e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Hayat, Sevgi ve Aile > Eğitimde Kabala > 3 – 6 Yaş Arası Çocuklar

3 – 6 Yaş Arası Çocuklar

Michael Laitman Eğitim Serisi

Limor Soffer-Fetman (eğitim psikoloğu ve psikoterapisti) ve Eli Vinokur (Bnei Baruch Kabala Eğitim & Araştırma Enstitüsü için eğitim içeriği yöneticisi) ile

Eli Vinokur: Şu ana kadar gebelikten üç yaşına kadar olan bütün aşamaları detaylandırdık ve çocuğun etrafında bir dünya olduğunu fark etmeye başladığı noktaya geldik. Bugünkü programımıza buradan başlayacağız.

Limor Soffer-Fetman: Birçok anne baba, üç yaşındakiler için sınırları koymanın zorlukları hakkında konuşuyor. Sizin bakışınıza göre ne yapılmalı?

Michael Laitman: Bu tamamen, çok daha önceden bu konuya başlamakla ilgilidir. Çocuk bunları ilk günden anlar ve hisseder. Çocuk, belirli bir yaşa kadar her şeye izin verildikten sonra, belirli bir yaşta birden disipline girmesi gerektiğini kabul edemez, çünkü farklı olan her şey onun beynine ve alışkanlıklarına çoktan kaydolmuştur. Dolayısıyla, şunu ya da bunu yapması için ona izin veren aynı kişinin, şimdi birden izin vermemesini anlamaz.  Bu farklı bir doğa gibidir, sanki farklı bir dünyaya ayak basmıştır ve bu dünyada şimdi ondan, kabul edemeyeceği şeyleri yapması beklenmektedir.

Limor Soffer-Fetman: Bu durum daha önce var olana bağlanmalı mı diyorsunuz? Çocuklar için daha erken yaşlarda bir program oluşturulması tavsiye mi ediliyor?

Michael Laitman: Eğer çocuğu daha sonra sınırlandırmak istiyorsanız, en baştan, o şeyle temasa geçtiği ilk andan başlamalısınız. Çocuk bir şeyi almaya alışarak büyüyünce, ona birdenbire, “Hayır, buna izin yok,” diyemezsiniz. Bunun neden şimdi yasaklandığını anlamaz çünkü başlangıçta buna ellemeye ve kullanmaya onu alıştırmıştınız.

Limor Soffer-Fetman: Daha erken dönemde de otoriter olmaktan çekinmeyin diyorsunuz.

Michael Laitman: Bunu yaparak, çocuk için durumu kolaylaştırıyorsunuz; artık onun için bir sınır olmuyor. Buraya kadar izin olduğunu ama ötesinde olmadığını bilmesi, artık onu sınırlandırmıyor. Bununla yaşıyor. Fakat eğer birdenbire ona, “Şimdi bunu yapabilirsin, şimdi bunu yapamazsın,” dersek… Neden şimdi yasaklandı? Bu bizim de hoşumuza gitmez. 15, 16 ya da 17 yaşına geliyorum ve bana deniyor ki, “Askere gitmelisin, iş sahibi olmalısın, yapmalısın, yapmalısın ve yapmalısın.” Zorunda bırakılmak istemiyorum. Neden zorunda bırakılayım? Okula gitmem gerektiğini biliyorum ve sonrasında, hayat benim hayatım. Birdenbire yiyeceğim, çamaşırım için endişelenmek durumunda olmak, evimi, ailemi kurmak… Yapmak zorunda mıyım? Bu dünyayı istemiyorum.

Eli Vinokur: Peki, çocuk kaç yaşından itibaren bir şeyi yapmasına izin verildiğini ya da o şeyin yasaklandığını algılar?

Michael Laitman: Anlayamasa bile, ellediği şeye ve yaptığı şeye dair sizin yaklaşımınızın ne olduğunu, sıfır yaşından itibaren her zaman duymalı. Ona sürekli konuşulmalı, böylece sizin yaklaşımınızı duyacaktır: bu tamam, bu tamam değil; böyle iyi, böyle iyi değil; buna izin var, bu yasak. Bu yolla, dünyanın, çevrenin sınırlarını kurarsınız. Bu zarfı şimdi tanır ve kabul eder. Onun için, onun dünyaya olan yaklaşımını oluşturursunuz; nasıl ellenir, nereye ellenir. Dolayısıyla, daha sonraki durum ona, özgür olduktan sonra birden hapsedilmesi kadar garip ve acımasız görünmeyecektir.

Limor Soffer-Fetman: Bu konuyla ilgili birçok eğilim ve birçok yaklaşım var ve bu kafa karıştırıcı olabiliyor.

Michael Laitman: Fakat baştan beri aynı yaklaşımın olması gerekiyor. Çocuk için daha kolay olacaktır, bununla ilgili zorluk çekmeyecektir. Çocuklara, yaşamlarında daha sonra nasıl olsa kullanmaya ihtiyaç duyacakları alışkanlıkları mümkün olduğunca erken yaşta vermeliyiz.

Limor Soffer-Fetman: Peki, Kabala bunu nasıl yapmayı öneriyor, cezalandırma açısından bakarsak?

Michael Laitman: Hayır, hiçbir cezalandırma yok. Neden ceza verilsin? Sadece alışkanlıklar.

Limor Soffer-Fetman: Ya çocuk yapmak istemiyorsa?

Michael Laitman: İstememesi gibi bir şey yok.

Limor Soffer-Fetman: İstememesi gibi bir şey var.

Michael Laitman: Hayır, çünkü çocuk, daha yaşlı olanlardan öğrenmek ister.

Limor Soffer-Fetman: Doğru.

Michael Laitman: Eğer bunun yetişkinlerin yaptığı şey olduğunu bilirse ve bunun böyle daha iyi olduğunu anlamasına izin verilirse, çocuk zamanla buna alışır. Tabii ki onu bütün gün yanında oturtmazsın, fakat yine de bunun böyle olduğunu ve başka bir seçimi olmadığını bilir. Bu alışkanlığı yetişkinlerden alır ve güzelce kabul eder. Bu onu sınırlandırmaz, bununla savaşmaz. Bu şeyleri algılaması ve onlarla devam etmesi için, doğa çalışmaya başlar.

Eli Vinokur: Fakat diyelim ki yanlış bir şey yaptı ya da belli bir davranışı kınamak istiyorsunuz, bu durumda gidilmesi doğru olan yol nedir, eğer cezalandırma değilse?

Michael Laitman: Onunla birlikte bu konuyu incelemelisin ve ona  açıklamalısın. Bunun arzulanmayan bir şey olduğunu anlaması gerekir.

Eli Vinokur: Hangi açıklama en iyisi?

Michael Laitman: Tekrarlama, yineleme.

Limor Soffer-Fetman: Kendini tekrarlayan bir açıklama mı demek istiyorsunuz?

Michael Laitman: Eğer ona bin kere söylesem, anlamayacaktır. Aynı hareketi tekrarlamalı ve neyin doğru olup olmadığını, neden yanlış olduğunu açıklamalıyım, tamamen aynı hareketle ve aynı olayla. Eğer onunla birlikte olayı incelersem, ona ne söylediğimi anlayacaktır; iki-üç yaşlarından bahsediyorum.

Limor Soffer-Fetman: Fakat iki-üç yaşlarında, tamamen yetişkinlerin davranış biçimine karşı bir tür başkaldırı oluyor, onlardan bir şey yansıtılıyor.

Michael Laitman: Bu imkânsız. Bu demektir ki, yetişkinler daha önce çocuklarda oluşturmadıkları şeyleri birdenbire onlardan talep ediyorlar. Sürprizler için beklemeyin. Biliyorsunuz ki, kesinlikle bir bardak kıracak veya başka şeyler yapacak. Çocuk bu şekilde öğrenir. Fakat başkaldırmıyor. Çevre olarak incelemeliyiz, aynen Kabala ilminde olduğu gibi: eğer çevreyi doğru düzgün kullanırsak, çocuk ebeveynlerin, yetişkinlerin ya da çevrenin bunu onaylamasını veya şunu onaylamamasını anlamaya başlayacaktır ve başka seçimi olmayacaktır.

Limor Soffer-Fetman: Bu yaştaki tuvalet eğitimi gibi mi?

Michael Laitman: Evet.

Eli Vinokur: Bir şekilde ödüllendirilmeli mi? Ona bir şeyin hoş olduğu hissini nasıl vermeliyiz?

Michael Laitman: Onu övün, ona destek verin, böylece bunun iyi olduğunu bilecektir. Aynı küçük bir hayvan gibi, fark ne?

Eli Vinokur: Eğer davranış iyi değilse, bununla ilgili mutsuz olduğumuzu göstermeli miyiz?

Michael Laitman: Evet, mutsuz olduğunuzu gösterin, doğru, ama cezalandırmayın. Cezalandırılmayı anlamaz, cezayı ve ne yaptığını doğru düzgün ilişkilendirmeyecektir.

Eli Vinokur: Üç yaşından itibaren, üçten altıya kadar diyelim, bu aralıkta bir “cezalandırma” kavramı var mı, yoksa bu kavram hiçbir zaman yok mu? Çünkü çocuk üç yaşında neden sonuç ilişkisini anlıyor.

Michael Laitman: Bu doğru, ama yine, durumu ve hareketi tekrarlamalıyız ve tüm sonuçlarını açıklamalıyız. Yani hareketi anlaması gerekir, o zaman eğitim olur. Yoksa eğitim değildir.

Limor Soffer-Fetman: Bu ebeveynler için son derece önemli, çünkü şu an geçerli olan “korkunç ikiler” veya “iki-üç yaş aşırı zordur” algısının, esas olarak daha önceki eğitime bağlı olduğunu söylüyorsunuz.

Michael Laitman: Daha önceki eğitime ve çocuğa ne kadar bir yetişkin gibi davranıldığına bağlıdır.

Limor Soffer-Fetman: Mevcut olan tüm yöntemler arasında belirli bir yöntem seçme konusunda; programdan, sınırlardan, çocuğu bir çerçeve içine koymaktan bahseden yaklaşımlara karşı, “bebek belirler” diyen yaklaşımlar var.

Michael Laitman: Hayır, hayır, hayır.

Limor Soffer-Fetman: Öyle olduğunu iddia ediyorlar, “Bebek bilir.”

Michael Laitman: Hayır, bu tamamen yanlış. Çocuk sürekli sınırları görmeli. “Kim sopasını esirgerse, oğlundan nefret eder,” (Prov, 13:24) diye yazılmasının iyi bir nedeni vardır.

Limor Soffer-Fetman: Bu yaşlarda, kardeşler arası ilişki için ne diyorsunuz?

Michael Laitman: Birbirlerini nasıl etkiledikleri konusunda, bulundukları sosyal çevreyi iyi şekilde kullanıma sokmanız gerekir. Çocuğun kendini bize dost olarak görmesini sağlayacak bir tavrı, ona karşı sürekli geliştirmeliyiz.

Eli Vinokur: Ebeveynlerin dostu gibi mi?

Michael Laitman: Evet, üzgün olduklarında üzgün olmak, mutlu olduklarında mutlu olmak. Yoksa çocuk direnç gösterir, sürtüşme hisseder. Eğer ebeveynler çocuğa karşı üstün tutumda olurlarsa, o zaman çocuk da ya onlara karşı ya da onlara yandaş, ya onlardan aşağıda ya da onların üzerinde bir tutum geliştirir.

Eli Vinokur: Ayrıca bu tutumla ebeveynler onu çok daha az etkilerler, çünkü eğer çocuk onlarla aynı seviyede olmadığını hissederse, eşitlerinden etkilendiği kadar onlardan etkilenmez.

Michael Laitman: Doğru.

Limor Soffer-Fetman: Peki ebeveynler nasıl bir yandan otoriter olup bir yandan da çocukla dost olabilirler? Bu nasıl örtüşür?

Michael Laitman: “Öğrenci dost”muş gibi davranarak; Kabala ilminde böyle bir kavram vardır. Bu, ona eşitim gibi davranıyorum demektir.

Limor Soffer-Fetman: Bir taraftan.

Michael Laitman: Bir taraftan. Diğer bir taraftan ona öğretiyorum ve onunla ilişki kurduğum seviyede ondan bir karşılık bekliyorum: Saygıyla, sevgi ve takdirle. Göreceksiniz ki, çocuk üç yaşında birden olgunlaşır, nasıl söyleyeceğini, nasıl cevap vereceğini ve kendini nasıl tutacağını anlamaya başlar. Ondan bir tür yapay bir insan figürü inşa ettiğimizi düşünmeyin, hayır, bu tamamen nasıl davrandığımıza bağlıdır. Ayrıca, bu noktada erkekler ve kızlar arasındaki farkı görmek önemlidir.

Limor Soffer-Fetman: Kaç yaşından itibaren?

Michael Laitman: Üç yaşından itibaren elbette, belki çok az bile önce, fakat kesinlikle üç yaşında. Erkek çocuklar erkekler tarafından, kız çocuklar kadınlar tarafından eğitilmelidir.

Limor Soffer-Fetman: Neden? Bunun önemi nedir?

Michael Laitman: Onlar çoktan bunu hissederler. Çoktan yaşama dair farklı bir algı hissederler. Davranışlar, hikâyeler, her şey çoktan farklıdır. Annenin erkek çocuğa hikâye anlatışı, babanın veya erkek öğretmenin nasıl anlatacağından farklıdır. Bizim neslimizdeki sorun, çocuk yuvalarında ve okullarda erkek çocukların kadınlar tarafından eğitilmesidir.

Limor Soffer-Fetman: Yani erkek çocukların ödediği bedel daha fazla mı? Çünkü kız çocukların etrafında her zaman kadınlar var.

Michael Laitman: Evet.

Limor Soffer-Fetman: Sizin görebildiğinize göre ne tür bir zarar var?

Michael Laitman: Erkek çocuk artık anneden almamalıdır, ama çoktan babadan alıyor olmalıdır. Kabala ilmine göre, çocuğun zaten Or Hohma (Erdemlilik Işığı) altında olması, Hohma’dan Zeir Anpin’in gelişmesi gibi gelişmesi gerekir. Yetişkin bir erkeğe benzemelidir. Zaten buna eğilimi vardır. Artık aynı oyunları oynayamaz; oyunlardaki cinsiyeti çoktan fark etmiştir, dünyayla daha farklı bir ilişki kurmaya başlamıştır. Dolayısıyla, o noktadan sonra onları ayırmalıyız. Çocuk yuvalarının ve okulların karışık olması iyi değildir.

Eli Vinokur: Bu noktada kişisel örnek etkili olmaya başladığı için mi?

Michael Laitman: Erkek öğretmen erkek çocuklarına kişisel örnek teşkil eder ve kadın öğretmen de kız çocuklarına.

Limor Soffer-Fetman: Aynen bahsettiğiniz öğrenci/dost kavramı gibi mi?

Michael Laitman: Öğrenci/dost, evet. Her şey münazara ile olmalı. Herkes bir çember içinde oturur, böylece hiç kimse büyük veya küçük değildir; her şey münazara yoluyla yapılır.

Limor Soffer-Fetman: Vaaz vererek değil.

Michael Laitman: Hayır, hayır, hayır.

Eli Vinokur: Gruplar ne büyüklüktedir? Üç-altı arası yaş grubu için önerdiğiniz çemberin ölçüsü nedir?

Michael Laitman: Bu yaşlar için emin değilim, ama asla on çocuktan fazla olmamalı.

Eli Vinokur: Asla mı? Öğretmenleri içererek mi?

Michael Laitman: Öğretmenleri içererek, çünkü öğretmenler çemberin parçası haline gelirler. Onlar da o şekilde oturmalı ve o şekilde davranmalılar. Çocuklardan sadece bir seviye daha yukarıda olmalılar ki, böylece çocuklar onlara benzeme, onların seviyesine erişme imkânına sahip olsunlar. Aynen Kabala’da öğrendiğimiz gibi; seviyeler merdiveninde daha yüksekte olanın üstündeki seviyeyi değil de, sana yakın olan daha yüksek seviyeyi algılarsın.

Limor Soffer-Fetman: Tarifinize göre, çocuk yuvaları, karışık olmaları dışında, çok da kötü kurgulanmış değiller. Çemberler var, münazara var, oyun var. Ancak, bu yaşta olması gerektiğini söylediğiniz çalışma yok.

Michael Laitman: Çalışma zorunluluktur, çalışma olmalı. Bir plan olmalı, yaşlara göre bir müfredat olmalı: tüm yedi öğreti için bir plan olmalı, aynı söylediğimiz gibi ve bu günden güne gelişmeli, bu aritmetik ve yazı için de geçerli.

Limor Soffer-Fetman: Çocukların bu yaşta yaşama dair soruları oluyor.

Michael Laitman: Evet, tabii ki. Bu sorular her kişide vardır ve zaten onları bu soruları sormaları için yetiştirmeliyiz. Fakat ne olursa olsun, kesinlikle bu öğretileri çalışmalılar – yazma, okuma, dans, resim, müzik, matematik ve doğa.

Limor Soffer-Fetman: Tüm öğretiler hem kızlar hem erkekler için, fakat ayrı olarak, değil mi?

Michael Laitman: Kabala ilmi erkekler hakkında konuşur.

Limor Soffer-Fetman: Ya kızlar?

Michael Laitman: Kızlar konusunda, bunun nasıl, ne şekilde olacağını görmem gerekiyor. Tabii ki kızların öğrenmeleri gerekmiyor demiyorum, ama bu öğretilerin erkeklerde ve kızlarda ne oranda olacağı bir sorudur. Sorun şudur ki, erkekler aynı zamanda aralarında bağ kurmak zorundadırlar. Onların farklı bir bağları vardır: dostu hissederler; dostların kendine ait olduğunu hissederler. Doğal olarak içsel bir bağa sahiptirler. Oysa kızlar için durum, küçük kadınlar arasında olmak gibidir. İçsel bağa eğilimleri yoktur, birlikte oynayarak veya başka şekilde bağ kurarlar. Bu yüzden bir araya getirdiğimiz kız çocuklarının sayısı önemsizdir.

Limor Soffer-Fetman: On kişiden daha fazla, büyük gruplarda da olabilirler mi?

Michael Laitman: Evet.

Limor Soffer-Fetman: Kız çocuklarının erkek çocuklarından daha fazla paylaşma eğiliminde oldukları doğru mudur? Böyle olduğunu kızların oyunlarında görüyorum.

Michael Laitman: Evet, ama bu yüzeysel bir paylaşmadır; bir şeyler yapmak için bağ kurmaya isteklidirler ama aslında her biri kendi içinde kalır. Oysa erkek çocuklar daha fazla bağlanma ve grup içinde olma eğilimindedirler. Bu ileri dönemde daha da belirginleşir.

Limor Soffer-Fetman: Şiddet ve erkeklerle kızların karışık eğitimi arasında bir ilişki var mıdır?

Michael Laitman: Şiddet en erken yaşta tamamen durdurulmalı. Burada hiçbir yeri olmayan bir şeymiş gibi muamele edilmeli. Şiddet gibi bir şey için hiçbir yer yoktur, hayır. Çocuklara kendi bulundukları sosyal çevrelerde öğretmek zorunda kalmadığımız sürece, fakat bu durum zaten sosyal ilişkilerle ilgilidir.

Limor Soffer-Fetman: Evet, üçle altı yaş arası, sosyal ilişkileri oluyor.

Michael Laitman: Kendilerini incelemeli ve kendilerini değerlendirmeliler. Böyle konuları nasıl oturup konuşacaklarını ve yetişkin erkekler arasında adet olan şekilde nasıl çözeceklerini bilmeleri gerekir. Analizlerini olumlu bir tavırla yapmaları gerekir.

Limor Soffer-Fetman: Bu üç-altı yaş arasında bile mümkün mü?

Michael Laitman: Evet, tabii ki öğretmenle birlikte, ama bu yaşlarda neden yaptıkları, ne için yaptıkları, nasıl yapılmalıydı, nasıl yapılmamalıydı ve bununla ilgili ne düşünüyorlar gibi konular hakkında zaten konuşabilirler.

Eli Vinokur: Hemen, şiddet anında mı yoksa sonrasında mı konuşulmalı?

Michael Laitman: Olayın ne dereceye kadar sosyal çevrede kaldığını görmemiz gerekir. Sorun şudur ki, olayı ne kadar uzun süreyle hâlâ hatırlayabilecekler. Çocukları öğretmenlerle birlikte oturtmalıyız, öğretmenler de onlar gibi olmalı ve “Bu çocuk şunu yaptı ve başka bir çocuk bunu yaptı,” diye konuşmaya başlamalılar.

Limor Soffer-Fetman: Olay rollerle canlandırılabilir mi?

Michael Laitman: Tabii. Tiyatrodaymış gibi oynanabilir. Bu bir hikâye aracılığı ile yapılabilir ve her biri ne düşündüğünü söyleyebilir. Bu tür şeylere karşı bir duyarlılık geliştirmeleri, uyanık ve eleştirel olmaları gerekir.

Limor Soffer-Fetman: Değerlendirme yeteneği geliştirmek.

Michael Laitman: Evet, evet, evet.

Limor Soffer-Fetman: Aslında çok erken yaştan itibaren başlayan bir değerlendirme yeteneğinden bahsediyorsunuz.

Michael Laitman: Üç yaşından itibaren.

Limor Soffer-Fetman: Bu uygulama evde de yapılmalı mı?

Michael Laitman: Evdekini bilmiyoruz. İster evde, okulda ister çocuk yuvasında olsun, çocuk bu yeteneğe erken yaşta sahip olmalı.

Eli Vinokur: Bu oturumlarda ne tür sonuçlara ulaşmak gerekir? Böyle bir konuşmadan ne tür bir mesaj çıkarılmalıdır?

Michael Laitman: “Komşunu kendin gibi sev,” tabii ki. Soruyu anlamadım.

Limor Soffer-Fetman: Çocuğun seviyesinde nasıl oluyor?

Michael Laitman: Eğer üç yaşından sonra başkalarıyla ilişki kurmayı anlayabiliyorsa, bu bir sorun olmaz. Zaten bir gelişim süreci içinde olduklarını unutmamalıyız. Bunun hakkında sürekli konuşmalıyız ve onları doğru şekilde eleştirel düşünmeye yönlendirmeliyiz.

Limor Soffer-Fetman: Bunu bir fırsat penceresi gibi açıklıyorsunuz.

Michael Laitman: Bu bir zorunluluktur. Ne fırsatı?

Limor Soffer-Fetman: Fakat eğer bunu yapmazsak?

Michael Laitman: O zaman yapılmamış demektir. Bugün sahip olduğumuz durum bu.

Limor Soffer-Fetman: İnsanların birbiri hakkında hiçbir hissiyatı olmadığı, bir başkasını hiç düşünmediği bir nesilden bahsediyorsunuz.

Michael Laitman: Fakat eğer eğitim başka türlü olsaydı, ne tür bir nesle sahip olacağımızı bilmiyoruz. Tamamen farklı insanlar olurlardı; birbirlerini nasıl görürlerdi, arabalarını nasıl kullanırlardı, birbirlerini nasıl değerlendirirlerdi?

Limor Soffer-Fetman: Bu temel bir değişim.

Michael Laitman: Oldukça.

Eli Vinokur: Bunu bir sonraki programımızda genişleteceğiz. Bu programda birçok konudan bahsettik.

Michael Laitman: Fakat öncelikle oturumlardan bahsettik diye düşünüyorum.

Eli Vinokur: Evet, oturumlar ana sonuç.

Michael Laitman: Eğer erken yaşlardan itibaren oturumlar yapabilirsek, ileriki yaşlarda oturumlara ihtiyacımız kalmayacaktır.

19 Temmuz 2010

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,120