Mayıs, 1979
“Bir buzağı, kuzu ya da oğlak doğduğunda.” Bir günlük yeni doğan bir buzağıya “bir öküz” denir, çünkü başarabileceği şeyi, o zaten daha ilk gününde başarmıştır. Dolayısıyla, “konuşan” niteliğine değil “hayvan” niteliğine ait insanlar, tüm hayatlarını doğdukları gün yani Mitzvot’a [emirler] başladıkları gün, edindikleri akılla yaşarlar.
Tora’nın aklı ile edinebilecekleri akla kıyasla, küçük bir akla sahip olduklarından tek katkıları niceliktedir. Dolayısıyla kişi ilk gün ne elde ederse, bununla hayatının sonuna kadar yaşar.
Buna karşılık, “insan” niteliği olan konuşan seviye “Sen dünya milletleri olarak değil, ‘insan’ olarak adlandırılırsın” ifadesindeki gibi söylenenin aksine; “insan” niteliği ile ödüllendirildiği zaman elde edebileceğine kıyasla, “İnsan vahşi bir eşek olarak doğar.” denmiştir.
Bu böyledir çünkü hayvanın ruhu alçalır, bu demektir ki tüm eylemleri daha düşük seviyedeki amaçlar içindir yani kişinin kendine iyiliği içindir. İnsanın maneviyatı yükselirken yani Yaradan uğruna eylemler yaptığında buna “Yukarı doğru” denir, bilgelerimizin dediği gibi “Senin üzerinde kimin olduğunu bil.” (Avot, 1. bölüm). O zaman, kişi eğitimsiz bir insan olarak doğmuş olduğunu görür ve o zaman onun hakikat yolunda yürüme çalışması başlar. O zaman şöyle denmiştir, “Bütün dünya sana erdemli olduğunu söylese bile, kendi gözünde günahkâr ol.”