e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

24- Onları Kötülerin Elinden Kurtarır

Av 5, 25 Temmuz 1944’te Zohar‘ın tamamlanması sırasında duydum

“Siz Tanrı’yı sevenler, kötülükten nefret edin… O, onları kötülerin elinden kurtarır” diye yazılmıştır. “Kötülükten nefret etmek‘ ile ’Onları kötülerin elinden kurtarır’ arasındaki bağlantı nedir?” diye sorar.

Bunu anlamak için öncelikle bilgelerimizin şu sözlerini hatırlamalıyız: “Dünya ya tam bir erdemli ya da tam bir kötü için yaratılmıştır.” “Dünyayı tam bir kötülük için yaratmaya değer de, tam olmayan bir erdemli için yaratmaya değmez mi?” diye sorar.

Yaradan’ın bakış açısından dünyada iki anlamı olan hiçbir şey olmadığı yanıtını verir. Bu, yalnızca alıcıların bakış açısından, alıcıların hissine göre böyledir. Bu, alıcıların ya dünyada iyi bir tat hissettikleri ya da dünyada korkunç derecede acı bir tat hissettikleri anlamına gelir, zira yaptıkları her eylemde, bunu yaparken önceden hesap yaparlar, çünkü hiçbir eylem amaçsız yere yapılmaz. Ya mevcut durumlarını iyileştirmek ya da birine zarar vermek isterler. Ancak amaçsız şeyler amaç sahibi bir operatöre yakışmaz.

Dolayısıyla, Yaradan’ın dünyadaki idare tarzını kabul edenler, nasıl hissettiklerine bağlı olarak onu iyi ya da kötü olarak belirlerler: ya iyi ya da kötü olarak. Bu nedenle, yaratılışın amacının O’nun yarattıklarına iyilik yapmak olduğunu anlayan “siz Tanrı’yı sevenler”, bunu hissetmeye gelebilmeleri için, bunun tam olarak Dvekut [bütünleşme] ve Yaradan’a yakınlaşma ile elde edildiğini anlarlar.

Dolayısıyla, Yaradan’dan herhangi bir uzaklık hissederlerse, bunu “kötü” olarak adlandırırlar. Bu durumda kişi kendini kötü olarak görür, çünkü gerçekte ara bir durum mevcut değildir. Başka bir deyişle, kişi ya Yaradan’ın varlığını ve O’nun rehberliğini hisseder ya da “Yeryüzünün kötülerin eline verildiğini” düşünür.

Kişi kendisi hakkında kendisinin bir hakikat adamı olduğunu hissettiğinden, yani kendini kandıramayacağından ve hissetmediği halde hissettiğini söyleyemeyeceğinden, bu nedenle hemen Yaradan’a kendisine merhamet etmesi ve onu Sitra Ahra ‘nın [diğer tarafın] otoritesinden ve tüm yabancı düşüncelerden kurtarması için yakarmaya başlar. İçtenlikle yakardığı için, Yaradan onun duasını duyar. (Belki de bu, “Efendi, O’na içtenlikle yakaran herkese yakındır” sözünün anlamıdır). O zaman, “onları kötülerin elinden kurtarır.”

Kişi gerçek benliğini, yani kötülüğünün ölçüsünü, kötülüğün farkına varmasıyla hissettiği ıstıraptan Yaradan’a yakarmak için onu uyandırmaya yetecek düzeyde hissetmediği sürece, “kalbin derinliklerinden” denilen duayı duymak için Kli ‘yi [kabı] henüz ifşa etmediğinden, halen kurtuluşa layık değildir.

Bu böyledir çünkü kişi halen içinde bir miktar iyilik olduğunu düşünür, bu da kalbin en dibine inmediği anlamına gelir. Kalbinin derinliklerinde hâlâ iyi bir şeyler olduğunu düşünüyordur ve Tora’ya ve Mitzvot ‘a [emirlere] nasıl bir sevgi ve korkuyla yaklaştığını fark etmiyordur. İşte bu yüzden de hakikati göremez.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,095