Eylül 1981
“Gizlenen şeyler Tanrımız Efendi’ye aittir ve Tora’nın (yasanın) sözlerini yerine getirmek için ifşa olan şeyler, sonsuza kadar bize ve çocuklarımıza aittir.”
İma edildiği şekliyle, “ifşa olmuş” ifadesini “uygulanmış” ve “gizlenmiş” ifadesini “niyet” olarak yorumlamalıyız. Kişiyi bir eylemi yapmaya mecbur kılan sebep olan niyet, insanlardan gizlidir çünkü kişi, dostunun kalbinde ne olduğunu bilemez.
Kişi, niyet konusunda kendisini bile aldatabilir ve kendisini bir eylemi yapmaya mecbur eden sebebin Yaratıcı’nın yararı olduğunu düşünebilir, oysa belki de onu eylemi yapmaya mecbur eden kendi yararıdır. Bu nedenle “gizlenmiş” ifadesi niyeti ima eder.
Bununla ilgili olarak iki ayrım yapmalıyız: 1) Genel halk, 2) Birey. Genel halk normalde esas olarak eylemin kendisi hakkında düşünür, niyet hakkında değil, zira eylem sırasında halkı gerçek amacı hedeflemeye zorlamak imkânsızdır. Ancak birey söz konusu olduğunda, esas olarak niyetten bahsederiz. Bu nedenle, belki genel halka göre kişi erdemlidir, ancak birey açısından bakıldığında kötüdür.
Bu bağlamda, “Tüm dünya size erdemli olduğunuzu söylese bile, kendi gözünüzde kötü olun” denilebilir. Bu demektir ki, kişi bunun sadece Yaradan için olmasını amaçlamalıdır yani ödül almak için olmasını değil ve kişi yine de kötü olarak kabul edilir.
Ve kişi, gizlenenler açısından amaçtan tamamen uzaklaştığını gördüğünde, umutsuzluğa kapılmamalıdır. Bunun yerine, kişi inanmalıdır ki “Gizlenen şeyler Tanrımız Efendi’ye aittir.” Bu, O’nun gizlenen kısmı vereceği ve bizim de ifşa olan kısmı yani eylemleri yapacağımız anlamına gelir.
Eylemlerdeki artışa göre, niyetlerin yani gizlenmiş kısmın da artması ihtiyacı büyür. Kli [kap] yani arzu olmadan ışık olamayacağına dair bir kural olduğundan, eylemleri arttırarak, belirli bir ölçüye ulaşıncaya kadar eksikliği de arttırırız ve sonra “Gizlenen şeyler, Tanrımız Efendi’ye aittir.” yani o zaman O, gizlenmiş olanı verir.