e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Realite Nedir?

Kabala ve Realitenin Algılanması

Kabala ilminde; gizli bir yapının içerisine nasıl girebileceğimizi keşfederiz: Maneviyat… Dünyamızın üstüne, onu kontrol eden alana nasıl çıkabileceğimizi çalışırız.

Dünyayı kendi içimizde algılarız. Beş duyumuz dış uyarıcılardan aldıkları hisleri beynimize iletir, edinilen izlenimler burada işlem görürler ve bize dünya denilen yerin resmini gösterir ve biz bu resmin dışında hiç bir şey algılamayız.

“Bizim bildiğimiz” dünya, dış etkilerin içimizdeki reaksiyonudur. Dünyamızın “aslı” bilinmemektedir. Örneğin, eğer kulak zarım zarar görürse duyma organımız sesleri algılamaz ve o ses benim için yok demektir. Sadece kendimi ayarladığım dereceye göre her şeyi algılayabilirim.

Dünyayı algılayışımız tümüyle öznel ve şahsidir – bizlere dışımızda olanlarla ilgili hiç bir şey söylememektedir. Sadece kişisel reaksiyonlarımıza sanki dışımızda olan olaylarla tutunuyor gibiyiz, ama gerçekten dışımızda bir şeyler oluyor mu?

Birçok teori bunu tartışmakta. Newton’un teorisi objektif bir realite olduğu yönünde, yani dünya aynen gördüğümüz gibi ve bizim var oluşumuz fark etmeksizin devam etmekte. Sonra Einstein; teorisinde realitenin gözlem yapanla gözlem yapılanın hızlarının ilişkisine bağlı olduğunu belirtti. Başka bir deyişle; bir objeye nazaran hızımızı değiştirirsek, objeyi tümüyle farklı olarak görürüz. Şöyle ki yer ya genişler, ya da daralır ve zaman değişir.

Başka teoriler de var. Örneğin Heisenberg’in Belirsizlik Teorisi, dünyayla kişi arasında karşılıklılık olduğunu ortaya sürdü. Başka bir deyişle dünyanın algılanması kişinin dünyayı etkilemesi ve dünyanın kişiyi etkilemesinin sonucudur.

Kabala ilmi ise dışımızda algılanabilecek hiç bir realite olmadığını söyler. Dışımızda olan hiç bir şeyi etkilemiyoruz çünkü dışımızda olan hiç bir şeyi algılamıyoruz. Dışımızda, sadece sabit olan Üst Işık var. Tüm dünya kendi içimizde ve biz dışarıdan etkilendiğimizi sanıyoruz çünkü bu şekilde yaratıldık.

Eğer dünyamızdan çıkacak olursak, Üst Işığın nasıl içimizde sürekli yeni dünyevi resimler yarattığını görürüz. O zaman bu dünya tümüyle dar ve kısıtlı bir alanmış gibi gözükür. Üst Işık’ın nasıl kendimizi, çevremizi algıladığımızı tayin ettiğini görürüz ve sonunda bu süreci biz kontrol etmeye başlarız.

Kabala ilmi bize bu olanağı sağlar. Sınırlı kapasitemizin nedeninin içimizden kaynaklandığını anlamaya başlarız. Eğer iç niteliklerimizi Üst Işık’ın nitelikleriyle eşitlersek “sonsuz dünya” denilen mükemmellik ve sonsuzluk seviyesine ulaşabiliriz; sonu olmayan bir hayat ve mutlak doyum.

Bunların tümü sadece iç niteliklerimizi değiştirmemize bağlı. Bu yüzden Kabala ilminin amacı bize iç niteliklerimizi, yani kendimizi nasıl değiştirebileceğimizi aktarmakta ve bunu çabuk bir şekilde bir ömürde yapabilmemizi sağlamaktır ve böylece biz bu dünyevi var oluşun üzerine çıkabiliriz. Bedenlerimiz ölene kadar aynen bu dünyada yaşamaya devam eder ve biz ailevi ve toplumsal hayatımızda yer alırız. Ama tüm bunlara ek bir şey ediniriz; Üst Realite. Ve aynı anda orada bu ek duyu içerisinde var oluruz.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,071