e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

245- Yeni Doğanın Yaratılışından Önce

Kudüs’te duydum, Iyar 21, Nisan-Mayıs

 

“Yeni doğanın yaratılışından önce, bu damlanın bir budala mı yoksa bir bilge mi vs. olacağı bildirilmiş, ancak erdemli mi yoksa günahkâr mı olacağı söylenmemiştir.”

Buna göre şunu sormalıyız: Ne de olsa bir budala erdemli olamaz, çünkü “Kişi içine budalalık ruhu girmedikçe günah işlemez. Ayrıca şöyle de yazılmıştır: “Bütün ömrü boyunca budala olan biri, eğer kaderinde budala olmak varsa, nasıl seçim yapabilir?”

Ayrıca, “Erdemlileri gördüm, sayıları azdı, O durup onları her kuşağa yerleştirdi” diye yazılanları da anlamalıyız. “Az” sözcüğünü, azaldıkları ve onları ekerek çoğalttığı şeklinde yorumlamalıyız. “Onları ekme” alegorisini ve ayrıca “az” kelimesinin şimdiki zamanda olduğunu anlamalıyız. Peki bitkiler nasıl çoğalır?

“Bilgelere bilgelik verecek” ifadesinde olduğu gibi, budala ya da bilgenin sadece hazırlığa işaret ettiğini yorumlamalıyız. Bu, güçlü bir arzu, açık bir kalp ve keskin bir zekâyla doğan insanlar olduğu anlamına gelir ve biz buna “bilge” deriz, çünkü kişi, O’nun bilgeliğini alabilecek kapasitededir. Bunun tersine, budala olarak doğan yani düşünceleri ve arzuları sadece kendileriyle ilgili olan dar görüşlü insanlar da vardır. Onlar başkalarını hissetmenin ne demek olduğunu bilmezler, zira başkalarına ihsan etmenin ne demek olduğunu anlamazlar, o halde erdemli olma derecesine nasıl ulaşabilirler? Yaradan sevgisini edinene kadar erdemli olmak mümkün değildir ve Rabbi Akiva’nın “Dostunu kendin gibi sevmek Tora’da büyük bir kuraldır” sözlerinde açıklandığı gibi, eğer kişi başkalarını sevmiyorsa, Yaradan’ı da sevemez. Buna göre, böyle insanların seçim şansı yoktur. Yine de, “O ‘erdemli ya da günahkâr’ demedi”, bu da onların seçim şansına sahip oldukları anlamına gelir.

Bunu bilgelerimizin söylediği gibi anlamalıyız: “Erdemlileri gördüm ve onlar çok azdı.” Erdemli, O’nunla Dvekut [bütünleşme] yeteneğine sahip ve buna hazır olan insanlar demektir; bunlar azdır. Bu yüzden onları her bir nesle yerleştirmiştir. Bu nedenle, budalaların zaten bir seçeneği vardır -gidip neslin erdemlileriyle birleşmek ve onlara bağlanmak. Bu sayede cennetin krallığının yükünü üzerlerine alabilecek gücü ve yeteneği elde edeceklerdir. Erdemliler onlara düşüncelerini ve arzularını bahşedecekleri için kutsal çalışmayı yapabileceklerdir. Neslin erdemlilerinden alacakları yardım sayesinde, doğuştan bu niteliklere sahip olmasalar bile, onlar da erdemlilik derecesine yükselebileceklerdir. Öte yandan, erdemli kişilerle yaptıkları Dvekut sayesinde farklı nitelikler kazanacaklardır.

Dolayısıyla erdemliler bunları her bir nesle ekerek çağdaşlarını en yüksek derecelere yükseltebilirler. Erdemliler tek bir nesilde olsaydı, budalaların kutsallık yoluna yükselmeleri mümkün olmazdı.

Bununla, onları ekmenin ıslahını anlayacağız, çünkü ekim erdemlileri çoğaltmıştır. Aynı şekilde, toprağa bir bitki yerleştirmek birçok dalın büyümesine neden olur.

Seçim meselesini de anlayabiliriz. Eğer bir kişi bir budala olarak doğmuşsa, yani başkalarına ihsan etme meselelerinden uzaksa, erdemlilerle bağ kurarak, erdemlilerden yeni nitelikler alacak ve bir seçim yaptığında, yani erdemlilerin rehberliğini kabul etmek üzere boyun eğdiğinde, bu budalaları etkileyecektir. Bu olmadan, Tora onlar için bir ölüm iksiri haline gelecektir. Sadece erdemlilerle Dvekut sayesinde Yaradan’la Dvekut ile ödüllendirileceklerdir.

Bilinir ki, iki kişi birbirinin karşısında durduğunda, birinin sağı diğerinin solunun karşısındadır ve birinin solu diğerinin sağının karşısındadır. Bu nedenle, iki yoldan bahsederken, 1) sağın yolu, yani amacı sadece ihsan etmek olan erdemlilerin yolu ve solun yolu ise günahkârların yoludur, çünkü onların amacı sadece kendi menfaatleri olduğu için Yaşamların Yaşamından ayrılırlar ve ölü olarak kabul edilirler, bilgelerimizin şöyle dediği gibi, “Yaşamlarında günahkâr olanlara ‘ölü’ denir.”

Bu nedenle, kişi sağın yolunda öğrense bile, hala Yaradan’ın sol tarafının karşısındadır. Bu durumda Tora onun için bir ölüm iksiri haline gelir, çünkü Tora ve Mitzvot [emirler] aracılığıyla, eğer solun yolundaysa, niyeti bedenini büyütmektir. Bu, daha önce sadece bedenini bu dünyanın zevkleriyle tatmin etmek istediği anlamına gelir. Şimdi ise, Tora ve Mitzvot’u gözlemleyerek, Yaradan’ın öteki dünyadaki arzularını da tatmin etmesini ister. Bunun sonucu olarak, Tora vasıtasıyla, alma kapları büyür. Yani, daha önce sadece bu dünyanın zenginliğini istiyordu; daha sonra, Tora ve Mitzvot ile meşgul olarak, sonraki dünyanın zenginliğini de ister. Böylece Tora ölüme neden olur, çünkü bu sayede gerçek bir alma arzusuyla tamamlanır.

Kişi Tora ve Mitzvot’a sol tarafından katıldığında, yani ilk niyeti sadece sol olarak kabul edilen almak olduğunda, durum daha da kötüleşir. Bu kesinlikle yanlıştır. Bununla birlikte, Yaradan’la bir olarak Dvekut’a ulaşmaya çalışmalıyız ve o zaman sağ veya sol yoktur; kişi Yaradan’la form eşitliğine ulaşır. O zaman, onun sağı Yaradan’ın sağıdır. Dolayısıyla bedeni ruh için bir kıyafet haline gelmiştir. O zaman, kişi bedensel meselelerle meşgul olmaya başladığında, ruhuna uygun olandan daha fazla bedeninin ihtiyaçlarıyla meşgul olmaz. Benzer şekilde, kişi bedeni için bir kıyafet yaptığında, bu kıyafeti bedeninden daha uzun veya daha geniş yapmayacaktır. Bunun yerine, bu kıyafeti bedenine tam olarak uygun hale getirmeye çalışacaktır. Aksi takdirde bu kıyafeti giymeyecektir.

Bu, bir adama takım elbise getiren bir terziye benzer. Adam elbiseyi vücuduna giydiğinde, eğer elbise çok uzun ve çok genişse, elbiseyi terziye iade edecektir. Aynı şekilde, insanın bedeni ruhunu giydirmeli ve bedeni ruhundan daha büyük olmamalıdır, yani bedeninin ihtiyaçları ruhu için ihtiyaç duyduklarından fazla olmamalıdır.

Ancak bilmeliyiz ki O’nunla Dvekut’a ulaşmak kolay değildir ve ” Efendiyi almak isteyen herkes gelip alamayabilir. İşte bu yüzden neslin erdemlilerine ihtiyacımız var. Arzusu sadece ihsan etmek olan gerçek bir öğretmene bağlı kalarak, kişi öğretmeninin sevdiği şeyleri yapmalı, yani öğretmeninin nefret ettiğinden nefret etmeli ve öğretmeninin sevdiğini sevmelidir, o zaman Tora’yı öğrenebilir ki bu bir ölüm iksiri olmayacaktır.

“Her bir nesilde durdu ve onları ekti” ifadesinin anlamı budur, böylece onlar erdemlilerle bağ kurabilecekler ve onlar da O’nunla gerçek Dvekut’a ulaşabileceklerdir.

Dünyada budalalara ihtiyaç olması sizi şaşırtmasın. Ne de olsa hepsi bilge olabilir. Ancak, her şeyin bir taşıyıcısı olmalıdır. İşte bu yüzden budalalara ihtiyaç vardır – alma arzusunun taşıyıcıları olmaları için. Bu sayede, Yaradan’ın yolunda yürümek isteyenler onlardan yardım alabilirler, çünkü şöyle yazılmıştır: “Sonra gidip Bana karşı günah işleyenlerin cesetlerine bakacaklar, çünkü onların kurtları ölmeyecek, ateşleri sönmeyecek ve tüm bedenler için iğrenç olacaklar.” Bilgelerimizin dediği gibi, onlar erdemlilerin ayaklarının altında kül olacaklar, çünkü bu sayede erdemliler ayırt edilecekler, böylece kendilerini yakınlaştırdığı için Yaradan’ı övebilecek ve ona teşekkür edebilecekler. Buna “ayaklarının altındaki küller” denir, bu da onların günahkârların sonunu görerek ilerleyebilecekleri anlamına gelir.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,090