Duydum
Goren [ahır], bir kişi Yaradan’la Gronot [boğazlar] (Ger’onot [eksiklikler]) hissettiğinde, iyi işlerin azalması anlamına gelir. Dolayısıyla, iyi eylemleri azaltır. Daha sonra, “Ve Efendi’nin adını lekeleyen” Yekev [şaraphane] durumuna gelir.
Sukot sevinç olarak kabul edilir, günahlar kişi için erdemler haline geldiğinde, sevgiden tövbe demek olan “Gevurot’un sevinci” olarak kabul edilir. O zaman, ahır ve şaraphane bile Keduşa’ya [kutsallığa] kabul edilir. Herkes ona dahil olmasına rağmen Sukot’un birincil anlayışının İshak olmasının anlamı budur (ve Pesah sevgi olarak kabul edilir, ki bu sağdır).
“İbrahim İshak’a can verdi”nin anlamı budur. Baba ve oğul meselesi sebep ve sonuç, akıl ve sonuçtur. Önce sağ olan İbrahim’in anlayışı olmasaydı, sol olan İshak’ın anlayışı da olamazdı. Aksine, “Çünkü Sen bizim Babamızsın” sözünde olduğu gibi, sol sağla bütünleşmiştir.
İbrahim, “Senin adının kutsallığı yüzünden yok olacak” dedi. Ve Yakup da bunun, günahların Senin adının kutsallığı üzerinde yok edileceği anlamına geldiğini söyledi. Ve eğer böyle kalırsa, o zaman ortada bir ihlal var demektir. Başka bir deyişle, İsrail’in tamamında bulunan günahlar, Keduşa ‘da [kutsallık] bir ihlal gibidir.
Ancak İshak, “yarısı benim üzerimde yarısı senin üzerinde” diyerek, günahların ve Mitzvot’un bir kısmını kasteder, bu da her ikisinin de Keduşa’ya gireceği anlamına gelir. Bu, günahlar onun için erdem haline geldiğinde, sevgiden tövbe yoluyla olabilir. Bu durumda, “İhlal yok ve … feryat yok” diye yazıldığı gibi, ihlal yoktur ama her şey Keduşa için ıslah edilmiştir.
Bilgelerimizin “İshak’ın tezeği ve katırları Avimelek’in parasından ve altından daha önemlidir” sözlerinin anlamı budur. Tezek aşağı, değersiz bir şeydir, yani ona hizmet etmeyi tezek olarak görürler. Daha sonra bir ayrılık durumu ortaya çıkar. Çünkü kişi, yaptığı çalışmanın değerini bilmediği için ayrılığa düşer. Buna “İshak’ın tezeği ve katırları” denir. İshak her şeyi sevgiden tövbe formunda ıslah ettiği ve günahları erdemler haline geldiği için, tezekleri ve katırları aracılığıyla ona gelen kazançlar, “Avimelek’in parasından ve altından” daha önemlidir.
Onun Kesef’i [parası] Yaradan’a olan Kisufim [özlem] anlamına gelir. Zahav [altın], Ze Hav [bunu ver] anlamına gelir, bu da Tora’yı arzulamak, Tora’yı edinmek demektir. İshak her şeyi ıslah ettiği için, yani sevgiden tövbe etmeyi başardığı için, günahlar da onun için erdemler olarak kabul edildi. Ve her durumda çok zengindir, çünkü Mitzvot’u yerine getirirken 613 Mitzvot’tan fazlası yoktur, ancak günahlar ve ihlallerin sonu yoktur. İşte bu yüzden İshak zengin olmuştur, “Ve yüz kapı buldu” diye yazıldığı üzere, yani hiçbir israf olmadan Keduşa’da yüzde yüze sahip olmuştur, zira israf da onda ıslah edilmiştir.
Sukka’nın sazlığının ahır ve şaraphane atıklarından yapılmasının nedeni budur. (Ve bilgelerimizin söylediği gibi, Musa’nın atıklardan zengin olduğunu söyleyebilirsiniz). Bu nedenle Sukot’a öncelikle Gevurot’un sevinci olan İshak’ın adı verilir ve Sukot’a Musa’nın adı da verilir.