e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Michael Laitman > Kabala Kütüphanesi > Yeni Hayat > Yeni Hayat 1214 – Koronavirüs

Yeni Hayat 1214 – Koronavirüs

Oren Levi: Merhaba, bize katıldığınız için teşekkürler, Yeni Hayat’tayız- Dr. Michael Laitman ile yaptığımız programlar. Merhaba Dr. Laitman.

Dr. Laitman: Merhaba efendim.

Oren Levi: Özel bir dönemdeyiz, korona devri. Ben ve Dr. Laitman iki farklı stüdyodayız, böylece birbirimize çok yakın değiliz. Çok fazla acı, çok fazla kaygı, birçok soru ile geldim ve umarım sorularıma ve Dr. Laitman’ın cevaplarına bağlanabilirsiniz. Bizimle olun, haydi bu yolculuğa çıkalım.

Dr. Laitman, dün gece size ne sormak istediğimi düşündüğümde net sorular bulamadım, çünkü kalbimin ve aklımın bir girdapta olduğunu hissediyorum. Sanki kendimi kalp krizinin eşiğinde buluyorum ve sakinlik, kaygı atağı ve o da geçiyor ve bu blenderde gibiyim. Sanki tüm bildiklerim, tanıdıklarım, onlarca yıldır yapmaya alışık olduklarım ve çocuklarla, işle, gelirimle ilgili, her şey, hepsi “hayır” ve bu, tek kelimeyle baskı yaratıyor, stresli.

Bu yüzden sana sormak istediğim birkaç soru yazdım. Birçok soru yazdıktan sonra – 5 sayfa dolusu sorum var – soruların önemli bile olmadığını anladım, ama gerçekten neye ihtiyacım olduğunu biliyorum. Sizinle konuşmamın – ve o nedenle sizinle konuşmayı seviyorum – beni sakinleştirmesine ihtiyacım var, politik bir yorum ya da bir doktor gibi sakinleştirmek değil. Özel bir gözlem içerisindesin. Her şeyi dolduran bu büyük acıyı dindirmemde yardımcı olabileceğini gerçekten umuyorum. Bu kadar. Sizi duymaya geldim.

Dr. Laitman: Nereden başlayacağımı bilmiyorum. Genel olarak seni rasyonel bir insan olarak görüyorum. Büyük bir şirkette muhasebeci ve para adamı olarak çok yüksek bir pozisyonda çalıştın. Yani, sayıları ve matematiği ve sıradan bir kişinin sahip olduğu duygulardan daha üst şeyleri seven birisin. Ve şimdi benden seninle duygusal bir şekilde doğrudan kalbine konuşmamı istiyorsun. Bazen bunu yapabiliyorum ama doğrusunu istersen, benim görevimde, yani içinde bulunduğum meslekte, Kabala ilmi kalbe akıl yoluyla ya da akla kalp yoluyla konuşur. Çok farklı olan sistemleri, bu çelişkili şeyleri böyle birleştirir. Belki devam edip beni ne istediğine dair daha iyi yönlendirebilirsin.

Oren Levi: Sevinirim. Bunu düşündüğüm zaman, tüm hayatım ilişkiler çemberlerinden oluşuyor. Kendimle ilişkilerim var, eşimle ilişkilerim var, çocuklarımla ilişkilerim var, Tanrı’yla ilişkilerim var. Birçok ilişki var ve sizinle bu çemberlere girmek ve bunları, gözlemlerimi ayıklamanı istedim ki böylece olaylara yapabildiğimden daha gelişmiş bir yerden bakabileyim. İlk çemberden, ben ve kendimden, başlayacağım.

Bu koronanın hayatıma getirdiği değişim o kadar büyük ki kendimi sürekli stres içinde, kaygı içerisinde buluyorum, içeride bir şeyler sarsılıyor, beyni sersemletiyor ve kalbi ağırlaştırıyor. Bir çeşit bu ağrı gibi, karışık, anlamıyorsunuz. Kapandaki bir fare gibi. Ve sana sorum şu: Ne düşünmeliyim ki bir şeyleri sakinleştireyim? Tutunmak ve dayanak noktasına sahip olmak için neye odaklanmalıyım?

Dr. Laitman: Hayata bakışını tersine çevirmeni tavsiye ederim. Sanırım içinde olduğumuz durum… Stres altındaydık, kafa karışıklığı içindeydik, hiç organize olmamış, tamamen dengesiz olduğumuz durumdaydık. Ve gerçekten sabahtan geceye ve geceden sabaha kadar sürekli bize dikte edileni yapmamız gerekiyordu. Ve sürekli kendimi incelemem gerekiyordu yeterli oluyor muyum diye ve idarecilerimin ve ailemin istekleriyle ilgili yapmam gerekeni yapıyor muyum diye ve daha fazla ve daha fazlası, bankalara boçluyum, işime borcum var, borcum var, borcum var, kısacası borcum var. Ve hayatım buydu. Birdenbire bir şey geldi, ne olduğunu bilmiyorum, insanlar buna korona diyorlar. Korona, bunun ne olduğunu bilmiyorum ama bu korona birdenbire hayatımı sakinleştiriyor. Hiçbir şey duymuyorum, başka bir şey görmüyorum, sadece işe gitmiyorum, evde oturuyorum, çocuklarım hiçbir yerde koşturmuyorlar, odalarında oturuyorlar, eşim de evde, diyelim ki TV izliyoruz, her birimiz bilgisayarında ve o kendi işine, uğraşlarına bakıyor. Bence hakikaten güzel ve iyi bir duruma geldik. Ve bana bunun korkunç bir durum olduğunu söylüyorsun.

Oren Levi: Bak, sanırım kişinin zihninin ve kalbinin üstesinden gelen bu kaygı duygusunu yaratan birkaç şey var. İlki şu: Nereden geçimimizi sağlayacağız? Çocuklu bir kişi olarak bu benim için net değil, net değil. Yani her şey açıktı ve biliniyordu, aniden hiçbir şey net değil, hiçbir şey bilinmiyor ve her geçen gün bu daha da tehditkâr görünüyor. Öyleyse, diyelim ki, kazancımın geleceği – bin yıl sonrasından bahsetmiyorum, tüm bunlardan sonra, gelecek hafta, gelecek ay, iki ay sonrasından bahsediyorum – …Bunun kaygısını, çocuklarıma yiyecek alacak param olmayacağının kaygısını nasıl dindirebilirim?

Dr. Laitman: Ama yine de bu sadece korku.

Oren Levi: Evet, doğru.

Dr. Laitman: Yani bu henüz gerçek değil, ama korku. Evde buzdolabında hala yiyecek var, cebinde hala biraz para var, ki bununla satın alabilirsin. Çok sorun yok, ama bunlar “Ya olursa ne olacak?” vs. korkuları. Ama şu anı yaşıyorsan, şu an hayatının daha sakin olması gerekiyor.

Oren Levi: Peki ne yapacağız? Bu anı yaşamak ne anlama geliyor? “Ya olursa ne olur?” düşüncelerini bir kenara bırakmak mı demek?

Dr. Laitman: Bu sana hiçbir şey vermez. Yine de yarın ne olacağını bilmiyorsun. Öyleyse, ne için endişe ve kaygılarla çıldırmaya başlayacaksın?

Oren Levi: Sorumluluklarım var, çocuklarım var.

Dr. Laitman: Peki sana bu nasıl yardımcı olacak? Bunu bir düşün. Olacak olan olacak. Herkes üst gücün altında ve tüm çabalarımla hiçbir şey yapamam. İyi ya da kötü olsun, o bu şekilde planlıyor. Böyle olacak. Belki de “Ondan başkası yok” olarak onun beni neye çekmek istediğini anlamak en iyisidir. Ve sürekli bizi bir amaca doğru ilerletiyor. O nedenle bu amacı düşünelim ve bizden ne istediğini görelim. Sahip olduğumuz her şey, biz baştan sona doğanın sonucuyuz. Dolayısıyla zihnimiz bile tüm doğanın zihninden daha büyük değildir. Nerede olduğumuzu, hangi varoluş içinde, hangi çevrede olduğumuzu, üzerimizde işleyen güçlerin ne olduğunu bir gün edinebilmeyi umuyoruz. Bütün bunlar biz değiliz. Biz yaratılışın topu topu küçük parçacıklarıyız, yaratılış hakkında bir şey anladığını düşünen. Ve ayrıca onda bir şeyler anladığımızda da bunu sadece kendi faydamız için anlıyor ve kullanıyoruz.

O nedenle bizim katılımımızla, çabamızla, emeğimizle, kendimiz için ortaya koymaya çalıştığımız amaçla ilgili ne söyleyebilirsin? Hepsi kötülüğe yol açtı. Son zamanlarda Dünya üzerindeki insanlık cidden büyük bir felaketin tam önündeydi, kocaman bir darbenin. Herkes zaten bundan bahsediyordu, bir seçeneğin olmadığından, doğa, insanlar, endüstri, savaşlar, siyaset, parasal sistemlerde büyük küresel bir krizden kaçınamayacağımızdan. Zihninden, hislerinden kendisi için stabilize ettiği her bir şey ile insan, krizden krize korkunç bir şekilde yaşadığı bu berbat dünyayı inşa etti. O nedenle orada, tüm o baskılar yüzünden, o kadar iyi ne vardı ki mutlu olduğun? Aylık maaş almak ve aileni beslemek mi? Ve bu şekilde mi kendini bütün, mutlu ve zevk almış hissediyordun? Bunda sevineceğin bir durum görmüyorum. Şimdi soru bundan sonra ne olacağı.

Oren Levi: Kesinlikle, soru bu, çünkü benim değersiz aylık maaşımın mükemmel bir şey olmadığına ya da gerçekten özlem duyabileceğimiz bir şey olmadığına tamamen katılıyorum. O da net değildi, ayrıca her ay o ay ne kadar eksiğim olduğunu biliyordum. Bu yüzden, aileme gidip destek isteyebiliyordum, benim yaşımda bu biraz saçma olmasına rağmen, ama buradaki gerçek buydu. Ama en azından bir şey vardı, bir şey vardı. Şimdi, dediğin gibi beni çıldırtan, “Ya olursa ne olacak ne olur?” baskıları. Bugün hala var ve muhtemelen gelecek hafta sonu için de var ama ya olursa ne olur? “Ya olursa ne olur? diye kişiyi içeride karıştıran bu mikserle ne yapacağız?

Dr. Laitman: Yeryüzünde çoğu insan böyle bir soruyla yaşıyor, çünkü bu darbe yakında bizi tamamen kapatacak. Bu korona virüs gerçekten tüm dünyayı, tüm insanlığı silip süpürmeye başlayacak ve tüm insanlık “Yarın bana ne olacak?” diye düşünmeye başlayacak. Ve bu güzel, çok hoş. “Kime bağımlıyım? Kaderimi nasıl etkileyebilirim? Kendimi bugün, yarın vesaire nasıl güvence altına alabilirim?” Bu tamamen çok mutlu olduğum bir şey, bu soruların özellikle kendin gibi genç insanlarda uyanması. Hayatının ortasında bir insan, 40 yaşlarında, çocukları, bir dairesi, ipoteği, bir, belki iki arabası var ve çocuklar daha ve daha fazla talep ediyor. Ve kendine doğru bir şekilde soruyor: “Her şey para meselesi mi?”

İşte soru: Eğer bu bir para meselesiyse ve istediğimiz tek şey buysa, yani kendimizi bugün ve yarın için yiyeceği olan, ertesi gün onlar için ve çocuklar için yiyeceği olan hayvanlar gibi hissetmek istiyorsak ve hepsi buysa, bundan daha fazlası yoksa, o halde bu sadece nasıl var olabileceğimizle alakalı. Yani tıpkı bir eşek gibi yalaktan yiyeceğim. Aradığım şey bu.

Ya da belki başka şeyler de düşünürüz. Belki de bize olan bu virüs aslında çok garip bir şekilde… Sonuçta kaç kişi öldü? Bu bir şaka, araba kazalarından ve mevcut diğer sorunlardan dolayı ölenlerden çok daha az. Ve insanlık bunun yüzünden deliye dönmek üzere. Tüm endüstriyi, tüm ticareti durduruyor. Ne oldu? Bunu anlıyorsun, sen bir muhasebecisin, finans insanısın bunun böyle olduğunu anlıyorsun, birkaç kişi öldüğü için mi? Bu yüzden mi bütün ülkeler tamamen üretim yapmayı bıraktı? Burada gerçekten büyük bir sorum var: Ne oluyor? Hatta tüm hükümetlerin aralarında böyle bir şey yapmak için bir anlaşmaya vardıklarına dair söylentiler olduğunu duydum ve…

Oren Levi: Bütün bu komplolarla ilgilenmiyorum. Umurumda değil! Ben şimdi bugünüme, yarınıma, dünüme, bana ve çocuklarıma bakıyorum. Herkes daha önce söylediğin bir şeye geri dönmek istiyor. O gerçekten şeydi…

Dr. Laitman: Yarın için yiyeceğin olmasını umursuyorsun.

Oren Levi: Öncelikle, her şeyden önce bu, önce yaşamayı. Dünyanın dondurmaya karar vermesinin sebebinin de bu olduğunu düşünüyorum: “Önce hayatta kaldığımızdan emin olalım, sonra endüstri ve iş dünyası ve büyük şeylerle ilgileniriz.” O halde daha önce söylediğin yere dönersem, varoluşsal endişeme, bir hayvan gibi yaşayan ve yemesi gerekir ve çocukları beslemesi gerekir, daha önce söylediğin o varoluşsal endişe – “Kime bağlıyım? Kaderimi nasıl etkileyebilirim? Hayatımı nasıl güvence altına alabilirim?”, bu soruların cevabını bilseydim beni sakinleştiren bir şeylerim olabilirdi, ama bu soruların da nereden geldiğini bilmiyorum.

Dr. Laitman: Muhtemelen bu soru herkesin içinde uyanıyor.

Oren Levi: Bundan eminim. Düşünen herhangi bir insanda böyle bir soru ortaya çıkmalıdır.

Dr. Laitman: Her şeyden önce hayvan olduğumuz için. Evvela biz hayvanız. Doğada sadece üç seviye vardır: Cansız, bitkisel ve hayvan. İnsanlar hayvan türüne ait, biraz gelişmiş ama yine de bir hayvan. Öncelikle, hayvanların ihtiyaç duydukları, yani yiyecek, hayvanlarda olduğu gibi, istedikleri bu. Ekmek yoksa Tora yok. Yani yiyecek temel bir şey, ama burada muhtemelen, … söylemek istediğim, doğa bize öğretmek istiyor. Bize tam tersinden soruyor, “Ne için yaşamak istiyorsun?” diye soruyor. “Yaşamak istiyorduk çünkü hayvanız ve yaşamak istiyorduk.” Hayır, bu yeterli değil, bu yeterli değil. Hayvanlar bu sorularla yaşar – yani sadece yaşamak isterler ve başka hiçbir şeyi umursamazlar.

Ama siz insansınız, neden yaşadığımızı sormanız lazım. Ve problem bu, bu bir problem. O nedenle böyle bir darbe gelir ki bunu bir darbe olarak düşünmüyorum, bu bir ilaç, insanlık için bir deva, “Ne için yaşıyorsun?” diye soran korona virüs gibi. Hepsi bu. Ve çok yumuşak bir şekilde, yavaş yavaş “Ne için yaşadığını düşün ve bu sırada sana bunda yardım edeceğim.” diyor korona virüs. “Aranızdaki tüm hayali uğraşları ki bu uğraşlarınızın %90’nını, keseceğim. Sadece inşa ediyor ve satıyor ve atıyordunuz, inşa ediyor ve satıyor ve atıyordunuz ve hile yapıyor ve Dünya’yı tüm bu hayali şeylerle dolduruyordunuz. Ve sadece birbirinizin üstüne atılıyordunuz, sadece satın alıp satmak ve satın alıp satmak için, ayrıca ne için?” diyor. İşte böyle.

Afrika’da, Okyanusya’da ne olduğuna bak. Orada her şeyi atıyoruz. Kendimiz için sadece yaratan ve çöpe atan böyle bir sistem kurduk. Ve tek yapman gereken bu uğraş olmadan olmak. Şimdi korona virüs gelip soruyor: “Sizi durduruyorum ve daha fazla koşturamazsınız ve satın alıp satamaz ve tüm o şeyleri yapamazsınız, çünkü yapamazsınız. Ne yapacaksınız? Düşünün, bunu ne için yapıyordunuz. Ve göreceksiniz ki hiçbir faydası yoktu. Ve başka bir hayatı, yaşamın özünü, ne için yaşadığınızı düşünmeye başlamanız gerekiyor. Sadece üreten ve sonra bunu çöpe atan bir sistem yaratamazsınız. Bu tutumun bir faydası yok. Bir insan ne için yaşıyor? Buna cevap verene kadar evde oturup bunu düşünmelisiniz.”

Bu çok güzel. Bak doğa nasıl da sevgiyle, güzel bir tutumla, bir anne-baba gibi, çocuğunu seven ve hayatı hakkında düşünmesini ve öğrenmesini isteyen insanlar gibi yaklaşıyor. Şimdi oturup yarın ne olacağını düşünürsen, daha küresel bir şekilde düşüneceksin. Tam da bu şekilde. Kendine bak ve ne kadar güzel bir şekilde oturuyorsun ve ne yapacağını bilmiyorsun, bu mükemmel. İnsanlığın sahip olması gereken budur. Bu korona virüsü görmüyorum ama onu öperdim, ondan korkmuyorum.

Oren Levi: Bana ne umut verebilir?

Dr. Laitman: Neden hayatta olduğun sorusunu cevaplayabilirsen, o zaman devam edersin. Neden yaşıyorum sorusunun cevabını bulamıyorsan, o zaman devam etmenin bir anlamı yok.

Oren Levi: “O zaman devam edebilirsin” derken neyi kastediyorsun? Nereye devam etmek?

Dr. Laitman: Bir insan olarak gelişmeye devam edeceksin, çünkü neden yaşadığım, hayatımın anlamının ne olduğu sorusu insanoğlunun sorusudur. Ve eğer buna cevap vermeden sadece var olmak için yaşarsam, bu bir hayvanın sorusudur.

Oren Levi: Bana dedin ki beni dolduran, adeta beni uyuşturan korku şu an olandan değil ama “Ya olursa ne olur?”dan kaynaklanıyor. Sonra, “Olacak olan olacak, hepimiz üst gücün altındayız ve o her ne planlarsa, öyle olacak.” dedin. Yani, bununla doğru bir şekilde nasıl ilişki kurmalıyız çünkü tanıdığım birçok insan da dindar değil?

Dr. Laitman: Bunun dinle hiçbir alakası yok.

Oren Levi: Peki, bunun üstesinden nasıl gelirsiniz?

Dr. Laitman: Bunun dinle hiçbir alakası yok, bunun insanla ilgisi var. Dinle ne ilgisi var? Dindar birisi bu soruyu sormaz bile. Uyandırdığım sorular dindar birisi için olağan değil. Dindar birisi sormaz. Neye uyması gerektiği kendisine yazılır ve öyle yapar. Yaratan’ın söylediğinin bu olduğundan, yapması gerektiğinin bu olduğundan şüphe duymaz. O kadar. Kabala ilminde, özellikle dindar insanların sormadığı soruları uyandırırız. Hayır.

Oren Levi: Peki daha evvel “Çıldırmanın anlamı yok.” diye tanımladığın – söylediğinden anladığım bu – gözlemi hangi noktadan yapabilirim? “‘Ya olursa ne olur?’ diye çılgına dönmenin anlamı yok, çünkü yine de siz karar vermiyorsunuz, genel güç var ve o her nereye ilerlerse sizin de gideceğiniz yer orası.”

Dr. Laitman: Evet.

Oren Levi: Peki, fanatizme veya bir çılgınlığa girmeden buna nasıl doğru bir şekilde bakmalıyım? Bununla tam olarak nasıl çalışmalıyım ki bana gerçekten bu iç dayanak noktasını versin ve bu “Ya olursa ne olur?”’u sakinleştirsin?

Dr. Laitman: Şimdi nasıl her şeyin düşüncede netleştirildiğini anlıyorsun ve eğer her şey düşüncede netleşiyorsa…

Oren Levi: Her şey düşüncede mi netleşir?

Dr. Laitman: Her şey düşüncede netleşir. Böyle bir şey duydun mu?

Oren Levi: Her şey düşüncemde mi netleşir?

Dr. Laitman: Evet, yalnızca.

Oren Levi: Kişinin?

Dr. Laitman: Evet, kişi tamamen düşüncelerinde yaşar.

Oren Levi: Bunu fark ettim, bu uyuşma ve iç baskı, bu benim düşüncelerim!

Dr. Laitman: Güzel. Umalım ki herkes böyle olsun.

Oren Levi: Ne yani? Beni buradan alıp daha önce bahsettiğin sakinlik mekanına götürecek, böylece ilerleyen ve yöneten bu gücü mü hissedeceğim, bu üst gücü, nedir bu?

Dr. Laitman: Sakinlik, eh, sakin olman senin için iyi olur. Şahsen sakinlik aramıyorum, çünkü hala gencim, bir şey arıyorum, aksiyon arıyorum.

Oren Levi: Evet, aksiyonlar filmlerde, bu sırada ben varoluşsal kaygılar içerisindeyim.

Dr. Laitman: Bu saçmalığı bırak. Ne varoluşsal kaygısı?

Oren Levi: Nasıl bırakabilirim? Bu yüzden soruyorum. Nasıl? Beynime ve kalbime akan ve gece gündüz uyutmayan, sizin deyiminizle bu saçmalığı nasıl bırakırım?

Dr. Laitman: Tüm yapman gereken, insanlığı bir üst dereceye çıkarmak olan yaratılışın özüne yapışmaktır, böylece insanlar neden ve ne için yaşadıklarını, neden, hangi amaçla geliştiklerini, anlayacaklar. Ve sonra herkes bu gayeyi edinecek ve herkes için iyi olacak. Sadece düşüncede her şey açıklığa kavuşacak. Sessizce oturacağız; buna katılmak dışında bir şey yapmamıza gerek yok. Kendinize ait düşünceniz yok. Sitemizi istediğiniz dilde açın ve orada yazılanları öğrenmeye başlayın. Hatırlamak için öğrenmenize gerek yok, sadece bunu duygusal, entelektüel olarak yaşamak, içinizdeki adamı, içinizdeki kişiyi geliştirmek için. İçinizdeki insan, kendini doğa ile özdeşleştiren kişidir.

Oren Levi: Doğa kim?

Dr. Laitman: Doğa her şeydir, üst düşünce, üst plan, üst güç, hepsi doğa. Dindar birisiyseniz, o halde Tanrı Gimatri’da, sayısal değerde, doğadır, ki bu aynı zamanda Tanrıdır. Hepsi doğaya dahildir. İçinizde öyle hisler ve düşünceler geliştirmeye çalışın ki etrafınızdaki doğayı hissedin, ki buna Tanrı’yı bilmek denir. Kendinizden çıkmaya, tüm bu evrenle, tüm gerçeklik olan düşünceyle bağ kurmaya çalışın. O zaman neden bu şekilde yapıldığını görürsünüz.

Orada küçük bir Dünya’da yaşayan küçük hamam böcekleri yoktu, sadece ama daha ziyade doğa, bizden büyük bir şey yapmak istiyor, bize onu anlama, onunla bağ kurma imkânı vermek istiyor. Öyle bir fırsatımız var ki, öyle bir fırsatımız… Bilmiyorsunuz. Bu virüs mü? Bu ilaç, bir hastalık değil, bir hastalık parçacığı değil, o bir ilaç. Ne yaptığına bak! Ne icra etiğine bak! Bak, hava ne kadar saf, daha taze bir hale geldi, insanlar ne kadar daha sağlıklı olmaya başladı. Bir çalışma yapmaları lazım: Sadece kirliliğe yol açan o fabrikalarda çalışmayı bıraktığımız için kaç kişi daha sağlıklı hale geldi? Havaya ve suya ne yapıyorlar? Bunu Venedik’te bile söylüyorlar. Birkaç defa Venedik’te bulundum. Gondoldan elimi suya daldırdığımı hatırlıyorum. Bu tırnağımda 2 ay boyunca bakteriyel mantar vardı. Tamamen düştü. O sular bu kadar kirliydi. Şimdi suyun saf olduğunu ve suda balıklar olduğunu söylüyorlar. Son 50 yıldır orada balık yoktu. Dünya’nın nasıl yaşamak istediğine bak! Sadece rahatsız etmeyin. Ve diyorsun ki “Önümüzdeki ay neyim olacak?” Her şey yoluna girecek, sana söylüyorum.

Oren Levi: Dr. Laitman, sana ne söyleyebilirim, sizinle konuşmak gerçekten keyifliydi. Umarım bunu daha çok yapabiliriz.

Dr. Laitman: Sitemize gir ve sana ilk önce nasıl sakinleşebileceğini açıklayan birçok şey göreceksin. Bol şans!

Oren Levi: Çok teşekkür ederim ve bizimle birlikte olduğunuz için sizlere de teşekkür ederim. Şimdilik hoşça kalın, en iyi dileklerimle!

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,094