e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Sabah Dersi Materyalleri > Kabala Kütüphanesi > Sabah Dersi 2021 > Sabah Dersi Materyali – Çıkış ve İnişlerle Çalışmak – 6 Temmuz

Sabah Dersi Materyali – Çıkış ve İnişlerle Çalışmak – 6 Temmuz

1) Rabaş, Makale 34, Çalışmada Gündüz ve Gece Ne Demektir (1988)

Kişi her şeyden tat almak ister, bu şey kullanmaya değer mi, değil mi. Birinden diğerini öğrenir, yazıldığı üzere, “ışığın üstünlüğü karanlığın içindedir.”  Benzer olarak eğer yorgun değilse kişi dinlenmekten keyif alamaz.

Bu nedenle de kişi inişler ve çıkışlar sürecinden geçmek zorundadır. Ancak kişi inişlerden etkilenmemeli, aksine savaştan kaçmamaya gayret etmelidir. Bu nedenle çalışma sırasında bunların iki ayrı şey olduğunu bilmelidir ancak çalışmanın sonunda kişi aydınlık ve karanlığın kişiyi amaca ulaştıran iki bacak gibi olduğunu görür.

2) Rabaş, Makale 6, Çalışmada Kişi Ne Zaman Gururu Kullanmalıdır

Kişi buna dikkatini vermeli ve Yaradan’ın ona baktığına ve kralın sarayına giden yolu gösterdiğine inanmalıdır. Böylece, Yaradan onu koruduğu için ve ona inişle verdiği için de kişi mutlu olmalıdır. Şöyle ki, kişi anladığı kadar inanmalıdır ki yükselişleri ona Yaradan vermektedir, zira kesinlikle kişi kendisinin yükselişleri edindiğini söyleyemez, ancak Yaradan onu yakınlaştırmak ister ve bu nedenle ona yükselişler verir.

Ayrıca kişi inişleri de Yaradan’ın verdiğine inanmalıdır, çünkü O, kişiyi yakınlaştırmak istemektedir.

3) Rabaş, Makale 6, Çalışmada İbrahim’in Sığır Çobanı ve Lot’un Sığır Çobanı Ne Demektir? (1991)

Her başlangıçta kişi, cennetin boyunduruğunu yeniden üstlenmelidir, dün Yaradan’a inancı olması yeterli değildir. Bu nedenle her defasında cennetin krallığını edinmek, yeni bir durum olarak kabul edilir, yani kişi cennetin krallığından boş olan bir yer alır ve onu cennetin krallığı ile doldurur. Böylece kişi şimdi daha önce var olmayan yeni bir şeyi açıklığa kavuşturmuştur, boş bir yeri almış ve onu cennetin krallığı ile doldurmuştur. Buna yeni bir kıvılcımı Keduşa’ya yükseltmek denir. Birçok yükselişler yoluyla, kişi, daima boş olan yerden Keduşa’ya kıvılcımlar yükseltir. Böylece her inişle yeni bir başlangıç gelir ve yeni kıvılcımlar yükselir.

Buna göre, her inişten sonra kişi yeni bir başlangıca varır ve yeni kıvılcımlar yükseltir.

4) Baal HaSulam, 25. Mektup

Düşme yükselme amacıyla olursa, düşüş değil, yükseliş olarak kabul edilir. Gerçekte düşüşün kendisi duanın harfleri bereketle dolu olduğu için yükseliştir, kısa bir duada harflerin eksikliği nedeniyle bereket az olur.

5) Rabaş, Makale 29, Lişma ve Lo Lişma (1986)

Anlaşılacağı üzere, aldığı iniş, kişinin kendi iyiliği içindir; yani, biraz bütünlüğe sahip olduğunu düşündüğü içinde, bulunduğu bu durumdan aşağıya indirilerek, özel bir muamele görmüştür. Bu, onun içinde bulunduğu bu durumda tüm yaşamı boyunca kalmaya razı olmasından da açıkça bellidir.

Fakat şimdi, maneviyattan uzak olduğunu görür ve şöyle düşünmeye başlar: ‘Gerçekte benden istenen nedir?’ Ne yapmalıyım? Erişmem gereken amaç nedir?’ Çalışmak için gücü olmadığını görür ve kendini ‘Cennetle, yeryüzü arasında’ bir durumda bulur. Öyle ki insanın güçlenmesine, yalnızca Yaradan yardım edebilir; kişi kendi başına, ölüme mahkûmdur.

Bunun hakkında şöyle söylenmiştir (Isaiah, 4:31): ‘Sadece Efendi’ye ümit bağlayan, yeniden güç kazanacaktır’. Bu, Yaradan’a ümit bağlayanlar anlamındadır. Yani dünyada, her seferinde, onlara yeniden güç kazandırarak yardım edecek, başka kimsenin olmadığını görenler demektir. Bunu takiben, bu iniş aslında yükseliştir, yani hissettikleri bu iniş, onların bir sonraki dereceye yükselmelerini sağlar, zira ‘Kli olmadan, ışık olmaz.’

6) Rabaş, Makale 43, Çalışmada, ‘Sunağın Yanına Aşerah Ekmeyeceksin,’ Nedir? (1990)

Kişi düşüşle acı çekmesi olayının yukarıdan onun buraya atılması olduğuna inanmalıdır. İşte bu yüzden bu kadar alçağa düşmüştür. O zaman, kendisi üzerinde çalışabilir, bir daha düşmesin diye kendini düzeltir, zira düşüşün bir ıslah olduğuna inanmalıdır.

7) Zohar, Bereşit Alef, 159

O seviyedeki Panim’in ölçüsü neyse Ahoraym’ın ölçüsü de odur. Ahoraym’ın işlenmesi, Panim’in işlenmesi için bir çağrı ve davettir. Bu nedenle, edindikleri Ahoraym’ın gizi ölçüsünde, edinecekleri ifşaatın ölçüsünü bildiler.

Rabbi Şimon, ona Rabbi Şimon diye değil de Şimon diye seslenildiğini duyduğunda, bunun anlamı çağıran Ahoraym’in işlenmesi o kadar güçlüydü ki, bu onun tüm kademelerini kaybetmesine ve çarşıdaki Şimon gibi basit bir insan hâline gelmesine neden oldu demektir. Böylece çok yüksek bir Panim’in edinimine çağrıldığını ve davet aldığını anladı.

8) Mogalintza’nın ADMOR’u ile Konuşmalar

Bir zamanlar ünlü bir adam, Lublin’in Rabbi’sine, kendisine uyguladığı tüm kısıtlamaların ve sınırlamaların onu kötü eğilimden kurtarmadığını ve neredeyse günahsız tek bir gününün olmadığını itiraf etti. Lublin Rabbi’si ona cevap verdi: “Sözlerinden, Yaradan’ın işine henüz başlamamış olduğun anlaşılıyor, çünkü İsrail’den bir sabahtan diğer sabah duasına kadar kendisinde 400 günah bulmayan biri için, bu bir işarettir, bu o henüz Yaradan’a kutsallık ve saflık içinde hizmet etmeye başlamamış demektir.”

9) Adat Tzadikim (Erdemlilerin Meclisi), sayfa 11

Rabi Tzvi Sofer, Baal Şem Tov’a dedi ki: Neden sessiz duruyorsun? Sessiz olmanın zamanı mı? Haydi şimdi bir şey yap. Ve Baal Şem Tov onu şöyle cevapladı: Şimdi ben hiçbir şey bilmiyorum, tüm gücüm benden gitti. Belki sen benim sana öğrettiğim bir şeyi hattırlar da bana hatırlatırsın. Rabi Tzvi Sofer dedi ki: Hatırladığım basit alfabe dışında ben de hiçbir şey bilmiyorum. O zaman Baal Şem Tov ona bağırdı: O zaman neden sessiz duruyorsun ki, bana Alef-Bet’i oku. Ve Rabi Tzvi Sofer okumaya başladı Alef, Bet, Gimel, Dalet… ve Baal Şem Tov onun arkasından yüksek sesle ve büyük bir hevesle, kutsallıkta adet edindiği üzere, tekrarladı, ta ki eski gücü ona geri gelene kadar.

10) Likutey Moharan, Madde 48

Kişi Yaradan’ın hizmetinde azimli olmalıdır… başına ne gelirse gelsin. Bunu iyi hatırlayın zira, Yaradan’ın hizmetinin başlangıcında buna çok ihtiyacınız olacak. Çünkü kişinin yere serilse bile her seferinde çok azimli, çok güçlü ve çok cesur olması ve durduğu yeri koruması lazımdır… Allah korusun, kişi kendisini tamamen düşmekten korumalıdır, zira tüm bu düşüşler, inişler ve kafa karışıklıkları ve benzerleri, Keduşa’nın kapısından girmeden önce, tüm bunlardan geçmek gereklidir ve tüm gerçek erdemliler da bunlardan geçmişlerdir… Biliniz ki kişi çok dar bir köprüden geçmek zorundadır ve en önemli kural, asla bundan korkmamaktır.

11) Rabaş, Makale 6, Çalışmada İbrahim’in Sığır Çobanı ve Lot’un Sığır Çobanı Ne Demektir? (1991)

Kişi inişte olduğunu gördüğünde, ilerlemediğini görse bile mücadeleden kaçmamaya dikkat etmelidir. Aksine, her seferinde yeniden başlamaya çalışmalıdır. Şöyledir, yükselmeye başlaması, eski derecesine döndüğü anlamına gelmez. Bu, şu anda önceki seviyesine yükseldiğini düşündüğünden, yaptığı çalışma ile hiçbir şey yapmadığı anlamına gelir. Aksine, bunun yeni bir farkındalık olduğuna, özünü içeren kıvılcımları yükseltinceye kadar her seferinde farklı kıvılcımlar yükselttiğine inanmalıdır.

12) Baal HaSulam, Şamati 19, “Manevi Çalışmada Yaradan Bedenlerden Nefret eder” Ne Demektir?

Kişi, ihsan etme arzusunu edinmek ve alma arzusunun üstesinden gelmek için, özellikle çok güçlü bir arzuya sahip olmaya çalışmalıdır. Güçlü bir arzu demek, duraklamalar ve durdurulmalar arasında, yani her üstesinden gelmeler arasındaki durmalarla artıp büyümesiyle ölçülen, güçlü bir arzu demektir.

Bazen kişi tam ortada bir durma alır, yani bir düşüş. Bu düşüş bir dakika, bir saat veya bir ay olabilir. Daha sonra kişi alma arzusunun üstesinden gelme çalışmasına tekrar devam eder ve bu girişimler ihsan etme arzusunu kazanmak içindir. Güçlü bir arzu demek, aranın, kişinin fazla zamanını almaması demektir. Ve kişi aniden tekrar çalışmaya uyandırılır.

13) Rabaş, 77. Mektup

Birkaç kuruş bir araya geldiğinde büyük miktarlar oluşturduğundan, düşüşten etkilenmemeliyiz.

Bu bizim öğrendiğimiz “maneviyatta hiç eksiklik yoktur,” dan ziyade, ilerlememize yer açılması için geçici bir ayrılıştır. Bu böyledir, çünkü kutsallık için çabaladığımız her an kutsallık alanına gireriz ve kişi sadece kutsallığın fazla kıvılcımından çıkmak için düşer.

Ancak tavsiye şudur ki: Kişi, derecesi onu düşürene kadar beklememelidir, kişi bayağılığını hissettiğinde tekrar yükselir ve bu yükseliş kutsallığa bir parça koymak olarak kabul edilir. Buna mukabil kendisi düşer ve diğer kıvılcımları yükseltir ve onları kutsallık alanına çıkarır.

Bu atalarımızın dediği gibidir: “Kaybetmeden önce, ararım,” yani içinde bulunduğum durumu kaybetmeden önce aramaya başlarım. Bu Baal HaSulam’ın “Şafağı uyandırırım,” diyen Kral Davut ile ilgili söylediği şeydir. Atalarımız şöyle der: “Şafak beni değil, ben şafağı uyandırırım.”

14) Rabaş, Makale 30, Çalışmada Menora’yı Yakmak Ne Demektir? (1989)

Yalnızca elinden geldiğince çalışan ve iniş ve çıkışlardan geçen kişi karanlığı tattığını söyleyebilir, çünkü kendi başına alma arzusunun üstesinden gelemez.

Bu nedenle, kişinin, gerçeğin yolunda yürümek isterken aldığı bu düşüşler, aldığı yardımı hissetmesinin araçlarıdır. Şöyle diyen bilgelerimize inanmalıyız; “Arınmaya gelene yardım edilir.” İlerlemediğinin gördüğünde, kişi mücadeleden kaçmamalıdır. Bazen ona casusların düşünceleri gelir, ona bu çalışmanın bizim için olmadığını, bu yolda yürüyebilecek özel kişileri gerektirdiğini söyler.

Tüm bunlar ona şu nedenle gelir, çünkü her defasında ne kadar ilerlediğini görmek zorundadır.

15) Rabaş, Makale 34, Çalışmada, Onların Meyvelerini Bu dünyada Yemek ve Depozitinin Sonraki Dünyaya Kalması, Nedir? (1991)

Yalnızca, bu mücadeleden kaçmak isteyen ama gidecek başka bir yerleri olmayanlar zira başka hiçbir şeyde tatmin bulamayanlar, işte bu kişiler çalışmadan ayrılmazlar. Çıkışları ve inişleri olmasına rağmen ümitsizliğe düşmezler. Yazıldığı üzere, İsrail çocukları çalışmaktan iç çektiler, yüksek sesle ağladılar ve onların yakarışı Yaradan’a yükseldi. Bunun anlamı şudur; Çalışma yüzünden ağlayıp yakardılar, çünkü çalışmada Yaradan’ı memnuniyet ihsan edebilecek ve Mısır’dan çıkacak yani “alma arzusunun kontrolünden çıkıp ihsan etmeye girecek” kadar ilerlemediler. .  İşte o zaman Mısır’dan çıkışla ödüllendirildiler. Çalışmada buna, “alma arzusunun kontrolünden çıkıp, ihsan etme çalışmasına girmek,” denir.

16) Baal HaSulam, Şamati 83- Sağ Vav ve Sol Vav İle İlgili

Şöyle yazılmıştır: “Onu evinden gönderdi ve o onun evinden çıktı ve gitti.” Bir Şulhan (sofra) Ve Şlaha (onu gönderdi) gibidir, yani çalışmadan çıkmak.

Çalışmadan çıkma sırasında, yani düşüş aşamasında bile, kişinin çalışma yeri olduğunu anlamalıyız. Bu demektir ki, kişi düşüşler sırasında mantık ötesine razı geldiğinde ve düşüşlerin ona Yukarıdan verildiğine inandığında, düşmanları bile iptal olur. Bu böyledir, çünkü düşmanları düşünür ki düşüşler vasıtasıyla kişi en alta düşecek ve mücadeleyi bırakacak, oysa sonunda bunun tersi olur, düşmanlar iptal olur.

“Tanrı’nın önündeki sofra” sözünün anlamı budur, ancak bu şekilde kişi Yaradan’ın yüzünü edinir.

17) Rabaş, Makale 16, Onlara Daha Fazla Eziyet Edildikçe (1985)

Kişi, eksikliğin niteliğini irdelemeye başladığı zaman, hiç acı hissetmediğini, görünürde bilinçsiz ve hissiz olduğunu görür. Ve Yaradan’dan uzak olmak, yaşamın olmaması demek olsa da yaşama sahip olmamak kişiye acı vermez. O zaman kişinin, Yaradan’a, ona biraz yaşam vermesi için dua etmekten başka bir seçeneği yoktur, böylece tehlikeli derecede hasta olduğunu ve ruhunu iyileştirmesi gerektiğini hisseder.

Ve bazen kişi, öyle bir düşüş durumuna gelir ki bunun için dua edecek güce bile sahip olmaz. Aksine, tamamen kayıtsız bir haldedir. Buna, “cansız koşulunda olmak” denir, yani kişi tamamen hareketsizdir.

Bu durumda, kişiye sadece grubu yardım edebilir.

18) Rabaş, Makale 31, Çalışmada Antlaşma Yapmak Nedir? (1987)

Antlaşma yapmak kişi, Lo Lişma’da bile olsa çalışmaya başladığı zamandır. Kişi onu Yaradan çalışmasına gelmeye zorlayacak olan çalışmayı istediğinden, şimdi antlaşma yapmalı ve ‘Düşüş zamanı gelse bile’ yani kişinin çalışma için hiç arzusu olmadığında ‘Buna rağmen arzumu dikkate almamayı, bir arzum varmış gibi çalışmayı üstleniyorum’ demelidir. Buna ‘antlaşma yapmak’ denir.

19) Rabaş, Makale 6, Çalışmada Kişi Ne Zaman Gururu Kullanmalıdır (1990)

Kişi yapabileceği her şeyi, sanki bir yükseliş halindeymiş gibi yapmalıdır. Bu nedenle iniş sırasında biraz üstesinden geldiğinde buna “aşağıdan uyanış” denir. Kişi yaptığı her hareketin Yaradan’ın isteği olduğuna inanır ve bununla daha fazla yaklaşma ile ödüllendirilir, yani kişi bizzat, Yaradan’ın onu daha da yakınlaştırdığını hissetmeye başlar.

20) Baal HaSulam, Şamati 33- Haman İle Kefaret Günlerinin Kuraları

Kişi bir itiş olmadan hareket etmez ve bulunduğu durumda kalır. Ancak eğer kişi anlayabileceğinden daha alçak bir seviyeye düşerse, bu kişiye bunun üstesinden gelme gücü verilir, çünkü kişi böyle bir kötü durumun içinde kalamaz, zira kişi bulunduğu durumdan daha aşağılara düşmeye razı gelemez.

Bu nedenle kişi her defasında galip gelmeli ve bu düşüşlerden çıkmalıdır. Böyle bir durumda Yaradan’ın Yüceliğini üzerine çekmelidir. Bu kişiye Yukarıdan üst güçleri kendisine çekme olanağı verir, çünkü kişi aksi takdir de mutlak bir aşağılığın içinde kalır. Bunu takiben kişi her seferinde Se’arot aracılığı ile Yaradan’ın Yüceliğini keşfeder ta ki Yaradan’ın isimlerini edinene kadar.

21) Rabaş, Makale 9, Çalışmada “O’nun Giysilerinin Kokusu” Nedir?  (1991)

Bir kişi yükseliş halindeyken, “karanlığın içinden gelen ışığın avantajı gibi,” diye yazıldığı gibi, aydınlık ve karanlık arasındaki farkı bilmek için iniş sırasındaki durumundan öğrenmelidir. Bununla birlikte, çoğu zaman, insan karanlık zamanı hatırlamak istemez çünkü bu ona acı verir ve insanlar sebepsiz yere acı çekmek istemezler. Daha ziyade, kişi içinde bulunduğu yükseliş halinden zevk almak ister.

Ancak bilmelidir ki, inişleri çıkışta değerlendirirse, bundan kendisine fayda sağlayacak iki şey öğrenecek ve dolayısıyla inişlerden sebepsiz yere zarar görmeyecektir: 1) Kendini inişe düşmekten nasıl koruyacağını olabildiğince bilmelidir. 2) “Karanlığın içinden gelen ışığın avantajı gibidir.” O zaman, yükseliş halinden daha fazla canlılığa ve neşeye sahip olacak ve onu Kendisine yaklaştırdığı için Yaradan’a teşekkür edebilecektir. Yani, şimdi kişi Yaradan’ın hizmetkarı olmanın değerli olduğunu anladığı bir durumda olmaktan dolayı iyi bir duyguya sahiptir, çünkü şimdi Kralın büyüklüğünü ve önemini hisseder.

22) Rabaş, Makale 15, Çalışmada “O’nun Benim İçin Bir Mucize Yaptığı Yer,” Kutsaması Nedir?

Kişinin Yaradan’a duyduğu şükran ölçüsünde Yaradan’ın verdiği artar. Bu nedenle kişi Yaradan’a çok teşekkür etmeye önem vermelidir, yani kişi Yaradan’a yaklaşmak için, Yaradan’ın hediyesini takdir etmelidir. Bu nedenle daima yükseliş zamanında, düşüş zamanının nasıl olduğunu, yani düşüş sırasında ne hissetmiş olduğunu dikkatle incelediği zaman, kişi “ışığın karanlığa olan üstünlüğü” koşulunu anlayabilir. Ve kişinin sevinç alabileceği ve Yaradan’a şükredebileceği yeni kapları olur. Yazıldığı üzere kişi kutsamalıdır, “Bana burada mucizesini gösteren, O’na şükürler olsun,” yani şimdi O’nun burada olduğu yerde, yükseliş sırasında, zira eğer daha önce düşüş olmasaydı yükseliş de olamazdı.

23) Rabaş, Makale 43, Çalışmada, “Kendin için sunağın yanında bir Aşera dikmeyeceksin,” Nedir? (1990)

Her iniş bir sınamadır. Kişi bu sınava dayanabiliyorsa, yani aklına gelen düşünce, onun Keduşa’nın yönetimi altında olup olmadığını görmesini sağlıyorsa, iniş sırasında kişi, yükseliş anında tüm yapısının, kendisi için alma arzusu üzerine inşa edilmiş olduğunu görebilir.

İniş sırasında kişi herhangi bir hesaplama yapamaz. Fakat daha sonra, kişi, “Onların pislıklerinin ortasında, onlarla oturan Rab benim” diye yazılı sözler gelen bir yakınlaşma alır, yani kişi kendini sevmenin hükmü altında olmasına rağmen yine de ona yukarıdan bir aydınlatma gelir, buna “yukarıdan uyanış” denir. O sırada kendi içinde bulunduğu iniş halini uyandırmalı ve inişi almasının sebebinin ne olduğunu ve bir daha inişe gelmemek için neleri düzeltmesi gerektiğini düşünmelidir.

24) Rabaş, Makale 29, Yaradan’a Hizmet Edenle, Etmeyeni Nasıl Tanırız (1988)

Kişi düşüş hakkında yazılmış her şeyi okumalıdır. Bu okuduklarımıza göre, Yaradan’dan ruhu için, onu tekrar çöplüğe atmaması için nasıl ricada bulunacağını bilecektir. Onu dipsiz çukurdan çıkardığı için Yaradan’a nasıl şükredeceğini de bilecektir, yazıldığı üzere, ‘Öldüren ve ölümden hayata dirilten ve kurtuluşa erdiren Kral.’

25) Rabaş, Makale 29, Yaradan’a Hizmet Edenle, Etmeyeni Nasıl Tanırız (1988)

Ne zaman, kişi düşüşten öğrenir ve yarar sağlar? Kesinlikle, bu düşüş sırasında değildir, zira o zaman kişi ölüdür. Ancak, daha sonra, Yaradan ona yeniden can yani bir yükseliş verdiğinde, bu ona düşüş, yani aşağılıkta olduğu sırasında ne olduğunu öğrenmesinin zamanıdır, eğer elde edebilseydi, tam bir insan gibi hissetmek için nelere özlem duymuştu, neler beklemişti. O zaman, düşüşte olduğunda tüm hayatı bir hayvanın hayatından başka bir şey değildir. […]

Bu inişin en büyük yararı, kendi alçaklığını, hangi duruma gelebileceğini görmesi ve onu bu alçaklıktan yalnızca Yaradan’ın çıkarmış olmasıdır. Bu, Yaradan’ın büyüklüğünü görmenin zamanıdır, insanı orada boğulabileceği ve Sitra Ahra’nın [öteki taraf] ellerinde sonsuza kadar kalabileceği, “balçık çamurdan” O çıkarabilir ve sadece Yaradan onu oradan çıkarmıştır.

26) Likutey Halahot,  “Aldatma”, Kural 3

Kişi Yaradan’a yaklaşmak ve tövbe etmek istediğinde, ölçülemeyecek kadar binlerce ve sayısızca inişler yaşamalıdır. Güçlü olmalı ve her seferinde kalbini güçlendirmeli ve dünyadaki herhangi bir iniş nedeniyle yerinden ayrılmamalıdır. Ama en önemlisi, her zaman, bu olduğu haliyle bile sıkı durmalı, Yaratan’ı her yerde bulabileceğine, hiçbir iniş olmadığına tam olarak inanmaktır. Kişi ölüler diyarına düşse bile, Yaradan da orada olduğuna göre, kendini her zaman sıkı tutmalı ve asla umutsuzluğa kapılmamalıdır. Bu, Yaradan çalışmasındaki ana kural ve temeldir – ne yaşarsa yaşasın her şey, asla ruh halini düşürmemesine bağlıdır.

27) Baal HaSulam, Şamati 1- O’ndan Başkası Yok

Kişi her zaman çaba göstermeli ve Yaradan’a tutunmalıdır, yani tüm düşüncelerinde O olmalıdır. Şöyle ki; Kişi daha büyük bir düşüşün olamayacağı en kötü durumda bile, O’nun hükmünden ayrılmamalıdır, yani onun kutsallığa girmesini engelleyen ve ona fayda veya zarar getirebilecek başka bir otorite olduğunu düşünmemelidir.

Yani, kişi insanın iyi işler yapmasına ve Yaradan’ın yolunu izlemesine izin vermeyenin, Sitra Ahra’nın (Diğer Tarafın) gücü olduğunu düşünmemelidir. Tersine, her şeyin Yaradan tarafından yapıldığını düşünmelidir.

27) Baal HaSulam, Şamati 1- O’ndan Başkası Yok

Kişi her zaman çaba göstermeli ve Yaradan’a tutunmalıdır, yani tüm düşüncelerinde O olmalıdır. Şöyle ki; Kişi daha büyük bir düşüşün olamayacağı en kötü durumda bile, O’nun hükmünden ayrılmamalıdır, yani onun kutsallığa girmesini engelleyen ve ona fayda veya zarar getirebilecek başka bir otorite olduğunu düşünmemelidir.

Yani, kişi insanın iyi işler yapmasına ve Yaradan’ın yolunu izlemesine izin vermeyenin, Sitra Ahra’nın (Diğer Tarafın) gücü olduğunu düşünmemelidir. Tersine, her şeyin Yaradan tarafından yapıldığını düşünmelidir.

28) Rabaş, Makale 6, Çalışmada Mantık Ötesi Nedir? (1989)

Çalışma sırasında kişi şöyle demeli, “Eğer ben kendim içim değilsem kim benim için?” Çalışma zamanında kişiler yükseliş ve inişleri kendilerinin yaptıklarını düşünürler, onlar savaşçılardır, onlara Tzava “yüce adamlar” denir. Daha sonra kurtarıldıklarında, Yaradan’ın ev sahibi (Tzevaot) olduğunu anlarlar, yani tüm o iniş ve çıkışları Yaradan yapmıştır.

Başka bir deyişle inişler Yaradan’dan gelir. Kişi nedensiz yere o kadar çok iniş ve çıkış almaz. Aksine Yaradan olanların hepsinin nedenidir. “Çıkış” sözünü Keduşa’dan çıkış ve “geliş” sözünü Keduşa’ya geliş olarak yorumlayabiliriz. Her şeyi Yaradan yapar.

29) Baal HaSulam, Şamati 191- Düşüş Zamanı

Kişi yeniden bağ kurduğunda, Dvekut zamanını bilmek, anlamak, takdir etmek ve değer vermek için iniş zamanını her zaman hatırlamalıdır, böylece artık doğal yolun üzerinde bir kurtuluşa sahip olduğunu bilecektir.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,089