e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Sabah Dersi Materyalleri > Kabala Kütüphanesi > Sabah Dersi 2021 > Sabah Dersi Materyali – Yaradan Sevgisi – 10 Aralık

Sabah Dersi Materyali – Yaradan Sevgisi – 10 Aralık

1) Baal HaSulam, 55. Mektup

Dolayısıyla “Ve sen Tanrı’nı seveceksin,” sözü kişinin kutsallık, güç ve sonsuz mutluluğun hazzının bereketini alma seviyesine gelebilmesi için elinden geleni yapmasına bağlıdır.

Bu aşamada, doğa yasalarında olduğu gibi, sevginin ölçüsü ve onun buyrukları O’ndan sonsuz haz üstüne haz alabilme niteliklerimizle eşit hale geldiğinde kişi kendiliğinden sevgiyi edinir, tıpkı kutsallığın gittikçe artması gibi.

Bu kesinlikle bizim elimizdedir yani inancın ıslahı. Bununla, O’nun sevgisinin ışığı kendiliğinden gelir çünkü haz alma hissi kendi içinde verene şükran ve sevgi sunmaktır tıpkı mum ve onun ışığı gibi, bu kadar basit.

2) Rabaş, Makale 13, Çalışmada “Kem Gözlü Adamın Ekmeği” Ne Demektir? (1989)

Tora ve Mitzvot’taki bütün çalışmamız, kendimiz için alma arzusunun sürgününden çıkmak içindir. Başka bir deyişle, -Tora ve Mitzvot’a bağlanırken- ödülümüzün, bununla sürgünden ve kendimiz için alma arzusunun köleliğinden çıkmakla ödüllendirilmek olmasını, Yaradan’ı memnun etmek için çalışabilmeyi ve Tora ve Mitzvot’taki çalışmamız için başka hiçbir ödül talep etmemeyi hedeflemeliyiz.

Başka bir ifadeyle, -Tora ve Mitzvot’a tutunurken- büyük ve önemli bir Kral’a hizmet ettiğimiz duygusu ile ödüllendirilmeyi istiyoruz ve bu sayede, O’nun yüceliği hissiyatından, içimizde Yaradan sevgisi olacaktır. Dolayısıyla, bizim tüm hazzımız, Yaradan’a hizmet etmekten gelecektir; bizim ödülümüz budur ve çalışmamız için Yaradan’ın bizi başka bir şekilde ödüllendirmemesidir. Ayrıca, çalışmanın kendisinin ödül olduğunu ve dünyada, Yaradan’a hizmet etme ayrıcalığından daha büyük bir ödül olmadığını hissedeceğiz.

4) Rabaş, Makale 12, Yakup Babasının Yaşadığı Topraklara Geldi (1985)

Yaradan sevgisiyle, kişinin sadece Yaradan için, yani hiçbir karşılık beklemeden çalışması gerektiğini söylüyoruz. Bu, onun, karşılıksız, hiçbir ödül olmaksızın tam bir bağlılığa hazır olduğu anlamına gelir. Aksine, özü budur—amacı, Yaradan’ın önünde benliğini iptal etmek, yani yaratılanın varlığı olan alma arzusunu (iptal etmek) ister. Yaradan’ın önünde iptal etmek istediği şey budur. Bu onun amacıdır, yani amacı ruhunu Yaradan’a vermektir.

5) Rabaş, 40. Mektup

Kişi ihsan etmek için ihsan etmelidir, yani Yaradan’a vermekten dolayı muhteşem hazlar almalıdır, tıpkı bununla ödüllendirilmiş olanlar gibi. Kişi, Yaradan’a, O’nun Yüceliğinin sevgisinin hissini vermesi için kalbinin derinliklerinden dua etmelidir.

Ve halen daha ödüllendirilmezse, bunun muhteşem bir haz olduğuna ve Yaradan’ı sevmenin büyük önemine inanmalıdır.

6) Maimonides, Yad HaHazaka (Mişneh Tora) “Tövbenin Kuralları” Bölüm 10

Açıkça bilinmektedir ki, Yaradan’ın sevgisi, her zaman, doğru şekilde düşünene kadar kişinin kalbine bağlanmaz ve O’nun buyurduğu ve söylediği gibi, “tüm yüreğinizle ve tüm ruhunla,” koşulu haricinde dünyadaki her şeyi terk edene kadar. Kişi Yaradan’ı sevmez ama O’nu ilmiyle tanırsa, bu bilgiye göre, ister çok az ister çok olsun sevgisi de öyle olacaktır. Bu nedenle, kişi kendini, anlama bu bilgeliği öğrenmeye adamalıdır, böylece bu kişi sahip olduğu anlama ve edinme gücü ölçüsünde Yaratıcısını tanır.

7) Rabaş, Not 842, Genel Olarak Çalışma

Sevgi, O’nun iyiliğindendir, ancak sevginin ölçüsünü, yani O’nun büyüklüğünün ölçüsünü belirlemek içindir. Daha sonra, kişi zaten sevginin ölçüsünü bildiğinde, bu ölçüyü “O, ruhunu alsa bile” sözünde olduğu gibi koşulsuz sevgi olarak almalıdır. Bu mutlak sevgi olarak kabul edilir.

O zaman, kişinin kalıcı olarak bağlı olduğu kabul edilir, çünkü dünyada hiçbir şey onu durduramaz çünkü hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, zira dünyada “ruhunu almaktan” başka bir şey yoktur. Dolayısıyla her an adanmaya hazır olan kişinin kutsallık basamaklarında ilerleyeceği kesindir.

8) Baal HaSulam, Zohar Kitabı’na Giriş, “İkinci Emir,” 201

Tam sevgi ister Din’de, ister Hesed’de, başarılı yollarla, her iki tarafta da sevgidir. Ruhunu O’ndan uzaklaştırsa da Yaradan’ı sevecektir. Bu sevgi tamamdır, çünkü Hesed’de ve Din’de her iki taraftadır. Böylece yaratma eyleminin ışığı ortaya çıktı ve sonra gizlendi. Gizlendiğinde, sert Din ortaya çıktı ve iki taraf, Hesed ve Din bir araya gelerek bütün oldu. […]

Bu, iki ucun tek olarak birbirine dahil edilmesine yer verdi. Bu böyledir, çünkü artık Onun ruhunu O’ndan alırken bile O’nun sevgisinin bütünlüğünü ifşa etmek mümkün olur. Böylece, sevgiyi tamamlamaya yer veren, gizli ve sert Din ortaya çıkmasaydı, erdemliler bu büyük sevgiden mahrum kalacak ve açığa çıkması asla mümkün olmayacaktı.

10) Zohar, İki Nokta, Madde 121

Bu dünyada tattığımız, Onun eşsiz ve benzersizliği ile çelişen şeyler bizi Yaradan’dan ayırır. Gene de, bize emredildiği gibi Yaradan’ımızı memnun etmek için sevgi ile Tora ve Mitzvot için tüm ruhumuz ve gücümüzle çaba gösterdiğimiz zaman, bu ayırıcı güçlerin hiçbiri bizi, ruhumuzdan ve gücümüzden Yaradan sevgisini azaltarak etkileyemez. Aksine bu durumda, üstesinden geldiğimiz her çelişki O’nun bilgeliğini edinmek için bir geçit haline gelir. Çünkü her çelişkide özel bir nitelik vardır, O’na erişmede özel bir dereceyi ifşa eden. Ve buna layık olanlar, karanlığı aydınlığa, acıyı tatlıya çevirmekle ödüllenirler. Ayrılığın tüm güçleri – aklın karanlığı ve bedenin acısı – yüce kademeleri edinmek için onlara geçit olur. Böylece karanlık, büyük bir ışık, acı ise tatlı olur.

Böylece, daha önce O’nun rehberliği yönetimindeki tüm ayırıcı güçler şimdi birlik olmaya dönüşürler ve tüm dünyayı erdeme göre yargılarlar.

11) Rabaş, Not 410,  Kendini-Sevmek ve Yaradan Sevgisi

Kendini sevmek vardır ve Yaradan’ı sevmek vardır ve başkalarını sevmek olan bir hal vardır. Başkalarını sevmekle, Yaradan sevgisine geliriz. Rabbi Akiva’nın, ‘Komşunu kendin gibi sev, Tora’da büyük bir kuraldır’ sözlerinin anlamı, budur.

Yaşlı Hillel’in, ona ‘Tek ayağın üzerinde bana bütün Tora’yı öğret’ diyen inancı olmayan birine, söylediği gibi. Ona dedi ki, ‘Nefret ettiğin şeyi, dostuna yapma. Gerisini, git çalış’. Bu böyledir, çünkü Yaradan sevgisine, başkalarını sevmek aracılığıyla geliriz ve o zaman, Tora’nın tamamı ve bütün bilgelik kişinin kalbindedir

Şöyle yazılmıştır, “Yaradan İsrail’e dedi ki, ‘Emin olun, tüm bilgelik ve tüm Tora kolaydır. Benden korkan ve Tora’nın sözlerini yerine getiren herkesin, tüm bilgelik ve tüm Tora yüreğindedir” (Midrash Rabbah, VeZot HaBracha kısmına atıfta bulunduğu, “On Sefirot’un İncelenmesine Giriş “). Korkuyla ilgili olarak, Sulam’da [Zohar Üzerine Merdiven yorumu], Yaradan’a ihsan etmek istediği sevgi davranışı olduğu için Yaradan’a ihsan edememe korkusudur.

Bu nedenle, Yaradan’a seven kişi ihsan etmek ister ve buna “O’na bağlanmak”  Dvekut [yapışma] denir. Bununla Yaradan ona Tora ve bilgelik aktarır. Bundan sonra ona tek ayak üzerinde öğretir, yani başkalarını sevmekle Yaradan sevgi derecesine ulaşacak ve sonra Tora ve bilgelikle ödüllendirilecektir.

12) Rabaş – 3. Makale 270. İnsanların Ruhunu Mutlu Eden Herkes – 2

Bir kişinin, Rabbi Akiva’nın, Tora’da büyük bir kural olduğunu söylediği, ‘Komşunu kendin gibi sev’ aracılığıyla, insanları sevmekle ödüllendirilmeden önce, Yaradan sevgisine ulaşması imkânsızdır. Yani bununla, kişi, başkalarını sevmek olan, insanları sevmeye kendini alıştırır ve ancak daha sonra Yaradan sevgisinin derecelerini edinebilir.

Böylece, yukarıda söylenen şu sözleri yorumlamalıyız: ‘İnsanların ruhunu mutlu eden herkes’ yani insanların ruhu, ondan memnundur, çünkü kişi, her zaman insan sevgisine bağlanır ve daima başkalarını sevmeye dikkat eder. O zaman, Yaradan’ın ruhu da, ondan memnundur, yani kişi, Yaradan’ın ruhunu yapmaktan, Yaradan’a ihsan etmekten hoşlanır. Ancak kendini-sevmeye bağlananla, bu böyle değildir; işte o zaman kesinlikle, Yaradan’ın ruhu kişiden memnun kalmaz.

13) Baal Hasulam, Yaradan Sevgisi ve Yaratılan Sevgisi

Kişi çalışmasını sevgi ve başkalarına ihsan olarak tamamlayıp, en yüksek noktaya gelirse, aynı zamanda Yaradan için sevgi ve ihsanı da tamamlamış olur. Bu aşamada ister başkalarına ister onu yapana memnuniyet vermek olsun, bu ikisi arasında fark yoktur.

Bu Hillel’in söylediği şeydir, “Dostunu kendin gibi sev,” nihai hedeftir. Çünkü bu insanlık için en uygun formdur.

Eylemlerde yanlışa düşmemeliyiz. Biliyoruz ki, dostumuzun ihtiyacını kendimizinkinden önce koyarsak, bu ihsan etme niteliğidir. Bu sebeple Hillel amacı “Ve Tanrı’nı tüm kalbinle, ruhunla ve gücünle seveceksin,” olarak tanımlamaz, çünkü onlar gerçekten bir ve aynı şeydir. Bu böyledir çünkü kişi dostunu da tüm kalbiyle ve ruhuyla sevmelidir çünkü bu “kendin gibi,” sözünün anlamıdır. Her şeyden evvel kişi tüm kalbi, ruhuyla kendini sever, fakat Yaradan’la ilgili kişi kendini kandırır; dostuyla ise her şey gözlerinin önündedir.

14) Baal Hasulam, Yaradan Sevgisi ve Yaratılan Sevgisi

Atalarımız sadece dünyayı arzulanan amaca getiren Tora’nın uygulanabilir kısmından bahseder. Dolayısıyla, Tek Mitzva dedikleri zaman kesinlikle uygulanabilir Mitzva’dan bahsederler. Bu kesinlikle Hillel’in söylediğidir, “Dostunu kendin gibi sev.” Sadece bu Mitzva ile kişi Yaradan ile birleşme olan gerçek amacı edinir. Böylece görürsünüz ki, bu Tek Mİtzva ile kişi bütün amacı yerine getirir.

Dolayısıyla aklımızda insanla Tanrı arasındaki Mitzva ile ilgili bir soru kalmamıştır çünkü uygulanabilir olan bu yasa, bizi bedeni arındırmanın son noktası dostunu kendin gibi sev amacına ulaştırır. Bundan sonraki derece ise O’nla birleşmektir.

15) Rabaş, 66. Mektup

Yaradan bize insan ve insan arasındaki emirleri vermiştir ki böylece kişi kendini komşusu yararına çalışmaya alıştırsın. Bununla daha yüksek bir dereceye, Yaradan için çalışma niteliğine gelir. Aksi takdirde kişi Tora ve Mitzvot’a bağlansa bile, Yaradan’a bağlanamaz. Dolayısıyla sadece Tora’ya bağlanıp iyilik yapmazsa, ihsan etmek için çalışamaz, çünkü başkalarını sevme niteliğinden yoksundur. Öyle anlaşılıyor ki, Tora ve Mitzvot’a bağlanmış olsa bile, eğer bu Yaradan için değilse, bu tıpkı Tanrı’sı olmayan biri gibi olmaktır. Oysa gerçekten Tanrısallık hissiyatına sahipse kesinlikle ihsan etmeye bağlanıyor demektir. İyilik yapmaya bağlanırsa, sonrasında başkalarını sevme niteliğine sahip olur ki böylece Yaradan sevgisine de gelerek Tora ve Mitzvot’u Yaradan için yerine getirme becerisini edinir.

16) Baal HaSulam, Barış

İnsanlık için İlahi Takdir’in emirlerini kabul etmekten başka çare yok: iki deyişin anlattığı ölçüde, Yaradan’a mutluluk vermek için başkalarına ihsan etmek.

İlki, “Dostunu kendin gibi sev”dir ki bu manevi çalışmanın özelliğidir. Bu, içimize monte edilmiş olan kendi ihtiyaçlarını karşılayabildiğinden daha az olmamak kaydıyla toplumun mutluluğu için başkalarına ihsan etme ölçüsü anlamına gelir. Dahası kişi “Matan Tora” makalesi Madde 4’de yazıldığı gibi dostlarının ihtiyaçlarını kendisininkinin önünde tutmalıdır.

Diğer bir deyiş ise, “Ve Hükümdarınız olan Tanrıyı tüm kalbinizle ve tüm ruhunuzla ve tüm gücünüzle seveceksiniz.” Kişi dostunun ihtiyaçlarını karşılarken gözlerinin önündeki amaç bu olmalı. Bu, kişinin sadece Yaradan tarafından sevilmek için çalışıp didinmesi anlamına gelir, Yaradan söyledi ve onlar O’nun arzusunu yerine getiriyorlar.

17) Baal HaSulam, Arvut (Karşılıklı Sorumluluk), Madde 22

Kişinin, insan ve Yaradan arasındaki Mitzvot’u üslendiğinde edindiği izlenim insan ve insan arasındaki Mitzvot’u gerçekleştirdiği andaki izlenim ile tamamen aynıdır. Kişi tüm Islahını hiçbir kişisel-sevgi kırıntısı olmadan Lişma olarak (O’nun adına) gerçekleştirmekle yükümlüdür, yani kişiye emeklerinden dolayı ödül ya da onur şeklinde hiçbir geri dönüş olmamalıdır. Burada, bu yüce noktada Yaradan sevgisi ile dost sevgisi bütünleşerek bir olurlar.

Böylece, kişi sevgi merdiveninde tüm dünya insanları adına belli bir seviyeyi etkiler. Bunun nedeni küçük ya da büyük olsun kişinin aksiyonlarının neden olduğu seviyenin dünyayı belli bir dereceye getirmede gelecekle birleşmesidir, kişinin katkısı değişime eklenmiştir.

18) Rabaş, Makale 13, Firavun’a Doğru Gel -2 (1986)

Bilmeliyiz ki dost sevgisi bize Kral’ın onurunu lekelemekten nasıl kurtulacağımızı öğrenmemiz için verildi. Diğer bir deyişle, eğer kişinin Kral’a memnuniyet vermek dışında başka hiçbir arzusu yoksa “Keduşa’yı (kutsallığı) dışarıda olanlara aktarmak” denilen Kral’ın onurunu mutlaka lekeleyecektir. Bu nedenle, dost sevgisi çalışmasının önemini küçümsememeliyiz, çünkü bu sayede kişi kendini sevme koşulundan nasıl çıkarak başkalarını sevme yoluna gireceğini öğrenecektir. Ve kişi dost sevgisi çalışmasını tamamladığı zaman, Yaradan sevgisiyle ödüllendirilebilecektir.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,087