e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

213- Arzuyu Tanıma

Duydum

En basit, birinci prensip ihtiyacı yükseltmektir, çünkü bu, tüm yapının üstüne inşa edildiği temeldir. Ve binanın kuvveti alt yapısının kuvvetine göre ölçülür.

Birçok şey kişiyi çalışmaya zorlar, ancak bunlar asıl amacı hedeflemez. Bu yüzden alt yapı tüm binaya zarar verir. Kişi, O’nun adına değil koşulundan, O’nun adı için koşuluna gelse bile, bu durum onun hedefe geri dönme zamanını uzatır.

Dolayısıyla, kişinin her zaman hedefi göz önünde tutması lazımdır, Şulhan Aruh’ta (Sofra Kurmak) şöyle yazılmıştır: “Ben her zaman önümde Tanrıyı görürüm.” Ve evinde kalan birisi, kralın huzurunda duran birisine benzemez. Yaradan’ın gerçekliğine ve tüm dünyanın O’nun nuru ile dolu olduğuna inanan birisi, korku ve sevgi ile doludur ve hiç bir hazırlığa veya gözleme ihtiyacı yoktur ve sadece kendi asıl doğasından kendini Kralın önünde iptal etmesi yeterlidir.

Maddesellikte de gördüğümüz gibi, dostunu gerçekten seven birisi, sadece dostunun çıkarını düşünür ve dostuna yarar vermeyen şeylerden uzak durur. Bütün bunlar hesap yapılmaksızın yapılır ve büyük bir zekâya da gerek yoktur, çünkü bu, bir annenin yalnız çocuğunun iyiliğini düşünmesi gibi, çocuğuna gösterdiği sevgi gibi doğaldır. Önceden hazırlamasına ve çocuğunu sevmeyi öğrenmesine gerek yoktur, çünkü doğal bir şeyde zekâ gerektiren bir şey yoktur, çünkü bu sezgilerle yapılır. Sezgiler zaten sadakat gösterir, çünkü doğada olan durum budur; kişi bir şeye olan sevgisi nedeniyle, hedefine ulaşana kadar kalbini ve ruhunu verir. Ve hedefini eline geçiremedikçe yaşamı, yaşam değildir.

Böylece, Şulhan Aruh’ta yazıldığı üzere, her kim bunu hissederse, O’na benzerdir vb. ve bu kişi kesinlikle eksiksizdir, yani inanca sahiptir. Ve kişi kendinin kralın huzurunda durduğunu hissetmediği sürece, haliyle bu tam tersinedir.

Bunun için, kişi öncelikle köleliğe saygı duymalı ve yeteri kadar inancı olmadığına pişman olmalıdır, zira inanç eksikliği onun alt yapısındadır. Ve kişi çaba ve arzu edinmek için dua etmelidir, çünkü arzusu olmadığı sürece, dolduracak kabı da olmaz. Kişinin, Yaradan’ın onun her duasını duyduğuna ve kendisinin de kurtarılacağına tam bir inançla inanması lazımdır.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,083