e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Hareket Zamanı

Uzun zamandır vicdanım; dışarı çıkmak ve maneviyatın özü ve Kabala ilmiyle ilgili derin bir derleme oluşturma, sonra da bunu insanoğluna anlatma talebiyle bana sorumluluk yükledi. Bu sayede, insanlar bu yüce konuları gerçek anlamlarında tümüyle anlayıp öğrenebilecekler.

Daha önceleri, matbaa endüstrisinin gelişiminden önce, ortalıkta maneviyatın özüyle ilgili hiçbir safsata kitap bulunmuyordu.  Bu tıpkı, sözlerinin arkasında duramayan neredeyse hiçbir yazarın var olamaması gibidir. Ki bunun basit sonucu da, çoğu durumda sorumsuz bir kişinin ünlü olamamasıdır.

Dolayısıyla, eğer şans eseri birisi böyle bir derleme yazmaya cesaret etse, hiçbir yazman bunu kopyalamazdı, zira işçiliği için kendisine ödeme yapılamazdı ki. Zira bu, çoğu zaman hatırı sayılır bir meblağ idi. Bu yüzden böyle bir derleme daha başından kaybolmaya mahkûmdu.

O günlerde, bilgili kişiler de bu tür kitaplar yazmaya ilgi duymadılar, zira halkın bu bilgiye ihtiyacı yoktu. Tam tersine, onlar bunu gizli odalarda saklamak istediler nedeni ise şu sözlerdi: “Bir şeyi gizlemek, Yaradan’ın yüceliğidir.” Manevi çalışmanın özünü; ona ihtiyacı olmayan ya da layık olmayanlardan gizlememiz ve böbürlenenlerin ihtiraslı gözleri için, vitrinlerde sergileyerek değerini düşürmememiz emredildi, çünkü Yaradan’ın yüceliği böyle emreder.

Ancak, kitap basmak yaygınlaştıktan ve yazarların artık yazmanlara ihtiyacı kalmadığından kitap fiyatları düştü. Bu, sorumsuz yazarların ne var ne yoksa yazmalarına sebep oldu; para için veya şöhret için. Ancak, onlar kendi hareketlerini dikkate almıyor ve çalışmalarının sonuçlarını araştırmıyorlar.

O zamandan beri, yukarıda bahsettiğimiz tür yayınlar; hiçbir öğreti ya da nitelikli bir Kabalistin ağızdan ağıza alma olmaksızın ve hatta bu konuyu anlatan daha evvelki kitapların bilgisi bile olmaksızın, hatırı sayılır derecede arttı. Böyle yazarlar halkın özü ve onun muazzam hazinesini tanımlamak için, kendi boş kabuklarının teorilerini uyduruyorlar ve kendi sözlerini en yüce konularla ilişkilendiriyorlar. Akılsız insanlar gibi, ne nasıl dürüst ve titiz olunacağını ne de bunu öğrenmenin bir yolunun olduğunu biliyorlar. Nesillere yanlış görüşler aşılayıp, küçük hırslarından dolayı günah işliyor ve tüm insanoğlunun da gelecek nesiller boyunca günah işlemelerine neden oluyorlar.

Son zamanlarda, bunların kötü kokuları yükselmeye başladı, çünkü bu ilmin günümüze kadar gizlendiğini ve binlerce kapı arkasına kilitlendiğini umursamadan, bırakın bir kelimeyle sonrakinin bağlantısını anlamayı, kimsenin ilmin bir kelimesinin gerçek anlamını anlayamayacağını umursamadan tırnaklarını manevi ilime batırdılar.

Bunun nedeni, bugüne kadar yazılan tüm otantik kitaplarda, bilgili bir öğrencinin, irfan sahibi, nitelikli bir bilgenin ağzından duyduğu kelimelerin gerçek anlamlarını zar zor anlayabileceği, yetersiz ipuçları olmasıdır. Ve orada da “ok yılanı yuvasını yapar ve yumurtlar ve kuluçkaya yatar ve gölgesi altında düşünceye dalar.” Bugünlerde, onları gözlemleyenleri iğrendiren, ancak, kendilerinin zevk aldığı bu tarz komplocular çoğalıyor.

Hatta bazıları haddini bilmeyip, neslin liderlerinin yerlerini üstlenecek kadar ileri gidiyorlar. Onlar, otantik kitaplardan farklı bildiklerini iddia ediyor ve hangisinin okunmaya değer veya yanlışlarla dolu olup nefret ve öfke uyandırdığını, hangisinin okumaya değmez olduğunu söylüyorlar. Bugüne dek, detaylı çalışma işi bir nesilde on liderden biri ile sınırlıydı, şimdi ise cahiller bunu kötüye kullanıyorlar.

Dolayısıyla, bu konuların halk tarafından algılanması büyük ölçüde yozlaştırıldı. Buna ilaveten, bir ciddiyetsizlik havası var ve insanlar kişinin boş vaktinde şöyle bir bakmasının, böyle yüce konuları çalışmak için yeterli olduğunu zannediyor. İlim okyanusuna, o melek gibi, bir bakışta, üstünkörü göz gezdiriyor ve kendi ruh durumlarına göre sonuçlara varıyorlar.

Yolumdan dönmeme ve “Yaradan rızası için” vaktinin geldiğine ve kurtarılabilecek olanın kurtarılmasına karar vermeme neden olan sebepler bunlar. Böylece, konuyla ilgili gerçek özün bir kısmını ifşa etmeyi ve insanoğluna anlatmayı üstlendim.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,079