Not 481
7 Şubat 1955
“Bütün dünya oğlum Hanina tarafından besleniyor ve oğlum Hanina, bir Şabat arifesinden diğerine 102 keçiboynuzu [yetersiz, kıt yiyecek] ile yetiniyor.” (Taanit 24b).
Bunu çalışmada yorumlamalıyız. Yaradan’ın yollarında yürüyen kişi, “Şabat arifesinde çalışmayan kişi”de olduğu gibi, “hafta içi” olarak adlandırılan, çalışma boyunca “yetinir” yani çalışmasında keçiboynuzunun tadını hissetmekle yetinir. Oysa yaptığı işlerde hiçbir tat almaz, sadece keçiboynuzunun tadını alır ve bilinir ki, “Çabaladıysan ve bulamadıysan inanma”, bu yüzden gösterdiği çabalarla ve kendi emeği aracılığıyla, bolluk ve bereketin tüm dünyaya yayılmasını yani Tora ışığının tüm canlılığının ve ediniminin tüm dünyaya ulaşmasını ister.
“Bütün dünya oğlum Hanina tarafından besleniyor” sözünün anlamı budur. O, bunu neden yapıyor? Çünkü o, Keduşa’nın (kutsallık) lütfuna sahiptir. Bu nedenle ona Hen [lütuf] kelimesinden gelen Hanina denir. Bu sebeple Şabat koşuluyla ödüllendirilir. Bu nedenle “Şabat arifesinde çalışmayan, Şabat’ta ne yiyecektir?”
Dolayısıyla şunu sorabiliriz: Eğer Hanina, Tora’nın ışığını tüm dünyaya yaymışsa, neden onlar bu hazzın ışığını edinemiyorlar ve neden sadece Hanina Şabat koşulu ile ödüllendirildi? Bu, sadece onların alacak Kelim’i [kapları] olmadığı için böyledir. Emek, ışıkların içine aktığı Kelim’dir.
Bununla ilgili olarak şunu söylemişlerdir (Avoda Zarah 3a), “Şabat arifesinde çalışmayan, Şabat’ta ne yiyecek?” Hanina, Şabat ışığını tüm dünyaya yaymış olsa da onlar bunu alacak Kab’a sahip değillerdi. Ancak Yaradan’ın hizmetkârı, “keçiboynuzu” olarak adlandırılan, hiçbir şey almama yolunda yürümelidir.