e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Baruh Halevi Aşlag (Rabaş) > Kabala Kütüphanesi > Makaleler > Çalışmada Şabat’a Neden Şin-Bat Denir?

Çalışmada Şabat’a Neden Şin-Bat Denir?

Makale No. 19, 1989

Zohar’da şöyle yazılmıştır: “Şabat nedir? Neden ona ‘Şabat’ deniyor? O nokta yükseldiği ve ışığı parladığı için mi? O zaman, bir olmak için HGT de ZA olan babalarda taçlanır ve her şeye ‘Şabat’ denir. Yani, babalarla birlikte Malhut’a ‘Şabat’ denir. Şabat, Şin-Bat [kız evlat] harflerine sahiptir çünkü Şin’deki [ש] üç Vav [3 kez Vav], üç baba’yı, HGT’ı, ima eder ve Bat [kız evlat] olarak adlandırılan o da onlarda taçlanır.”

Orada şu da yazılıdır (Madde 181): “Meselenin anlamı, noktanın, nerede olursa olsun, gözün kalbi olmasıdır. Yani, “gözler” olarak adlandırılan Hohma’yı içerir ve “Bizi gözbebeği gibi tut” dediği gibi, Bat [kız evlat] olarak adlandırılır. O tüm gözün kalbi [gözbebeği] olduğu için, ona Bat denir. Yani, gözde üç renk, HGT vardır. Dördüncü renk, Malhut olan siyah bir noktadır ve sadece onun içinde Ayin [göz] adı verilen Hohma ortaya çıkar. Bu nedenle o, gözün tüm renklerinin kalbidir.” Orada şöyle der: “Tüm o altı gün -HGT NHY -Malhut olan tek, kutsal bir noktada birleşir ve tüm günler onun içinde birleşir.” (Madde 177)

Bunu çalışmada yorumlamalıyız. Baal HaSulam, yukarıda belirtilen altı günlük çalışmanın, ZA’in HGT NHY’i olan ZA’i ve Şabat’ın, Malhut’u ima ettiği hakkında sordu. Eğer böyleyse, o zaman altı hafta içi gün Şabat’tan daha önemli olmalıydı zira ZA Malhut’tan daha yüksek bir derecedir.

Dedi ki: “Altı hafta içi günün ZA’i ima ettiği doğrudur, ancak tüm dünya Malhut’un yönetimi altındadır çünkü Malhut’a ‘İsrail meclisi’ denir, bu da onun İsrail’in tüm ruhlarını içerdiği anlamına gelir ve Malhut’ta olmayan hiçbir şey bu dünyada ifşa olmaz. Bununla birlikte, ZA ve Malhut arasında bir birleşme olmadığı ve ZA’in bolluğu Malhut’a uzanmadığı sürece, buna ‘hafta içi’ denir.”

Şabat birleşme olarak kabul edilir, yani ZA, Malhut ile birleşir, bu da ZA’in altı Sefirot’unun hepsinin Malhut’ta parladığı anlamına gelir. Bu yüzden, ZA’in Keduşa’sı [kutsallığı] Malhut’a uzandığı için ona “bir kutsallık Şabat’ı” denir. “Hafta içi”, birbirlerinden ayrıldıkları anlamına gelir, çünkü alttakiler için bolluğu alan Kli [kap] olan Malhut, “alan Malhut”, ZA olan Veren’le form eşitsizliği içindedir. Alttakiler, Malhut’un onlara ihsan etmek istediği bolluğu almaya, yani ihsan etmek için çalışmaya uygun olmalılar, yani form eşitliğinde (olmalılar).

Bu yüzden Tora ve Mitzvot’ta [emirlerde/iyi işlerde] çalışarak kendimizi ıslah etmemiz için bize altı iş günü verildi. İhsan etmek ile meşgul olduğumuz ölçüde, her biri yukarıdaki, Malhut’taki, ruhunun kökünü ihsan etmek için çalışmaya doğru ıslah eder. Öyle anlaşılıyor ki, altı iş günü boyunca, Malhut alttakiler tarafından ıslah edilir ve sonra Malhut, ZA ile form eşitliği içindedir ve ZA’in bolluğu Malhut’a uzanır.

Bu nedenle, Şabat Malhut olarak kabul edilir ve altı gün Malhut’tan daha yüksek bir derece olan ZA’i ima etse de altı hafta içi günden daha önemlidir. Tüm dereceler, alttakilere ne ölçüde ihsan ettikleri ile ölçülür. Altı iş gününde, Malhut’u ihsan etmek için çalışmaya ıslah etme çalışmasının ortasında oldukları için, ZA henüz ihsan edemez. Sadece Şabat’ta, Malhut’un ihsan etme çalışması tamamlandığında, Şabat daha önemli olarak kabul edilir, çünkü o zaman ZA derecesi Malhut’un ıslahı yoluyla alttakilere parlar. Bu yüzden Şabat’a “Bir’in sırrı” denir, bu da ZA ve Malhut’un form eşitliği yoluyla birleşmesidir. Bu yüzden ona “barış Şabat’ı” denir, yani Şabat’ta, veren olarak kabul edilen ZA ile alan olarak kabul edilen Malhut arasında zaten barış vardır.

Şabat’ta, Malhut halihazırda ihsan etmek için çalışmaya doğru ıslah edilmiştir ve aralarında herhangi bir ayrılık yoktur. Bu nedenle, ona “kutsanmış bir barış Şabat’ı” denir, çünkü o zaman kutsamalar Malhut’a ve alttakilere uzanır. Bu nedenle Şabat, altı iş gününden daha önemlidir.

Bilgelerimiz şöyle dedi: “Yaradan onlara dedi ki: ‘Aptallar, Şabat arifesinde çalışıp çabalamış olan, Şabat’ta yer. Şabat arifesinde çalışıp çabalamamış olan, Şabat’ta nereden yiyecek?'”(Avoda Zara 3). Bu, Şabat yemeğinin çalışmanın bir ödülü olarak kabul edildiği anlamına gelir. Kişi çalışmadıysa, nereden ödüllendirilecek? Çalışma olmadan, sadaka veya hediye almak mümkündür, ancak bir ödül [Sakar, hem “ödül” hem de “maaş” anlamına gelir] almak mümkün değildir çünkü özellikle çalışma karşılığında ödül vardır. Bu yüzden Yaradan onlara, “Şabat arifesinde çalışıp çabalamamış olan, Şabat’ta nereden yiyecek?” dedi.

Yine de bu gerçekten şaşırtıcı. Yaradan neden “Şabat arifesinde çalışıp çabalamamış olan, Şabat’ta nereden yiyecek?” dedi. Sonuçta, Yaradan onlara sadaka veya hediye olarak verebilir.

Cevap şudur ki, çalışma olmadan yemeğin tadını çıkarmak şu bilinen sebepten imkânsızdır: Hazzın alınmasından dolayı utanç ekmeği olmasın diye, “Tzimtzum [kısıtlama] ve üst ışığı gizleme” adı verilen bir ıslah yapıldı ve böylece Yaradan’ın yaratılanlara vermek istediği haz ve memnuniyet ifşa olmamıştır.

Bunun yerine, Tora ve Mitzvot’un Segula’sında [çaresinde/erdeminde] emek vermek yoluyla, ihsan etme kaplarını elde ederiz ve o ölçüde gizlilik kaldırılır ve haz ve memnuniyeti almak mümkün olur. Fakat ihsan etme kaplarını elde etmeden önce, haz ve memnuniyet olan yaratılışın amacından zevk almak imkansızdır. Bu nedenle, Yaradan’ın ona bir hediye veya sadaka olarak vermesi gerektiğini söylemenin bir anlamı yoktur, zira orada kesinlikle utanç olacaktır ve bu utanç hazzın tadını bozar.

Maddesellikte gördüğümüz gibi, kişi utanç ekmeğini yemekten [bağış almaktan] utanır, ancak özellikle emek yoluyla [alır]. Burada emek, alma kaplarını, ki insan bunlarla doğdu, doğaya karşı olan ihsan etme kaplarına döndürmektir ve doğaya aykırı olan her şeyi yapmak zordur ve ihsan etme kaplarını elde etmek büyük çabalar gerektirir. Bu konuda şöyle denilmiştir: “Arınmaya gelene yardım edilir.” Yani, O’nun yardımı olmadan, kişinin onları elde etme şansı yoktur.

Şimdi, altı iş gününün, ZA’e ait olan ihsan etme kaplarını yapma meselesini oluşturduğunu anlayabiliriz, çünkü ZA derecesi Malhut’a ihsan etmektir. ZA’den bolluğu alan Malhut’un alttakilere verebilmesi için, Malhut’u ZA gibi bir verici olmaya ıslah etmeliyiz. Buna “birleşme” yani form eşitliği denir.

Bu nedenle, altı iş gününe “kutsallığın olmadığı günler” denir, kişinin kendisi için alma arzusundan ortaya çıkar ve onu Keduşa’ya kabul eder yani Keduşa’ya hizmet eder. Demek ki, çalışma seküler olanı kutsal yapmaktır. Her ne kadar kişi her gün bir niteliğini ıslah etse de ilk gün [Pazar] Hesed niteliğine, ikinci gün [Pazartesi] Gevura niteliğine karşılık gelir, vb., her bir ıslah hemen aşikâr olmaz.

Bunun yerine, altı günün tamamı ıslah edildiğinde Şabat aşikâr olur. Başka bir deyişle, yedi günlük çalışma dizisi tamamlanmadığı sürece, kişide Şabat durumu aşikâr olmaz. Bu, insanın çalışmada ilerliyor mu yoksa çalışmaya başladığı zamanki gibi aynı koşulda hareketsiz mi duruyor, bunu görememesine veya hissedememesine neden olur.

Bazen, kişi tam tersini görür – gerilediğini. Yani, ihsan etme çalışmasına başlamadan önce, Tora ve çalışma için daha fazla tutkusu vardı ve şimdi çalışma için motivasyonunun azaldığını görüyordur. Bu böyledir çünkü her hafta bir derece olarak kabul edilir. Derecenin ortasında, durumu gerçekte olduğu gibi görmek imkânsızdır, çünkü bu, daha önce aşağıda olanın yukarı doğru yükseldiği ve yukarıda olanın alçaldığı bir tekerlek gibidir ve tüm bunların bir sonucu olarak makine ilerler.

Sadece çalışmanın sonunda, Şabat geldiği zaman, bu, Şabat’a ait altı iş gününü tamamladığı anlamına gelir. Sonra, ihsan etme kapları olan ZA’in Malhut’a girdiği düşünülür. Buna Şabat denir.

Bu nedenle, altı iş günü ZA’e ait olmasına rağmen, Malhut’ta hala parlamaz çünkü çalışmamızın kalbi Malhut’tadır, şöyle yazıldığı gibi: “Şaday’ın [Efendi’nin] krallığındaki [Malhut’taki] dünyayı ıslah etmek için.”

Öyle anlaşılıyor ki, Kelim çalışması, kendi için alma arzusunu çıkarıp atmak ve bunun yerine ihsan etme arzusunu yerleştirmektir. Buna hafta içi günlerin çalışması denir, bu da Kelim’in ıslahıdır. Bu çalışma Şabat’ta yasaktır çünkü Şabat’a ışığın Kelim’in içinde parlayabildiği zaman olan “yemek yeme zamanı” denir. Bu yüzden şöyle yazılmıştır, “Şabat arifesinde çalışıp çabalamamış olan”, yani ihsan etme kaplarını hazırlamamış olan, “Şabat’ta nereden yiyecek?” çünkü haz ve memnuniyet olan yemeğin kıyafetlenebileceği Kelim’i yoktur.

Bununla, “O neden onlara yemeği hediye veya sadaka olarak veremiyor?” diye sormuş olduğumuzu anlayacağız. Bunun sebebi, hediye veya sadakada Tzimtzum nedeniyle haz ve memnuniyetin girebileceği hiçbir ihsan etme kabının olmamasıdır.

Yine de Şabat’a “hediye” dendiğini görüyoruz, bilgelerimizin şöyle dediği gibi: “‘Bilin ki ben Efendiniz sizi kutsuyorum’, Yaradan Musa’ya şöyle dedi: ‘Musa, hazinemde adı Şabat olan iyi bir hediyem var ve onu İsrail’e vermek istiyorum, git ve onlara haber ver.'” (Beitza 16)

Bu kafa karıştırıcıdır. Neden “Şabat arifesinde çalışıp çabalamamış olan, Şabat’ta nereden yiyecek” dedi? Çalışmada şunu da sormalıyız: Ama O onlara Şabat yemeğini hediye olarak verebilirdi çünkü Şabat’a “hediye” denir, yani Şabat’ı çalışma olmadan bile vermek mümkündür.

Ancak, bilgelerimizin Yaradan’ın Musa’ya “Git ve haber ver” demesi hakkında sormalıyız. Şunu sormalıyız: Hangi amaçla onlara hediye hakkında önceden haber vermek zorundaydı? Anlıyoruz ki hediye karşılığında bir şey istiyorsak, o zaman bilgilendirilmeleri gerekir ki böylece hediyenin verilmesi için gerekli koşulları yerine getirsinler. Bu nedenle, burada da “Git ve onlara haber ver” dediğinde bu, O’nun hediye karşılığında bir şey talep ediyor olması gerektiği anlamına gelir.

Yine de hediye karşılığında birinin nasıl olur da bir şey isteyebileceğini anlamalıyız, zira hediyenin alıcısı bir şey verirse o artık hediye olarak kabul edilmez. Bunu şöyle yorumlamalıyız: O, “Git ve onlara haber ver” dediği zaman, onlara bir hediye vermek istediği için kendilerinden çalınacağı korkusu olduğu bilincini verdi. Bu nedenle, hediyeyi Veren, hediye için kimsenin bu önemli hediyeyi onlardan alamayacağı güvenli bir yer yapmalarını talep etti. Aksi takdirde, hediyeyi Veren, onlara hediyenin önemini bildiremezdi bile çünkü duymaması gerekenler bunun önemli olduğunu muhtemelen duyup hediyeyi onlardan alabileceklerdi.

Bu nedenle, O’nun onlara hediyeyi verebilmesi için, önce bir hediye vermek istediğini onlara bildirmeye ihtiyacı vardı, şöyle yazıldığı gibi: “Git ve onlara haber ver”, “ve onlara hediyenin önemini bildireceğim, böylece hediyenin tadını çıkarabilecekler.” Sonra onlara, dışsal olanlardan uzak tutulsun diye hediye için bir yer hazırlamak üzere çokça hazırlık yapmaları gerektiğini bildirdi. Öyle anlaşılıyor ki, onlara hediyeyi vermek için koyduğu koşul, hediye için güvenli bir yer hazırlamalarıydı. Bu, hazırlık karşılığında bir hediye vermek olarak kabul edilmez.

Dışsal olanlardan uzak tutmak nedir? Şudur: Eğer ihsan etme kapları hazırlarlarsa bu kaplarda “hediye” olarak adlandırılan Şabat’ı alacaklar. Buna “dışsal olanlardan uzak tutmak” denir, ki dışsal olanlar ancak alma kaplarına tutunabilirler. Oysa ihsan etme kapları için bu böyle değildir; bunlardan kaçarlar. Bu Kelim’i hazırlama işine “hafta içi” denir ve hafta içinde herbir gün, ima edilen Kelim’i HGT NHY olarak adlandırılan ZA’in Sefirot’una kabul etmeliyiz.

İhsan etme çalışması tamamlandığında, “yemek” olarak adlandırılan Şabat ışığı gelir ve altı iş günü boyunca edinilen Kelim’de kıyafetlenir. Öyle anlaşılıyor ki, çalışmanın tam ifşası “Bir’in anlamı” olarak adlandırılan Şabat’ta, “alma kapları” olarak adlandırılan Malhut altı iş günü çalışması sırasında ihsan etmeye dönüştürüldüğü zaman, aşikâr olur.

Yani, hafta içi edindikleri ihsan etme kapları çalışması Şabat’a girer. Bu demektir ki Şabat’ın “Gadlut’ta [büyüklükte/yetişkinlikte] parlayan Malhut” olarak adlandırılmasının sebebi, hediyenin alınmasından önceki hazırlık çalışmasıdır. O zamanda, “hediye” olarak adlandırılan Şabat ışığı bu ihsan etme kaplarında kıyafetlenebilir. Ondan sonra, dışsal olanların kontrolü yoktur çünkü dışsal olanların tutunduğu alma kapları yoktur. Bu nedenle, Şabat’a “Ve tüm yargılar ondan geçer” denir.

Bu yüzden hediyeye Şabat denir, zira Yaradan Şabat’ı emek karşılığında vermedi, Şabat’ı bir hediye olarak verdi. Ve altı iş günü boyunca çalışmamızın gerekmesinin nedeni, onun için bir yer yapmak, yani dışsal olanların ona tutunamayacağı güvenli bir yer yapmaktır, zira Şabat’ta, ihsan etme kapları önceden ıslah edilmiştir ve ihsan etme kaplarının hüküm sürdüğünü gördükleri bir yerden kaçarlar.

Bu nedenle, Şabat’a “kutsal” denir zira dışsal olanlar, altı iş günü boyunca olan hazırlık sayesinde her şeyin ihsan etme kaplarında parladığı zaman olan Şabat’ın Keduşa’sından kaçarlar.

Yukarıdakine göre, “Musa, kendi payının hediyesiyle sevinecek” diye yazılanı yorumlamalıyız. Neden “Hediyelerden nefret eden yaşayacaktır” (Süleyman’ın Özdeyişleri 15:27) diye yazıldığını anlamalıyız. Eğer öyleyse, eğer “hediyelerden nefret eden yaşayacak” ise, “Musa, payının hediyesiyle sevinecek” ne anlama gelir?

Cevap şudur: “Çünkü Sen ona sadık bir hizmetkâr dedin.” “Sadık bir hizmetkar” nedir? Atalarımızın dediği gibidir: “Ödül almadan rav’a [büyük öğretmene] hizmet eden köleler gibi olun”, bu da kişinin tüm işinin ihsan etmek olduğu ve hiçbir şey almadığı anlamına gelir.

Buradan, kişinin alması gerçeğinin, Yaradan’ın ona vermek istemesinden kaynaklandığı sonucu çıkar. Bu nedenle, onun almasına “ihsan etmek için almak” denir. Öyle anlaşılıyor ki, hediyeyi alması kendisi için almak istediği için değil, ihsan etmek istediği içindir. İyilik yapmak Yaradan’ın arzusu olduğu için, bu nedenle kişi haz ve memnuniyeti kabul eder, O’nun arzusunu tatmin etmek için, zira Yaradan’ı memnun etmek ister.

Ancak Yaradan’ın neye ihtiyacı var? Elbette bu, yaratılış amacının tam olarak gerçekleştirilmesi içindir. Bu nedenle, kişi, Kral’ı memnun etmek için Kral’ın hediyesini kabul eder. “Çünkü sen ona sadık bir hizmetkar dedin” sözlerinin anlamı budur.

Şimdi, Zohar’ın şu sözlerini yorumlayabiliriz: “Şabat nedir?” diye sorar ve şöyle cevap verir, “Şin-Bat, çünkü Şin’deki üç Vav, üç babayı, HGT’ı ve Bat [kız evlat] olarak adlandırılan Malhut’un onlarda taçlandığını ima eder” çünkü onda Hohma’nın çoğunluğu vardır, şöyle yazıldığı gibi, “Bizi gözbebeği gibi tut,” ki gözbebeği gözün kalbidir. Gözde üç renk, HGT, vardır ve dördüncü renk siyah bir nokta, Malhut’tur.

Üç Vav’daki her Vav, kişinin ihsan etme kaplarını edinmesi gereken çalışma zamanı olan altı iş gününü ima eder. Gerçekten de her gün, kişi Şin’de üç Vav tarafından ima edilen üç çizgi üzerinde yürümelidir.

Başka bir deyişle, her gün sağda ve solda yürüyerek, her ikisinden oluşan orta çizgiye geliriz. Başka bir deyişle, “bütünlük hali” olarak adlandırılan sağda yürümeye başlarız ve sonra saymaya geçeriz, ki bu, kişinin emeğinden elde ettiği kârı saymaya başladığı zamandır. Daha sonra sağa geri döner.

Bu sağ ve solun dönüşüyle, iki çizgiden doğan orta çizgiye ulaşırız. Sonra, üç Vav çalışmasıyla, Şabat’ın siyah olan “Malhut noktası” olarak adlandırıldığı Şabat durumuna geliriz ve “siyah bir nokta” olarak adlandırılır çünkü Tzimtzum, “alıcı Kli” denen Malhut üzerineydi. Bu nedenle ışık onun kendisinin üzerine parlamaz. Ancak, üç Vav’ın, üç çizgisindeki altı iş günündeki çalışma olan ıslahı yoluyla, kendi özüne ait olan ışığı, Hohma ışığını, alabilir. Ona Bat-Ayin [“gözbebeği” ama aynı zamanda “gözün kız evladı”] denir, burada Ayin [göz] Hohma olarak adlandırılır ve siyah noktada Hohma ışığı ortaya çıkar. Bu, iş günleri yoluyla Şabat’ın göründüğü Şabat’tır.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,089