İnsanı yarattığı şekilde yaratmasının tek nedeni, kaderiyle gelişiminin sonunda edinmesi gereken dereceye ulaşabilmesi içindir. Bu hal Yaradan’a benzemek ve O’nunla bütünleşmektir. Doğa’nın tüm kanunları sadece bu amaca yönelik yaratılmıştır. İnsanın Yaradan’la bütünleşmesi, ancak O’nun özgecil yapısını edinerek olabilir.
Her insan Yaradan’la bütünleşmek olan yaratılışın nedenine, yaşadığı hayatların bir tanesinde ulaşmak zorunluluğunu hisseder.
Yaradan’a benzerlik O’nunla bütünleşmeyi nasıl sağlayabilir? Şöyle bir örnek verelim; her davranış / hareket insanın akılından doğar. Masayı yapan marangozun akılı yaptığı masada mevcuttur, çünkü çalışırken akılını kullanır. Dolayısıyla, masaya bakarak marangozun akılını edinebiliriz, zira çalışırken hareketler ve akıl bir olur.
İnsan Yaradan’ın davranışlarını ve tavırlarını dikkatle inceler ve üzerinde hassasiyetle düşünürse, O’nun akılını anlamaya başlar. Yaradan’ın yaratış düzenini ve davranışlarını edinen insan, O’nun akılıyla bütünleşir. Bu O’nunla bütünleşmektir. Söylendiği üzere; insan Yaradan’ın isimlerini açığa çıkartır – O’nun varlığını yaratılana gösterir ve insanla bütünleşir.