1942’de duydum.
Zohar şöyle der: “O Şohen’dir [İkâmet Eden], ve O da Şehina’dır [Kutsallık].” Bu sözleri yorumlamalıyız: Üst ışıkla ilgili olarak, hiçbir değişiklik olmadığının söylendiği bilinmektedir, şöyle yazıldığı gibi, “Ben Efendiniz değişmem.” Tüm bu isimler ve unvanlar sadece Kelim [kaplar] ile ilgilidir ki bu da yaratılışın kökü olan Malhut’a dahil olan alma arzusudur. Oradan bu dünyaya, yaratılan varlıklara doğru iner.
Dünyaların yaratılışının kökü olan Malhut’tan başlayarak yaratılanlara kadar uzanan tüm bu anlayışlar Şehina olarak adlandırılır. Genel ıslah, üst ışığın onlarda mutlak bir bütünlük içinde parlamasıdır.
Kelim’de parlayan ışığa Şohen adı verilir ve Kelim genel olarak Şehina olarak adlandırılır. Başka bir deyişle, ışık Şehina’nın içinde ikâmet eder. Bu demektir ki, ışık Kelim’in içinde yaşadığı için Şohen olarak adlandırılır, bu da Kelim’in genel olarak Şehina olarak adlandırıldığı anlamına gelir.
Işığın onların içinde tam bir bütünlük içinde parlamasından önceki zamanı “ıslah zamanı” olarak adlandırırız. Bu, ışığın onlarda tam bir bütünlük içinde parlaması için ıslahlar yaptığımız anlamına gelir. O zamana kadar, bu duruma “Sürgündeki Şehina” denir.
Bu, üst dünyalarda henüz bütünlük olmadığı anlamına gelir. Aşağıda, bu dünyada, üst ışığın alma arzusu içinde olduğu bir durum olmalıdır. Bu ıslah, ihsan etmek için almak olarak kabul edilir.
Bu arada, alma arzusu cennetin ihtişamının ortaya çıkabileceği bir yer teşkil etmeyen bayağı ve aptalca şeylerle doludur. Bu demektir ki, kalbin Yaradan’ın ışığı için bir tapınak olması gereken yerde, kalp bir atık ve pislik yeri haline gelmiştir. Başka bir deyişle, bayağılık kalbin tamamını ele geçirmiştir.
Buna ” Şehina tozun içinde” denir. Bu, onun yere indirildiği ve her birinin Keduşa [kutsallık] konularından nefret ettiği ve onu tozdan yükseltmek için hiçbir arzularının olmaması anlamına gelir. Bunun yerine, bayağı şeyleri seçerler ve bu da kişinin kalbinde Yaradan’ın ışığı için tapınak olacak bir yer olmaması nedeniyle Şehina’nın kederine neden olur.