e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

37- Purim için Bir Makale

1948’de duydum.

Megilla‘daki birkaç kesin ifadeyi anlamamız gerekir:

  1. “Bu olaylardan sonra Kral Ahaşveroş Haman’ı terfi ettirdi” diye yazar. “Bu olaylardan sonra”nın yani, Mordehay’ın Kral’ı kurtarmasından sonrasının ne anlama geldiğini anlamalıyız. Öyle görünüyor ki, Kral’ın Mordehay’ı terfi ettirmesi gerekiyordu. Ama ne diyor? Haman’ı terfi ettirdi.
  2. Ester, Kral’a, “Ben ve halkım satıldık” dediğinde, Kral, “O kim ve nerede?” diye sordu. Bu demektir ki, Kral’ın Haman’a, “Gümüş sana verildi, halk da sana verildi, onlarla nasıl istersen öyle yap” dediği açıkça söylenmesine rağmen, Kral’ın bu konuda hiçbir şeyden haberi yoktu. Dolayısıyla Kral’ın bu satıştan haberdar olduğunu görüyoruz.
  3. Bilgelerimiz “herkesin arzusuna göre” hakkında şöyle derler: “Raba, ‘’Mordehay ve Haman’ın arzusuna göre‘’ dedi” (Megilla 12). Bilinmektedir ki, sadece “Kral” denen yerde, dünyanın Kralı’na atıfta bulunulmaktadır. Dolayısıyla, Yaradan’ın günahkârın arzusuna göre hareket etmesi nasıl mümkün olabilir?
  4. “Mordehay yapılan her şeyi biliyordu’ diye yazılmıştır.” Bu, sadece Mordehay’ın bildiği anlamına gelir, çünkü bundan önce, “ve Şuşan kenti şaşkına döndü” diye yazılmıştır. Dolayısıyla bütün Şuşan kenti olayı biliyordu.
  5. “Çünkü Kral’ın adıyla yazılmış ve Kral’ın yüzüğüyle mühürlenmiş bir yazı geri çevrilemez” diye yazılmıştır. O halde, ilk mektubu iptal eden ikinci mektubu daha sonra nasıl verdi?
  6. Bilgelerimizin, “Purim ‘de kişi, lanetli Haman’ı, kutsanmış Mordehay’dan ayırt edemeyene kadar sarhoş olmalıdır” demesi ne anlama gelir?
  7. Bilgelerimizin “Ve içki yasaya göre içildi” ayeti hakkında söyledikleri ne anlama gelir, “yasaya göre” nedir? Rabbi Hanan, Rabbi Meir adına, “Tora’nın yasasına göre” dedi. Tora’nın yasası nedir? İçmekten çok yemektir.

Yukarıdakileri anlamak için, öncelikle Haman ve Mordehay konusunu anlamamız gerekir. Bilgelerimiz ayet hakkında, “herkesin arzusuna göre” diyerek Haman ve Mordehay’ı kastetmişlerdir. Bunu, Mordehay’ın arzusunun “Tora’nın görüşü” olarak adlandırılan, içmekten çok yemek, Haman’ın arzusunun ise bunun tam tersi, yemekten çok içmek olduğu şeklinde yorumlamalıyız.

“Nasıl olur da günahkârın arzusuna göre bir yemek hazırlar?” diye sormuştuk. Bunun yanıtı, hemen yanında yazılıdır: “Hiç kimse zorlamadı.” Bu, içki içmenin zorunlu olmadığı anlamına gelir ve “kimse zorlamadı”nın anlamı da budur.

Bilgelerimizin “Ve Musa bakmaktan korktuğu için yüzünü gizledi” ayeti hakkında söyledikleri gibi. “Ve Musa yüzünü gizledi” ifadesine karşılık olarak, ‘ve Efendi’nin suretini gördü’ ifadesiyle ödüllendirildiğini söylemişlerdir. Bu, tam olarak buna ihtiyacı olmadığı için (yani üzerine bir Masah [perde] yapabileceği için), almasına izin verildiği anlamına gelir. “Güçlü olana yardım ettim” ayetinin anlamı budur. Bu, Yaradan’ın, güçlü olan ve Yaradan’ın yollarında yürüyebilen kişiye yardım ettiği anlamına gelir.

“Ve içki yasaya göre içildi” diye yazılmıştır. “Yasaya göre” ne demektir? Çünkü “kimse zorlamadı”. Bu, onun içkiye ihtiyacı olmadığı anlamına gelir, ama bir kez içmeye başladıklarında, onun peşine düştüler, yani içkiye bağlandılar, içkiye ihtiyaçları vardı, yoksa ilerleyemezlerdi.

Buna “zorlamak” denir ve bu Mordehay’ın yöntemini iptal etmeleri olarak kabul edilir. Bilgelerimizin söylediklerinin anlamı da budur, o nesil günahkârın yemeğinin tadını çıkardığı için yok olmaya mahkûm edilmiştir.

Başka bir deyişle, içkiyi “kimse zorlamadı” formunda almış olsalardı, Mordehay’ın arzusunu iptal etmemiş olacaklardı ve bu da İsrail’in yöntemidir. Ancak daha sonra, içkiyi “zorladılar” formunda aldıklarında, Tora yasasını ki bu İsrail’in niteliğidir, kendileri yok olmaya mahkûm ettiler.

İçmekten çok yemenin anlamı budur. İçmek, “bilmek” olarak adlandırılan Hohma’yı [bilgeliği] ifşa etmek anlamına gelir. Yemek ise Ohr de Hasadim [merhamet ışığı] olarak adlandırılır ki bu da inançtır.

Dünyanın Kral’ını ele geçirmeye çalışan Bigtan ve Tereş’in anlamı da budur. “Ve olay Mordehay’a malum oldu… … konu hakkında soruşturma yapıldı ve öyle olduğu anlaşıldı.” Aranılan şey hemen bulunmadı ve Mordehay bunu kolayca elde etmedi, ancak uzun bir çalışmadan sonra bu kusur ona ifşa edildi. Kusur ortaya çıktıktan sonra, “ikisi de asıldı”. Yani, içindeki kusuru hissettikten sonra asıldılar, yani bu eylemleri ve arzuları dünyadan kaldırdılar.

“Bunlardan sonra”, yani Mordehay’ın yaptığı incelemeyle ortaya koyduğu tüm emek ve çabalardan sonra, Kral onu kendisi için değil, sadece Lişma [O’nun rızası için] çalıştığı için ödüllendirmek istedi. Kli [kap] olmadan ışık olmadığı ve Kli ‘ye “ihtiyaç” denildiği için, aşağı olanın ihtiyacı olmadan hiçbir şey alamayacağına dair bir kural olduğu, onun kendisi için hiçbir şeye ihtiyacı olmadığından, ona nasıl bir şey verilecekti?

Kral, Mordehay’a, Mordehay erdemli olduğu, çalışması sadece ihsan etmek olduğu, derecelerde yükseltmeye ihtiyacı olmadığı ve azla yetindiği, Kral ise sol çizgiden uzanan bilgelik ışığını vermek istediği ve Mordehay’ın çalışması sadece sağ çizgiden olduğu için, emeği karşılığında ona ne vermesi gerektiğini sormuştu.

Peki Kral ne yaptı? Haman’ı terfi ettirdi, yani sol çizgiyi önemli kıldı. “Ve onun makamını bütün bakanların üstüne çıkardı” ifadesinin anlamı budur. Ayrıca kontrolü de ona verdi, yani Kral’ın tüm köleleri Haman’ın önünde diz çöküp ona boyun eğdiler, “çünkü kral öyle emretmişti”, kontrolü o alacaktı ve herkes onu kabul etti.

Diz çökme meselesi, Haman’ın yolunu Mordehay’ın yolundan daha çok sevdikleri için hükmün kabul edilmesidir. Şuşan’daki tüm Yahudiler, Mordehay’ın görüşünü anlamak onlar için zor olduğu sürece Haman’ın kontrolünü kabul ettiler. Sonuçta herkes, bilmek denilen sol çizgide yürüme çalışmasının, Yaradan’ın yollarında yürümekten daha kolay olduğunu anlar.

“Neden Kral’ın emrine karşı geliyorsun?” diye sordukları yazılıdır. Mordehay’ın inancın yolunda yürüme fikrinde ısrar ettiğini gördükleri için kafaları karıştı ve kimin haklı olduğunu bilemediler.

Gidip Haman’a kimin haklı olduğunu sordular, şöyle yazıldığı gibi, “Haman’a, kendisinin Yahudi olduğunu söylediği için Mordehay’ın sözlerinin geçerli olup olmadığını araştırmasını söylediler.” Bu demektir ki, Yahudi’nin yolu içmekten çok yemektir, yani inanç esastır ve Yahudiliğin tüm temeli budur.

Bu durum Haman’ı çok rahatsız etti; Mordehay neden onun görüşüne katılmıyordu? Bu nedenle, herkes Mordehay’ın yolunu gördüğünde, sadece kendisinin Yahudilik yolunu izlediğini ve başka bir yol izleyenlerin puta tapıyor olarak görüldüğünü savunduğunda, “Yine de Yahudi Mordehay’ı Kral’ın kapısında otururken her gördüğümde tüm bunların benim için bir değeri yok” diye yazıldığı üzere, Mordehay Kral’a giden kapının Haman’ın değil, sadece onun aracılığıyla olduğunu iddia etmiştir.

Şimdi neden “Mordehay biliyordu” diye yazıldığını yani bilenin özellikle Mordehay olduğunu anlayabiliriz. Fakat “ama Şuşan kenti şaşkındı” diye yazılmıştır, yani herkes biliyordu.

Bunu Şuşan kentinin kafasının karıştığı ve kimin haklı olduğunu bilmediği şeklinde yorumlamalıyız, ancak Mordehay, biliyordu ki, eğer kontrol Haman’ın eline geçerse, bu İsrail halkının yok olması anlamına gelecekti, yani tüm İsrail’i dünyadan silecekti, Bu da İsrail halkının, çalışmanın temelinin mantık ötesi inanç olduğu, “örtülü Merhamet” olarak adlandırılan, Yaradan’a gözleri kapalı gitmek ve kendisi hakkında her zaman “Gözleri var ama görmüyorlar” demek olan Yahudilik yolu anlamına gelir, zira Haman’ın tüm tutuşu, inancın zıttı olan bilmek olarak adlandırılan sol çizgidedir.

Haman’ın Yom Kipurim’de [Kefaret Günü] olduğu gibi, “bir kura Efendi’ye, bir kura Azazel’e” diye yazıldığı üzere, kura atmasının anlamı budur. Efendimiz için olan kura, “yemek” denilen ve inanç olan Hasadim [merhamet] anlamına gelen “sağ” anlayışını ifade eder. Azazel’e düşen pay, aslında “hiçbir işe yaramadığı” düşünülen sol çizgidir ve tüm Sitra Ahra [diğer taraf] buradan kök alır.

Dolayısıyla, ışıklar üzerindeki engel, sol çizgiden uzanır, çünkü sadece sol çizgi ışıkları dondurur. “Pur, yani kura atmanın” anlamı budur, yani o, attığı şeyi yorumlar. Pi Ohr ( Pi Ohr [ışık ağzı] diye okunur) anlamına gelen “pur” der.

Kurada Azazel için tüm ışıklar engellenmişti ve onun tüm ışıkları aşağı yaydığını görürsünüz. Haman, “erdemli olanın hazırlayacağını ve günahkârın giyeceğini” düşündü.

Başka bir deyişle, Haman, Mordehay’ın ve ona eşlik eden herkesin gösterdiği tüm çaba ve gayretlere ilişkin olarak, onların hak ettikleri ödülü, kendisinin alacağını düşündü. Yani Haman, Mordehay’ın ıslahı sayesinde ortaya çıkan ışıkları kendi otoritesine alacağını düşündü. Tüm bunların nedeni, Kral’ın, kendisine, aşağıda bilgelik ışığını yayma yetkisi verdiğini görmesiydi.

Bu nedenle, “Yahudileri yok etmek”, yani İsrail’in inanç ve merhamet demek olan egemenliğini ortadan kaldırmak ve bilgiyi dünyaya yaymak için Kral’a geldiğinde, Kral ona şöyle yanıt vermişti: “Gümüş sana verildi, halk da sana verildi, onlarla sana nasıl iyi görünüyorsa öyle yap”, bu da Haman’ın sol ve bilgi demek olan egemenliğine göre uygun gördüğü anlamına gelir.

Birinci ve ikinci mektuplar arasındaki bütün fark, Yahudiler kelimesindedir. “Yazılı özette” (kopya, Kral’dan çıkan içeriği ifade eder. Daha sonra, yazılı özet yorumlanır ve özetin niyeti açıklanır) “her bir ülkeye bir ferman verilmesi, bu gün için hazır olmaları için tüm halklara açıklanması” söylendi. Ancak kimin için hazır olmaları gerektiği belirtilmemiştir, Haman, “ve Haman’ın emrettiği her şeyi yazdı” diye yazıldığı üzere, özeti yorumlamıştır.

Yahudiler kelimesi ikinci mektupta yazılıdır, şöyle yazıldığı gibi, “Yazılı özet, her bir ülkeye bir ferman verilmesi, tüm halklara açıklanması ve Yahudilerin düşmanlarından intikam almak için bu güne hazır olmaları için.”

Bu nedenle, Haman Kral’a geldiğinde, Kral ona, “Önceden hazırlanmış olan gümüş sana verildi” dedi, yani “halk da [sana verildi], onlarla sana iyi göründüğü gibi yapman için” daha fazla bir şey yapmana gerek yok.

Başka bir deyişle, halk zaten sana iyi görüneni yapmak istiyor, yani halk senin kontrolüne girmek istiyor. Yine de Kral ona Mordehay ve Yahudiler’in kontrolünü geri almasını söylemedi. Bunun yerine, şimdi, bu zamanda, “senin tarafından kayırılmak” anlamına gelen Hohma’nın ifşa edileceği önceden belirlenmişti.

Yazılı özet, “her bir ülkede bir ferman verilmesi ve tüm halklara açıklanması” şeklindeydi. Bunun anlamı, fermanın Hohma ‘nın ifşası konusunun tüm uluslar için yayınlanacağı şeklinde olduğudur.

Bununla birlikte, Mordehay ve Yahudilerin niteliğinin iptal edileceği söylenmedi, ki bu inançtır. Bunun yerine, Hohma’nın [bilgeliğin] ifşa edileceği, ancak yine de Hasadim’i [merhameti] seçecekleri söylenmekteydi.

Haman, şimdi Hohma’nın ifşa edilme zamanı olduğu için, Hohma ‘nın ifşa edilmesinin kesinlikle Hohma’yı kullanmak için verildiğini söyledi, zira kullanılmayacak bir şeyi kim yapar? Eğer kullanılmazsa, bu işlemin boşuna olduğu sonucuna varılır. Dolayısıyla, Yaradan’ın arzusu bu olmalıdır ve Yaradan, bu ifşayı Hohma’nın kullanılması için yapmıştır.

Mordehay’ın argümanı, ifşanın sadece kendileri için aldıkları şeyin, ötrülü Hasadim demek olan sağ çizgide yürümenin, başka seçenek olmadığı için olmadığını ve bu yüzden bu yolu seçtiklerini göstermek için olduğudur. Bu zorlama gibi görünüyor, yani şu anda ifşa edilmiş bir Hohma olmadığı için başka seçenekleri olmadığı anlamına geliyor. Bunun yerine, artık ifşa edilmiş bir Hohma olduğuna göre, kendi özgür iradeleriyle seçim yapabilecekleri bir yer vardır. Başka bir deyişle, Hohma’nın ifşası olan soldan ziyade Hasadim yolunu seçerler.

Bu, ifşanın, sadece Hasadim’in önemini, onlar için Hohma’dan daha önemli olduğunu ortaya koyabilmek için yapıldığı anlamına gelir. Bilgelerimizin dediği gibi, “şimdiye kadar zorla, bundan sonra isteyerek”. “Yahudiler gözlemlediler ve üzerlerine aldılar” ifadesinin anlamı da budur. Dolayısıyla, Hohma’nın ifşası şimdi sadece Yahudi’nin yolunu isteyerek kabul edebilmeleri için gelmiştir.

Ve işte Mordehay ile Haman arasındaki anlaşmazlık da buydu. Mordehay’ın argümanı, şimdi gördüğümüz şeyin, Yaradan’ın Hohma’nın otoritesini ifşa etmesinin, onların Hohma’yı almaları için değil, Hasadim’i geliştirmek için olduğuydu, yani şimdi Hasadim’i almalarının gönüllü olduğunu gösterebileceklerdi. Bunun anlamı, şimdi Hohma’yı parlatan solun kontrolünün zamanı olduğundan, Hohma’yı almak için yerleri vardır ama yine de onlar Hasadim’i seçerler. Buradan şu sonuç çıkar ki, şimdi onlar Hasadim’i alarak sağın sola hükmettiğini gösterirler.

Bu nedenle, önemli olan Yahudi yasasıdır ve Haman bunun tersini, Yaradan’ın Hohma olan sol çizgiyi şu anda ifşa etmesinin Hohma’yı kullanmak için olduğunu iddia etmiştir. Aksi takdirde, Yaradan’ın gereksiz yere bir şey yaptığı, yani O’nun bir şey yaptığı ve bundan zevk alacak kimsenin olmadığı anlamına gelirdi. Bu nedenle, Mordehay’ın ne dediğine bakmamalıyız, ama herkes onu dinlemeli ve şimdi ortaya çıkan Hohma’nın ifşasını kullanmalıdır.

Buradan ikinci mektupların ilkini iptal etmediği sonucu çıkar. Aksine, ilk yazılı özete bir açıklama ve yorum getirmişlerdir; tüm halklara açıklama meselesi, şimdi parlayan Hohma’nın ifşası meselesi, Yahudiler içindir. Başka bir deyişle, Yahudilerin seçecek başka bir yol olmadığı için değil, kendi arzularıyla Hasadim’i seçebilmeleri içindir.

Bu yüzden ikinci mektupta “ve Yahudiler düşmanlarından intikam almak için o güne hazır olsunlar” diye yazılmıştır. Bu da Hohma’nın şu anda sahip olduğu kontrolün, Hassadim’i Hohma’ya tercih ettiklerini göstermek için olduğu anlamına gelir. Buna “düşmanlarından intikam almak” denir. Çünkü düşmanları özellikle Hohma’yı isterken, Yahudiler Hohma’yı reddetmektedir.

Şimdi Kral’ın, “Bunu yapmaya cüret eden kimdir ve nerededir?” sorusu hakkında ne sorduğumuzu anlayabiliriz. Peki neden sormuştu? Ne de olsa Kral’ın kendisi Haman’a, “Gümüş sana verildi, halk da sana verildi, onlarla nasıl istersen öyle yap” demişti.

(Söylediğimiz gibi, Hohma’yı ifşa etme meselesinin anlamı, halkın sana iyi göründüğü gibi yapması niyetiyle, yani seçime yer olması içindir. Buna “halk da sana nasıl iyi görünüyorsa öyle yapsın” denir. Bununla birlikte, Hohma’nın ifşa edilmemesi durumunda, seçim için yer yoktur, ancak aldıkları Hasadim, başka seçenekleri olmadığı için öyle görünüyor).

Demek ki tüm bunlar, Kral’ın şimdi Hohma’nın ifşa edilme zamanı olduğu emrini vermesinden kaynaklanıyordu. Niyet, solun sağa hizmet etmesiydi. Böylece sağın soldan daha önemli olduğu ortaya çıkacaktı ve bu yüzden de onlar Hasadim’i seçtiler.

Bu Megillat Ester’in [Ester Tomarı] anlamıdır. Megillah [tomar] herkese Galui [açık] olduğu anlamına gelirken, Ester Hastara [gizleme] olduğu anlamına geldiğinden, burada terimler arasında bir çelişki varmış gibi görünür. Bununla birlikte, tüm ifşanın gizliliği seçmeye yer vermek için olduğu şeklinde yorumlamalıyız.

Şimdi bilgelerimizin ne dediğini anlayabiliriz: “Purim’de kişi, lanetli Haman ile kutsanmış Mordehay’ı ayırt edemeyinceye kadar sarhoş olmalıdır.” Mordehay ve Ester meselesi İkinci Tapınak’ın inşasından önceydi ve Tapınak’ın inşası Hohma’nın genişlemesi anlamına gelir ve Malhut’a “Tapınak” denir. Mordehay’ın, Ester’i Kral’a gidip halkını sorması için göndermesi ve Ester’in “Kral’ın bütün hizmetkârları” vs. diye cevap vermesi, “kim çağrılmazsa, onun için bir yasa vardır, o da öldürülmesidir” vs. demesi, “ve ben otuz gündür kralın yanına gelmeye çağrılmadım” demesinin anlamı budur.

Bu, aşağıdaki GAR de Hohma niteliğini uzatmanın yasak olduğu anlamına gelir ve GAR ‘ı uzatan kişi (her biri ondan oluşan üç Sefirot, ki bunlar otuzdur) ölüme mahkûm edilir, çünkü sol çizgi Yaşamların Yaşamı’ndan ayrılmaya neden olur.

“Kral’ın altın asayı uzatacağı kişi hariç, o yaşayabilir.” Altın, Hohma ve GAR anlamına gelir, yani kişi sadece üsttekinin uyanışıyla hayatta kalabilir, bu da yaşam denilen Dvekut’ta [bütünleşmede] anlamına gelir, ancak alttakinin uyanışıyla değil.

Ester, Hohma’ya ihtiyaç duyan Malhut olmasına rağmen, bu sadece üsttekinin uyanışıyla olur. Ancak Ester Hohma’yı genişletirse kendi niteliğini tamamen kaybeder. Bu bağlamda Mordehay ona şöyle cevap verir: “(Eğer) o zaman Yahudilere başka bir yerden yardım ve kurtuluş gelirse,” yani sol çizgiyi tamamen iptal ederek Yahudiler sadece sağ çizgiye, yani Hasadim’e sahip olurlarsa, o zaman “sen ve babanın evi yok olursunuz.”

“Baba kızı oluşturdu” durumunda, onun içinde Hohma olmalıdır. Ama bu içmekten çok yemek olmalıdır. Bununla birlikte, eğer Yahudilerin hiçbir danışmanı yoksa, sol çizgiyi iptal etmek zorunda kalacaklar ve böylece onun tüm niteliği iptal edilecektir. Bu yüzden “eğer yok olursam, yok olurum” demiştir.

Başka bir deyişle, eğer gidersem, kaybolurum, çünkü ayrılığa gelebilirim, çünkü aşağı olan uyandığında, bu Yaşamlar Yaşamı’ndan ayrılmaya neden olur. Ve eğer gitmezsem, “o zaman Yahudilere başka bir yerden rahatlama ve kurtuluş gelecektir”, yani başka bir şekilde. Mordehay’ın ona söylediği gibi, sol çizgiyi tamamen iptal edeceklerdi. Bu nedenle Haman’ı ziyafete davet ederek Mordehay’ın yolunu izledi, yani Mordehay’ın ona söylediği gibi sol çizgiyi genişletti.

Daha sonra, solu sağa dahil etti ve böylece aşağıda ışıkların ifşa olması ve ayrıca Dvekut durumunda kalması mümkün oldu. Megillat Ester’in anlamı budur, yani Hohma ışığının ifşa olmasına rağmen, yine de orada olan gizliliği alır (çünkü Ester Hester ‘dir [“gizlilik”, Hastara ile aynıdır]).

Bilmemesi konusunda, On Sefirot Çalışması ‘nda (Bölüm 15, Ohr Pnimi, Madde 217) Hohma’nın ışığının aydınlatmasına rağmen, Hasadim’in ışığı olmadan almanın imkânsız olduğu açıklanmıştır, çünkü bu ayrılığa neden olur. Bununla birlikte, oruç tutarak ve ağlayarak Hasadim’in ışığını uzattıkları ve ardından Hohma’nın ışığını alabildikleri bir mucize gerçekleştirilmiştir.

Ancak, ıslahın sona ermesinden önce böyle bir şey yoktur. Ancak bu anlayış ıslahın sonunun anlayışından geldiğine göre, Zohar’da yazıldığı üzere, o zaman zaten ıslah edilmiş olacaktır: “SAM kutsal bir melek olmaya mahkûmdur.” O zaman Haman ile Mordehay arasında hiçbir fark kalmayacaktır, çünkü Haman da ıslah olacaktır. “Purim’de kişi, lanetli Haman’ı kutsanmış Mordehay’dan ayırt edemeyinceye kadar sarhoş olmalıdır” sözünün anlamı budur.

Ayrıca asıldıkları sözleriyle ilgili olarak, bunun ağaca asılmaya bir işaret olduğunu, yani bunun bilgi ağacındaki günahla aynı günah olduğunu anladıklarını, çünkü orada da lekenin GAR’da olduğunu eklemek gerekir.

“Kral’ın kapısında oturdu” ifadesiyle ilgili olarak, bunun ayakta değil oturduğunu ima ettiği eklenebilir, çünkü oturmak VAK, ayakta durmak ise GAR olarak adlandırılır.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,133