e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Sabah Dersi Materyalleri > Kabala Kütüphanesi > Sabah Dersi 2020 > Sabah Dersi Materyali 2020 – Orta Çizgi, Çelişki Üzerine Bağlantı, Bir Konudaki İki Karşıtlık

Sabah Dersi Materyali 2020 – Orta Çizgi, Çelişki Üzerine Bağlantı, Bir Konudaki İki Karşıtlık

1) Baal HaSulam, Sen Beni Arkadan ve Önden Kuşattın

Yaradan’ın yarattığı tüm yaratılış yolu bir konuda iki zıt olarak kabul edilir ve dünyadaki tüm kombinasyonlar bu şekilde yapılmıştır ve bu yaratılış eserinin tamamıdır.

2) Baal HaSulam, 51. Mektup

O’na tapınmadaki tüm zorluk, ibadet edendedir, aynı konuda daima zıtlık olduğundan, O’nun yalın eşsizliği, iki zıtlığı beden ve ruhu barındıran insan bedeninde kılıflanmak zorundadır.

Dolayısıyla, kişinin edindiği herhangi bir manevi anlayışın içinde, derhal iki zıtlık yaratılır—beden açısından bir form ve ruh açısından bir form. Doğa gereği insan bedeni ve ruhu iki özne olarak çalışamaz. Daha ziyade o Yaradan tarafından bir olarak yani bir özne olarak yaratılmıştır.

Bu, Yaradan İbrahim’e şunu söylediğinde İshak’ın bağlanmasına benzer, “İshak’ın içindeki tohum senin olduğu için” ve “Ona orada adaklar sun.” Yaradan’ın perspektifinden şöyle yazıldığı gibidir, “Ben Yaradan değişmem.” Fakat alıcının perspektifinde onlar zıttır.

3) Baal HaSulam, Sulam Yorumuna Önsöz

Ve orta çizgi, iki çizgiyi belirleyen ve tamamlayan, Yüksek Dereceye yükselen, onun altındaki dereceden yapılmıştır.

Orta çizgi olmasaydı, Hohma asla parlayamazdı.

4) Baal HaSulam, Şamati 1- O’ndan Başkası Yok

“O’ndan başkası yoktur,” diye yazılmıştır. Bunun anlamı dünyada O’na karşı bir şey yapabilecek başka hiçbir gücün olmadığıdır. Kişi bu dünyada, Yukarıdaki Mekânı inkâr eden şeyler görür. Çünkü O, böyle ister.

Bu ıslah olmak sayılır ve buna “sol reddeder ve sağ yaklaştırır” denir, solun reddedişi ıslah kabul edilir. Bu, başlangıçta insanı doğru yoldan başka yöne çekmeyi amaçlayan şeyler olduğu anlamına gelir ve kişi bunlar nedeniyle Kutsallıktan çıkar.

Bu reddedilmelerin faydası şudur; Bunlar yoluyla kişi Yaradan için ve onun kendisine yardım etmesi için tam bir ihtiyaç ve arzu edinir, aksi takdirde yolunu kaybedeceğini görür. Kişi çalışmada yalnız ilerlemediğini değil ama gerilediğini de görür, yani Lo Lişma’da (O’nun adına olmasa) bile manevi çalışma ve Mitsvot’a devam etme gücünden yoksundur. Kişi tüm engelleri aşarak mantığın ötesinde gerçek manevi çalışma ve Mitsvot’a devam edebilir.

5) Baal HaSulam, Şamati, 107- İki Melek Hakkında

Şabat arifesinde birbirine eşlik eden, biri iyi ve biri kötü iki melek hakkında; İyi melek “sağ” diye adlandırılır, zira kişi bunun aracılığıyla Yaradan´a hizmete yaklaşır. Buna “sağ daha yakına getirir” denir. Ve kötü melek uzaklaştıran “sol” diye kabul edilir. Bu, hem kalbe, hem de zihne yabancı düşünceler getirir demektir.

Ve eğer kişi bu kötülüğü yener ve kendisini Yaradan´a yaklaştırırsa, bu demektir ki, her seferinde kötülüğün üstesinden gelir ve kendisini Yaradan´a bağlar. Bu nedenle her ikisinin aracılığı ile Yaradan´a tutunmaya yaklaşır. Bu, her ikisinin de tek bir görevi yerine getirdikleri anlamındadır; kişinin Yaradan´a tutunmasına neden olmak. Bu durumda kişi, “barış içinde gel” der.

6) Baal HaSulam, 212- Sağın Benimsenmesi, Solun Benimsenmesi

Orada sağın benimsenmesi vardır ve orada solun benimsenmesi vardır. Ve her ikisi de sonsuz olmalıdır. Bunun anlamı, kişi “sağ” koşulundayken, dünyada “sol” gibi bir anlayışın olmadığını düşünmelidir. Ve ayrıca, kişi solda olduğunda, dünyada “sağ” gibi bir anlayış olmadığını düşünmelidir.

“Sağ”, Takdiri İlahi anlamına gelir ve “sol”, ödül ve cezanın rehberliği anlamına gelir. Ve sağ ve solun birlikte olması gibi bir şey olmadığını söyleyen bir akıl olmasına rağmen, kişinin mantık ötesi çalışması gerekir, yani mantık onu durdurmayacaktır.

En önemlisi mantık ötesidir. Bu, kişinin tüm çalışmasının, mantık ötesiyle yaptığı çalışma ile ölçüldüğü anlamına gelir. Ve sonra mantık içine girse bile bu önemli değildir, çünkü artık onun temelinde mantık ötesi vardır ve bu yüzden daima kökünden çeker.

Bununla birlikte, mantık içine girdiğinde, özellikle mantık içinde beslenmek ister ise, o zaman Işık derhal ayrılır. Ve eğer genişlemek isterse, mantık ötesi ile başlaması gerekir, çünkü bu onun bütün köküdür. Ve sonradan Keduşa’nın (kutsallık) mantığına varır.

7) Baal HaSulam, Sulam Yorumuna Önsöz

Orta Çizgi İki Çizginin Üstündedir.

Aslında, iki çizginin yukarısında Reişa de lo Etyada’nın karar verdiği ve altında bulunan iki Roşim, Keter ve AA’nın Hohma Stimaa’sı olan sağ ve sol iki çizgiyi birleştirdiği Atik’in ilk Roşim’inde (kafalar) bir orta çizgi vardır. Ancak bunlar üç çizgi için kök olarak dikilmiş olmaların rağmen üç çizginin içinden orta çizgi bunlar haricinde aşağıdan gelir.

Ve bunların Tikun Kavim’in Behinot’u (izlenim) olduğunu görürsünüz:

1. Orta çizginin iki çizginin yukarısında olduğu Atik’in üç Roşim’indeki Tikun Kavim.

2. Sol çizgide bile Hohma’nın ortaya çıkmadığı GAR’ın Tikun Kavim’i (Madde 26).

3. Sol çizgide Hohma’nın göründüğü alt yedi Sefirot’daki Tikun Kavim (Madde 27-39).

8) Baal HaSulam, Şamati, 135- Temiz ve Erdemli Olan Seni Katletmez

“Temiz ve erdemli olan seni katletmez.” Erdemli olan, Yaradan’ı haklı görendir: Her ne hissederse hissetsin, iyi ya da kötü, o mantık ötesinde gider. Bu “sağ” olarak kabul edilir. Temiz, meselenin temizliğini ifade eder, onu gördüğü durumdur. Bu böyledir, çünkü “yargıç, sadece gözlerinin gördüğüne vakıftır.” Ve kişi eğer meseleyi anlamazsa ya da meseleyi edinemezse, kişi bu formları gözüne göründüğü gibi bulanıklaştırmamalıdır. Bu “sol” olarak kabul edilir ve kişi ikisini de beslemelidir.

9) Baal HaSulam, Ohr Bahir, “Gizlenmiş”

Zamanın içinde algılanan her şey maddeselliktir ve maddesel olan her şey karmaşıktır. Bunun anlamı şudur, aynı anda gelmeye uygun olmayan iki izlenimden oluşur. Bu nedenle, kendilerine verilen sırada onları teker teker inceler, böylece inceleme ve çalışmadan sonra, iki izlenim aynı anda gelir ve birbirini hiç bozmayacak ya da gizlemeyecektir. O zaman, bedensellikten ve zamandan da uzaklaştırılmış olarak kabul edilir ve yedinci milenyumun sonsuzluğu tanımına girer. Şairin “Bir araya birleştirilmiş bir şehir olarak inşa edilen Kudüs,” ile ima ettiği şey budur, ıslahın sonunun “inşa edilmiş Kudüs” olarak adlandırılmasının anlamı şudur, kurtarılmışlar onu inşa etmemişlerdir ama zaten inşa edilmiş olmasına hayranlık duyarlar, sürgün zamanında olan kusur orada – herhangi bir yer eşitsizliği, eylem eşitsizliği ve isim eşitsizliği gibi- hiçbir kusur yoktur. Tüm bu zıtlıklar bir araya geldiğinde ve tüm parçaları ve detayları bir araya geldiğinde ortaya çıkan kolektif gibi tam bir sadelik içindedir.

10) Baal HaSulam, Sen Beni Arkadan ve Önden Kuşattın

Bu nedenle, Tora’nın verilişinde, “Tek seferde söyleneni hatırla ve yerine getir” sözüyle bize güç verildi. Ağzın söyleyemediği şeyi, kulak duyar, kalp düşünür ve tartar. Bu demektir ki, iki zıtlık olan “Hatırla”, sevgi, “Yerine getirme”, korkudur. Bunlar bize, onları birleştirmemiz için söylenmiş ve bir olarak verilmiştir. Bunlar fiilen birbirlerine zıt, böyle bir şey realitede nasıl var olabilir diyen maddesel akıl ve kalp için akıl almaz olsalar da bu manevi çalışmanın gücüdür ve ona tutunan kişi, tüm kalbiyle Yakup peygamber niteliğine bağlanmakla ödüllendirilir.

11) Baal HaSulam, Özgürlük

Tıpkı her bir kişinin yüzü nasıl farklı ise aynı şekilde görüşler de farklıdır. Dünyada iki kişi yoktur ki fikirleri özdeş olsun, çünkü her birey başkalarında ufacık bir parçası bile bulunmayan, atalarından miras aldığı muazzam, kutsal bir edinime sahiptir.

Bu yüzden tüm o edinimler kişinin malı sayılır ve toplum bunun tadını ve ruhunu korumakta dikkatlidir ki çevresi tarafından bulanıklaştırılmasın. Tersine, her birey bu mirasın bütünlüğünü korumalıdır. O zaman aralarındaki tutarsızlık ve zıtlık, insanlığa fayda sağlayan ve onun gerçek arzusu olan ilmin gelişimi ve eleştiriyi her zaman garantiye almak için sonsuza dek kalır.

12) Baal HaSulam, Şamati, 135- Temiz ve Erdemli Olan Seni Katletmez

“Temiz ve erdemli olan seni katletmez.” Erdemli olan, Yaradan’ı haklı görendir: Her ne hissederse hissetsin, iyi ya da kötü, o mantık ötesinde gider. Bu “sağ” olarak kabul edilir. Temiz, meselenin temizliğini ifade eder, onu gördüğü durumdur. Bu böyledir, çünkü “yargıç, sadece gözlerinin gördüğüne vakıftır.” Ve kişi eğer meseleyi anlamazsa ya da meseleyi edinemezse, kişi bu formları gözüne göründüğü gibi bulanıklaştırmamalıdır. Bu “sol” olarak kabul edilir ve kişi ikisini de beslemelidir.

13) Baal HaSulam, Dünyada Barış

İyi veya kötü, realitedeki her şeyin ve dünyadaki en zararlı şeyin bile, var olmaya hakkı vardır ve dünyadan sökülüp atılmamalı, yok edilmemelidir. Bizler sadece iyileştirmeli ve yenilemeliyiz; çünkü yaratılışın işleyişini herhangi bir şekilde gözlemlediğimizde, bu bize onun işlemcisinin ve Yaradan’ın yüceliğini ve mükemmelliğini öğretmeye yeterlidir. Dolayısıyla, lüzumsuz ve yersiz diyerek yaratılışın herhangi bir unsurunda hata ararken çok dikkatli olmalıyız, çünkü bu o unsuru “yöneteni” kötülemek olur.

14) Baal HaSulam, Barış

Ancak realiteyi hüküm ve varoluşun devamlılığı açısından inceleyenler sanki hiçbir lider ya da rehberlik yokmuş gibi büyük düzensizlik ve karışıklığı açıkça görebilirler. Kendine göre herkes bunu doğru bulur, başkalarının yıkımları üzerine kendisini inşa etmesi, kötülüğün çoğalması ve erdemlilerin ayaklar altına alınması.

Ta eski zamanlarda bile bu zıtlığın her duyarlı ve eğitimli kişinin gözleri önüne serildiğini unutmayın. Ve aynı dünyada bulunan İlahi Takdir’deki bu net iki zıtlığı açıklamanın pek çok yolu vardır.

15) Baal HaSulam, Barış

Bu yöntemlerin yanı sıra Tanrısal birliğin dinsel yöntemleri de bulunuyordu. Ancak burası onları incelemenin yeri değil, çünkü sadece farklı zaman ve yerleri hükmü altına alan ve gelişen yanlış yöntemlerin çıkış noktalarını incelemek istedim.

Görüyoruz ki yukarıdaki tüm yöntemler dünyamızda algılanabilen iki tür İlahi Takdir arasındaki çelişkiden doğarak ortaya çıkıyor ve bu yöntemlerin hepsi bu büyük yarığı tamir etmek için doğdu.

16) Baal HaSulam, Sen Beni Arkadan ve Önden Kuşattın

Yaradan’ın yarattığı tüm yaratılış yolu, aynı şeyin iki zıt ucu olarak kabul edilir ve dünyadaki tüm kombinasyonlar, bu şekilde yaratılmıştır ve yaratılış eyleminin bütünü, budur. … dünyadaki zıtlığın amacı budur ve bütün olan insan, zihninde, gerçek birlikte, bağ kurmalı ve birleşmelidir. Ve eğer başlangıcından beri, manevi çalışmanın aklı ve hayvansal akıl birbirine bir olarak bağlıysa, buna “iyi” denir, şöyle yazdığı gibi, “Bir şeyin sonu”.

17) Baal HaSulam, Barış

Önümüzdeki realiteyi inceleyen her mantıklı kişi tamamen iki zıtlık bulur. Yaratılışı incelerken, realitesi ve işleyişini, hem realitenin yaratılması ve genel olarak varlığının sürdürülmesiyle ilgili olarak, muazzam akıl ve yetenekle yönetildiğini görüyoruz: 1) hem gerçekliğin biçimlendirilmesi hem de 2) genel olarak varlığının güvence altına alınmasıyla ilgili olarak.

18) Baal HaSulam, Sürgün ve Kurtuluş

Eğer kendimizi buna göre oluşturmazsak, o zaman aramızda sınıflar olur ve hiç şüphesiz diğer milletler gibi hatta daha da fazla sağa sola itiliriz. Bunun nedeni gelişmişin doğasının dizginlenememesidir, çünkü önyargılı birinden gelen herhangi önemli bir nosyon hiçbir şeyin önünde başını eğmeyecek ve anlaşmaya varmayacaktır. Bu nedenle bilgelerimiz, “Kalbi Yaradan’a doğru olanlar insanların en acımasızıdır” demişlerdir, zira aklı daha geniş olan, en dik kafalı olandır.

Bu psikolojik bir yasadır. Ve eğer beni anlamıyorsanız gidip bu dersi ulusun en çağdaşları arasında çalışın: Daha henüz çalışmaya başlamamıza rağmen, zaman çoktan bizim aklımızın şiddetini ve kararlılığını ifşa etti. Ve birinin inşa ettiğini diğeri bozar.

.Bu herkes tarafından bilinir, ancak sözlerimde sadece bir yeni şey var: Onlar sonunda diğer tarafın tehlikeyi anlayacağına ve başını eğip onların görüşünü kabul edeceğine inanıyorlar. Ancak biliyorum ki onları bir sepetin içinde bağlasak bile kişi diğerine azıcık bile teslim olmayacaktır ve hiçbir tehlike kişinin hırsını yerine getirmesini yarıda kesemeyecektir.

19) Baal HaSulam, Özgürlük

Realitenin bizim gözümüzde fiziksellik ile yukarıda bahsettiğimiz konuyla ilgili fikir ve kavramlar arasında son derece zıtlık sunduğunu eklememiz lazım. Zira, her zevk ve başarının kaynağı olabilecek toplumsal birlik konusu özellikle bedenler ve insanlardaki bedensel konulara uygulanır ve bunların ayrılığı her türlü felaket ve talihsizliğin kaynağıdır.

Ancak bu, fikirler ve kavram konusunda tamamen tersidir: birlik ve eleştiri eksikliği her başarısızlığın kaynağı olarak ve tüm ilerlemenin ve öğretici çoğalmanın engeli addedilir. Bunun nedeni doğru sonuçlar çıkarmanın özellikle anlaşmazlıkların çoğalmasına ve fikir ayrılıklarına bağlı olmasıdır. Fikirler arasında ne kadar görüş ayrılığı ve eleştiri varsa bilgi ve bilgelik o kadar çoğalır ve konular incelemek ve açıklığa kavuşturmak için o kadar uygun hale gelir.

Aklın başarısızlığı ve yozlaşma sadece eleştiri eksikliği ve anlaşmazlıktan kaynaklanır. Bu yüzden açıkçası tüm fiziksel başarının temeli toplumun birlik ölçüsü ve aklın ve bilginin başarısının temeli onların arasındaki ayrılık ve anlaşmazlığın giderilmesidir.

Öyle ortaya çıkıyor ki insanlık amacına ulaştığında, bedenlerin başarısıyla onları başkalarını sevme derecesine tamamen getirerek, dünyadaki tüm bedenler “Barış” makalesinde yazıldığı gibi, tek bir beden ve tek bir kalp olarak birleşecektir. Sadece o zaman insanlık için planlanan mutluluk tüm ihtişamıyla ifşa olacak.

Ancak yine de, görüşleri yakın olan insanları çok fazla bir araya getirmemeye çalışmalıyız ki akıllı ve eğitimliler arasında anlaşmazlık ve eleştiri ortadan kalkmasın zira bedenleri sevmek doğal olarak görüşlerin yakınlaşmasını da sağlar. Ve eğer eleştiri ve anlaşmazlık ortadan kalkarsa kavramlar ve fikirlerdeki tüm ilerleme de durur, dünyadaki bilgi kaynağı kurur.

20) Baal HaSulam, Ulus

Tüm partilerin ve grupların tek bir zeminde birleşmesiyle ilgili, üzücü soruna, benden bir çözüm önermem istenmişti. Başlangıçta, sunulduğu şekliyle bu soruya bir çözümümüm olmadığını itiraf etmeliyim. Bunun bir çözümü hiçbir zaman olmayacak; bütün uluslardan akıllı adamlar, çağlar boyu bunu araştırdılar, ancak içlerindeki bütün gruplar tarafından kabul gören doğal bir çözüm bulamadılar. Pek çoğu acı çekti ve pek çoğu da aralarındaki görüşlerle çelişmeyen altın yolu bulmadan önce acı çekmeye  devam edecek.

Meselenin zorluğu, insanların ideallerini tamamen bırakamamalarıdır. Çünkü kişi, maddesel yaşam söz konusu olduğunda, fiziksel varlığı için elzem olanın dışında, ödün verebilir, ancak ideallerde bu böyle değildir. Doğal olarak, idealistler, ideallerinin zaferi uğruna sahip oldukları her şeyi verebilirler. Çok küçük de olsa ideallerinden vazgeçmek zorunda kalsalar bile, bu içten bir taviz verme sayılmaz. Daha ziyade, kendilerinin olanı tekrar kazanmak için bir süre beklerler ve tetikte kalırlar. Bu nedenle bu tür tavizlere güvenilemez.

21) Baal HaSulam, Ulus

Bu iki güç tüm realiteyi, genel ve özel olarak birbirleriyle olan sert ve daimi savaş yoluyla yaratıyor ve tamamlıyorlar. Yukarıda söylediğimiz gibi, negatif güç, her politik aşamanın sonunda onu daha iyi bir aşamaya yükseltmek için ortaya çıkar. Bu şekilde aşamalar mutlak mükemmelliğe ulaşana kadar birbirini izler.

Örnek olarak, gezegenimizi ele alalım: Başlangıçta, gaz bulutundan başka bir şey değildi. İçindeki yerçekimi vasıtasıyla, zamanla, içindeki atomlar, daire biçiminde yoğunlaştı. Sonuç olarak, gaz topu sıvı bir ateş topuna dönüştü.

Yeryüzündeki bu iki güç arasındaki savaş, çağlar boyunca sürdü, içindeki dondurucu güç, sonunda sıvı ateş gücünü yendi. Gezegenimiz soğuyarak üzerinde ince bir tabaka oluşturdu ve bu tabaka sertleşti.

Bununla birlikte, gezegen bu iki güç arasındaki savaştan dolayı henüz olgunlaşmamıştı ve bir süre sonra sıvı ateş gücü güçlendi ve yeryüzünün içlerinden gelen büyük bir gürültüyle patladı, yükseldi, soğuk ve sert kabuğu parçalara ayırdı ve gezegeni tekrar sıvı bir ateş topuna dönüştürdü. Ardından yeni savaşlar çağı başladı, bu, soğuk güç bir kez daha ateş gücüne galip gelene, topun etrafında daha sert, daha kalın ve topun ortasındaki sıvıların sızıntısına karşı daha dayanıklı ikinci bir kabuk oluşturana kadar sürdü.

Bu sefer, uzun sürdü ama sonunda sıvı güçler bir kez daha galip geldi ve yeryüzü iç kısımlarından patladı, kabuğunu parçalara ayırdı. Bir kez daha her şey bozuldu ve yeryüzü sıvı bir topa döndü.

Böylece onlar değiş-tokuş edildi ve her seferinde soğuk güç galip geldi, kabuk daha da kalınlaştı. Sonunda pozitif güçler, negatif güçlere galip geldi ve tam bir ahenge ulaşıldı: Sıvılar yeryüzünün iç kısımlarında yerini aldı ve soğuk kabuk, bugün olduğu gibi yeteri kadar kalınlaşarak üzerinde canlı yaşamın başlamasını olanaklı kıldı.

Tüm canlı organizmalar, aynı düzende geliştiler. Bitkiler ekildikleri andan, olgunlaşmalarının sonuna kadar, dünyayla ilgili açıklandığı gibi, pozitif ve negatif güçlerin, bu iki gücün birbiriyle savaşına bağlı olarak yüzlerce koşuldan geçerler. Bu savaşlar meyvenin olgunlaşmasına sebep olur.

Her yaşayan şey küçük bir sıvı damlasıyla hayata başlar. Yukarıda bahsedilen güçler arasındaki mücadele vasıtasıyla yüzlerce aşamadan geçerek aşamalı gelişim ile sonunda “Her işe uygun büyük bir öküz,” haline ya da “Tüm rollere uygun büyük bir adam,” hâline gelir.

Ancak, öküz ve insan arasında başka bir ayrım olmalıdır: Bugün öküz gelişiminin son aşamasına çoktan ulaşmıştır. Bizim içinse, içimizdeki maddesel güç, bizi bundan binlerce defa daha değerli olan düşünce gücüne, tam olarak getirmeye henüz yeterli değildir. Bu nedenle hayvanlardan farklı olarak insanlık için yeni bir gelişim aşaması daha vardır: İnsan düşüncesinin aşamalı gelişimi.

Ayrıca sosyal bir varlık olarak, bireysel gelişme yeterli değildir. Daha ziyade kişinin nihai mükemmelliği, toplumun tüm üyelerinin  gelişimine bağlıdır. İnsanın zihinsel kapasitesi, yani kendisi için neyin iyi, neyin kötü olduğunu ayırt etme becerisi ile ilgili olarak, insanın, ilkel insan seviyesinde olduğunu düşünmesek de şu açıktır ki, mükemmelliğe henüz ulaşamadık. Tersine gelişimimizin tam ortasındayız, hâlâ pozitif ve negatif güçler arasında savaş veriyoruz, yukarıda yeryüzüyle ilgili olarak söylendiği gibi, insanlığı nihai tamamlanmaya getirme rollerine sadık olan elçiler.

22) Rabaş, Not 125, Tanımlar -1

“Orta çizgi,” Yaradan’dır, yani yardım edendir.

23) Rabaş, Not 378, Yakup Babasının Oturduğu Topraklarda Yaşadı

En önemlisi, Yusuf’un niteliği olan Yesod adlı orta çizgidendir. Bu yüzden “İsrail Yusuf’u sevdi” denilir.

Yukarıda Hesed ile Gevura arasında karar veren Tifferet adlı bir orta çizgi ve Netzah ile Hod arasında karar veren Yesod denilen ve Haze’den ve aşağıdan bir orta çizgi vardır. Çalışma, özellikle orta çizgi galip geldiği için, esas olarak sol çizgiyi teslim etmektir.

Dolayısıyla sol çizgi ve sol çizgiye bağlı olanlar orta çizgiyi iptal etmek isterler çünkü sol çizgi sağ çizgi ile savaşabilir ve sağ çizgiden korkmadığı için onu iptal etmesine gerek yoktur. Fakat orta çizgiden korkarlar, çünkü orta çizgi sol çizgiyi iptal eder.

Bu nedenle, Tifferet’te yukarıdaki orta çizgiyi ve Yakup ve Yusuf olan Yesod adı verilen aşağıdaki orta çizgiyi iptal etme arzusu vardır.

24) Rabaş, Makale 4, Çalışmada, “Su Seli,” Nedir? (1989)

Orta çizgi iki çizginin birleşimidir. Mantık ötesi inanç bakımından Keduşa’nın sağ çizgisi bütünlük olduğu için ve sol çizgide, kişi mantık içinde gördüğü için tamam değildir, tam tersine eksikliklerle doludur. Bu nedenle, orta çizgi iki çizgiden oluşur. Şöyle ki önceden, kişiye durumunun mantık içinde nasıl gözüktüğünü gösteren mantığı varken mantık ötesi gitmek imkânsızdır. Sonrasında, kişinin mantığının onu mecbur ettiği şeye bakmadığı söylenebilir. Aksine, aklının ötesine çıkar ve bilgelere, bilgelerin ona söylediğine inanır ve kendi aklını kullanmaz. Ama eğer ona bir şeyler söyleyen aklı ve mantığı yoksa o zaman bu kişiye mantık ötesi gidiyor denemez. Bu nedenle orta çizgiye “barış,” denir, zira kişinin iki çizgiye de ihtiyacı vardır.

25) Rabaş, Makale 19, Sevince Dair (1986)

Yaratılan yaratılır yaratılmaz, iki zıtlıktan oluşur, 1) alma kapları, 2) ihsan etme kapları. Bundan daha büyük bir zıtlık yoktur. Bu iki zıtlık her seferinde bir tanesi olmak üzere, tek bir taşıyıcıda gelir ve sanki her ikisini de içeren bir orta çizgi vardır: 1) alma arzusu 2) ihsan etme arzusu.

Ortadaki çizgi her ikisini de içerir. İhsan etme arzusuna alma arzusu dâhil olduğunda buna “ihsan etmek için almak” denir. Böylece bu iki güç alma ve ihsan etme arzusu olarak, orta çizgiye birlikte dahil olurlar.

26) Rabaş, Makale 45, Çalışmada, “Gizli Olan Şey Efendimiz Tanrımıza Aittir,” Nedir? (1990)

Yaradan’ın çalışmasına başladığımızda, sadece tek bir çizgi ile başlarız, ancak iki çizgimiz olduğu zaman “sağ” ve “sol” dan söz edebiliriz. Tek bir çizgi “bütünlük” olarak adlandırılır ve bu, eylemle başlama olarak kabul edilir.

Yani kişi, “Bugün, Tanrınız Rab size emrediyor” yazıldığı için, bilgelerimiz “Her gün, sanki bugün size emredilmiş gibi, gözünüzde yeni olmalılar” demelidir. Böylece, her gün yeni bir başlangıç ​​oldur. Bu nedenle, tek bir çizgiyle başladığında, Yaradan’ın emirlerini yerine getirme ayrıcalığına sahip olduğu için mutlu olmalıdır.

Daha sonra, Yaradan uğruna her şeyi ne kadar yapması gerektiğini incelemek anlamına gelen niyete geçer. O zaman gerçek çalışması başlar, böylece Yaradan için bir şey yapmak isteyen tek bir organı olmadığını görür. Bilgelerimizin dediği gibi, buna “sol çizgi”, “sol reddeder” denir. Yani, Yaradan’dan ne kadar uzakta olduğunu görür ve Yaradan’ın onu uzaklaştırdığına inanması gerekir, böylece bu sayede daha fazla çaba gösterecektir.

Daha sonra, “bütünlük” adı verilen tek bir çizgiye geri döner. Ama şimdi bu tek çizgiye “sağ çizgi” denir, çünkü sol çizgi bu çizgiyi “sağa” çevirmiştir. Daha sonra kişi, “Yaradan ruhu verir” denen orta çizgi ile ödüllendirilir.

27) Rabaş, Makale 45, Bir Yargıcın Çalışmada Kesinlikle Doğru Yargılaması Ne Anlama Gelir? (1991)

“Uzakta ve yakınlarda barış, barış” dedi Rab, “ve ben onu iyileştireceğim.” Çalışmada “uzak” ve yakın” sözünü yorumlamalıyız. “Uzak” sol çizgi anlamına gelir. Yani, bir kişi çalışmasındaki davranışını yargılaması için bir yargıç yerleştirir, Yaradan’dan ne kadar uzakta olduğunu görür. “Yakınına”, bir kişinin doğru çizgide çalışmaya dönmesi, yani yalnızca bütünlüğü görmesi anlamına gelir. Yani, işe değer veriyor ve Tora ve Sevgi hakkında küçük bir tutumu bile bir servet olarak görüyordur, çünkü aslında biraz yakınlığı bile hak etmiyordur. Bu nedenle, “doğru” durumda, kişi “Yaradan’a yakın” olarak kabul edilir.

Ancak bu iki çizgi birbiriyle çeliştikleri için birbirleriyle tartışmalıdır. O sırada orta çizgi gelir ve aralarında karar verir ve barışı sağlar. Bu, Yaradan’ın “orta çizgi” olarak adlandırıldığı bilinir ve aralarında barışı sağlayan Yaradan olarak kabul edilir.

28) Rabaş, Makale 7, Çalışmada, “Dua Zamanı ve Şükran Zamanı,” Nedir? (1990)

Kişi mantık ötesi kendisinin de tüm dünyanın da bütünlük içinde olduğuna inanmalıdır.

Böylece Yaradan bize verdiği bolluk ve berekete şükredebilir. Buna “sağ çizgi,” denir ve sol çizginin tam tersidir. Şöyle ki, sol çizgide mantık içinde gideriz ve dediğimiz gibi, “Yargıcın yalnızca gözleriyle gördüğü vardır.” Başka bir deyişle, özellikle aklın içindedir, aklın dışında değil. Ancak “sağ” ile çalışmaya geçildiğinde, sağın mantık ötesi temelinde inşa edilmesine sol neden olur.

Bilgelerimiz şöyle demişler, “Sol öteye iter sağ yakına çeker.” Başka bir değişle, “sol,” kişiye Yaradan çalışmasından nasıl reddedildiğini ve ayrıldığını gösterir. “Sağ yakına çeker,” sözünün anlamı ona Yaradan çalışmasına yakınlaşmayı gösterir demektir. Şöyle ki kişi sola bağlandığı zaman, sol ona reddediliş durumunu gösterir, çalışmadan uzaklaşıp ayrıldığını gösterir. Sağa bağlandığı zaman, Yaradan’a yakın olma koşulunda olmayı görür. Kişi “sağ” için Yaradan’a şükretmeli ve “sol” için de Yaradan’a dua etmelidir.

29) Rabaş, Makale 23, Anlaşmazlıktan Sonra Gelen Barış Hiç Anlaşmazlık Olmamasından Çok Daha Önemlidir (1987)

Gerçek çalışma, kişi Lişma’nın niyetini incelemek istediği yani ödül almadan çalışmak istediği zaman başlar.’

Tora ve Mitzvot’u izlemenin asıl sebebi olan niyet çalışmasında, iyi ve kötü arasındaki gerçek ayrım başlar. Kişi, Yaradan, Veren ‘İyilik Yapan İyi’ olarak adlandırıldığından Yaradan için çalışmak istediğinde ‘kötü’ olarak adlandırılan beden gelir ve kişiye engel olur. Kendisi için almaya ‘kötü’ denir, çünkü üzerinde karanlıkta kalması gereken ve hiçbir ışığı almaya uygun olmayan yargı ve kısıtlama vardır.

İnsan doğası gereği alma arzusuyla doğduğu ve doğasına karşı çalışması gerektiğinden burada gerçek anlaşmazlık yatar. Öyle ki, kişi alma arzusunu yenemez, boyun eğdiremez ve kendi menfaati için değil de Yaradan için çalışamaz.

Burada onların ‘birbirini inkâr eden iki şey’ olarak adlandırıldığını söyleyebiliriz. Alma arzusu, ihsan etme arzusunun tamamen tersidir ve daha sonra üçüncü taraf gelir ve aralarında karar verir, yani Yaradan gelip aralarında barış yapar. Başka bir deyişle Yaradan kişiye bir hediye: ihsan etme arzusu verir. O zaman Yaradan’ın bunu vermesi karşısında, evvelki alıcı, insanın iyiliğinin altına girer ve kötülük teslim olur.

30) Rabaş, Makale 10, Çalışmada, Mahsul Olgunlaştığında Kral Tarlasında Ayakta Durur Ne Demektir (1991)

Öyle anlaşılıyor ki, sol çizgide yürüyen birisi, inişi ve düşüşü beklememesi ve böylece de yukarıdan ona bir uyandırılış gelmesini beklememesi nedeniyle ıslah olur. Bunun yerine solu kendine çeker, sonra düşüş aşamasında olduğunu yani ne ihsan etme amacıyla çalışmak ne de kendi menfaati adına çalışmak için en ufak bir arzusu olmadığını görür. Ve o zaman duaya gelir.

Bu tıpkı Baal HaSulam’ın “Şafağı ben uyandırırım, şafak beni uyandırmaz” diyen Davud’la ilgili söyledikleri gibidir. Bu demektir ki Kral Davud, “karanlık” denilen şafağı beklemez yani karanlığın onu uyandırmasını beklemez. Onun yerine, karanlığı o uyandırır. Yüzünü onun için aydınlatması için Yaradan’a dua eder ve dolayısıyla karanlığa hazırlık yapmak için zaman kazanır ve sonrasında onu ıslah etmek kolaylaşır.

Yukarıda bahsedilen iki çizgi -sağ ve sol-, üçüncü bir çizgiyi, orta çizgiyi yaratır. Bu tıpkı atalarımızın söylediği gibidir “Ve Yaradan özü ve ruhu içine yerleştirir.” Bu nedenle kişi, iki çizgideki çalışmasını tamamladığında, içindeki tüm kötülük ifşa olur. Bu böyledir çünkü iki çizgi birbirini çürüten iki ayet gibidir. Kişi, düşüş ve yükselişlerin bir sonunun olmadığını görür ve ihsan etme arzusunu edinmesine yardım etmesi için Yaradan’a içtenlikle dua eder

31) Rabaş, Makale 2, Kulak Ver, Ey Tanrım (1986)

İnsan canlılığı ve bütünlüğü Yaradan’ın ışığını, Saran Işık olarak aldığı zaman, sağ çizgiden, almalıdır.

Daha sonra, kişi eylemlerini; sağ çizgiyle olan uğraşısını ve tekrar sağ çizgiye geçişini, bir kez daha eleştirmelidir. Bununla, iki çizgi onun içinde büyür. Ancak, bu iki çizgi birbiriyle çelişir ve onlara, ‘üçüncü yazı gelip aralarında karar verene dek, birbirini inkâr eden iki yazı’ denir.

Yine de, ‘orta çizgi’ olarak adlandırılan üçüncü çizgiyi Yaradan’ın verdiğini bilmeliyiz, bilgelerimizin dediği gibi, ‘İnsanın içinde üç ortak vardır: ‘Yaradan, babası ve annesi’. Babası, beyazı eker ve annesi kırmızıyı eker ve de Yaradan, onun içine bir can ve bir ruh yerleştirir’. Yukarıdakilere göre, iki çizgi aşağıdakine aittir ve orta çizgi, Yaradan’a aittir. Bu demektir ki, iki çizgi, kişinin, Yaradan’a kalbinin derinliklerinden, kendini-sevmekten çıkmasına ve Yaradan’la Dvekut’a ulaşmasına yardım etmesi için dua edebilmesine neden olur, zira kişi kalbinin derinliklerinden dua ettiği zaman, duası cevaplanır.

Ancak, bilmeliyiz ki, üç çizginin pek çok çehresi vardır.

32) Rabaş, Makale 10, Çalışmada, “Merdiven Diyagonaldir (Çaprazdır)” Ne Demektir?

“Üçüncü yazı gelip aralarını bulana kadar birbirini reddeden iki yazı”nın anlamını anlayacağız. Merdivenin iki ucu, birbirlerine zıt olduklarını gösterir. Bir yandan, kendini sevme, yani form eşitsizliği içinde olduğu için Yaradan’dan ne kadar uzakta olduğunu mantık dahilinde gördüğünde, alçaklığını gösteren “yeryüzüne yerleştirilmiştir”. Öte yandan, “tepesi cennete ulaşır”, sanki tam bir bütünlüğe sahipmiş, kaderinden mutlu ve cennetteymiş ve dünyayla hiçbir bağlantısı yokmuş gibi sevinir. Bu çapraz duran merdiven olarak kabul edilir. “Üçüncü yazı gelip aralarını bulana kadar birbirini reddeden iki yazı” sözlerinin anlamı budur.

Bu orta çizgi. Yani, bu iki çizgi, üçüncü bir yazıyı, yani Yaradan’ın “orta çizgi” olarak adlandırılmasını sağlar. Bilgelerimizin dediği gibi (Nida 31a), “İnsanda üç ortak vardır: Yaradan, babası ve annesi. Babası beyazı eker; annesi kırmızıyı eker; ve Yaradan, içine bir can ve bir ruh yerleştirir.”

“Babası beyazı verir” sözünü yorumlamalıyız. Babası, çalışmadaki ilk anlayış, bütünlük olan sağ çizgidir. İkincisi, eksiklik anlamına gelen sol çizgidir. Buna eksiklik olan “kırmızıyı verir” denir. O zaman, Yaradan canı ve ruhu verir, çünkü o zaman Yaradan ona gerekli yardımı verir, Zohar’da söylendiği gibi, “Kutsal bir ruh ile ona yardım eder.” Buna “Yaradan ruhu ve canı verir” denir. Bu, RASHİ’nin söylediği şeyi yorumluyor: “Bu merdiven Ber Şeba’da duruyor ve eğiminin ortası Tapınağın karşısına ulaşıyor.” Yani orta çizgi, Yaratan olan Tapınağın karşısındadır.

33) Rabaş, Not 359, Ishak O Toprakları Ekti

Sulam’da açıklandığı gibi Hohma’yı giydiren Hasadim olarak kabul edilen “kutsama” denen bir orta çizgiye hala ihtiyacımız var.

Bu nedenle, Tora Bereşit Bet [“Başlangıçta”] ile başlar zira Bet, Hesed olan Beracha [kutsama] anlamına gelir. Dolayısıyla, tüm bunlardan sonra, “Rab onu kutsadı”, yani orta çizgiye dahil edilmekle ödüllendirildi.

34) Rabaş, Makale 19, “Çalışmada Gümüş, Altın, İsrail, Geri Kalan Milletler Nedir?” (1988)

Size “gümüş tanrılar” denen sağ çizgiyi vermiş olmama rağmen, size sol çizgiyi de verdim, hissettiğiniz tüm düşünceleri size ben göndermiş olsam da yine de Beni gerçek yapmayın, yani gerçek çalışma özellikle orta çizgide. Bu, Yaradan’ın “gümüş benimdir ve altın benimdir” sözündeki, “benimdir” anlamına gelir, yani size vermiş olsam da bu son değil, ancak orta çizgide yürümelisiniz, çünkü bu çizgi her ikisinden de oluşur.

Yine de tüm bu yollarda yürüyebilme gücünü nereden alıyoruz? Bununla ilgili olarak, “Kötü eğilimi ben yarattım; Tora’yı şifa olarak yarattım” şu şekilde yorumladığımız gibi, her şey Tora’da bulunur.

35) Rabaş, Makale 47, Çalışmada, Sağ ve Solun Zıt Olması Ne Anlama Gelir (1991)

Şu hâlde, kişi, zamanının çoğunda sağ çalışması içinde olmalıdır. Ama kişi yaptığı çalışmasından tatmin hissettiğinde, ilerlemesine ne sebep olur? Sonuçta, kişi bir eksiklik hissetmiyorsa, tatmin olduğu için yolunu değiştirmez. Bu nedenle, kişi eylemlerini incelemek için, ihsan etmek için yapıp yapmadığını görmek için sırasıyla sol çizgiye geçmelidir. Buradan düzeltilecek olanı görebilir, böylece yaratılışın amacına ulaşır, kişinin çalışmasında gördüğü eksiklik onu ilerletir, yani doğru yolda yürümediğini görürse, kesinlikle kendini düzeltmek isteyecektir, çünkü incelemesi sırasında kişi gerçeği görebilir, eğer gerçeğin yolunda yürümüyorsa, yazıldığı gibi başına bir lanet gelir (Tesniye 28:41), ” Oğulların ve kızların olacak, ama onlar senin olmayacaklar, çünkü onlar esir düşecekler.”

36) Rabaş, Makale 47, Çalışmada, Sağ ve Solun Zıt Olması Ne Anlama Gelir (1991)

Ayrıca, bütünlük olan “sağ” ile ilgili olarak, kişinin bunu ancak kendini aşağı indirebildiği zaman kullanabileceğini bilmeliyiz. Ancak sol çizgiye gelince, tam da gurur halindeyken kullanabilir.

37) Rabaş, Not 525, Üç Çizgi – 3

“Sağ”, görmeye, duymaya, koklamaya ve konuşmaya benzer şekilde Sefirot’un özü olarak kabul edilir.

“Sol”, Masah [perde] ve Aviut’tur [kalınlık], yani alma arzusu ve Masah.

Daha sonra orta çizgi geldiğinde görmenin, duymanın, koklamanın ve konuşmanın; GAR denilen Hohma ışığıyla değil Hasadim ile parlayacağını kararlaştırır.

Orta çizgiye Daat denir. Kenarlar” denilen Hohma ile Bina arasında karar verdiğinde ve her kenar GAR olarak, her orta çizgi VAK olarak adlandırılır çünkü o aralarında karar veren ve ikisinin aydınlatmasını sürdüren şeydir, aralarında bir uzlaşma gibidir.

Bu nedenle Hohma, Hohma’yı aydınlatır ve Hasadim’e ihtiyaç duymaz ve Bina, Hohma’nın aydınlatmasını uzatan Daat’ın aksine Hasadim’i aydınlatır ve Hohma’ya ihtiyaç duymaz. Sonuç olarak bir yandan Hohma uzatılır ancak bu sadece Zer Anpin’de bulunan Hohma’nın aydınlatmasıdır ve Bina Hohma’yı yalnızca Zer Anpin’de alır. Buna “karar verme” denildiği ortaya çıkar, sanki her ikisi de bu uzlaşmadan memnundur. Dolayısıyla, Daat yalnızca VAK’dır.

38) Rabaş, Not 423, Üç Çizgi- 2

O zaman kişi sadece olumsuzluğu görür, pozitifliği değil. Bu olumsuzluğu sağ tarafa dahil etmeli, azla yetinmeli ve sanki doyurucu bir yemek yemiş gibi payından memnun olmalıdır.

Buradan solun ona, sağa neyi yerleştirileceğini ve azla yetineceğini bilmesi amacıyla daima azaltma getirdiği sonucu çıkar.. Her ikisi aracılığıyla, orta çizgiye ulaşırız. Buna baba beyaz verir” denir, çünkü payından memnun olduğu için, her zaman hiçbir eksiği olmayan beyaz” safhasındadır.

“Anne kırmızı verir”yani o olması gerektiği gibi değil, yalnızca kırmızıdır. Bu, Esav’ın “kırmızı” denen niteliğidir. O sırada orta çizgi” denilen Yaradan, ruhu verir ve ardından kişi Tora’nın niteliği ile ödüllendirilir.

39) Rabaş, Makale 19, Çalışmada Tora’ya Neden ‘Orta Çizgi’ Denir? – 2

Tora orta çizgidir ve Yakup orta çizgidir, bütünlükten dolayı sağı ve solu içerir. Diğer bir deyişle Hohma ve Hasadim’in kaynaşması söz konusudur. Çalışmada bu demektir ki kişi, Hohma’sının eylemlerinden daha büyük olması yasaklandığı için Hasadim ve Hohma olarak adlandırılan her iki eylemi de içermelidir.

Ancak, kişi “O’ndan başkası yok” koşuluna ve her şeyi Yaradan’ın yaptığına inanmalıdır. Diğer bir deyişle kişi, Baal HaSulam’ın dediği gibi her eylemden önce insana tek seçenek verildiğini söylemelidir zira “Ben kendim için değilsem kim benim için?” Dolayısıyla her şey kişinin seçimine bağlıdır. Ancak bundan sonra kişi, her şeyin İlahi Yönetim’den geldiğini ve insanın kendi başına hiçbir şey yapamadığını söylemelidir.

40) Rabaş, Not 87, Kudüs

Jeru-Salem: “Korku”, korku için neden olan bir eksiklik anlamına gelir. “Tam korku” korkusu olmayan kişidir.

“Sağ”, “bütün” olarak adlandırılır. “Sol”, “İshak’ın korkusu” gibi “korku” olarak adlandırılır.

Orta çizgiyi birlikte yapmak her ikisiyle birliktedir yani birleştiklerinde o birleşmiş olur – Jeru [Yiraa kelimesinden (korku)] Salem [Shalem kelimesinden (tam)].

“Gözleri var ve görmezler” sağdır, bütün. Nereye dönerseniz, sağda olmalıdır, Hesed.

41) Rabaş, Makale 5, “Çalışmada, İnsan Yaratılmadan Önce Toprağın Meyve Vermediği Ne Anlama Gelir” (1990)

İçimizdeki alma arzusunu ihsan etmek için çalışmaya çevirmeliyiz ve böylece “sağda” ve “solda” çalışmadan bahsetmek uygun olur. Daha önce bir çizgisi olan, yani eylemi olan kişi, bunu “sağ çizgi” olarak kullanmalıdır, yani basit eylemi takdir etmeli ve basit işler yapması için kendisini ödüllendirdiği için Yaradan’a minnettar olduğunu ve buna bile değmediğini söylemelidir – Yaradan ona sadelik içinde hizmet etme hediyesini verdi.

Aynı zamanda, sol çizgiye geçmeli, yani gerçekten Yaradan için mi yoksa kendisi için mi çalışıyor, eğer Yaradan’ın yararına değil kendi çıkarına çalışıyorsa kendisini eleştirmelidir. Bunun için dua etmelidir, zira kendini sevmeye o kadar çok kendini kaptırmıştır.

Bazen, Yaradan’ın kendisine yardım etmesi ve onu kendini-sevmenin yönetiminden kurtarması için dua edemeyeceğini görür. Bazen, daha kötü bir durumdadır – Yaradan’ın kendini-sevmekten çıkarması için dua etmek bile istemez. Aksine, Yaradan’ın kendisi için alma arzusunu mümkün olan her şekilde tatmin etmesine yardım etmesini ister. Maneviyatta düzeltilmesi gereken bir şeye “sol” denildiği için buna “sol” denir.

Şu sonuç çıkar, burada iki karşıtlık vardır. Bir yandan, kişiye çalışma sırasında, kişinin bir çizgiyi sonuna kadar gözlemlemeye çalışması gerektiği söylenir. Yani, yaratılan “tek çizgi” denen hareketsiz bir durumdayken, kendisini bir bütün olarak hissetti ve mutlu ve mesuttu çünkü bütünlüğe sahip olduğunu ve eklemek zorunda olduğu tek şeyin nicelik olduğunu biliyordu.

Ancak sebebi, bitkisel (seviye) hakkında hiçbir fikrinin olmamasıydı. İnsanın yapması gereken bütünlüğün cansız (seviye) olduğunu düşünüyordu. Bu nedenle, bütünlük duygusundan dolayı moralini yükseltti ve neden bütün yaratılanların kendisi kadar akıllı olmadığını anlayamadı.

Ama artık “bitkisel” niteliğine dair fikir ssahibi olduğuna göre, artık tek çizginin bütünlüğüne sahip değildir. Bu nedenle artık tek çizgideyken ondan aldığı gibi sağdan canlılık çıkarabilmek ve takdir edebilmek için büyük çaba sarf etmesi gerekmektedir. Bunun nedeni, sol çizginin, bunun bütünlük olmadığını görmesini sağlamasıdır.

O halde, neden sağ çizgide yürümemiz gerekiyor? Cevap, çünkü gerçek budur. Yani, kişi gerçekten de Keduşa üzerinde sahip olduğu küçük kontrolü büyük bir servet olarak düşünmelidir ve şimdi, Yaradan’a teşekkür etme zamanıdır. Daha sonra sol çizgiye dönmelidir, çünkü Yaradan’ın iyiliği için çalışmamız gerektiği de doğrudur. Bu ikisinden, sağın bütünlüğü ve öneminden ve solun eksikliğinden, kişi orta çizgi ile ödüllendirilir. “Sağ ve sol ve gelin ikisinin arasında” sözünün anlamı budur.

42) Rabaş, Not 401, Dinle Ey İsrail

Diğer taraftan, Yaradan çalışmasından dışlandığı için, Yaradan’a dua edebilir, zira her şey, kendini sevme koşulu üzerinde inşa edilmiştir.

O zaman kişiye, adam denmez, ‘tam bir adam’ denir, çünkü, eksikliklerini görür görmez, sağ çizgiden de kaçar.

Ancak kişi kötü halini çoktan gördüğünde, buna rağmen, kendisini, tam olduğu yerde, mantık ötesinde güçlendirdiğinde ki bunun kanıtı, Yaradan’a şükredebilmesidir, o zaman kişiye, tam ve bütün denir. Buna, ‘sağ ile sol ve aralarındaki gelin’ denir, çünkü kişi, erkek ve kadın olmadan, geline yani gerçek cennet krallığına ulaşamaz.

43) Rabaş, 5. Mektup

Dost sevgisiyle ilgili olarak daha çok çalışmalısın. Dvekut (birleşme) olmadan, kalıcı bir sevgi imkânsızdır, yani ikiniz sıkı bağlarla bağlanmalısınız. Ve bu ancak içselliğine yerleşmiş kıyafeti “çıkarmaya” çalışırsan gerçekleşir. Bu kıyafete “kendini sevme” denir, çünkü bu iki noktayı birbirinden ayırır. Eğer düz yolda gidersen, birbirini reddeden iki çizgi olarak gördüğümüz bu iki nokta, her iki çizgiyi de içeren orta çizgi olur.

44) Rabaş, Makale 8, Kendin İçin Bir Öğretmen Yap ve Kendine Bir Dost Satın Al -2

Bu insanların, dost sevgisiyle uğraşan tek bir grup olarak birleşmeye hemfikir olmalarındaki neden, her birinin düşüncelerini birleştirebilecek bir arzuya sahip olduklarını hissetmeleridir ki böylece başkalarını sevme gücünü edinebilsinler. Meşhur bir atasözü vardır, “Yüzleri farklı olduğu gibi, görüşleri de farklıdır.” Bu nedenle, bir grup olmak için aralarında birleşmeyi kabul edenler, başkalarını sevme çalışmasının gerekliliğinin farkında olma hissiyatında, aralarında büyük bir mesafe olmadığını anlamışlardır. Dolayısıyla, her biri diğerleri adına ödün verebilecek ve bunun etrafında birleşebilecektir. Fakat diğer insanlar, başkalarını sevme çalışmasının gerekliliğine dair hiçbir anlayışa sahip değildir, bu yüzden, onlarla birleşemezler.

45) Rabaş, Makale 28, Çalışmada Ekleme Yapmamak ve Çıkarmamak Nedir?

Çalışmanın düzenine göre, bunu iki çizgi açısından yorumlamalıyız. Bu sağ çizgiye eklemenin yasak olduğu anlamına gelir. Bunun yerine hakikatin yolunda yürümek isteyen bir kişi, zamanın belli bir kısmını sağ yola ayırmalı, daha sonra sol çizgide yürümelidir. Bu bağlamda ekleme yapmama emri, bir yola diğerinden daha fazla ekleme yapma ne de çizgilerden çıkarma şeklinde gelir. Yani kişi şunu söylememelidir: ‘Bugün sağ çizgide yürümek istiyorum’ ya da tam tersine ‘Bugün sol çizgide yürümek istiyorum.’ Bu ‘Ekleme yapma ya da çıkarma’ emrinin gelmesiyle ilgilidir. Aksine bilgelerimiz şöyle söylemiştir: ‘Kişi daima Yaradan’a övgü oluşturmalı ve daha sonra dua etmelidir.’

Sağ yola ‘bütünlük’ denir. O zaman kişi Yaradan’a çok minnettar olabilir. Daha sonra sol çizgiye geçmelidir. Sol çizgi, kişinin kendi gerçek durumunu, ona mantık dahilinde göründüğü şekliyle görme zamanıdır. O zaman kişinin dua etmek için yeri olur, zira dua tam olarak eksikliğin yeriyle ilgilidir ve eksiklik ne kadar büyükse, dua o kadar içten olur.

Şu yazılanların anlamı budur: ‘Sana derinlerden sesleniyorum Ey Efendimiz.’ Bu nedenle iki çizgi, ‘üçüncü bir yazı gelip aralarında karar verene dek’ eşit olmalıdır. O zaman iki çizgideki çalışma sonrasında kişi Yaradan’la Dvekut’la ödüllendirilir. Buna ‘üçüncü yazı’ denir. Yani iki çizgi, insanın çalışmasıyla ilgilidir, ancak orta çizgi Yaradan’la ilgilidir. Bu demektir ki, iki çizgide yürümekle, bu iki çizgiden, Yaradan’ın kutsamasını yerleştirebileceği bir yer yapılır. Buna ‘üçüncü yazı gelip aralarında karar verene dek’ denir.

Artık Zohar’ın şu söylediklerini (Pinhas, madde 321) yorumlayabiliriz: ‘Onların bacakları dosdoğru, düz bir bacaktır.’ Mişna’nın yazarları dua eden kişinin, duasında, yönetici melekler gibi bacağını düzeltmesi gerektiğini söylemişlerdir ki bacağı dosdoğru, düz olsun.’

Eğer kişinin bacakları doğru değilse, duasının neden kabul edilemeyeceğini anlamalıyız. Bu demektir ki, kişinin bacakları bir şeyi ifade ediyor. Bu nedenle kişi dua ettiğinde eksik hissediyor ve eksikliğini gidermesi, bacaklarının düz olması için Yaradan’a geliyor.

Yukarıdakilere göre kişinin ‘bacaklarının’ ne anlama geldiğini anlayabiliriz. ‘Sağ bacak,’ sağ çizgi ya da sağ yoldur. Burası Yaradan’ı övme ve şükretmenin yeridir. Sol bacak sol çizgiye, sol yola işaret eder ve her iki çizgi, biri diğerinden daha büyük olmayacak şekilde, her ikisi de düz, dosdoğru olmadan önce dua kabul edilmez.

46) Rabaş, Not 511, Orta Çizgi

Orta çizgi: Yemek yapmak isteyen iki kişi hakkında bir alegori vardır. Biri, tuz, sirke, sarımsak ve diğer baharatlar dışında her şeyi sağlayabileceğini söyledi. Diğeri ise baharatları sağlayacaktı. Sonunda bir anlaşmazlık yaşadılar ve her biri kendi yemeğini yaptı: Biri un, balık, et ve ringa balığı servis etti, diğeri tüm baharatlardan bir yemek yapıp servis etti.

İki yemeğin misafirlerinden, kim tadını çıkarabildi? Baharatları tek başına yemek imkansızdır. Kim sadece tuz ya da sarımsak, soğan ya da karabiber veya yeşil bir acı biber yiyebilir? Ayrıca kim eti veya balığı tuzsuz yiyebilir?

Böylelikle barışmaktan başka çareleri kalmadı ve ardından iki yemeği de düzenlediler ve yemekler lezzetliydi.

47) Rabaş, Makale 1, Çalışmada, “Bizim Senden Başka Kralımız Yok,” Nedir? (1991)

Orta çizgiye “gerçek” denir. Başka bir deyişle, her çizgi kendi içinde eksiktir. Bunu bir alegori ile anlayabiliriz: İki kişi misafirlere yemek hazırladı. Biri et, balık ve diğer şeyler hazırladı, diğeri ise sadece baharat, tuz ve sirke vb. hazırladı. Ama sonra aralarında bir tartışma çıktı ve her biri misafirleri kendisine çağıracağını ve onlara yemek vereceğini söyledi. Sadece baharat vermeyi vaat eden, baharatları, yani sirkeyi içip tuzu vb. yedirdiğinde, kim yiyebilir? Ve diğeri, et, balık ve diğer yiyecekleri veren, kim tuzsuz et ve balık yiyebilir vs.? İnsanlar her iki yerde de yemek yiyemeyecekleri için onlar aralarında barışmak, yemeği baharatlarla karıştırmak zorunda kaldılar ve ikisinden güzel bir yemek çıktı.

Aynı şekilde, kişi Lo Lishma’da yürümeye başladığında, bir bütünlük halindedir. Buna “tek çizgi” denir. Fakat sol çizgiye geçtiğinde ve çalışma düzenini, -yani hangi niyetle çalıştığını, çalışması için ne ödül istediğini – eleştirmeye başladığında acı bir tat hisseder.

Başka bir deyişle, doğru olmadığını görür. Başka bir deyişle, Yaradan için hiçbir şey yapamayacağını görür. Bu durumda, her bir çizgi kendi içinde eksiktir […] ama her iki çizgiyi de kullanırken, sağ ve sol, buradan orta çizgiye geliriz.

48) Rabaş, İshak’ın Bağlanması

İshak’ın bağlanması, mantık ötesi sağ çizgi olan İbrahim; her şeyi eleştiren akıl olan, sol çizgiyi bağladığındadır, bu ona içinde bulunduğu durumun genel bir resmini verdi. O, tüm “sol” u bıraktı ve mantık üstü olan “sağ” ın niteliğini üzerine aldı. Bununla, daha sonra orta çizgi ile ödüllendirildi.

Yani sol çizgiyi görmeden önce sağ çizgiyi almak ile solun durumunu gördükten sonra sağ çizgiyi yenilediği bir durum arasında bir fark vardır. Mantık üstü olan “sağ”, “bağlılık” olarak adlandırılır çünkü sol çizgiden aldığı tüm mantığı iptal eder ve mantık üstü gider ve sonra orta çizgi ile ödüllendirilir.

49) Rabaş Not 114, Üç Ortak

İnsanda üç ortak vardır: Yaradan, babası ve annesi” (Kidduşin 30b).

Sağ”, beyazı veren “baba” olarak adlandırılır. İnsan aşağıdan bir uyanış vermelidir çünkü bu, Kli [kap] yani yokluktur. “Karanlığın içinden ışığın avantajı olarak” kelimelerinin anlamı budur. Anne, kırmızıyı verir yani “sol”, kırmızı ışık anlamına gelir yani bu yolda yürüyemeyeceğimizi gördüğümüz zamandır. Yaradan’a ulaşma yolundan reddedildiğini görünce buna “sol reddeder” denir.

Diğer taraftan, “Sağ yaklaştırır”, yürüyebileceğine inandığında ve Keduşa’da [kutsallık] sahip olduğu her tutuştan memnun olduğundadır ve Yaradan’a teşekkür eder.

Kişi, “sağ” ve “sol”a sahip olduğunda ve aralarındaki mesafeyi görünce, sadece arınmaya geldiği zaman “öz” safhasına gelir. Ancak yapamaz. O zaman, Yaradan ona ruhu verir ve ardından “adam” derecesine ulaşır.

50) Rabaş, Not 494, Sadece Bir Bütünlük Yerinde Korku Vardır

“Sadece bir bütünlük yerinde korku vardır, çünkü korku olduğunda orada eksiklik yoktur” (Zohar, Yitro, Madde 248).

Korkunun neden bütünlük anlamına ve eksikliğin olmadığı anlamına geldiğini anlamalıyız.

Cevap: Korku, orta çizgi olan “korkunç” olarak adlandırılır. Orada Hasadim olmadan Hohma almanın yasak olduğu korkusu vardır. Bunu takiben, Hasadim’in olduğu sağ çizgide bütünlük yoktur çünkü Hohma eksiktir. Aynı şekilde, sol çizginin Hasadim eksikliğinden dolayı bir bütünlüğü yoktur ve Hasadim olmadan Hohma aydınlatamaz.

Buradan, “korkunç” olarak adlandırılan Yakup’un, Hirik’in Masah’ı olduğunu yorumlamamız gerektiği sonucu çıkar yani bu, onun yargı niteliğinin Malkut’unu uyandırdığı anlamına gelir ve yargı niteliğinde Hohma’nın GAR’ını ışığın ayrıldığı noktaya kadar iptal eder ve büyük bir korkun yoktur.

Ancak Yakup’a merhamet niteliği” denir ve merhamet bütünlüğü ifade eder. Yani, Hohma’nın GAR’ının ayrılmasıyla o şimdi bütünlüğü, yani Hasadim’de kıyafetlenmiş Hohma’yı alacaktır.

Hasadim veya Hohma eksikliğinin olmadığı yerde buna “bütünlük” denir. Bu, Hohma ve Hasadim’den oluşan orta çizgidir. Bu nedenle Yakup’a, korku anlamına gelen “korkunç” denir ve ona aynı zamanda “merhamet” ve “bütünlük” de denir çünkü burada hiç eksiklik yoktur.

51) Rabaş, Not 423, Üç Çizgi- 2

“Sağ”; “Çünkü o merhameti arzular” ‘da olduğu gibi Hesed olarak adlandırılır. Bu, bir kişinin kendi payından memnun olması anlamına gelir, yani kişi azla yetinir.

Bu, Baal HaSulam’ın, bilgelerimizin “Kim yüzünü kaldırmayacak, rüşvet almayacak” vb. ayeti hakkında ne söylediğini açıkladığı gibidir ki onlar kendilerine karşı bir zeytin ve bir yumurta kadar bile katıdırlar, “bir zeytin kadar” dedi, tıpkı “Besinlerimin Yaradan’ın elinden bir zeytin kadar acı olmasını tercih ederim” diyen güvercin gibi vb.

Bir yumurta kadar” bir civciv yumurtadan çıksa da, bir hayvan, hala bir yumurta iken, onun yaşamı yoktur. Yine de onlar katıydılar, “yiyeceksin, doyacaksın ve kutsayacaksın” kuralına rağmen, yani doyurucu olan yemek anlamında, buna “payından memnun” denir.

Ancak, bu nitelikle, o Katnut’unda [küçüklük / bebeklik] kalacaktır ve Tora’ya ihtiyaç duymayacaktır, çünkü Tora, kötü eğilim için gereklidir, “Kötü eğilimi ben yarattım; Tora’yı da baharat olarak yarattım “da olduğu gibi. Dolayısıyla, onu Tora ve Mitzvot’a [emirlere] mecbur eden nedenin büyüklüğüne ve bu çalışmalar karşılığında ne ödül beklediğine ve gerçek Tora ve Mitzvot’ta ne kadar anlayışa sahip olduğuna ilişkin iç gözlem olan sol taraf vardır.

O zaman kişi sadece olumsuzluğu görür, pozitifliği değil. Bu olumsuzluğu sağ tarafa dahil etmeli, azla yetinmeli ve sanki doyurucu bir yemek yemiş gibi payından memnun olmalıdır.

Buradan solun ona, sağa neyi yerleştirileceğini ve azla yetineceğini bilmesi amacıyla daima azaltma getirdiği sonucu çıkar. Her ikisi aracılığıyla, orta çizgiye ulaşırız. Buna baba beyaz verir” denir, çünkü payından memnun olduğu için, her zaman hiçbir eksiği olmayan beyaz” safhasındadır.

“Anne kırmızı verir” yani o olması gerektiği gibi değil, yalnızca kırmızıdır. Bu, Esav’ın “kırmızı” denen niteliğidir. O sırada orta çizgi” denilen Yaradan, ruhu verir ve ardından kişi Tora’nın niteliği ile ödüllendirilir.

52) Rabaş Not 27, Üç Çizgi – 1

İki çizgi ve aralarında bir anlaşmazlık vardır: Her biri diğerini iptal etmek ister.

Üç tutum bundan uzanır: 1) Biri diğerini iptal eder. 2) Her biri iptal etmek ister ancak iptal edemez, bu yüzden kavgalı kalırlar. 3) Aralarında barış yapılır.

“Sağ”, “bütünlük” olarak adlandırılır. Başka bir deyişle, bir kişi kendisinin dünyanın en eksiksiz ve en mutlu insanı olduğunu tasvir eder, çünkü başkaları üzerinde hiçbir avantajı olmayan basit bir insan olduğu sonucuna varır, ancak Yaradan sadece onu Kral’a hizmet etmek için seçmiştir. Bu hizmet sürekli olmasa da fakat ayda bir veya haftada bir kez, Krala hayatlarında bir kez bile olsa hizmet eden çok insan olmadığını gördüğünde, bu tek başına ona canlılık verir. Ve eğer kişinin canlılığı varsa, Tora ve Mitzvot’la [emirler] sevinçle uğraşabilir ve iyi işlerini artırabilir.

Ancak, derecelerde yükselmesi, aynı zamanda, eylemlerin üzerinde eleştirinin ve düşüncelerin olduğu Hohma [bilgelik] olan sol çizgide de yürümeyi gerektirir- gerçekten Kral’a hizmet etmek, Yaratıcısına memnuniyet ihsan etmek için mi yoksa kendi için mi olup olmadığı. O zamanlar sol, sağı iptal etmek ve özellikle bir eleştiri tutumuna gitmek ister. Bu, bir kişinin iyi bir şey yapmasına izin vermez. Buradan “Onun bilgeliği eylemlerinden daha büyüktür” sonucu çıkar.

Bununla birlikte, kişi esas olarak sağ çizgide yürümelidir, yani iyi işler yapmak ve kendini eksiksiz olarak hissetmek ve krala hizmet etmek anlamında. Bir kişi, yaptığı her şeyin O’na memnuniyet getirdiğine inanmalıdır.

Aynı zamanda, sol çizgide yürümeye de zaman ayırmalıdır, eleştirmek anlamında ancak sol, sağdan önce teslim olmalıdır. Yani, solda yürür, ancak solun niteliğini istediği için değil, sağı geliştirmek için, tüm eleştirilerine ve bilgisine rağmen, mantık üstünde gidiyordur, yani “inanç” olarak adlandırılan “sağ”da.

Buna iki çizgi arasında karar veren ve sağa doğru eğilen “orta çizgi” denir. Bu aynı zamanda Ahoraym [arka] olarak da adlandırılır. Bu birleşme sayesinde, kişi daha sonra derecenin Panim [yüzü / ön] niteliğinin alınmasıyla ödüllendirilir. O zaman Hasadim’de; yukarıda, ZON’da, bir Zivug’a [çiftleşme] Panim be Panim [yüz yüze] neden olan Hohma’nın kıyafetlenmesi vardır.

53) Rabaş, Not 7, Çizgilerin Islahı

Çizgilerin ıslahı. Sağ çizgi Abba’nın [baba] beyazıdır. Hohma [bilgelik] ışığının 320 kıvılcıma belirmesiyle, her Melech’in [kral] Malhut’u Aviut’ta [kalınlık] bir Tzimtzum [kısıtlama] olduğu için yerine alçalır ve Aviut uyumsuz olduğunda, o alçalmalıdır.

Şöyle yorumlayabiliriz ki, Aviut’u düşüren Hohma’nın ışığıyla, yani kişi kendisi için çalışmaktan daha düşük bir şey olmadığını hisseder, ama yine de başkalarının uğruna çalışmak için güçsüzdür, yani ihsan etmek için, bu yüzden “Ima [anne]’nın kırmızısı” olarak kabul edilen bir sol çizgiye ihtiyacımız vardır.

Bu nedenle, Sefirot’un çekirdeği, beş duyusu olan bir kişi gibi – görme, işitme, koku, konuşma ve dokunma – sağ çizgiden uzanır, ancak bunların etkinleştirilmesi için bir hedefe ihtiyacımız vardır.

Bu nedenle, Abba’nın beyazı geldiğinde, kendi iyiliği için “görme, işitme, koku ve konuşma” ile çalışmanın değerli olmadığını görür. Böylece, boş oturur ve uykuda gibi görünür, sanki yakıtları olmadığı için duyuları etkisizmiş gibi. Fakat ihsan etmede duyularla çalışmak için, aynı zamanda bir hedef de olan bu bilgiye henüz ulaşmamıştır.

İhsan etme gücünü elde etmek için, kişinin Bina ile tatlandırılmış Malkut olan “Ima’nın kırmızısı” olarak adlandırılan sol çizgiden alması gerekir, bu da alma arzusunun Bina niteliği olan ihsan etme işini kabul edeceği anlamına gelir.

Daha sonra, ihsan etmeden yakıtı olduğunda, bu nitelik üzerinde bir Zivug [çiftleşme] yaptığında, yani bu nitelikle eylemler gerçekleştirdiğinde, “Yaptığın her şeyde seni kutsayacağım” ayeti gerçekleşir. Bu demektir ki, üst ışık bu nitelik üzerinde birleşmiş olur ve ışık; sağ ve sol iki çizginin birleşmesi üzerinde olduğunda buna “orta çizgi” denir ve bu zaten bütünlüktür.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,126