar. Aslında, Speedy bütün şehirle dost olmuş çünkü insanlara ne kadar büyük bir yararının olabileceğinin farkına varmış.

Şimdi Speedy sabahın erken saatlerinde caddelerin soğuk asfaltlarındaki ilk otobüs. Otobüs duraklarındaki ilk yolcuları o topluyor. Her zaman dakik ve kapılarından gelen herkesi nazikçe selamlıyor. Taksiler neşeli bir şekilde ona göz kırpıyor ve büyük otobüsler ona bayılıyorlar.

“Bugün için yeterince çalışmadın mı?” diye soruyor Speedy’ye araba yıkama makinesi.

Speedy cevaplıyor ve gülümsüyor “Birinin gücü, diğerlerine yardım ettiğinde asla azalmaz!”

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
23 - 0,079