e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

56. Mektup

1932

Sevgili … mumu sonsuza kadar yansın,

Mektubunu bugün aldım ve anladım. Ama yine de söylediklerinle ilgili düşüncelerimi, henüz tam olarak anlamamış olsan da bildiğine inanıyorum. Bu sebeple sözlerim seni memnun etmeyecek ama gerçek yolunu bulur.

Pek çoğu şöyle der, “Kim bana iyiyi gösterecek?” Ve çok azı onu bulur. Dolayısıyla, bu büyük ve sonu gelmeyen engelin pek çoğunu nerede acımasızca başarısızlığa uğrattığını anlamak zorundayız.

Sana pek çok defa kutsal kitaplardaki “aşağıdan uyandırılış” denilen çok bilinen yasadan ve çaba olmadan hiçbir şeyin verilmediğinden bahsetmiştim. Bu yasa olmadan “yukarıdan uyandırılış” denilen ihsan asla gerçekleşmez.

Bu sözler ve yasaları herkes duyar ama manasını bilmez ya da bilmek istemez. Bu sebeple çabanın—insan kapasitesinin üzerinde bir çaba gerektirmeyen—önünde Sitra Ahra’nın büyük mabedi durur. Kötü zamanlarda kişi O’nun rehberliğinin merhametini ve iyiliğini gösteren kitaplardan ve yazarlardan ilmi edinir. Bunun için önceden hazırlanmış binlerce örnek vardır, şöyle yazdığı gibi, “Yaradan, Yarattıklarını eleştirmez.”

Atalarımız Tora’ya SAM denildiğini söyler çünkü eğer kişi ödüllendirilmediyse, SAM’den, bayağı olandan Tora’yı öğrendiği ve anladığı için Tora’nın kendisi ona ölüm ilacı(Sam) olur. Onun sözlerini kalp hemen kabullenir ve gece, gündüz düşündükleri aklında kalır, Tanrı bizi ondan ve onu izleyenlerden korusun.

Onlar için ne yapabilir ve onlara nasıl ulaşabiliriz ya da aşağıdan uyandırılışa hazır olmadıkları zaman, onları nasıl yerlerinden edebiliriz? Söylemek isterim ki, Yaradan’ın yardımıyla bunu başarsak ve üzerlerine bedenin en yüce uyandırılışını çeksek bile yine de istemeyebilir ya da biz yukarıdan uyandırılışa ihtiyaç duyan aşağıdan uyandırılışın direnci nedeniyle bunu gerçekleştiremeyebiliriz. “O kırılmaz bir yasa vermiştir,” olduğundan, bu kadim zamanlardan bu zamana Yaradan’ın hiç bir şekilde izin vermediği bir şeydir.

Bununla ilgili şöyle denir, “Sen onu tam anlamıyla Gönderdiğinde, onla Savaşırsın.” Yaradan kişiyi bir seferde tek payla ölçer. Konuya atfen şöyle yazılmıştır, “Amorite’nin günahı henüz tam değil.” Amorite’nin günahı “yukarıdan uyandırılış” ya da “İsrail toprakları” denilen meyveyi saran ve onu saklayan Klipa’dır (kabuk). Bu Klipa, İsrail insan kapasitesinin üzerindeki çalışma ve çaba olan “ödül” denilen aşağıdan uyandırılışı tamamen tamamlamadan yerinden bir saç teli kadar bile kıpırdamayacaktır.

Kişinin yapabileceği herhangi bir şeye ancak “çalışma” denir; bu “çaba” olarak düşünülmez. İsrail bu noktaya ulaşıp, üzerine düşeni tamamladığında onlara “Amorite’nin günahı tam” denir. Diğer bir deyişle, şu açıktır ki, İsrail toprakları ve Yaradan’ın ihtişamı onlara ait değildir.

Sonra, “Amorite” denilen Klipa’yı kırarlar ve Kutsallığı ne bir dakika erken ne de geç tozdan yükseltirler. Bu, kesinlikle ödün verilmeyen bu konuda büyük kesinlik gösteren rakamın, dört yüz yılın anlamıdır. Atalarımızın dediği gibi, İsrail için bir zorunluluk olan sona erişme meselesi bugüne kadarki tüm sürgünlere sebep oldu.

Ayrıca bilinir ki, genel ve özel aynıdır. Bu demektir ki, ruhla ilişkili İsrail’den olan herkesin topraklara geri dönmesi söz konusudur, tüm İsrail için söylenen her şeyde ve kişinin aşağıdan uyanmasında 400 yıl sayısı vardır, bu 400 ölüm, 400 yaşamdır. Kişinin tam çabasının ölçüsünde geri ödeme yapmaya izin verilen yere atıf yapan 400 yıllık köleliğe atalarımız ASEH(yap) der, çünkü orada bir saç teli kadar bile ödün yoktur.

Bu sebeple atalarımız şöyle der, “Çaba göstermeden buldum, buna inanma” ve ayrıca “Tora yalnızca kendini ölüme atan birinde mevcuttur” ve “Yaşamak isteyen kendini ölüme atar” ve daha buna benzer pekçok söz söylenmiştir.

Söylediklerinin zıttı olarak, “Çabaladım ve bulamadım mı? İnanma,” çünkü bilirler ki, Yaradan’ın kurtarışını insan kapasitesinin üzerinde bir çaba olmadan bulunmasının mümkün olduğunu gösteren kişinin ilmi, aşağıdan uyanmadaki tutunmasını engelleyen ve her geçen gün onu büyük boşluğa atan bayağı SAM’in elindedir.

Sonrasında, yanlışını anlayıp inancını ataların sözlerinde bulduğu zaman, aşağıdan uyanışın ve çabanın eksikliği onu tekrar cehenneme indirir ve dolayısıyla kendini güçlendirmek ister ve Yaradan’a ibadet etmeye kendini adar. Bu sırada yeni bir sapkın düşünceyle SAM’e geri döner.

Bu nedenle, çabanın bile yardımı olmaz çünkü Yaradan, Allah korusun, her ağzın duasını duymaz. Bu demektir ki, çabalayan ama asla bulamayanların olduğunu gösteren kanıtlar vardır. Bu nedenle atalarımız uyarır, “Çabaladım ve bulamadım, buna inanma.”

Bu nedenle sana içinde “çaba” kelimesinin manasında huzur bulamayan ruhların yargılandığı örümcek ağını göstermek istedim. Ancak ayetteki gerçeklik şudur, “Ben’i arayan, Ben’i bulur.”

Dünyada Sitra Ahra ağına gönülsüzce takılan pek çok kötülük görüyorum. Bu demektir ki, herhangi bir şekilde Sitra Ahra 400 yılın sayımına dâhil olmaz ve bunun için kalbim her şeyden daha fazla acıyor.

Bununla ilgili olarak insan kendini duayla güçlendirmelidir, “O dualarımızı kabul etsin ki boşa çaba harcamış olmayalım,” kişi dua vasıtasıyla bu konuda büyük başarı elde eder.

Ayrıca bilmelisin ki, dua sırasındaki insanın kalbindeki çaba ve çalışma hedefe ulaşmada realitedeki her şeyden daha fazla geçerli ve garantilidir.

Yehuda Leib

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,072