e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Baruh Halevi Aşlag (Rabaş) > Kabala Kütüphanesi > Notlar > İçsel ve Dışsal Anahtarlar

İçsel ve Dışsal Anahtarlar

Not 265

“Raba Bar Rav Huna,” içinde Tora olan, ancak cennet korkusu olmayan herkes, iç anahtarların verildiği ancak dış anahtarların verilmediği bir hazinedar gibidir. İçeri girebilir mi? “Rav Yannai şöyle bildirir,” Darta’sı [Aramice: avlusu / evi] olmayan yine de Darta için bir Taraa [Aramice: geçit / kapı] yapan birine yazık.” (Şabat 31).

Bu bilinen bir sorudur. Bu alegori, Tora’nın içsellik olduğunu ima eder. Rav Yannai’nin sözlerine göre, Tora dışsallık ve cennet korkusu içsellikmiş gibi görünüyor. Ayrıca şunu da sormalıyız: Eğer “Efendinin korkusu O’nun hazinesidir.” ise neden korkuyu dış anahtarlarla karşılaştırıyor ve bu alıntıda korkunun içsellik olduğu ima ediliyor.

“İçsellik” denen Tora olduğunu ve bir de “dışsallık” denen Tora olduğunu ve ortada cennet korkusunun olduğunu söylemeliyiz.

Buna göre dışsallıktaki Tora “kapı” anlamına gelen Taraa olarak adlandırılır, cennet korkusuna ise “içsellik” denir. Başka bir deyişle, Tora aracılığıyla cennet korkusuna ulaşırız.

İçsel Tora hususunda, cennet korkusu “dışsallık” olarak adlandırılır, yani bu cennet korkusuyla Tora’nın içselliğine geldiğimiz anlamına gelir. Bu nedenle cennet korkusu, onu Tora’dan sonra başardığımız için sadece içsel olduğu anlamına gelen “hazine” olarak adlandırılır.

Yazıda, “Keşke Beni terk etseler ve Tora’yı tutsalar; onun içindeki ışık onları yeniden şekillendirir.” (Kudüs Talmud, Hagigah, Bölüm 1). Yine de, Yaradan olmadan Tora’yı nasıl uygulayabiliriz? “Keşke Beni terk etseler.” nasıl der?

Ancak bu, cennet korkusuna sahip olmak anlamına gelen “Ben” ile ödüllendirilmek isteyenleri, Yaradan’a Dvekut [bağlılık] sahibi olmak isteyenleri kast eder.

Sonra onlara, “Bu çalışmada, Yaradan’a bir arzu ve özlem duyarak Dvekut [bağlılık] ile ödüllendirilmek için durmayın zira Yaradan, yalan niteliği taşıyan birine bağlanamaz” denilir. “Yalan söyleyen Gözlerimin önünde beliremez.” yazılıdır veya bilgelerimizin “İçinde ruhun kabalığı olan herkes için dediği gibi, gururlu kişi, Yaradan, ‘Ben ve o dünyada yaşayamam’ dedi.” (Sotah 5).

Ayrıca kişinin, “yılan” denen kötü eğilimi ıslah etmezse, o zaman bilgelerimizin “İnsan, bir yılanla aynı yerde yaşamaz” dediği gibi Yaradan’dan çok daha azı olduğu da yazılır. Daha ziyade kişinin davranışlarını ıslah etmesi gerekir ve sonra Yaradan’a inançla ödüllendirilebilir.

Bu ıslah Tora’da bulunur. Bu yüzden “Ve benim Toramı tutsalardı.” diye yorumluyorlar çünkü içindeki ışık onları yeniden biçimlendiriyor. Yani, ışık aracılığıyla, Tora onları yeniden biçimlendirecek ve sonra onlar cennet korkusunun hazinesiyle ödüllendirileceklerdir.

Buradan Tora’nın, bir kişinin vasıtasıyla hazineye girilebileceği bir kapı olduğu ve hazineye Darta olan “ev” denildiği sonucu çıkar.

Bu nedenle, sadece kapıda durmak isteyen ve kapıdan geçebileceğini fark etmeyen biri -yani bu ıslah edilmek için Toradan ışığı almak ve böylece cennet korkusu denilen Yaradan’a inançla ödüllendirilmek anlamındadır – sadece kendine bir kapı yapan ama bir ev inşa etme niyeti olmayan biridir çünkü kapının asıl amacı sadece eve hizmet etmektir. Ama birinin evi olmadığında, yani cennet korkusuna ulaşmaya niyet etmediğinde neden kapıya ihtiyacı olsun? Bir açıklık yalnızca bir geçiş yeri olarak yapılır, yani bir yere girmek istediğimizde, gireceğimiz kapıyı bulmalıyız.

Ya da her tarafı kapalı bir yerde içeri girmek için kişi kendine bir açıklık yapar. Fakat bir açıklık yapıp eve gelmemek için mi? Bu, açılıştaki tüm çalışmalarının boşa gittiği anlamına gelir.

Daha sonra hazine olan “cennet korkusu” denilen eve gireriz ve sonra Tora’nın içselliğine geliriz. Tora Lişma’yı [Onun için] öğrenmenin anlamı budur. Yani, Tora onu “cennet korkusu” denilen Lişma’ya getirdikten sonra, Tora’nın sırları ona açıklanır ve kişi akan bir dere haline gelir. Çalışmanın kalbi, Lişma adı verilen cennet korkusuyla ödüllendirilmiş olmaktır.

Bu nedenle Rav Yannai onayladı ki, cennet korkusu en önemlisiyse ve o zaman kişi yukarıdan Tora ile ödüllendirilir, o zaman Tora öğrenen ve onun kendisini yeniden biçimlendireceğini görmeyen biri, Tora aracılığıyla cennet korkusuyla ödüllendirilmek için sadece Tora’yı isterken yani tüm kaygısı ve emeği, cennet korkusunun hazinesi olan ev için olacakken ve Tora’nın tüm amacı, cennet korkusu için bir kapı olarak hizmet etmekken işte o zaman kişi evi olmayan, yine de ev için bir kapı yapan biri gibidir. Dolayısıyla yaptığı bu açıklık boşunadır.

Bu şekilde anahtarlarla ilgili alegoriyi;  kaygısı ve arzusu Tora’nın içselliği ile ödüllendirilmek olan, ancak cennet korkusu olan Lişma’ya sahip olduğunu görmeyen bir kişi olarak yorumlamalıyız. Bu konuda “İçeri girebilir mi?” der.

Tora Lişma’yı öğrenen kişi, yani onu Lişma’ya getirmesi için Tora anlamına gelen – ve cennet korkusuyla ödüllendirilen – Tora’nın sırlarının açığa çıkmasıyla ödüllendirilir. Ama Lişma ile ödüllendirilmeden önce bu ona ifşa edilmez. Buradan anlaşılıyor ki içsellikle ödüllendirilmek için çalışması boşunadır.

Bu nedenle, bu mesele gizli ve kişi onu ifşa etmek zorunda olduğundan esas olarak Lişma’ya, cennet korkusuna ve kişinin yaptığı her şeyin sadece bu konuya odaklanacağına dikkat etmeliyiz.

Bu, ”’Yaradan’ın hazinesinde yalnızca cennet korkusunun bir hazinesi vardır,’ Efendinin korkusu O’nun hazinesidir.” denildiği gibi.” Bu, kişinin cennet korkusunu bulmak için çaba göstermesi gerektiği anlamına gelir.

Tora’ya gelince, Yaradan onu herhangi bir çaba harcamadan kişiye ifşa eder, Rabbi Meir’in “Tora Lişma ile meşgul olan herkes.” dediği gibi ki Tora ile meşgul olmasının tek nedeni cennet korkusu olan Lişma’ya ulaşmaktır, onun tüm emeği bundadır. Diğer taraftan bir kişi cennet korkusuyla ödüllendirildiğinde Tora’nın sırları ona açıklanır.

“Gizlenme” ile ilgili olarak, bu aramamız gerektiği anlamına gelir çünkü aramadan bulmak imkansızdır. “Çabaladıysanız ve buldunuz”un anlamı budur, burada kişi çalışmak sayesinde bulmakla ödüllendirilir yani kişi O’nun hazinesinde gizlediğini: cennet korkusunun hazinesini bulur.

Ancak Tora için Rav Meir,  Tora‘nın sırlarının ona açıklandığını ve onun akan bir dere ve durmayan bir nehir haline geldiğini söyler.

“Cennet korkusu dışında her şey cennetin ellerindedir” sözünün anlamı budur, çünkü kişi cennet korkusunun hazinesini kendisi bulmalıdır.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,090