e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Baruh Halevi Aşlag (Rabaş) > Kabala Kütüphanesi > Notlar > Efendi’nin Gününü Bekleyenlerinize Yazıklar Olsun!

Efendi’nin Gününü Bekleyenlerinize Yazıklar Olsun!

Not 66

“‘Efendinin gününü bekleyenlerinize yazıklar olsun; bu karanlıktır ve ışık değil.’, İkisi de gün ışığını bekleyen bir horoz ve yarasa hakkında bir alegori vardır. Horoz yarasaya, ‘Niçin beklediğimi görebiliyorum çünkü onun ışığı benimdir’ dedi (Gemara, Sanhedrin 98a).”

Açıklama: Yarasanın görmek için gözleri yoktur, o zaman güneş ışığından ne elde eder?

Aşağıdakileri anlamalıyız:

1) Gözler ve Yaradan’ın ışığına bakmak arasındaki bağlantı nedir? Açıkçası, güneş ışığı göz gerektirir. Fakat bu, Yaradan’ın ışığına, ayetin ona “Efendi’nin günü” dediği hususa, gözü olmayan birinin Yaradan’ın ışığından yoksun kaldığını ima ederek nasıl ilişkilendirilir?

2) Efendi’nin günü ve Efendi’nin gecesi nedir? Onların arasındaki fark nedir? Açıkçası, insanın gözü güneşin doğuşunu algılar. Yine de bir kişi Efendi’nin gününü nasıl algılar?

Mesele şudur, Yaradan ile ilgili olarak, bizler geceyi gündüzden algılarız, ifşa ve gizlilikle. Efendi’nin gününe “yüzün ifşası” denir yani bir mesele gün kadar açık hale gelir.

Bu, bilgelerimizin ayet hakkında söylediği gibidir “Gün ışığıyla bir katil doğup, fakirleri ve muhtaçları öldürecek ve geceleri bir hırsız gibi olacak.” Gemara savunur, “Ama ‘Geceleri, o bir hırsız gibi olacak’ yazılıdır. Bu, “ışık”ın “gün” olduğu anlamına mı gelir? Bunun anlamı şudur: Eğer mesele size gün kadar açıksa, o can almaya gelmiştir, bir katildir ve [kurban], [hırsızın] hayatının pahasına kurtarılabilir. Ancak bu konuda şüpheniz varsa, tıpkı gece gibi, o sizin gözünüzde bir hırsız gibi olacak ve [kurban], [hırsızın] hayatının pahasına kurtarılamaz” (Pesachim 2a-b).

Sonuç olarak, “gün” onun yüzün ifşasına sahip olduğu yani Yaradan’ın yüzünün ifşa olduğu anlamına gelir ki Yaradan’ın, ona iyi ve iyilik yapanın bir yüzünü ifşa ettiği anlamındadır. Örneğin, dua ettiğinde, duası hemen cevaplanır ve serveti, oğulları, memnuniyeti vardır ve nereye dönerse dönmüş olsun başarılı olur.

Gece”, ilahi takdir hakkında yabancı düşünceleri ve şüpheleri olduğunda, yüzün gizlenmesi anlamına gelir çünkü gizlenmeler ona şüpheler getirir. Buna “gece” denir.

Yaradan’ın ışığını bekleyen kişi, mantık ötesi inanç biçiminde bir duygu ve net bilgiye sahiptir yani Yaradan yaratılışı İyi ve İyilik Yapan adıyla gözetir, ancak açık İlahi Takdir’i görünürde kendi iyiliği için hissetmez, çünkü bu bir ıslahtır ve böylece kişi Yaradan’ın ışığını, içindeki ayrılığa neden olan alma kapları ile lekelemeyecektir.

Bu nedenle alma arzusunu, ihsan etmek için çalışmaya çevirmeden önce, kişinin çok fazla çalışma yapması gerekir. Israr sayesinde insanda ikinci bir doğa oluşur. Daha önce, ihsan etme eylemleri gerçekleştirirken bile sadece kendisi için alma doğasına sahipti çünkü ihsan etme eylemi karşılığında bir şey alacaktır. Yani karşılığında kendi iyiliği için bir şey almadan, herhangi bir şey yapmak imkânsızdır ve aldığı herhangi bir haz, onu Dvekut’tan [yapışma], Yaradan’dan ayırır çünkü Dvekut, form eşitliği ile ölçülür.

Şunu söylemeliyiz ki Yaradan ne yapmak ister, açıkça iyilik yapmak, ihsan etmek ister, bu bir eksiklikten dolayı değildir. Daha ziyade, “oynama” olarak kabul edilir ve oynama eksiklik olarak kabul edilmez. Bilgelerimiz bununla ilgili, Kraliçe’nin, Yaradan’ın dünyayı yaratır yaratmaz ne yaptığını sorduğunu söyledi. Gemara’nın getirdiği son cevap şudur; Yaradan oturur ve bir balinayla oynar (Avoda Zarah 3b).

Bir “balina” bağ anlamına gelir (“her birindeki açık alana, halkalarla” kelimelerinden) yani Yaradan’ın yaratılan varlıklarla bağının amacının, oynamak gibi olduğu anlamına gelir, bir arzu ya da eksiklik meselesi değildir.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,086