e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Kabala Kütüphanesi > Üst Dünyaların Yapısı > 1- Yaratılan Varlığın Gelişiminin Dört Safhası

1- Yaratılan Varlığın Gelişiminin Dört Safhası

· Bildiklerimiz Kabalistlerin eriştiği algılara bağlıdır ve onların Kabalistik kitaplarda açıkladıkları şeylere endekslidir. Ulaştıkları seviyede anladıkları şey; tüm gerçeğin kaynağının üst bir güç olduğudur ve bunu (O’nun özü) olarak tanımladılar. Çünkü O’nun özünü algılayamazlardı.

· Algılayabildikleri en üst nokta şuydu: O’nun özünden varlıkları yaratmak düşüncesi ve niyeti doğdu ve bunun nedeni yaratılan varlıkların bundan faydalanması idi. Bu niyete “Yaratılış Düşüncesi” ya da “Üst ışık” deyimini verdiler. Yaratılan varlık açısından ışık Yaradan’dır. Çünkü O’nun özü yaratılan varlıklar tarafından algılanamaz. Daha ziyade Yaradan ve yaratılan ilişkisi üst ışık vasıtasıyla uygulanır. Dolayısıyla üst ışık üst gücün özünden kaynaklanır ve O mutlulukla doldurabileceği ve iyilik yapabileceği varlıkları yaratmak arzusundadır.

· Diyebiliriz ki ışığın amacı ışıktan mutluluk duyacak varlıklar yaratmaktır. Dolayısı ile Kabalistler yaratılan varlığa; ışık için “kap” adını (alıcı) verdiler. O’nun özünden kaynaklanan ışık, yaratılan bir varlığı yaratmak için olan safhaya kök safhası denir. Zira bu tüm var oluşun kaynağıdır.

· Bu ışık aynı zamanda O’ndan haz duyma arzusunu yaratır, buna aynı zamanda “Işığı Alma Arzusu” denir. Alınan haz tümüyle alma arzusunun derecesine bağlıdır. Bu bizim dünyamıza benzer, kişinin karnı boş olabilir ama hala yemek istemiyor olabilir. Dolayısıyla arzu tamamlanmamış bir kaptır ve arzu olmadan haz olmaz.  Maneviyatta baskı yoktur ve doyum her zaman arzunun derecesine göredir.

· O’nun özünden kaynaklanan ışık, kabı yaratır ve doldurur. Yaratılan varlığın aldığı ışıktan duyduğu mutluluğa Erdemliliğin Işığı denir ve ışığın yarattığı arzuya da “Birinci safha” denir ve bu gelecekte ki kabın ilk hâlidir. Ancak bu arzu henüz bağımsız değildir çünkü ışık tarafından oluşturulmuştur.

· Gerçek anlamda yaratılan bir varlık Yaradan’dan gelen tüm ışıktan faydalanmayı arzular. Kap mutluluk duymayı, kendi arzusuyla ışıkla dolmayı seçmeli. Yani arzu kişinin kendi içinden gelmelidir, Yaradan’dan değil. Işığı isteyebilmek için yaratılan varlık ışıkta ne kadar büyük bir haz ve mutluluk olduğunu, tersinden uygulayacak şekilde bilmeli. Işığı almayı isteyebilmek için, yaratılan varlık ışıksız hali ile ışıkla gelen hazzın arasında ki farkı bilmelidir. Dolayısıyla yaratılan varlık önce ışıkla dolmalı ve sonra da ışıksız bir hâlde olmalı. Böylece ışık için gerçek bir arzu doğar.

· Bunu günlük hayatımızda da görebiliyoruz: Birisine tatması için bir meyve veririz. Bu meyveyi daha önce hiç tatmamıştır ve bu meyve için dolayısı ile daha önce hiç bir arzusu olmamıştır, ancak meyveyi tattıktan sonra kişi meyveden haz duyar ve eğer meyveyi kişiden alırsak meyvenin ve meyvenin verdiği hazzı özler. Bu özlem kişinin bağımsız iradesi olarak hissettiği yeni bir arzudur. Dolayısıyla arzuyu tek bir hareketle inşaa etmek imkânsızdır.

· Dolayısıyla kişinin neyi arzulayacağını ve neyden haz duyacağını bilmesi için tüm gelişim sürecinden geçmesi gerekir. Bu koşul Kabalada bir yasa olarak belirtilir: “Işığın yaratılan varlığın arzusunda yayılması ve sonra ayrılması, bu koşulda ki tüm ışığı alıp bundan fayda sağlayacak konuma ulaşmasıdır.

· Alma arzusunun gelişimindeki koşullara “safha” denir çünkü bunlar alma arzusundaki yeni koşullardır. Dolayısıyla ışıkla dolan ruh, yaratılan varlığa hazla birlikte ihsan etme özelliğini de verir. Ruh ışıktan mutluluk duyarken birden ışık gibi ihsan etme arzusunu hisseder, bunun nedeni Yaradan’ın ışığının ruha ihsan etme becerisini istemeyi verebilmesidir.

· Işık birinci safhayı yarattıktan sonra ve tümüyle doldurduktan sonra, yaratılan varlık Yaradan gibi olmak hissinin nasıl olduğunu hissetmeye başlar. Bu yeni bir arzu olduğundan ikinci safha olarak adlandırılır. İkinci safha verme arzusudur ve Yaradan’a benzeme koşulundan duyduğu hazza “merhamet ışığı” denir. Buradan görüyoruz ki birinci safha ikinci safhanın tam tersidir: Çünkü birinci safha almak ikinci safha ise vermektir.

· Birinci safhadaki ışığa (Erdemlilik Işığı) “Or Hohma” denir, ikinci safhadaki ışığa ise (Merhamet Işığı) “Or Hasadim” denir. Birinci safhadaki arzu onu dolduran ışıktan haz duyduğu anda ışığın verici kendisinin de alıcı olduğunu hisseder ve ışık gibi olmayı ister: Almak yerine vermek ister. Dolayısıyla içerisindeki alma arzusu kaybolur ve Or Hohma’dan mahrum kalır, çünkü haz onun için arzu olmadan hissedilmez.

· Alma arzusu Or Hohma olmadan varlığını devam ettiremez, çünkü O hayat ışığıdır. Dolayısıyla biraz Or Hohma almak zorundadır. Bu yeni arzuya üçüncü safha denir ve içerisinde aslında iki arzu barındırır: 1- Işığa benzeme arzusu 2- Biraz olsun Or Hohma alma arzusu.

· Dolayısı ile iki çeşit ışık hisseder: Özgecil olma arzusu olan Merhamet Işığı ve alma arzusu barındıran Erdemlilik Işığı. Üçüncü safhadayken onu dolduran iki ışıktan aldığı his Erdemlik Işığının doğal olarak onun hayat ışığı olduğudur ve bağımsız bir kararla Erdemliliği tümüyle alır.

· Görüyoruz ki Yaradan’ın özünden kaynaklanan ışık bir alıcıyı dört safhada oluşturuyor. Dolayısıyla dördüncü safha denilen son arzu yaratılan tek varlıktır. Ondan önce gelen tüm safhalar sadece onun gelişimidir.

· Gerçekte tüm yaratılış sadece dördüncü safhadır: Yaradan’ın dışında var olan her şey bu dördüncü safhanın içerisindedir. Safha; sıfırdan, dörde kadar ki safhalar olarak şöyle adlandırılır: Kök safhası, Alef, Bet, Gimel, Dalet. Dördüncü safhaya “Krallık” denir. Çünkü içerisinde ki alma arzusuna hükmeder.

Gelecekteki derslerde bu dördüncü safhanın nasıl parçalara bölündüğünü göreceğiz: Sefirot,Partsufim, Dünyalar, Bizim dünyamız, Duran, Büyüyen (Bitkisel), Hayvansal ve Konuşan. Bu ayırımlar arasındaki fark, alma arzularındaki derece farkıdır. Dördüncü safha Erdemlilik Işığı’yla tümüyle dolduktan sonra “Sonsuz Dünya” (Olam Eyn Sof) adını alır, zira arzusu ışığı almakta hiçbir sınır tanımaz.

· Dördüncü safha kendisinden önce gelen tüm ışığı almak ister ve dolayısıyla alma arzusunun beş safhasından oluşur: Daha önceki safhaları dolduran ışığın arzusu ve kendisine ait ışığın arzusu.

Işık Yaradan’dan gelir ve varlık dört safhada yaratılır. Yaratılan varlığın özü basit anlamda haz alma arzusudur. Ve bu aslında arzunun içerisindeki ışığın hissidir. Işık Yaradan’dan (Kök Safhasından) gelerek dördüncü safha olan yaratılan varlığa, dört safha vasıtasıyla ulaşır. Dördüncü safha kendi içerisinde dört parçaya ayrılır ve daha önceki safhalardan ışığı alır. Dördüncü safha Erdemlilik Işığı ile dolunca Sonsuz Dünya adını alır.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
20 - 0,079