Temmuz-Ağustos 1982
Normalde “Yer [Yaradan] ihtiyacınızı karşılayacak”, “Yer sizi memnun edecek” deriz. Bilgelerimiz, “O, dünyanın yeridir ve dünya O’nun yeri değildir” demişlerdir.
“Yer”, Yaradan’ın yarattığı yaratılış yerini ifade eder. Yarattıklarına iyilik yapma arzusuyla, O, yokluktan varoluşu, onlara vermek istediği hazzı ve memnuniyeti alabilecekleri bir yer yarattı. Buradan, yaratılış anlamına gelen bu yerin, O’nun yarattıklarına iyilik yapmak olan, Yaradan’ın ışığı ile doldurulması gerektiği sonucu çıkar. Bu, “Kutsanmış olan yerdir” yani yeri yarattığı için O’nu kutsadığımız anlamına gelir.
Bu nedenle, eğer yer henüz doldurulmamışsa ve bu yerde yüzün gizlenmesi varsa, bu yerin Yaradan’ın ışığı ile doldurulması gerektiğini söyleriz. Bize henüz ifşa edilmemiş olsa bile, şuna inanmalıyız ki “Bütün dünya O’nun ihtişamıyla doludur” ve “Hizmetkârları birbirlerine ‘O’nun ihtişamının yeri nerede?’ diye sorarlar”
Buna göre, “Yer ihtiyacınızı karşılayacak” ifadesinin anlamı, tüm eksikliklere, yüzün gizlenmesine neden olan bu eksikliğin doldurulacağı yani yüzün ifşa olacağı anlamına gelir.
Ayrıca, “Yer, Zion ve Kudüs’ün yas tutanları arasında sizi memnun edecek” deriz. Yani dünyada var olan tüm sıkıntılar, yüzün gizlenmesinden kaynaklandığı için, “Yer sizi memnun edecek” deriz. Başka bir deyişle, O’nun yarattıklarına iyilik yapmak niyetiyle yarattığı “yaratılış” denilen bu yer, yüzün ifşasında olacaktır ve o zaman “En küçüğünden en büyüğüne kadar herkes Ben’i bilecektir.”
Burası dünyanın yeridir yani O, dünyanın eksikliğini doldurur, ancak dünya O’nun yeri değildir. Başka bir deyişle, dünya O’nun eksikliğini doldurmaz, zira O’nun doldurulması gereken bir eksiği yoktur. Bu demektir ki, ihsan etmek için çalışmamızın tek nedeni, sadece kendi iyiliğimiz içindir yani form eşitliğine sahip olmak içindir, O’nun herhangi bir şeye ihtiyacı olduğundan değildir.