Dostum, mumun sonsuza kadar yansın,
Bo (gel) bölümünün altıncı günü ve BeŞalah (Firavun Gönderdiğinde) bölümünün dördüncü günü gelen mektuplarına cevap: Tartıştığımız konuyla ilgili olarak, son yorumunun daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Fakat izin ver sözlerinin arasını biraz doldurayım: “Kalbimin kapılarını yüce bir misafire açacağım,” örneğin kendini üst yola yükseltme sözü, aşağıda olanları herhangi bir edinimden mahrum bırakır.
Bu şekil bir yükselmede, kalbin sütunları “kanca” denilen bağa (tıpkı “Sen kancalarla bağlanacaksın” sözünde olduğu gibi), gerçek Dvekut’a (birleşme) bağlandığı için “İhtişamın sütunlarının kancası ilan edecek,” denir, sonra üst ışık kişiye akar.
Tüm varlığını terk edermişçesine “Tüm iznim olanları cömertçe vereceğim,” yani kalbin kabulü bedenin edinimi olduğundan, edinmiş olduğu her şeyi.
Fakat onları cömertçe vermek istemediği için, tüm varlığı savı dâhilinde ona tutunma gücünü elde edecektir. Bu yüzden, kendiyle hiçbir surette bağlantıları kalmasın diye onları kesinkes evinden çıkarır.
Tam bir uygulama için kapanış söylemine gelir ve şöyle der, “Bırakalım onun (Malhut) kurmuş olduğu temeli duyursunlar.” Bu izni dâhilindekilere sorduğu bir soru gibidir. Onlara karşı gelir ve şöyle der, “Muhtemelen sizin bu dünyada akılla desteklenen küçük veya büyük temelleriniz ya da sütunlarınız vardır.” Bunu aslında bir cevabı olmayan ileri uzanan kafiyelerle ilgili olarak ona nasıl cevap vereceklerini bilip bilmediklerini anlamaları için söyler. Dünyanın hiçbir şeye tutunmadığını bildirmek için onları uzaklaştırır.
BeŞalah’ın dördüncü günü gelen mektubunda yazdıklarına göre sözlerimi anlamamışsın, buna şaşırdım. Bu sadece çalışmanın aylaklığına bağlı olmalı ve ben bununla ilgili ne yapabilirim? Özellikle şimdi seninle aramızda sarsılmaz bir sevgi bağı kurmamız için bunu kabullen.
Bununla ilgili pek çok mektup yazdım ve kalbim bana bunda gevşek davrandığınızı söylüyor çünkü genel olarak bir ihmalkârlık hissediyorum.
Yaradan hepimize merhamet etsin ve bizi kurtuluşla ödüllendirsin.
Yehuda Leib