e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Mektup 52

30 Nisan, Viyana

Dostlara, ömürleri uzun olsun,

Şavuot Bayramı—Tora’nın veriliş zamanı— yaklaşıyor. Şavuot dünyalardaki Malchut, insandaki kalp olarak kabul edilir. Baal HaSulam’ın yorumladığı gibi Shevi’i, Shebi-Hu (içimdeki kim) kelimesinden gelir.

Baal HaSulam der ki, Tora’nın ruhu kıyafetlendirdiğini söylediğimiz an, Yaradan kalpte kıyafetlenmiştir. Bu sebeple, ona Şavuot ve “Tora’nın verilişi” denir, yani bu sırada Tora, İsrail’in her bir kalbinde kıyafetlenir. Pesah saymasından Şavuot’a kadarki süre, kalbin ve aklın arınması, yani kapların (Kelim) arınmasıdır. Kaplar mükemmel hale geldiğinde Tora ile ödüllendiriliriz.

Dolayısıyla, Pesah’tan önce kapların arınması, Mitzva (Emir/Sevap) denilen inançla yerine getirilir. Mısır çıkışı vasıtasıyla İsrail inançla ödüllendirilmiştir, tıpkı “Ben sizi Mısır topraklarından çıkaran Tanrı’nızım,” sözündeki gibi. Pesah’tan sonra Tora’nın alımı hazırlığı olarak, arınma çalışması başlar. Tora, ruhu kıyafetlediğinde buna “Şavuot, Tora’nın veriliş zamanı,” denir.

İnançla ödüllendirilmeden önce pek çok aşamadan geçtiğimizden, Mısır’dan çıkma gücü verecek olan Tanrı’nın merhametine ve inançla ödüllendirilmeye ihtiyacımız var. Bazen kişinin bir an inanca ihtiyacı olmaz, çünkü objektif insanlar onlara öğretileni yerine getirdiklerinden, alışkın oldukları yollardan gitmenin daha iyi olacağını düşünürler. Kişi bu şekilde Tora ve Mitzvot’u yerine getirme arzusuna sahip olacağını umut eder, çünkü bu yolda bazen düşmekte olduğunu, bazen de bununla ilgili düşünmeye vakti olmadığını görür. Bu demektir ki, yerine getirdiği Tora ve Mitzvot’u tahlil etmeye değer bulmadığından, iç-gözlem yapmadan Tora ve Mitzvot’a bağlanır.

Bu, kişinin bir şey elde etmek için yaptığı hesaptır. Bu aşamada canlılığı, özellikle maddesellikten geldiğinden, maddesel gereksinimlerini yansıtmasının daha doğru olduğu bir aşamadadır.

Ancak, Baal HaSulam’ın söylediği kuralı hatırlamalıyız, cezalar temel olarak kişi Tora ve Mitzvot’a bağlandığı zaman gelir. Canlılığının sadece maddesellikten geldiği aşamadayken bir hayvanın canlılığına sahiptir. Tora ve Mitzvot’a bu yolla bağlanmaya “putperestlik” denir.

Dolayısıyla kişi, Tora ve Mitzvot’la ilgili bir şeyler yapmaya karar verdiğinde, kalp çalışması yerine getirmesi, yani Yaradan için çalışması daha iyidir. Bu sırada çalışması hayvan seviyesinden çıkıp, insan seviyesine ulaşır ve bununla ilgili şöyle denir, “Sana ‘adam’ denir.” Ve sonra hangisinin daha değerli olduğunu—bilgi mi, inanç mı— ölçüp biçen akıl çalışması başlar. Bu aşamada Yaradan onu inançla ödüllendirmediği için öfke duyar.

Gemara’da şöyle yazar, “Rabbi Yehuda der ki, ‘Rabbi Meir der ki: ‘Rabbi Akiva’dan öğrenirken mürekkebi hokkaya koyardım. Rabbi Ishmael’e geldiğimde o bana dedi ki, ‘Oğlum, çalışmanda dikkatli ol, çünkü çalışman Tanrı çalışması. Eğer bir harfi çıkarır ya da eklersen, tüm dünyayı yıkıma getirirsin.’ Ben de ona dedim ki, ‘Tek bir şeyim var, o da hokkanın içine koyduğum mürekkep.’ Şöyle cevapladı, ‘Hokkaya mürekkep mi koyuyorsun?’ Tora der ki, ‘yaz ve sil,’ çünkü yazmak siler. Rabbi Meir, Rabbi Ishmael’e ne dedi ve o ne cevap verdi? Rabbi Meir ona şöyle dedi: ‘Sadece çıkarmayı veya eklemeyi bildiğimi düşünmekte yanılmıyorum, bir sineğin gelip, Dalet’in (İbranice d harfi)üzerine konmasından ve onu Reiş’e (dalet’e benzer görünen r harfi) dönüştürmesinden de korkmuyorum.’’”

Yazman (kâtip) nedir yorumlamalıyız. Kişi Yaradan çalışmasına bağlandığında ona “yazman” denir, tıpkı “Onları kalbine yaz,” sözündeki gibi. Çıkarmak ve eklemek, kişi ya sağ eksikliğinde ya da sola ilave ediyor demektir, yani iki kere “kuş yuvası” (aynı zamanda Gematria’da 150) yapmak, tıpkı atalarımızın dediği gibi, “Zararlı böceği 150 sebeple (aynı zamanda tat) arındırabiliriz.” Bu sebeple iki kez vardır: bozuk yuva ve temiz, arı yuva. Ayrıca çalışma karanlık olarak kabul edildiğinden, mürekkebe “siyahlık” denir.

Anlamalıyız ki, Rabbi Ishmael, Rabbi Meir’e “Çıkarma ve eklemede dikkatli ol,” dediğinde, buna cevaben onun mürekkebi hokkaya koyduğunu söylemesinin nedeni nedir?

Bunu şöyle yorumlamalıyız, Rabbi Meir kendisinin bir yazman, yani çalışmada arınmışlık içinde olduğunu söylediğinde, Rabbi Ishmael ona “Çıkarma ve eklemede dikkatli ol,” der, yani az inanç ve çok bilgi olamayacağını söyler. Rabbi Meir buna hokkaya mürekkep koyduğunu söyleyerek cevap verir. Bu demektir ki “karanlık” denilen çalışma sırasında ellerini oraya, her iki yuvaya uzatır, böylece inanç için her zaman yeri olur, çünkü onun için yuvalar eşittir.

Rabbi Ishmael sorar “Hokkaya mürekkep koyuyor musun?” Arı bir yuvayı, karanlık yerinden çıkarabilir misin? Sileceğin şey yazma olmalıydı. Bu demektir ki, inancı alma zamanı olan çalışma zamanı, özellikle yazmayı sildiğimiz zamandır. Ama yine de kişi silmez, çünkü inancı üzerine aldığı bu aşama, Yaradan Işığını tutmaya en uygun kap olan “yazmayı tamamlamak” olarak kabul edilir.

Gemara bununla ilgili sorar: “Ona ne dedi ve o ne cevap verdi?” (Raşi şöyle yorumlar; onu çıkarma ve ekleme ile ilgili uyardı ve o, ona mürekkebi olduğunu söyledi. Raşi der ki, “mürekkep,” yazı görünür olduğu için silinemez demektir.)

Rabbi Meir cevabında çıkarma ve eklemede dikkatli olduğunu ve bir sineğin gelip Dalet’in (İbranice d harfi) üzerine konabileceğini ve onu Reiş’e (dalet’e benzer görünen r harfi) dönüştürmesinden korkmadığını söyler.

Bu demektir ki, Mitzva (emir/ıslah) zamanı ekleme ve çıkarmada dikkatli olmamız gereken zamandır, yani kişi inancın bilgiden daha az önemli olmasını istemez, bu demektir ki kişi, inancın önemi eksikliği içinde ve bilgiye fazla önem veriyor.

Tora’nın mürekkebinin yazması sırasında “merhamet” olan Dalet’in ucunda kişinin dikkatli olduğu düşünülür. Eğer bir sineği varsa, yani arı olmayan düşüncesi, o zaman merhameti yerine getirmek istemez ve kişi tamamen yoksun olarak kabul edilir. Bu yüzden sürekli hokkaya mürekkep koyar, yani onları eşit kılmak için dikkat eder ve sonra daima bir dönüm noktasında olduğunu gördüğünden, aşamasında istikrarlı olduğundan emin olur, doğal olarak koruma altındadır ve bununla tam bütünlüğü elde eder.

Dileyelim, Yaradan bizi tam bütünlükle ve Tora’nın ışığını edinmekle ödüllendirsin.

Baruh Şalom HaLevi Aşlag

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,076