e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Yehuda Halevi Aşlag (Baal HaSulam) > Kabala Kütüphanesi > Bir Bilgenin Meyveleri > Yaradan’ın Yüzünün Gizliliği ve İfşası (A)

Yaradan’ın Yüzünün Gizliliği ve İfşası (A)

İlk gizlilik: O’nun yüzü ifşa olmamıştır; bu demektir ki, Yaradan o kişiye karşı kendi adına —İyi ve İyilik Yapan— göre davranmaz. Kişi sıkıntılıdır, zayıf kazançtan dolayı ıstırap çeker, alacaklılar kapısına dayanmıştır. Tüm günü sıkıntı ve endişeyle doludur. Ya da sağlıksız olmaktan acı çekmekte, insanlardan saygı görmemektedir. Başladığı her işte başarısız olur, sürekli olarak mutsuzdur.

Bu bağlamda kişi elbette Yaradan’ın iyi yüzünü görmez, bu şeyleri ona yapanın Yaradan olduğuna inanır. Ayette şöyle yazar: “Tanrı kimi severse, onu azarlar,” ve ayrıca “Yaradan sonunda büyük huzur vermek istediğinden, erdemli acı çekerek başlar.”

Kişi giderek ona olan her şeyin kötü kader olduğunu söyler. Ve her geçen gün tüm bunlara Yaradan’ın sebep olduğu inancını güçlendirir. Bu Yaradan’ın arkasını görmek olarak kabul edilir.

İkinci Gizlilik: Kitaplar bunu gizlilik içinde gizlilik olarak adlandırır. Bu demektir ki, kişi Yaradan’ın arkasını bile görmüyor. Bu nedenle Yaradan’ın onu terk ettiğini ve onunla ilgilenmediğini söyler. Tüm acılarının sebebini kötü kadere ve doğaya yükler.

Bu demektir ki, kişi dua eder, sıkıntıları için bağış yapar fakat hiçbir şekilde cevap alamaz.

İlahi Olan’a inandığı ve amellerini iyi yaptığı sürece şans ondan uzaklaşır. O’nu yok saydığında ise çok başarılı olur ve büyük ölçüde rahatlar.

Geçimini dalavere ya da Şabat’a saygısızlık ederek sağlar. Tora ve Mitzvot’u yerine getiren tüm tanıdıkları yoksul ve hastadır. Mitzvot’u yerine getiren bu insanlar ona kaba ve akılsız gelir öyle ki bir dakika bile onların yanında olmak istemez.

Tersine diğerleri çok başarılı ve sağlıklıdır. Hastalık nedir bilmez, zeki, faziletli ve iyi huyludurlar. Onlar her zaman, her gün iyilik ve güven içindedir.

İlahilik insana yaşamı bu şekilde düzenlediğinde, buna “gizlilik içinde gizlilik” denir. Bu böyledir çünkü kişi ağırlığının altında kalır ve ıstırabının, bazı nedenlerden dolayı Yaradan’dan geldiği inancını güçlendiremez. Sonunda düşer, kafir olur ve Yaradan’ın Yarattıklarıyla hiçbir şekilde ilgilenmediğini, tüm başına gelenlerin kötü kaderi yüzünden olduğunu söyler. Bu şekilde O’nun arkasını bile göremez.

YÜZÜN İFŞASI

Yaradan inancını güçlendirip, tat —insanın bedenine çektiği Tora’nın Işığı— almaya başladığında, O’nun yüzünün ifşasına lâyık hâle gelir. Bu demektir ki, Yaradan ona kendi adına —iyi ve iyilik yapan— uygun davranmaktadır.

Böylece Yaradan’dan bereket ve huzur alır. Bu böyledir çünkü kişi yaşamını kolaylıkla kazanır, asla zorluk ve baskı hissetmez, insanlardan saygı görür, planladığı her şey yolunda gider ve ne yaparsa yapsın başarılı olur.

Bir şey dilediğinde, dua eder ve hemen cevabını alır çünkü O, O’ndan istenileni derhâl yerine getirir. Kişi iyi amellerini güçlendirdiğinde, her geçen gün daha başarılı olur.

Kişinin tüm tanıdıkları iyi ve sağlıklıdır. İnsanlardan saygı görürler ve hiçbir endişeleri yoktur. Zeki, dürüst ve mutludurlar.

Tersine Tora yolunu izlemeyenler büyük borçlarla uğraşmaktadır, bir an bile rahatlayamazlar. Hasta ve acı içindedirler. Akılsız, kötü huylu ve kaba görünürler.

O’nun Adı bize, O’nun tüm yarattıklarına cömertliğini gösterir ve birinin hazzı bir diğerinin hazzına benzemez. Örneğin ilime bağlanan biri zenginlik ve şöhretten hoşlanmaz, ilme bağlanmayan ise büyük edinimlerden hoşlanmayabilir. Bu nedenle O, birine saygınlık ve zenginlik, bir diğerine ilim edinimini verir.

Gizlilik döneminde kişinin O’nun rehberliğine inanma arzusu, onu Tora’yı çalışmaya, inancını güçlendirmeye ve aydınlığı çekmeye getirir. Tora vasıtasıyla aldığı bu edinimlere “Tora’nın tadı” denir. Bunlar belli bir birikime ulaştığında Yaradan ona yukarının bereketini akıtır.

 

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
20 - 0,084