e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Alıcıların Ödülüne Dair

Makale No. 32, Tav-Şin-Mem-Hey, 1984-85

İnsanın ödül olmaksızın çalışamadığı biliniyor. Bu, kişiye ödül verilmediyse, harekete geçmeyeceği anlamına gelir. Bu, yaratılanların tamamen hareketsiz olan kökünden kaynaklanmaktadır, On Sefirot’un Çalışması’nda (bölüm 1, madde 19) yazıldığı gibi: ‘Dinlenmeyi severiz ve hareket etmekten şiddetle nefret ederiz, eğer dinlenmezsek tek bir hareket bile yapmayacağımız bir noktaya kadar. Bunun sebebi kökümüzün hareketsiz ve huzurlu olmasıdır; O’nun içinde hiçbir hareket yoktur. Bu sebeple, bu bizim doğamıza da aykırıdır ve bizde nefret uyandırır’.

Buna göre, çalışmamıza değecek ödülün ne olduğunu bilmeliyiz. Bunu açıklamak için bildiklerimize, yaratılışın amacına ve yaratılışın ıslahına bakmalıyız.

Yaratılışın amacı, Yaradan’ın bakış açındandır. Şöyle ki, Yaradan’ın yaratılanları yarattığını söyleriz, çünkü O’nun arzusu, yarattıklarına iyilik yapmaktır. Bu bize, şu meşhur soruları getirir: ‘Yaratılanlar neden haz ve memnuniyet almıyorlar? Eğer O, tüm yaratılanlara, almak isteyen bir doğa yerleştirdiyse, kim O’na karşı gelebilir ve haz ve memnuniyet istemediğini söyleyebilir ki?’

Öğrendik ki, yalnızca alma arzusuna, ‘yaratılış’ denir ve ‘yaratılış’, ‘yokluktan varoluş’ olarak adlandırılan, yeni bir şey demektir. Bu nedenle, yaratılanları, O, bu doğada yaratmıştır; bu, herkes almak istiyor ve O, vermek istiyor demektir. Öyleyse bunu erteleyen kimdir?

Bunun cevabı, ARİ’nin şu sözlerinde (Yaşam Ağacı kitabının başında) sunulmuştur: ‘İşlerinin mükemmelliğini aydınlığa çıkarmak için, kendini kısıtladı’. Orada açıklıyor, ‘içsel yansıma’ da, veren ile alan arasında bir fark olduğu için, bu form eşitsizliğine, yani alanlarda hoşnutsuzluğa sebep olur anlamına gelir. Bunu düzeltmek için orada, bir ıslah vardı, bolluk yalnızca ihsan etmeye yönelmenin olduğu yerde parlar, çünkü buna, ‘form eşitliği’ ve ‘Yaradan’la Dvekut (birleşme) denir’.

O zaman kişi, haz ve memnuniyeti aldığı zaman, hoşnutsuzluk hissetmez ve bolluk alıcıya gelebilir, çünkü alan, bolluğun alınması üzerinde, hiçbir eksiklik hissetmeyecektir. Şöyle ki, kişi, bir alıcı olduğu için, eksiklik hissetmeyecektir, zira amacı, kendisi için haz almayı istemesi değil, Yaradan’a memnuniyet ihsan etmektir.

Dolayısıyla, haz ve memnuniyet almak için ne yapmamız gerektiğine bakacak olursak, bunun yalnızca, ‘ihsan etme kapları’ denen, Kelim’i (kaplar) edinmekle mümkün olacağını görürüz. Buna, ‘yaratılışın ıslahı’ denir. Bu sebeple, Tora ve Mitzvot’taki çabamız karşılığında, Yaradan’dan hangi ödülü talep edeceğimizi bilmeliyiz ki bu, O’nun bize ihsan etme kaplarını vermesidir.

Panim Masbirot kitaba girişte, ödülün kökünün Masah (perde) ve Ohr Hozer (yansıyan ışık) olduğu yazılmıştır. Bundan dolayı, çalışmamızın karşılığında, haz ve memnuniyeti değil de, haz ve memnuniyeti almak için tek ihtiyacımız olan, ihsan etme kaplarını talep etmemiz gerekir. Kişi, ihsan etme kaplarını edinmeden önce, kendi yaşamında acı çeker, çünkü haz ve memnuniyeti almak için uygun olan Kelim’e sahip değildir.

Çalışmamızın düzenindeki eylemlerimizde, şu üç şeyin farkına varmamız gerektiğini görüyoruz: 1) yasaklanan şeyler 2) izin verilen şeyler 3) Mitzvot.

Yasaklanan şeylerde Yaradan için diye niyet etmek imkânsızdır, zira yasak bir şeyi Lişma (O’nun adına) için bile yapamam. Bunları yapmanın sözünü bile edemeyiz. Bilgelerimiz buna ‘günahla gelen bir Mitzva’ derler. Yalnızca izin verilen şeylerle ilgili olarak, kişinin bunları, Yaradan için hedeflemesi gerektiği söylenebilir ya da hedeflenemez ve o zaman Mitzva olmaz. Ancak, kişi, ihsan etmeyi hedeflediği zaman, bu eylem, bir Mitzva olarak kabul edilir.

Mitzva eylemleri söz konusu olduğunda, mesela Matza (Pesah ekmeği) yemek, Sukkah’da yemek vb, gibi, kişi bunlarla ihsan etmeyi hedeflemediği zaman bile, bu, yine de bir Mitzva olarak kabul edilir, zira Lo Lişma (O’nun adına değil), aynı zamanda bir Mitzva’dır. Ancak kişi bununla ihsan etmeyi hedeflediği zaman, Mitzva, kişinin, Mitzva’daki ışıkla ödüllendirilmesine sebep olur.

Kişi, hedefleyemediği, ancak, Mitzva’yı Lo Lişma’da yaptığı zaman, bilgelerimiz şöyle demiştir: ‘Kişi, Tora ve Mitzvot’a daima Lo Lişma’da bağlanmalıdır, Lo Lişma’dan Lişma’ya gelecektir’. Akabinde, kişi hedeflemediği zaman bile, Yaradan’ın Mitzvot’unu yerine getiriyordur. Ama kişi, izin verilen şeyleri yaptığında, buna, ‘isteğe bağlı’ denir ve bu, Mitzvot’un hesabına eklenemez.

Ancak, kişi, yasaklanan şeyleri yaptığı zaman, günahı, hesabına yazılır. İşte o zaman, kişi, Tora’nın yolunda geriler ve Yaradan’dan daha da uzaklaşır. Mitzvot Lo Lişma’yı yerine getirdiği zaman, kişi, Yaradan’a da yaklaşır, ama bu, uzun süren bir yoldur yani kişi bununla Yaradan’a tutunana dek, uzun bir yoldan Yaradan’a yakınlaşır.

Ama kişi, Mitzvot Lişma’yı gerçekleştirdiğinde, bununla, Tora ve Mitzvot’un tadıyla ödüllendirilinceye dek, Yaradan’a, her seferinde daha fazla bağlanır.

Ayrıca kişinin, Mitzva’dan hoşlanıp hoşlanmadığını bu vesileyle anlayabiliriz. Şöyle ki, kişi, Matza’dan küçük bir parça yediğinde eğer haz almıyorsa, Mitzva’yı yerine getiremez, çünkü Matza’dan küçük bir parça alan kişi, haz eşiğinin altında kaldığından, hakkını vermez. Tam tersine kişinin haz alması gerekir, aksi takdirde kutsayamaz.

Ayrıca, Şabat’tan haz almak da bir Mitzva’dır. Eğer kişi Şabat yemeğini yemekten haz almıyorsa, hakkını da vermiyordur. Bu nedenle kural şudur; Şabat arifesinde, öğlen okuması yakınken, karanlık oluncaya kadar kişi yememelidir ki böylece yemekten keyif alabilsin. Bilgelerimiz bununla ilgili şöyle demiştir (Pesahim, s 99): ‘Kişi, Şabat arifesinde ve öğleden sonraki duadan itibaren iyi günde yememelidir, böylece Şabat’a aç olarak gelecektir’, bunlar, Rabbi Yehuda’nın sözleridir’.

Yine de, kişi, ihsan etmeyi hedefleyemiyorsa bile, halen Matza yemenin Mitzva’sını yerine getiriyordur. Ayrıca, izin verilen şeylerde, kişi ihsan etmeyi hedefleyemese de, zaruri olduğunda izin verilen şeyleri yiyerek bile, daha fazla maddeleştirmemiş kabul edilir, yani bunlar olmaksızın kişi yaşayamaz. Bu şeyleri, kişinin, her durumda, yani bunlarla ihsan etmeyi hedefleyemediğinde bile almasına izin verilmiştir.

Ancak izin verilen şeylerde, gerekli olmayanlar söz konusu olduğunda, kişi bunları kullandığı zaman, bunları yiyerek günah işlemese bile, daha fazla maddeleştirir. Öte yandan, Lo Lişma’da yapıldıkları zaman, zaruri şeylerin, Mitzvot’un bir derece aşağısında durduğunu söyleyebiliriz.

Bu nedenle, aşağıdan yukarı doğru şunların farkına varmalıyız: 1) yasaklanan şeyler 2) ihsan etmek amacıyla yapılmayan izin verilen şeyler 3) izin verilen, ve zaruri olan şeyler 4) ihsan etmek amacıyla yapılmayan Mitzvot 5) ihsan etmek amacıyla yapılan izin verilen şeyler (Ancak hedefi olmayan bir Mitzva ve ihsan etmek için izin verilen şeyler, dikkatle incelenmeyi gerektirir, orada hata yapmak için yer olduğundan, bunlar çok önemlidirler. Bu yüzden incelemek istemiyorum) 6) ihsan etmek amacıyla yerine getirilen Mitzvot.

Dolayısıyla, ödül, yalnızca ihsan etme kaplarını edinmektir. Kişi bu kapları edindiği zaman, her şeye sahip olur.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,080