e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Hayat, Sevgi ve Aile > Kabala ve İlişkiler > Kadın ve Erkek Arasında

Kadın ve Erkek Arasında

Kadın ve erkek arasındaki manevi köklere bakacak olursanız bırakın iletişim kurmayı birbirimizi görebilmemizi bile şaşırtıcı bulacaksınız. Öyleyse ne yapabiliriz? Sadece şu – iletişim kurmak, fakat bu sefer bir değişiklik yapın ve doğru iletişim kurun.

Kadınlar Ne İster, filminde Nick Marshall (Mel Gibson), sıra dışı bir kaza sonucu aniden eşsiz bir yetenek kazanır. O kadınların düşüncelerini “duyan”,  şovenist bir çapkındır. Sonuç olarak Nick, onlar henüz istemeden kadınların arzularını yerine getiren bir adam oluverir. Bu “yeteneğin” bir çapkının ellerinde kötüye kullanılma ihtimali çok yüksektir; ancak hangi erkek kadınların düşüncelerini  (sonunda) onları anlayabilmek için bilmek istemez ki ve hangi kadın, henüz ondan istemeden, erkeğinin arzularını yerine getirmesini istemez?

Peki, nasıl olur da kadınlar ve erkekler bu kadar farklılar? Biyolojik olarak cinsiyetler arasındaki tek fark, tek bir kromozomdur. Böyle minik bir fark bu derece geniş bir uçurumu açıklayabilir mi? Ve açıklayabilseydi bile, kadınlar ve erkekler arasındaki kişilik ve düşünce üsluplarındaki bu fark için böyle bir özellik var mı? Fiziksel fark türlerin devamı için yeterli olamaz mıydı? Eğer evlatlarımızı birlikte büyüteceksek neden birbirimizi anlayamıyoruz?  Doğanın,  birbirimizi ihtiyaçlarını anlamamızı sağlaması daha mantıklı olmaz mıydı?

Kabala tabii ki doğanın anlayışı sağladığını açıklıyor, ancak doğadan kopmamız – insan doğamız – bizi diğer cinsin ihtiyaçlarına kör etti. Birbirimizi anlamamız için öncelikle nereden geldiğimizi ve burada bulunma amacımızı anlamalıyız. Öyleyse köklere bir geri dönelim.

Akılda tutulacak ilk şey realitede tek bir güç olduğudur. Bu güç yaşamı yarattı ve devamlılığını sağlıyor. Dolayısıyla, Kabalistler (haklı) olarak bu güce “Yaradan” diyorlar. Bu güç kendi doğasında iyilikseverdir; aksi takdirde daha başlangıçta hiçbir şey yaratmazdı. Ve vermek arzusunu gerçekleştirmek için tek bir ortak ruh yarattı. Bu ruhun tek görevi Yaradan’ın vermek istediği bolluk, iyilik ve zevki almaktır. Kabala’ya göre, Yaradan, veren güç realitenin erkek parçasının manevi kökü ve ruhun bolluğu alma arzusu realitenin dişi parçasının manevi köküdür.

Ancak bu, hikâyenin sonu değil sadece başlangıcıdır. Tasarlanmış bolluğu o (tek) ruha vermek için, ruh Yaradan gibi olmalıdır. Bunu yaparak Yaradan’ın sahip olduğu her şeye sahip olacak – sonsuzluk.

Ruhun, Yaradan gibi olma durumunu gerçekleştirebilmesi için Yaradan’dan kopması lazım ki sonradan bu durumu kendi başına gerçekleştirebilsin. Eğer kendi gerçekleştiremezse, bu Yaradan’ın işi olacak ruhun değil ve bu şekilde ruh, kendi hiçbir şey gerçekleştirmemiş olacak.

Ruha almayı ve vermeyi öğretmek için Yaradan onu iki parçaya ayırır -dişi yarı ve erkek yarı. Sonradan, bu yarım parçalar daha da bölünerek milyarlarca parçaya ayrıldılar. Her bir parça bu dünyada bir kadın ya da erkeğin içine “aşılandı”. Dişi parçalar bu dünyadaki kadın ruhların kökleri ve erkek parçalar da erkek ruhların kökleridir.

Bunların hepsi tek bir sonuca varıyor: Erkek ve kadın arasındaki fark Yaradan ve yaratılış, ruh arasındaki farktır. Bu esas olarak farklı kök, kadın ve erkek arasındaki fiziksel, duygusal ve yaşamdaki dış görüntümüzün temel farkını belirler. Başka bir deyişle, kadınlar ve erkekler temel olarak farklı manevi sistemlere aitler ve dolayısıyla, bu dünyanın seviyesinde denediğimiz sürece aramızdaki boşluğa asla köprü kuramayacağız. Birleşmek için köklerimizi birleştirmeliyiz -Yaradan ve yaratılış.

Ancak Kabala, sizi gemileri karaya oturmuş durumda bırakmıyor. Kafalarımızı duvara vurmaya devam etmektense, kadınlar ve erkekler arasında manevi sisteme benzeyen bir ilişki inşa edebiliriz. Bir başka deyişle, Yaradan ve yaratılış arasında var olan  ilişkinin aynısını inşa edebiliriz. Bu durumda, bizleri şimdiye kadar ayıran bu mutlak farklar birliğimizin temeli haline gelir.

Bu nasıl olur? Maneviyatta, en önemli element, manevi süreci harekete geçiren güç, arzudur. Önceden var olmayan bir arzu olmadan, Yaradan ruh için hazırlanmış bolluğu veremez. Ruhta hazla dolma ihtiyacı ortaya çıktığı anda,  bu ihtiyaç gizli bir “manevi musluğu” açar ve cömertlik akmaya başlar. Problem, erkek parçanın, yani ruhun veren parçasının, bu cömertliği harekete geçirmek için onu uyandıracak bir şeye ihtiyacı vardır. Bu olmadan erkek parça hareketsizdir, tıpkı Yaradan gibi, vermek isteyen ancak alıcı parçanın istemesini bekleyen.

İşte burası ruhun dişil parçasının aktif olduğu yerdir. Dişil parçanın rolü, erkek parçanın Yaradan’a doğru ilerlemeyi istemesini ve Yaradan’ın vermek istediği hazla dolmasını sağlamaktır. Sadece ruhun bu iki parçası ortak amaca yönelik birlikte çalışırlarsa, birbirlerini tamamladıkları ve hazla doldukları eksiksiz bir manevi yapıda bağ kurarlar.

Kadınlar ve erkekler manevi amaca doğru birlikte çalışırlarsa bağlarını tamamen farklı bir seviyede oluştururlar -manevi seviyede.  Bunu yaparak, dünyevi anlaşmazlık ve farklılıklarının üstüne çıkarlar, çünkü yaşamlarını memnunlukla dolduran daha yüksek bir amaçları vardır. Bir erkek ve kadın daha yüksek bir gayeyi edinmek amacıyla bağlandığında aralarında realitede var olmayan manevi bir kap yaratırlar. Bu kap ne erkek ne de dişildir, sadece içinde yüce bolluğu kabul ettikleri yeni bir kaptır -ebedi ve tamamlanmış.

Böyle bir yaşam yalnız edinilemez. Karşılıklı manevi gelişimi anlayan çiftler birbirlerine en kıymetli hediyeyi verebilen mutlu çiftlerdir. İlişkileri daha derin ve gerçek bir anlam edinir, mutluluk ve doyum yolunda birlikte yürürler.

İyi yolculuklar…

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,103