e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ruhun Doğuşu

Dünyamızın insanının ruhu yoktur. Ancak, maneviyatı arzuladığı zaman “kalbinde bir nokta” oluşur, ya da kişinin doğasına uygun olarak manevi kökenine dönme talebi olan ruhun bir embriyosudur. Bu ruh Yaradan’ı öyle çok arzu eder ki kişiyi de kendiyle birlikte sürükler. Kişi nereye sürüklendiğini bilmez çünkü Yaradan onun için hâlâ gizlenmiştir. Ancak bu ruhun noktası, henüz gerçek ruh olmamasına rağmen onu bir yerlere çekiyor.

Kişi kendi üstünde çalışmaya başladığında kalbindeki nokta yavaş yavaş büyür. Daha da daha da büyür, ancak hâlâ siyahtır çünkü kişi karanlığı algılar ve bir şeyin eksik olduğu hissi öncesinden daha çok büyür. Nokta, sonunda kişi için yeterli belli bir boyuta geldiğinde, kişi bu noktanın etrafında Masah’ı (perde) edinir ki bu da ihsan etmeye doğru intibaktır. Bu olduğunda ışık noktaya girebilir ve tüm arzuları ışığın özelliklerine göre beş kısımda hizaya sokar. Bunlar Keter, Hohma, Bina, ZA ve Malhut’tur. Böylece kişi bir ruh edinir.

Alma arzusu en küçükten (Keter) en büyüğe (Malhut) doğru değişir. Alma arzusu Keter ve Hohma’da en küçüktür ve bunlara “ihsan eden arzular” denilmesinin sebebi budur. İnsandaki bu duruma “küçük” (Katnut) denir.

Eğer dünyamızdaki bir kişi sadece hayvansal arzulara sahipse, o zaman iki bacaklı hayvandır. Bundan sonraki durum ise “Kalpteki Nokta”nın ortaya çıktığı zamandır, yani kişinin içinde maneviyat isteği ortaya çıkar. Bu, kişi ne olduğunu bilmese de onu bir türlü rahat ettirmez. Eğer kişi yoğun bir şekilde Kabala çalışmaya devam ederse 3. duruma ulaşır ve Mahsom’u geçer, yani Aviut de – Şoreş‘li perdeyi edinir. Bu duruma “Nefeş ışıklı Galgalta” denir ve kişide siyah noktanın yerini almak için ortaya çıkar.

Bu duruma “fetüs” (Ubar) denir. Dünyasal olana eşit olarak, hiçbir şey istemez, annenin rahminde yer alır ya da Partzuf’un üst kısmında ki onu dikkatli bir şekilde büyütür. Bundan sonra fetüs 9 ay boyunca gelişir, yani Sefira Malhut’un içinde bulunan 9 özel Sefirot’tan geçmesi gerekir, Nefeş de – Nefeş’den (Keter de – Malhut), Yehida de- Nefeş’e (Malhut de-Malhut) kadar.

En son geldiği noktada artık Ubar değildir. O doğan ve Kli Hohma’sını Aviut Alef’le Ruah ışığını edinir (Nefeş’den Yehida’ya kadar). Bu döneme “beslenme” (Yenika) denir ve 2 yıl ya da 24 ay sürer. Bu noktada Partzuf “Katnut” durumuna ulaşır ve dolu Aviut Alef’e. Yenika Ubar’dan farklıdır. Çünkü ışığı aldığı için hiçbir şey arzulamadı.

Bir bebek besin için nasıl süt alır? Annenin menstruasyonu bittiğinde, kanı fetüsün gelişimi için kullanılır. Doğum esnasında, doğum kanı ya da temiz olmayan kan dışarı gelir ve düzeltilebilir. Bu kan temiz olmayan arzular olur. Ya da ihsan etmeyen arzular. Ek olarak kanın başka bir kısmı vardır ki doğumdan sonra süte dönüşür. Sefiro Yesod’dan rahmin bulunduğu yerden göğse (Haze) ya da Partzuf’un Sefira Tiferet’ine yükselir.

Bizim dünyamız ortaya çıktıktan sonra ruhani dünyada olan her şey ve tüm ruhani yasalar doğal olarak dünyamızda da uygulanır. Ruhani Partzufim’in bütün döllenme, gelişim, doğum, beslenme ve yetişkinliğe doğru büyüme süreçlerini çalışarak ne olduğunu tam olarak anlayabiliriz ve en önemlisi bunun bizim dünyamızda neden olduğunu.

Beslenmeden sonra yetişkinliğe doğru büyümenin Partzuf’u gelir. Partzuf  Hohma ışığını alır, ya da Gadlut’u (Mohin) Kelim, Bina, AhaP, (Ozen, Hotem, Pe), Aviut Bet, Gimel, Dalet’in içine Neşama, Haya ve Yehida ışığıyla birlikte.

Her birimiz Yaradan’ın bizimle çalışmasına müdahale etmekten sakınmaktan başka hiçbir şey yapmamalıyız, O bize ne yaparsa yapsın. Yapacağımız tek şey Yaradan’ın yönetiminin sınırlarının ötesine gitmekten çekinmektir. Eğer bir kişi böyle bir çaba gösterebiliyorsa maneviyatta ona Ubar denilir. Yenika (beslenme) durumunda kişinin bir şey isteme yeteneği vardır, yani Yaradan’la diyaloga geçer. İki yıllık Yenika’dan sonra kişinin büyütülmeye ihtiyacı vardır ve hali hazırda ona küçük bir miktar Ohr Hohma verilebilir ki bu da Neşama ışığı ile başlar.

“Katnut” durumunda Yaradan’la yaratılış arasındaki tüm ruhani ilişki sistemi aynı bizim dünyamızdaki bebek ilişkisi ile aynı şekilde inşa edilmiştir. Anne çocuk arasında ortaya çıkan tüm problemler ruhaniyetteki eşit durumun bakış açısından çözülebilir.

Yaradan kişiye bile bile problemler ve engeller gönderir ki kişi özel çaba sarf ederek O’na daha yakınlaşmaya başlasın. Hayatımızda engeller ve problemler olmadan, arzularımız olmazdı ve asla ilerleyemezdik.

Eğer Âdem’in ruhu kırılmasaydı o zaman düzeltilmemiş tek bir ruh olarak kalırdı ve düzeltilmesi çok zor olurdu. Düzeltme ruhun bir parçasını diğer parçasına birleştirmekten oluşur. Sadece bu olduktan sonra her ikisi de Yaradan’a bağlanırlar.

Çalışma kişinin koşullarıyla ilişkisinin düzeltilmesinden oluşur, ya da Yaradan’dan aldıklarıyla. Bu tür bir çalışmanın sonucu Yaradan’la birleşmesidir ve Yaradan’ın tüm eylemlerinin hak verilmesidir.

Birbiriyle tam birleşme bir grup öğrenci arasında gerçekleştirilebilir. İnsanlar mümkün olan en küçük durumla başlarlar ve egoistler için rahat olan sınırlar inşa ederler. Yani gruba gelen herkes için uygun sınırlar yaratırlar ki ortak yakınlık ve tek bir amacın gerçekleşmesini sağlamak için.

Bu sınırlardan hiç kimse acı çekmemeli; sınırlar bir hapis ya da kafes haline gelmemeli. Diğer taraftan sınırlar onlara giren insanların içsel durumlarına göre sürekli daha iyiye doğru değişmeli ve sürekli olarak verilen amaca ulaşmak için herkese yardım etmeliler. Grubun bağı ne kadar sıkıysa grup içinde Yaradan’la bağa sahip olmak için o kadar çok sebep ortaya çıkacaktır.

Kişi maneviyatta ilerlemeye başladığında, onun için arzuyu kaybeder, daha net olmak gerekirse karşı koyamayacağı şekilde kişiye daha fazla egoizm eklenir ya da daha fazla alma arzusu. Bu durumda, yapılacak hiçbir şey yoktur, tekrardan hayvansal egoizmi, çalışmanın ve gruptaki ortak çalışmanın yardımıyla ruhani egoizme değiştirmenin dışında.

Kişi kendisine gelen her düşünceyi analiz etmeli ve Yaradan’dan geldiğini hatırlamalıdır. Kişi, düşüncenin arzuladığı amaca doğru olup olmadığını tasnif ve kontrol etmeli: bu düşünceyle birlikte mi gideceğim yoksa ona karşı mı? Bu durumda Yaradan beni O’na cezbederek mi çağırıyor ya da beni uzağa iterek uyandırmaya mı çalışıyor? İkisi arasında bir fark vardır, ancak her halükarda, iki durumda da beni kendisine yakınlaştırmak istiyor.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,086