e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Michael Laitman > Kabala Kütüphanesi > Yeni Hayat > Yeni Hayat 1153 – Deneyimler ve Yaşam

Yeni Hayat 1153 – Deneyimler ve Yaşam

Oren Levi: Merhaba. Dr. Michael Laitman ile Yeni Hayat Programında bizimle olduğunuz için teşekkürler. Merhaba Dr. Laitman. Herkese merhaba. Bugün deneyimler ve yaşam hakkında konuşmak istiyoruz. Hayatta deneyimlerimizin bizi nasıl olduğumuz kişi haline getirdiğini anlamaya çalışacağız. Bizimle olun, ilginç olacak.

Konuk: Öncelikle, deneyim nedir? Derin bir izlenim. İlginizi çeken ve size ilham veren bir şeyin derin bir izlenimi, bir insanda güçlü bir etki yapan bir şey. Bir deneyimin her zaman insan ve birileri ya da bir şey aynı zamanda kişiler arasında bir tür etkileşim olduğu söylenir ve denir ki, tüm bu deneyimlerin toplamı kim olduğumuzu şekillendirir. Örneğin, çocukken dışlanmışsak bu içimizde bir adalet duygusu geliştirmiş olabilir. Hayatta herhangi bir şeyde başarılı olursam, bu bana yapabilirim hissi verir. Kalbim kırıldıysa eğer, bu bana bir şeylerin üstesinden gelebileceğime dair bir his verebilir ya da tam tersine, belki de hiç âşık olmamalı vb. Birçok deneyim aslında diğer insanlarla da ilişkilidir. Diğer bir kişiyle güçlü, olumlu bir deneyim yaşayan kişi muhtemelen büyüdüğünde insanlara güvenecektir. Biriyle çok kötü bir deneyim yaşayan kişi ise hayatındaki diğer insanlara karşı hep şüphe duyacaktır ve bu da kim olduğumuzu ve nasıl davrandığımızı şekillendiriyor. Deneyimler kim olduğumuzu nasıl şekillendiriyor? Bu nasıl oluyor?

Dr. Laitman: Çok basit. İbranice’de, “Roşem-İzlenim” kelimesinden gelen, “Reşimot” dediğimiz bir belleğimiz var! Her eylem, her yer, her izlenim, her deneyim! Bu, bir izlenim bırakıyor, bu izlenim bellek bankamıza giriyor. Olumlu ya da olumsuz, dünyaya bakışımızı bu şekilde inşa ediyoruz, neden korkmalıyız, neye çekilmeliyiz, bu her şeyi belirler! Yani, sonuçta deneyimlerimizden edindiğimiz izlenimlerle hareket ediyoruz, bu nedenle özellikle çocuklara yönelik eğitimde onlara olumlu deneyimler yaşatmak ve olumsuz deneyimlerden uzak tutmak çok önemlidir. Şöyle diyen insanlar var; hayır, ama böyle olursa insan, yaşadıklarıyla başa çıkmayı nasıl bilebilir! Her şeyden önce, olumlu ve iyi deneyimler vermelisiniz, olumsuz deneyimleri ise yalnızca çocuğun kendini korumasına yardımcı olacağını bildiğimiz ölçüde verebiliriz, kendini tehlikeli şeylerden uzak tutması için vs. Sonuç olarak, yaşamdaki deneyimlerimiz, hepsi birer izlenim bırakıyor, “Reşimot” dediğimiz şey, bilgilendirici anılar ve biz buna göre yaşıyoruz. Daha sonra neden bu şekilde düşündüğümü bile anlayamıyorum, olaylara neden bu şekilde baktığımı veya kabullendiğimi bilemiyorum, yaşadığım deneyimlerin bir sonucu olarak hepsi otomatik pilotta çalışıyor.

Konuk: Sormak istediğim bir sonraki soru, kişi ne deneyimlediğinin ne ölçüde farkında? Hayattaki deneyimlerini, bu deneyimlerin üzerinde bıraktığı izlenimi?

Dr. Laitman: Her şeyden önce, kişi yaşamakta veya yaşamak üzere olduğu deneyimin hiçbir zaman farkında değildir. Önceki izlenimlerine göre, önceki deneyimlerine göre bunu düşünür ve aşağı yukarı tasvir edebilir, ona karşı tutumunu, onunla olan ilişkisini planlar. Geçmiş deneyimlerinden de öğrendiği önceki izlenimlerini ve formüllerini çalıştırır. Sonuçta insan, temel yaklaşımı, temel karakteri ebeveynlerinden, atalarından almış olsa da hayatta yaşadığı deneyimlerin toplamından ibarettir.

Konuk: Başka biri benim deneyimlerimi ne ölçüde anlayabilir?

Dr. Laitman: Kendi deneyimlerine göre anlayabilir. Her zaman.

Konuk: Yani, onun deneyimlemediği bir şey yaşıyorsam, yaşadığımı anlama yeteneğine sahip olmadığı anlamına geliyor.

Dr. Laitman: Doğru! İnsan sadece yaşadığı bir şeyden anlayabilir. Karşındaki insana bir şey hakkındaki izleniminden bahseder, açıklar veya tasvir edersen, kişi ancak bu izlenimlere göre kafasında canlandırabilir, ama daha sonra kendisi de aynı şeyi deneyimlediğinde hayır, hayır, hayır, anlatmak istediğim bu değil, anladığım şey bu değil çünkü gerçekte, kimse başka bir kimsenin hissettiğini hissedemiyor. Deneyimleri birbirine aktarmak imkânsız. Neden? Çünkü bunlar bir kişiye kayıtlı ve kişinin doğası, karakteri, DNA’sı, her şeyi ile son derece alakalı. Örneğin, işimle alakalı, Dickens’ın romanından uyarlanmış bir film izledim. Aynı film Rusya, Almanya, İngiltere ve ABD’de çekildi. Hepsinin de birbirinden ne kadar farklı olduğunu tarif bile edemezsiniz. Yani, tamamen farklıydılar. Hepsinin aynı kitap hakkında olduğunu, aynı temele, kaynağa sahip olduğunu düşünmezdim ve bu bende şöyle bir izlenim bıraktı, insanlar bir gün birbirlerini anlayabilecekler mi? Doktora ile bağlantılı olarak yapmak zorunda olduğum bir şeyin parçasıydı ama durum bu!

Konuk: Asıl soru, acaba gerçekten sistem mi hatalı. Hepimiz ilerliyoruz; insanlar aynı deneyimlere sahip değil. İkincisi, herkes bir şeyleri farklı deneyimler, benim hayatım yaşadığım deneyimlerin toplamından oluşuyor, yani hayata karşı davranışlarımı, tutumumu bu deneyimlerin toplamı belirliyor, durum böyleyken bir başkası beni nasıl anlayabilir ki? Nasıl adamakıllı ve derin bir iletişim kurabiliriz?

Dr. Laitman: İstesek bile ya da varsayalım, herhangi bir önyargımız yok, ama örneğin Fransız Devrimi hakkında kendi yargılarımızla bir yazı yazalım sonra Amerikalılar, Almanlar ve Fransızlar kendileri yazsınlar, hepsinin birbirinden ne kadar farklı olacağını tahmin edebiliyor musun?

Konuk: Kesinlikle! Öyleyse, soru şu: sistem daha en baştan neden aramızda bir tür nitelikli iletişim olma şansının işe yaramadığı bu şekilde inşa edildi?

Dr. Laitman: Bir tür karşılıklı temel oluşturmalıyız. Bir çeşit ortak zemin, yer, platform olmalı. Nerede? Sorduğum şey bu. Böyle bir şey yok, ama yine de ulaşmaya çalışıyoruz. İdeal bir şey bulamayacağımızı anladığımız halde, yine de tüm o uluslararası anlaşmalar. Ayrıca kendimizi de acaba aynı şeyden mi bahsediyoruz, yoksa her zaman başka bir şey mi kastediyoruz ölçüsünde inceleyemiyoruz.

Konuk: Çünkü herkesin hayatta farklı deneyimleri var. Sorum şu, neden bu şekilde yapıldı? Ülkeleri kastetmiyorum; insanlardan bahsediyorum.

Dr. Laitman: Çünkü her insanın temeli bir diğerinden farklıdır. Çok farklıdır. Kolektif ruh olan Adam HaRişon’un genel ruhunda bir yerden, bir “Reşimot” tan gelir. Hiç kimse aynı yerden gelmedi, herkes özel bir ailede, özel bir karakterle özel bir zamanda yetiştirildi. Gerçekten de farklı katmanların üst üste döşendiği bir sandviç gibi. Kendimize bir röntgen görüntüsü gibi daha derinlemesine bakabilseydik, evlenme veya herhangi bir şey yapma şansımızın olmadığını görür müydük? Bunu bilmememiz iyi bir şey!

Konuk: Konuya ilişkin daha derin bir anlayışa sahip olmadığımızı.

Dr. Laitman: Birbirimizi ne ölçüde anlamadığımızı anlamıyoruz!

Konuk: Sistem neden bu şekilde inşa edildi? Neden birbirimizi gerçekten derinden anlama şansımız yok?

Dr. Laitman: Sevgi tüm günahları örter şeklinde kutsal bir sevgi deneyimine ulaşabilmek için, baştan farklı olduğumuzu, hepimizin farklı bir temeli olduğunu ve bu sebeple birbirimizi asla gerçekten, derinden anlayamadığımızı bilelim. Çünkü hayatı her yönüyle senin gibi tasvir edemem, sen de asla beni anlayamazsın veya tasvir edemezsin. Şimdi soru, o zaman ne yapacağız?

Konuk: Ne yapacağımızdan önce, neden bu şekilde çalışıyor?

Dr. Laitman: Çözülemez olan bu sorunun üzerine çıkabilmek için, hepimizin eşit olduğu, hayattaki tüm deneyimler ve öğrenilmiş veriler ile bağımızı keserek oraya, Üst Güce bağlanabildiğimiz, Üst Güç’te bağlanabildiğimiz bir tür ortak zemin oluşturmalıyız. Üst güçte, ihsan etme gücünde! Orada birlikte olabiliriz, bir olabiliriz! Örneğin, bir ailede bir koca, bir eş, birçok akraba vb. var ve sonunda yılların ardından bir erkek bebekleri olur, uzun yıllar bu anı beklediler ve sonunda doğdu ve herkes bebeğe bakıyor, ne kadar da melek gibi, başka hiçbir bebeğe benzemiyor! Yani, herkesin yeni doğan bebek uğruna ne kadar birbirleri ile bağ kurmaya istekli olduğunu anlıyorsun. Yani, bir çeşit gerçekten kıymetli bir imaj olmalı, bizim için öyle kıymetli ki onun iyiliği uğruna, tüm kişisel deneyimlerimizi unutabilir ve onu sevme deneyimini deneyimleyebiliriz ve onu sevmek, ona fayda sağlamak uğruna birbirimizle bağlantı kurarız. Yani özellikle bu şekilde, kişisel deneyimlerimizin üzerine çıkabiliriz.

Oren Levi: Bu benzetme miydi?

Dr. Laitman: Evet!

Oren Levi: Çıkarılacak ders nedir?

Dr. Laitman: Çıkaracağımız ders, Üst Güce, Yaradan’a doğru bu şekilde ulaşmamız gerektiğidir!

Oren Levi: Üst Güç ya da Yaradan nedir?

Dr. Laitman: Sevginin gücü, ihsan etme gücü! Özellikle, kendi egomun üzerinde yükselerek, kendi egomun üzerinde fayda sağlamak için üstünlük kurmaya istekli bir güç. Ancak bu yolla ihsan etme seviyesine, Yaradan’a ulaşırım ve sistemin neden bu şekilde inşa edildiğini anlarım. Böylece hepimiz bu tek deneyime bağlanalım.

Oren Levi: Ne gibi?

Dr. Laitman: Yaradan’ın ifşası, ihsan etme gücünün tanınması!

Konuk: Ayrıca sevgi demiştiniz.

Dr. Laitman: Yaradan’ın, Yaradan sevgisinin tanınması, bilinmesi, karşılıklı ihsanın tanınması ve sonra Yaradan içinde hepimiz birbirimizle bağ kuruyoruz.

Oren Levi: Özetlemek gerekirse, birkaç dakika önce insanların birbirlerini asla anlayamayacaklarını, her insanın hayatta yaşadığı deneyimlerin toplamından oluştuğunu ve her birimizin tamamen farklı deneyimleri olduğunu, bu sebeple hayatta kimsenin bir diğerini anlayamadığını söylediniz, bunu anlıyorum. Yael ise sistemin neden bu şekilde, herkesin kendi deneyimlerine sahip olduğu ve hiçbirimizin birbirimizi gerçekten anlayamadığı bir şekilde inşa edildiğini sordu, bu ilahi deneyimi yaşayabilmemiz için bu şekilde olduğunu söylediniz. Yani bu nedir?

Dr. Laitman: İhsan etmek

Oren Levi: İhsan etmek nedir?

Dr. Laitman: İhsan etmek benim dışımda olan, yani geçmişte deneyimlediğim her şeyin bedenimin dışında kaldığı durum, sevgi verirken egomun dışında olmak, bu deneyimleri egomun dışında yaşamak, bunları karşımdaki kişide alma arzumun dışından deneyimlemek. Bu tür çalışmalar yapar ve kendim dışındakini hissetmeye başlarsam, bu deneyimleri gerçekten hissettiğim bir duruma ulaşırım, içimde olanı değil diğerini iste o zaman bunlar üçüncü türden dediğimiz türde deneyimler.

Konuk: Ve diğer kişide hissettiğim o deneyimler, kendi içimdekiler değil, diğer kişiyi anlamamı sağlıyor, çünkü onlar benim tamamen dışımda onun içinde olduklarından, değil mi?

Dr. Laitman: Evet, çünkü kendi kişisel deneyimlerimle bağımı kestim, onlardan ayrıldım ve diğer kişide yaşıyorum ve kendimi diğer kişinin yerine koyuyorum, orada kıyafetlendiriyorum.

Konuk: Bu, insanların birbirini anlayabilmesi için bir çeşit temel midir?

Dr. Laitman: Evet!

Konuk: Şunu sormak istiyorum, biliyoruz ki her insan aynı durumda farklı şeyler deneyimler, iki kişinin aynı etkinliğe gittiğini varsayalım, her ikisi de bunu farklı deneyimleyecektir, farklı şeylerden etkilenirler. İnsanların iç dünyası, yapısı vs. tamamen farklıdır. Hayatı zar zor hisseden insanlar var. Yani, neredeyse hiçbir olay onları etkilemez, kolay kolay etkilenmezler…

Dr. Laitman: Hiçbir şey etki etmiyor!

Konuk: Yani evet, hayat dümdüz gibi.

Dr. Laitman: Ama onlar böyle hissetmiyorlar, bu senin düşüncen, sen böyle düşünüyorsun!

Konuk: O zaman ne olacak?

Dr. Laitman: Hayatta olduklarını hissediyorlar ve hatta hayatlarının gerçekten fırtınalı olduğunu düşünüyorlar. Daha önceki programlarımızdan birinde bu örneği vermiştim.

Bir tanıdığım Kanada’da bir avukat. Öyle bir yerde yaşıyor ki, belki bin belki biraz daha fazla bir insanın olduğu bir köy ve biliyor musunuz bu arkadaşım birkaç ayda bir bu fırtınalı yaşamın tüm baskısını geride bırakmak zorunda olduğunu söylüyor, etrafta ayıdan başka şey olmayan bir yer ve sonra şeyi alıyor, ne deniyor ona? Kışın karın üzerinde kullanırsınız.

Oren Levi: Kızak.

Dr. Laitman: Evet, bir kızak! Bu kızakları çeken hayvanlara ne diyorsunuz?

Oren Levi: Geyik.

Dr. Laitman: Evet, genellikle geyik ve bir tur rehberi ile 2 hafta boyunca hiç kimsenin olmadığı bir yere gider ve bin kişi arasında sahip olduğunu düşündüğü fırtınalı yaşamından biraz uzaklaşır.

Oren Levi: Yani bu tamamen kişisel.

Dr. Laitman: Evet! Örneğin kardeşim gibi, Kanada’da Manhattan gibi bir yerde, Toronto’da yaşayanlar var. Havadaki gürültü ve gerilimden gerçekten patlama noktasına gelebileceğiniz kadar gerçek merkezde ama onun için hayat bu! Gayet sakin ve sıradan!

Oren Levi: Yani insanlar bu konuda çok farklı. Peki, tamam! Görüyorum ki her insan hayattan kendi payına düşen deneyimleri alıyor ve bu tamamen kişisel bir şey. Ben yaşadıklarımı neden yaşadım? Sizin deneyimledikleriniz, onun deneyimledikleri. Bütün bunlar rastgele mi? Yoksa planlandı mı?

Dr. Laitman: Bunun nedeni, genel insan mozaiğindeki yerimizi tamamlamak için, hiçbirimiz eksik olmayacak şekilde, her birimizin diğer insanlara karşı özel bir tutuma sahip olması gerekiyor.

Oren Levi: Nedir bu? Herkesin deneyimlerinin toplamı?

Dr. Laitman: Tüm nesillerin toplamı! Gelmiş geçmiş herkes tarafından yaşanılan her şey! Tüm bunları bir araya getirdiğimizde, birbirimizi tamamladığımızda, birbirimizle doğru bir şekilde bağ kurduğumuzda bu düzeltmenin sonu olarak adlandırılacak ve daha sonra tüm bu deneyimler, içinde hepsini düzenleyen Üst Gücü keşfedeceğimiz tek bir deneyim haline gelecektir.

Konuk: Yani, bu yap-boz aslında önceden planlanmış.

Dr. Laitman: Evet!

Oren Levi: Yani, daha büyük yap-boza bakacak olursak, burada gereksiz deneyimler yok çünkü olsaydı o zaman yap-boz eksik olurdu.

Dr. Laitman: Tabii ki!

Oren Levi: Yani hiçbir şey gereksiz değil.

Dr. Laitman: Hem de hiçbir şey!

Oren Levi: Öyleyse bir sonraki sorum şu, neden kimi insan hayattan daha fazla olumsuz deneyim alırken, bazıları daha olumlu deneyimler yaşar?

Dr. Laitman: Bu, Adem’in ruhu denilen genel sistemde ruhun güzergahına, bulunduğu yere bağlıdır. İçinde bulunduğumuz bir sistem var, buna “Adam” deniyor, sistemde herkesin, küçük bir hücre gibi, sistemin doğru çalışması için tüm sistemi tamamlaması gereken bir yeri var.

Oren Levi: Yani, tabiri caizse, sistemde kötü bir yerim varsa, pek çok olumsuz deneyime mi sahip olurum?

Dr. Laitman: Olumsuz… olumlu… Bu incelememiz gereken bir şey.

Oren Levi: Sorduğum şey, neden bir kişi daha olumsuz deneyimler yaşarken bir başkası daha olumlu deneyimler ediniyor?

Dr. Laitman: Bu kişinin genel ruhtaki rolünün ne olduğuna bağlı.

Konuk: İnsanın edindiği bazı deneyimler…

Dr. Laitman: Buna inanç denir!

Konuk: Genellikle gerçekleşen her şeyin insanın gelişiminde, insanlığın gelişiminde özel bir rolü olduğundan bahsediyoruz. Deneyimlerin rolü nedir?

Dr. Laitman: Kişinin hayatını, yaşamdaki tüm varlığıyla nasıl doğru bir şekilde ilişkilendireceğini öğretmesidir.

Konuk: Peki bu bağlamda olumlu deneyimlerin rolü nedir? Olumlu deneyimler, bunları yaşayan kişiyi hayatta nasıl ilerletir?

Dr. Laitman: Muhtemelen onu ileri doğru götürür! Bu gerçekten çok karmaşık bir konu, buna nasıl cevap vereceğimi bilemiyorum. Çok karmaşık. Bunlar birçok seviyede çok yönlü konular.

Oren Levi: Tamam, öyleyse daha önce bahsettiğimiz bir şeyi sormak istiyorum. Anladığım kadarıyla içinde, her şeye sahip olduğumuz genel bir yap-boz var, neyin her şeyi? Bu bulmacada kim var?

Dr. Laitman: Ruhlar.

Oren Levi: Tüm nesillerden mi?

Dr. Laitman: Tüm her şeyden!

Oren Levi: Yani, tüm deneyimlerin toplamı bir yap-bozda var, her birimiz bu yap-bozdan bir parça alıyoruz, her şeyden önce, yap-bozun bana ait parçası benzersiz, sizinki ve diğerleri de öyle, olumlu veya olumsuz tüm deneyimler, hepsine ihtiyaç var. Şimdi sormak istiyorum, daha önce benim deneyimlerimin benim kim olduğumu, sizinkilerin de sizin kim olduğunuzu belirlediğini ve bu yüzden birbirimizi gerçekten anlayamadığımızı, ancak bunun ilahi bir deneyim sayesinde gelişebileceğini söylediniz. Yani, her birimizin yap-bozun farklı parçalarından geldiğini anlıyorum. İlahi bir deneyim nedir? Çünkü kulağa biraz mistik, biraz dini geliyor

Dr. Laitman: Hiç alakası yok! Mistik veya öyle bir şey değil. İlahi deneyim, hepimizin birbirimizle bağ kurduğumuz, genel sistemi hissettiğimiz yer. Hepimizin!

Oren Levi: Nasıl bir deneyim bu?

Dr. Laitman: İçinde, tüm ruhları hissettiğim bir deneyim. Bu yap-bozu oluşturan ve tek bir parça haline getiren tüm parçaları.

Oren Levi: Onların deneyimlerini hissediyor muyum?

Dr. Laitman: Bütünü hissediyoruz.

Oren Levi: Neyin bütünü?

Dr. Laitman: Bağımızın bütünü, tek bir vücut olarak kurduğumuz bağın bütünü.

Oren Levi: Bu ilahi deneyimi yaşayabilmek için karşımdaki kişiye karşı tutumumun, kendi özel parçamda deneyimlemek için değil de yalnızca o kişinin parçasından deneyimlemek için sevgi vermek, olması gerektiğini söylemiştiniz. Bu çaba neden bize ilahi bir deneyim sağlıyor? Bağlantı nedir?

Dr. Laitman: Birlikte, bir demek değil. Belki toplamı hissetmiyoruz, ancak birbirimizle bağ kurarak, doğamızın üzerine yükseliyoruz, hepimizin içinde bir şeyler hissettiği bu dünyanın üzerine, bu, üst dünya olarak adlandırılan, hepimizin birbirimize göbekten bağlı olduğu farklı bir gerçeklik dünyasına doğru ayrı, çelişkili bir yoldur. Bu deneyime üst dünya, ebedi yaşam denir, çünkü burada birbirimizden ayrılmaz, birbirimizi tamamlarız, sonra tüm sistem sonsuz bir hayat yaşar, biz böyle deneyimleriz ve bu nedenle tüm hayatımız maddi deneyimlerin ötesine, manevi bir yaşama geçmek için olan bir dünya içinde.

Oren Levi: Öyleyse, maddesel deneyimler her şeyi kopuk kopuk hissettiğimiz, birbirimizle bağımızın kopuk olduğu, her bir kişinin yap-bozun sadece kendine ait parçasını, kendi ruhsal deneyimlerini yaşadığı bir yer, bunlar nerede hissediliyor?

Dr. Laitman: Bağımızın bütünlüğünde.

Oren Levi: Dr. Laitman, çok teşekkür ederim! Ne deneyimdi ama! Bizimle birlikte olduğunuz için teşekkür ederiz. Bir daha görüşünceye kadar, her şey gönlünüzce olsun!

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,085