e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

İleri Gidin

Not 344

1980

“Toprağınızdan, akrabalarınızdan ve babanızın evinden, size göstereceğim toprağa gidin.” Midraş’ta şöyle yazılmıştır: “Duy kızım, gör ve kulak ver, halkını ve baba evini unut, kral senin güzelliğini arzulayacak.”

Ayetlerin yakınlığını anlamak için, insanı Yaradan’ın yollarında yürümesi için yönlendirmeye başlarken, başlangıç ​​eğitimden geçer. Kişi, Maimonides’in Hilkot Teşuva’da söylediği gibi, Tora ve Mitzvot’u [emirleri] Lo Lişma [O’nun adı için değil] tutumunda yerine getirmek üzere yetiştirilir.

Daha sonra gerçeğin yolunda yürümek istediğinde kendisine “Toprağınızdan çıkın” denilir. Eretz [toprak] Ratzon [arzu] kelimesinden gelir (Midraş Rabah’ta yazıldığı gibi, “Neden Eretz olarak adlandırıldı? Çünkü Ratzta, Yaratıcısının isteğini yapmayı [arzuladı]). Başka bir deyişle, kişi Lo Lişma denilen, sadece alma arzusunu tatmin etmek için olan önceki arzudan uzaklaşmalıdır.

“Akrabanızdan ve babanızın evinden.” Bu, kişinin “ezbere gitmek” olarak adlandırılan önceki yetiştirilmesiyle ilgilidir. Bu, “akrabanız” olarak kabul edilir. “Size göstereceğim toprağa” ihsan etme arzusudur.

Ancak kişi bu arzuyu doğaya aykırı olduğu için elde edemez. Bu yüzden Yaradan kişiye bu toprağı, yani ihsan etme arzusunu gösterdiği için “size göstereceğim” denmiştir. Kişi, böyle bir arzuyla ödüllendirilmek istediğinde, Yaradan’a yalnızca arzuyla ihsan etme arzusunu göstermede yardımcı olabilir. Ancak kişi kendi alışkanlıklarından kendiliğinden çıkamaz.

Ayetin “Duy kızım” ile insanın içselliğini, “ihsan etmek” diye bir şey olduğunu duyabilen ruhun meskenini kasteder, fakat bunu görmek yani onu elde etmek insanın elinde değildir.

Bu nedenledir ki, ancak duyuyorsa yani kişi bu özelliği bir ayrıcalık olarak görürse, ayette kişiye “ve gör” yani görmekle de ödüllendirileceği vaat edilmektedir. Gerçekte öyle bir şey olduğunu duymak için “kulağını ver” yani kişi kendi iyiliği için değil, yalnızca ihsan etmek için çalışabilir. O zaman “halkınızı ve babanızın evini unutun” ile ödüllendirileceksiniz ve ardından “Yaradan sizin güzelliğinizi arzulayacak”, yani ihsan etmek ve almamak olan yeni nitelikler ile ödüllendirileceksiniz.

Buna, Yaradan’ın ona bu niteliği göstereceği, ona ihsan etmek için çalışabilme gücü vereceği “sana göstereceğim ülkeye” denir. Buna, bedenin ihsan etmek için çalışmasına izin vereceği bir zamanın geleceğini düşünene “insana güvenen lanetli adam” denir. Aksine, bu cennetten bir hediyedir. “Efendi’ye güvenen adama ne mutlu!” sözünün anlamı budur.

Bununla Midraş’ı anlayacağız (2, Bölüm 39), “Rabbi Levi dedi ki, ‘Atamız İbrahim, Aram-Naharaim’e [Mezopotamya] yürüyüp onların koşuşturduklarını, yiyip içtiklerini görünce, ‘Bu topraklarda hiçbir payımın olmamasını diliyorum’ dedi. Sulam Tzor’a geldiğinde, onların zararlı otları temizleme zamanında otları ayıkladıklarını, çapalama zamanında çapa yaptıklarını görünce, ‘Bu topraklarda bir payım olsaydı’ dedi. Yaradan ona, ‘Bu toprakları senin tohumuna vereceğim’ dedi.”

“Aram-Naharaim”, onların ödül almak için koştuklarını gördüğünde, yeme ve içme, yaptığı iş için aldığı ödül anlamına gelir yani kendi yararına çalışır. O zaman, bu topraklarda yani kendi yararına olan bu arzuda, bir paya sahip olmayacağını söyledi.

“O, Sulam Tzor’a geldiğinde”, Tzor’un, “Tzor İsrail’i” ima ettiği ve onların yabani otları ayıkladığını görür, “Sulam [merdiven] yeryüzüne yerleştirilmiştir ve tepesi göğe ulaşır’’ yani, “bir ödül için değil”, zamanı geldiği için, içlerindeki kötü nitelikleri kökünden sökmek için çapa yapma zamanı gelmiştir, buna “çapalama zamanı” denir ve bu ödül için ya da kendi menfaati için değildir. Kişi böyle bir arzu için, “Benim payım bu topraklarda olsun” der.

Böylece Yaradan, “Bu toprağı senin tohumuna vereceğim,” diye söz verdi, yani onlara ihsan etme arzusunu verecektir.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,091