e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Sabah Dersi Materyalleri > Kabala Kütüphanesi > Sabah Dersi 2020 > Sabah Dersi Materyali 2020 – Gizleme

Sabah Dersi Materyali 2020 – Gizleme

1) Rabaş, Not 236, Bütün Dünya Onun İhtişamıyla Doludur

Bütün Dünya Onun İhtişamıyla Doludur,” ve dünyada Tanrısallık dışında hiçbir gerçeklik yoktur, tüm gizlilik yalnız kişinin hissiyatındadır.

2) Baal HaSulam, On Sefirot Çalışmasına Giriş, 100

Asla, Yaradan’ın Yaratılanlarından yüzün gizliliğinde kalmak istediği kanaatinde olmamalıyız. Tersine, bu tıpkı arkadaşı arayıp bulsun diye kişinin kendisini saklaması gibidir.

Benzer şekilde Yaradan Yaratılanlarına karşı yüzün gizliliğinde hareket eder, yaratılanları O’nun yüzünün ifşasını arasın ve bulsun diye. Başka deyişle, eğer O öncelikle yüzün gizliliğinde hareket etmeseydi insanların Kral’ın görüntüsünün Işığını edinmek için hiçbir yolu olmazdı. Dolayısıyla, tüm gizleme, yüzün ifşası için bir hazırlıktan başka bir şey değildir.

3) Rabaş, 76. Mektup

Bilinir ki, “Tüm dünya O’nun ihtişamıyla doludur.” Bu her insanın inanması gereken şeydir, şöyle yazdığı gibi “Ben yeri ve göğü doldururum.” Ancak Yaradan, seçim şansımız olması ve O’nu görmememiz için gizliliği yarattı, böylece sonrasında inanç için —Yaradan’ın “tüm dünyaları doldurduğuna ve tüm dünyaları kapladığına” inanmak—bir yer olur. Kişi Tora ve Mitzvot’a bağlandığında Yaradan ona kendini ifşa eder ve kişi Yaradan’ın dünyanın yöneticisi olduğunu görür.

Böylece insan ona hükmedecek kralı yaratır. Bu demektir ki, kişi Yaradan’ı dünyanın yöneticisi olarak hisseder ve bu insanın Yaradan’ı kendi üzerinde kral yapması olarak kabul edilir. Kişi bu hisse gelmediği sürece Yaradan’ın krallığı örtülür.

4) Baal HaSulam, Şamati 172- Engeller ve Gecikmeler Konusu

Önümüze çıkan tüm engeller ve gecikmeler bir nevi yakınlaştırmadır. Yaradan bizleri yakınlaştırmak ister. Tüm bu engeller, sadece bizleri yakınlaştırır, zira bunlar olmasaydı Yaradan’a yakınlaşma imkânımız hiç olmazdı. Bunun nedeni, bizlerin maddeden yaratılmış olması ve Yaradan’ın ise en yüce olmasıdır. Sadece kişi yakınlaşmaya başladığı zaman aramızdaki mesafeyi hissetmeye başlar. Dolayısıyla kişinin aştığı her engel, yolu kişiye yakınlaştırır.

Bunun nedeni kişinin uzaklaşan bir çizgide ilerlemeye alışmasıdır. Dolayısıyla kişi ne zaman kendisini uzak hissederse, süreçte hiçbir değişim etkisi yapmaz, zira baştan biliyor ki uzaklaşan bir çizgide ilerliyor. Bunun böyle olmasının sebebi, gerçeğin bu olduğundandır: bizler ile Yaradan arasındaki mesafeyi tarif edecek kelimeler yoktur. Bu yüzden, her zaman kişi, mesafeyi düşündüğünden daha uzak hisseder, ancak bu, kişi için tartışma konusu olmaz.

5) Zohar, Zohar Kitabına Giriş, Gelinin Gecesi, Madde 138

Kural şudur; yaratılan Yaradan’dan açığa vurulmuş bir kötülük göremez, zira yaratılan Yaradan’ı kötülük yapan, uygunsuz yöneten bir yönetici olarak algılayacağı, için, bu Yaradan’ın ihtişamına leke sürer. Bu nedenle kişi kendini kötü hissettiğinde, Yaradan’ın ona yol gösterdiğini inkâr eder ve yüce yönetici aynı ölçüde ondan gizlenmiş olur. Bu, dünyadaki en büyük cezadır. Böylece O’nun yol göstericiliği ile ilişkili olarak iyi ve kötü algısı beraberinde ödül ve ceza algısını da getirir. Yaradan’a olan inancından ayrılmamak için çaba gösteren kişi, İlahi takdirinden kötü bir tat alsa bile ödüllendirilir. Ve eğer çaba göstermezse, Yaradan’a olan inancından ayrıldığı için cezalandırılacaktır.

6) Baal HaSulam, Şamati 174- Gizlilik Meselesi

Bir ıslah olan gizlilik hakkında; eğer gizlilik olmasaydı, insan, bu meselenin önemini edinmeye layık olmayacağından, herhangi bir mükemmelliğe erişemezdi. Fakat gizli olduğunda, bu şey onun için önem kazanır. Hatta kişi bunun gerçek önemini takdir edemese de gizlilik ona bir değer bahşeder. Zira bu gizliliği hissettiği ölçüde, kişinin içinde önem vermeye yataklık yapar.

7) Baal HaSulam, Şamati 8- Keduşa’nın (Tanrısallığın) Gölgesi ile Sitra Ahra’nın Gölgesi Arasındaki Fark Nedir?

Klipa (Kabuk) gölgesine “Başka bir tanrı verimsiz ve meyve vermez” denir. Keduşa da (Kutsallık) ise, “Gölgesi altında mutlulukla oturdum ve meyvesi damağımda tatlıydı” denir. Başka bir değişle, kişi başına gelen tüm sıkıntı ve gizliliklerin kendisine Yaratan’ın mantık ötesinde çalışmasını sağlamak için gönderdiğini hisseder.

Kişi bunu Yaratan’ın yaptığını söyleyecek gücü bulduğunda, yani Yaratan’ın kendi iyiliği için gönderdiğini ve böylelikle kişinin kendi için değil ama çalışmaya ihsan edebilmek için gelmesini sağladığını görünce, kişi bilince ulaşır. Başka bir değişle, kişi çalışmasının Yaratan’a mutluluk verdiğine inanır ve bu tümüyle mantığının üstünde bir koşuldur.

Şöyle ki, kişi Yaratan’a gölgelerin dünyadan kaldırılması için dua etmez. Aslında, kişi şöyle der; “Görüyorum ki Yaratan benim Onunla bu şekilde çalışmamı istiyor, yani tümüyle mantık ötesi.”

8) Baal HaSulam, Şamati 8- Keduşa’nın (Tanrısallığın) Gölgesi ile Sitra Ahra’nın Gölgesi Arasındaki Fark Nedir?

Kişi “yüzünün gizliliğinde çalışmam ya da çalışmamam neden umurumda olsun ki?” der.

Kişi yüzün gizliliği içerisinde ihsan etmek için çalışmak istediğinden, yani Yaratan’ın memnuniyeti için, kişinin çalışması gururunu rencide etmez, yani Yaratan’ın memnun olmadığı hissi yoktur. Aslında, kişi Yaratan’ın liderliğini kabul eder ve şöyle ki kişi çalışmasında Yaratan’ın var olduğu hissini hissetmesini ister ve kişi tüm kalbiyle bu koşulu kabul eder. Bunun böyle olmasının nedeni kişinin kendisini nasıl mutlu edeceğinden değil ama Yaratan’ı nasıl memnun edeceğini düşünmesindendir. Dolayısıyla bu gölge kişiye hayat getirir.

Bu koşula “Gölgesi altında mutluluk duydum” denir, yani kişi içinde bulunduğu halde mantığının ötesine gittiği koşula imrenir

9) Rabaş, Makale 3, Gerçeğin Ve İnancın Anlamı (1985)

Bize mantık ötesi inanç yolu verilmiştir, yani hislerimizi ve aklımızı dikkate almayıp, şunu söylemeliyiz; “Onların gören gözleri yok. Onların duyan kulakları yok.” Daha ziyade inanmalıyız ki, Yaradan bizim için iyi olanı bilir. O, olduğum aşamamı hissetmemi ister ve ben kendimi nasıl hissettiğimle ilgilenmem, çünkü ihsan etmek için çalışmak isterim.

Dolayısıyla temel şey şudur ki, Yaradan için çalışmam gerek. Çalışmamda bütünlük olmadığını hissetmeme rağmen, yine de üst olanın Kabında, yani üst olanın perspektifinden ben kesinlikle bütünüm. Bu nedenle çalışmamdan—Kral’a en düşük seviyede hizmet etme ayrıcalığından—hoşnudum. En azından Yaradan’ın O’na birkaç derece yakınlaşmama izin vermesi benim için büyük bir ayrıcalık.

10) Rabaş, Makale 22, Tüm Tora Tek Bir Kutsal İsimdir (1985)

Kötü eğilimin üstesinden gelebilmeye “Yaradan çalışmasında yürümek,” denir. Kötü eğilimin üstesinden geldiğimiz her an bereketin alımı için gereken Kap için birikim yaparız.

Üstesinden gelme, alma kabına ihsan kabını eklemek demektir. Bu Aviut (kalınlık/alma arzusu) üzerine koymamız gereken Masah’dır (perde). Öyle anlaşılıyor ki eğer kişinin alma arzusu yoksa Masah’ı yerleştirebileceği bir yeri yoktur. Dolayısıyla kötü eğilim yabancı düşünceler getirdiğinde, bu düşünceleri mantık ötesi yükseltmemiz gerekir.

Bu insan ruhunun arzularla ilgili her şeyi yapabileceğinin göstergesidir. Çalışmadan reddedileceğini söylememelidir. Daha ziyade düşüncelerin ve arzuların onları Keduşa’ya kabul ettirebilmek için yukarıdan verildiğini söylemelidir.

11) Rabaş, Makale 236, Tüm Dünya O’nun Nuru İle Doludur

Kişi, mantık ötesi inanç içinde yürümeye çalışmayı, kalbine koyduğu zaman, bununla hazırlanır ve yüzün ifşasını edinir, Zohar’da verilen, Şehina’nın Rabi Şimon Bar-Yohay’a verdiği yöntem ile. Böylece hissettiği çeşitli sırlar yoluyla kişi Yaradan’ın ışığının orada var olduğu inancına gelir ve bu onu, O’nun kutsal ışığının yüzünün ifşasını edinmeye hazırlar.

Bu kişinin inancının büyüklüğü meselesidir, onu çeşitli aşağı ve gizli durumdan alıp çıkarır. Ve kendini bununla güçlendirdiği zaman Yaradan’dan kendini ifşa etmesini ister. Bunun hakkında Baal HaSulam şöyle demiştir, “liyakat kazanana kadar, uzağa kaç sevgilim,” zira Yaradan’ın ışığını ifşa etmeye uygun olmanın öncesinde, ondan bu talep edilir; “liyakat kazanana kadar, uzağa kaç sevgilim,” yani kendisini yarattıklarına ifşa etmemesi istenir, zira ifşa meselesi, yalnız yaradılışın ıslahı meselesidir.

Bu nedenle kişi kendisini iki şey için dua ederek güçlendirmelidir:

1. Yaradan’ın ışığını ifşa etmeye hazır olsun,

2. Yüzün ifşası için uygun olan kaplarla birleşmek için, Yaradan ona mantık ötesi inancını kuvvetlendirmesi için güç versin.

12) Rabaş, Makale 44, Çalışmada, İsteğe Bağlı Savaş, Nedir?

Kişi aşağı bir durumdayken bu durum Yaradan ondan uzaklaştı ve kişinin çalışma için hiçbir arzu ve özlemi yok demektir. Bu Yaradan kişiye maneviyatı tatsız bir şekilde veriyor demektir. Dahası kişi kaçmak ve bu çalışmayı tamamen unutmak ister. Bu, Yaradan ona Ahoraim’i gösteriyor demektir. Yaradan’ın Panim’i O’nun yarattıklarına iyilik yapma arzusudur ve Ahoraim bunun tam tersidir. Yaradan kişiye neden Ahoraim’i gösterir? Bu maksatlıdır, bununla kişi Yaradan ile Dvekut’a doğru bir ivme kazanır, zira artık aynı aşağılık koşulda kalamaz. Buradan anlaşılan şudur ki, Ahoraim’in içindeyken Panim farkına varılır.

13) Zohar, İki Nokta, Madde 121

Bu dünyada tattığımız, Onun eşsiz ve benzersizliği ile çelişen şeyler bizi Yaradan’dan ayırır. Gene de, bize emredildiği gibi Yaradan’ımızı memnun etmek için sevgi ile Tora ve Mitzvot için tüm ruhumuz ve gücümüzle çaba gösterdiğimiz zaman, bu ayırıcı güçlerin hiçbiri bizi, ruhumuzdan ve gücümüzden Yaradan sevgisini azaltarak etkileyemez. Aksine bu durumda, üstesinden geldiğimiz her çelişki O’nun bilgeliğini edinmek için bir geçit haline gelir. Çünkü her çelişkide özel bir nitelik vardır, O’na erişmede özel bir dereceyi ifşa eden. Ve buna layık olanlar, karanlığı aydınlığa, acıyı tatlıya çevirmekle ödüllenirler. Ayrılığın tüm güçleri – aklın karanlığı ve bedenin acısı – yüce kademeleri edinmek için onlara geçit olur. Böylece karanlık, büyük bir ışık, acı ise tatlı olur.

Böylece, daha önce O’nun rehberliği yönetimindeki tüm ayırıcı güçler şimdi birlik olmaya dönüşürler ve tüm dünyayı erdeme göre yargılarlar.

14) Rabaş, Makale 19, Çalışmada Tora’nın “Orta Çizgi” Dediği Şey Nedir? (1990)

Söylediğimiz üzere kişi, “O’ndan başkası yoktur,” sözüne inanmalıdır, yani kişinin iyi işler yapmasını Yaradan zorunlu kılar, ancak henüz Yaradan’ın onu buna koyduğunu anlamaya layık olmadığından, Yaradan kendine etten kemikten bir elbise giyindirir ve bunlar yoluyla Yaradan bu eylemleri yapar. Böylece, Yaradan Ahoraim formunda hareket eder. Başka bir deyişle, kişi insanların yüzlerini görür, ancak bu yüzlerin arkasında Yaradan’ın durduğuna ve eylemler yaptığına inanmalıdır. Şöyle ki insanın arkasında Yaradan durur ve ona Yaradan’ın istediği işleri yaptırır. Buna göre her şeyi Yaradan yapar, fakat kişi inandığını değil gördüğünü dikkate alır.

15) Rabaş, Çalışmada, Hanuka Mumunu Sola Yerleştirmenin Anlamı Nedir? (1990)

Yüzün gizliliği,” diğer bir deyişle Yaradan kendini dostların kıyafetiyle saklamaktadır ve kişi, Yaradan’ın arzusunu bu şekilde yerine getirmektedir.

Eğer kişi, gizlilik vasıtasıyla ona yardım ettiği için Yaradan’a şükrederse -şimdi dostları nedeniyle çalıştığını söyleyebilme seçeneği vardır ve Yaradan’la bir teması yoktur ya da Yaradan’ın kendisini, dostlarının kıyafetinde sakladığına ve bu nedenle Tora ve Mitzvot’a bağlandığına inanır ve eğer seçimini yapıp sadece dostlarının kıyafetiyle kıyafetlenen Yaradan’ın, onun iyi eylemler yapmasına yardım ettiğini söylüyor ve bunun için Yaradan’a şükrediyorsa- bu ona, büyük bir yükseliş getirir: Yaradan’ın yüzünün ifşasıyla ödüllendirilir.

16) Baal HaSulam, Şamati 42- Bu Çalışmada ELUL Kısaltması Nedir?

O’nun yüzünün gizliliği, Ahoraim (arkası dönük) algısı olmadan ve O’nun yüzünün ifşasının önemli olduğunu söylemeden önce ifşa edilmesi mümkün değildir. Bunun anlamı şudur; kişi sanki O’nun yüzünün ifşasını edinmiş gibi mutluluk içinde olmalıdır.

Ancak kişi gizliliği, ifşa edilmiş gibi takdir etmeye devam edemez, ihsan etmek için çalışmak dışında. O zaman der ki: “Çalışma sırasında ne hissettiğim umurumda değil, çünkü benim için önemli olan şu; ben Yaradan’a ihsan etmek istiyorum. Eğer Yaradan, benim Ahoraim formunda çalışmamdan daha memnun kalacağını anlarsa, bunu kabul ederim.

17) Baal HaSulam, Şamati 42- Bu Çalışmada ELUL Kısaltması Nedir?

Ancak hâlâ alma kıvılcımları varsa, kişiye düşünceler gelir ve Yaradan’ın bu dünyayı “iyidir ve iyilik yapar,” tavrı ile yönettiğine inanmakta zorlanır. HaVaYaH adındaki Yod harfinin anlamı şudur; Yod, “içinde hiç beyaz olmayan siyah nokta” denenin ilk harfidir, yani tam bir karanlık ve O’nun yüzünün gizli olmasıdır.

Bu demektir ki, kişi hiçbir desteklenmenin olmadığı bir yere, tamamen karanlık bir duruma gelmesi ile bu Üst Dünya’daki en düşük idraktir ve bu aşağıdakine Keter olur, Keter kabı ihsan etme kabı olduğu için.

Yukarı en düşük algı Malhut’tur, kendisine ait hiçbir şeyi yoktur, yani hiçbir şeye sahip değildir. Ve yalnız bu anlamda ona Malhut denir. Bu demektir ki, eğer kişi Cennetin Krallığı’nı – ki bu hiçbir şeye sahip olmama durumudur – memnuniyetle üstlenirse, bundan sonra, bu Keter hâline gelir – ki bu ihsan etme kabıdır, en saf ve temiz Kli’dir. Başka bir deyişle, Malhut’un karanlık bir durum olarak edinimi ardından Keter’in Kli’si, yani ihsan etme Kli’si hâline gelir.

18) Baal HaSulam, 96- Çalışmada Ambar Ve Şarap İsrafı Nedir?

Zaten en dibe inmiş olduğu için kişinin çalışmada daha fazla aşağıya inecek yeri olmadığından bu çalışmanın amacı aslına uygun ve doğaldır. Bu böyledir, çünkü yüce olmaya ihtiyacı yoktur, çünkü onun için bu daima yeni bir şey gibidir.

Bu demektir ki, o daima çalışmaya şimdi başlamış gibi çalışır. Cennet Krallığının sorumluluğunu mantık ötesi kabullenerek çalışır. Çalışma düzeninde oluşturduğu temel en aşağı seviyedir ve tüm çalışmayı mantık ötesi yapar. Yalnızca gerçek bir aptal inancını oturtacağı bir temel olmadan, yani destek almadan ilerleyecek kadar aşağıda olabilir.

Kişi bu çalışmayı büyük bir mutlulukla kabullenir, sanki bilgisi ve inancının kesinliğini oturtabileceği bir görüşü varmış gibi. Ve bu mantık ötesinin ölçüsü sanki mantıklıymış gibinin ölçüsü kadardır. Dolayısıyla yolunda ısrar ve sebat ederse asla düşmez. Tersine yüce bir Krala hizmet ettiğine inanarak daima memnuniyet içinde olur.

19) Baal HaSulam, Şamati 16 – Çalışmada Efendi’nin Günü ve Efendi’nin Gecesi Nedir?

Şöyle yazılmıştır, “Efendinin gününü arzulayan size yazıklar olsun! Neden siz Efendinin gününe sahip olabilesiniz? O karanlıktır ve ışık değildir.” Konu şudur ki Efendinin gününü bekliyor olanlar, mantık ötesi edinmek için bekliyorlar anlamına gelir, öyle ki inançları sanki gözleriyle görmüş kadar güçlü olacaktır. Yani bu, Yaradan dünyaya kesinlikle iyilikle rehberlik eder manasına gelir.

Başka bir değişle, onlar Yaradan’ın dünyaya iyilikle nasıl rehberlik ettiğini görmek istemezler, çünkü görmek inanca aykırıdır. Diğer bir değişle, inanç tam olarak mantığa karşıt olan yerdedir. Ve kişi ne zaman kendi mantığına karşı olanı yaparsa, buna “mantık ötesi inanç” denir.

Bu, onların Yaradan’ın rehberliğine, yarattıkları üzerine iyiliksever olduğuna inanıyorlar anlamına gelir. Onlar kesin olarak bunu anlamamalarına rağmen, Yaradan’a “Biz mantık içinde anlaşıldığı gibi ihsan etmeyi de anlamak istiyoruz” demezler. Aksine, onlar bunun mantık ötesi inanç gibi içlerinde kalmasını isterler. Daha doğrusu, onlar Yaradan’dan kendilerine öyle bir güç vermesini isterler ki bu sanki mantık içinde görürmüş kadar güçlü bir inanç olsun. Bu inanç ile akıldaki bilgi arasında bir fark kalmayacağı anlamına gelir. Bu onların, Yaradan’a tutunmak isteyenlerin, “Yaradan’ın günü” olarak adlandırdıkları şeydir.

20) Baal HaSulam, Şamati 33- Haman İle Kefaret Günlerinin Kuraları

Gerçekten de bilmemiz gereklidir ki, kişiye, sanki “İyi ve İyilik yapan” bir rehberliğe karşıt gibi görünen her şey, sadece insanı, bu çelişkileri aşmak için Üst Işığı çekmeye zorlamak için vardır, yoksa kişi bunların üstesinden gelemez. Bu durum, kişinin Dinim (yargı) demek olan çelişkiler var olduğunda, ”Yaradan´ın Yüceliği“ koşulunu genişletmesidir.

Bu demektir ki, bu çelişkiler, kişi onların üstesinden gelmek istediğinde, yalnızca Yaradan’ın Yüceliğini büyüterek, çözülebilir. Bundan çıkan sonuç, Yaradan’ın yüceliğini çekmeye sebep olan tam da bu Dinim’dir.

21) Baal HaSulam, Şamati 174- Gizlilik Meselesi

Bununla birlikte, gizlilik, kendi başına bir giz olarak düşünülmemektedir. Gizlilik, talebe göre ölçülür. Bir şey için talep arttıkça, gizlilik de belirginleşir. Ve şimdi “Bütün dünya O´nun görkemiyle doludur,” cümlesinin anlamını kavrayabiliriz. Buna inanmamıza rağmen, gizlilik gene de tüm dünyayı doldurur.

Gelecek hakkında yazılmıştır ki: “Ben, … Onun etrafında bir ateş topu olacağım ve onun ortasındaki şan ve ihtişam olacağım.” Ateş gizlilik demektir. Ancak yine de, İhtişam onun ortasındadır, yani ihtişam böyle ifşa olacaktır. Bunun nedeni o zaman da gizlilik olduğu halde, gene de talebin çok büyük olmasıdır. Ve fark şu anda, bu gizlilik olduğu halde, bu talebin olmamasındandır. Ve bu, “sürgün” olarak adlandırılır. O zaman gizlilik olmasına rağmen, aynı zamanda arzu da olacaktır ve önemli olanda budur; yalnızca bu arzu.

22) Rabaş, Makale 224, İnancın Nedeni

İnancın nedeni, Tanrısallığın ifşası ve Şehina’nın damıtılması ile ödüllendirilmekten daha büyük bir zevk olmamasıdır. Bütün bunları ihsan etme amacıyla almak için kişi, orada gizliliğin ıslahı olan, Tora ve Mitzvot’a bağlanmalıdır, bundan hiç bir zevk almasa bile. Buna “ödül almak için değil” denir.

Bu Kli’ye sahip olduğunda, kısa zamanda, gözü Yaratan’ın yüzünü karşılamak için açılır. Kişinin içinde, zevk almak için Yaratan’a hizmet etmeye değer diye bir arzu uyandığı zaman, hemen kısa sürede gizliliğe düşer. Bu ölüm olarak kabul edilir, bu, daha önce yaşama bağlı kaldığı ve sadece inancın gücü ile ödüllendirilmiş olduğu anlamına gelir. Bu nedenle, şimdi ıslah olduğu ve bir kez daha inançla çalışmaya başladığında, hayatın nefesini geri alır. O zaman, “Ruhumu merhametle geri verdiğin için Sana şükrederim,” der.

Bu tam olarak, bir kez daha, çalışmayı mantık ötesi inançla üstlenmesidir. Gizleme içindeyken, “Sana inancım büyüktür,” der. İnanç o kadar büyüktür ki, bunun aracılığıyla ruhunu bir kez daha edinir.

23) Rabaş, Makale 195, Din Niteliğinin Rahamin Niteliği İle Birleşip Bütünleşmesine Dair

Şöylece kişinin seçim yapmaya yeri olur, yani aşağıdaki şunu söylemelidir; hissettiği tüm bu gizlilik, yukarıdakinin, aşağıdakinin hatırına kendini kısıtlaması yüzündendir. Ve buna “İsrail sürgüne gitti, kutsallık da onlarla sürgüne gitti” denir ve hangi lezzeti tadarsa onu söyler, yani o hayatın tadını alacak nitelikte değildir, onun fikrine göre gerçekte geçimi (rızkı) yoktur.

Eğer kişi bunun üstesinden gelirse, bu besinlerde tattığı acı tadın, kendisinin bu bolluğu almaya uygun kapları olmadığı için böyle olduğunu söyler, zira kapları ihsan etme kabı değil, alma kabıdır. O vakit, yukarıdakinin kendini gizlemesine esef eder ve bununla aşağıdakinin Laşon Hara (iftira) için yeri vardır, bu aşağıdakinin MAN’ı yükseltme Behina’sıdır. Böylece yukarıdaki AHP’ını yükseltir. Bu yükseltme meselesi şudur; Yukarıdaki aşağıdakine, aşağıdakinin ifşa edebileceği AHP kapları içinde, övgü ve sevinci gösterir. Bu durumda, aşağıdaki bakımından, Galgalta ve Enayim’e yükselmiş olur, aşağıdaki yukarıdakinin erdemini görür. Böylece aşağıdaki yukarıdakinin AHP’ı ile birlikte yükselir.

24) Baal HaSulam, Şamati 42, Çalışmada ELUL Kısaltması Nedir?

İhsan etmek için çalışmak isteyenler Kral’ın salonuna kabul edilirler. Ve kişi ihsan etmek için çalıştığı zaman, çalışma sırasında ne hissettiğine aldırmaz.

Aksine, siyah şeklinde gördüğü durumda bile, bundan etkilenmez, tüm engellerin üstesinden gelebilmek için Yaradan’ın ona güç vermesini ister. Yani kişi Yaradan’dan beyaz şeklinde vermesini değil, tüm gizlemelerin üstesinden gelmek için güç vermesini diler.

25) Rabaş, Makale 18, Çalışmada Şabat’taki Konuşma Neden Haftanın Diğer Günlerindeki Konuşmalar Gibi Olmamalıdır?

Yaradan yarattıklarına cömertçe ihsan ettiği zaman, bu O’nun yüzünün ifşası olarak kabul edilir, zira o zaman herkes O’nu bilir ve tanır. Ancak O yarattıklarına karşı yukarıda söz edilenin tersi biçimde davrandığında, yani yaratılanlar O’nun dünyasında acı ve eziyet çektikleri zaman, bu Yaradan’ın arkası (Ahoraim) olarak kabul edilir, zira O’nun yüzü, yani O’nun iyilik niteliği onlardan tamamen gizlenmiştir. Bu nedenle, bu durumda eğer kişi, “sürgün” denen Ahoraim’i kabul edebilirse ve kaçmazsa, ama aksine “Efendiye yalvarıp yakardılar,” koşulu ile sürgünden kurtarılır, böylece kişi Ahoraim’i kabul eder ve bunun Yaradan’dan geldiğini söyler, bu yüzden sürgünün tadını ona tattırdığı gibi sürgünden çıkmasına da yardım etmesini rica eder.

26) Rabaş, Makale 44, Yaşlılar Tarafından Yıkılış – İnşa Ediliş; Gençler Tarafından İnşa Ediliş – Yıkım

Yaşlılar tarafından yıkılış – inşa ediliş; gençler tarafından inşa ediliş – yıkım” (Megillah 31b). Yaşlılar Yaradan çalışmasını yapmaya alışık olanlardır. Gençler çalışmalarının başında olanlardır. “Yıkılış” daha önce çalışmada yükseldikleri yerden iniş ya da düşüş demektir, yükseliş inşa etmek olarak değerlendirirler, yani yükselişi takdir ederler, ama “yıkılış” düşüşü hissettiklerindedir, bu Yaradan’ın gizlenmesinden gelir, Yaradan kendini onlardan gizler. Buna “yıkım,” denir. “Yaşlılar tarafından yıkılış,” sözünün anlamı şudur; Yaradan’ın onlara bir gizlenme verdiğini söylerler. Bu durumda onlar halen inşa etmektedirler, zira Yaradan’ın onlarla ilgilendiğine inanmaktadırlar ve bundan canlılık alırlar. Düşüş sırasında inanç önce belirgin ve açıktır; bu kişiye parlamadığı zaman, kişi bir dilemma ile karşı karşıya gelir: Ya “Ben kendim için hiçbir yarar beklemiyorum, aksine yukarıya memnuniyet vermek istiyorum, kendimin ne hissettiğine aldırmıyorum,” der ya da bunun tersini der.

27) Baal HaSulam, Şamati, 33- Haman İle Kefaret Günlerinin Kuraları

Bütün bu esir düşmeler yani çelişkiler, sanki kutsal çalışmayı bozmak için var gibi görünürler. Kişi artık, bu çelişkilerin üzerinde yer alan Yaradan’ın Işığına layık olduğunda, tam tersini yani bunların Keduşa’ya (Kutsallığa) hizmet ettiklerini görür. Bu demektir ki, bunların aracılığıyla Keduşa’nın kıyafet bulacağı bir yer var olur. Bu, “Günahkâr onu hazırlar ve Hak´tan yana olan onu giyinir”, diye adlandırılır ve bu demektir ki, onlar Kelim´e (Kaplar) Keduşa için bir yer verdiler.

28) Baal HaSulam, Sen Beni Arkadan Ve Önden Kuşattın

Sen beni arkadan ve önden kuşattın demek Yaradan’ın yüzünün gizliliği ve ifşası demektir. Bu böyledir çünkü “O’nun krallığı her şeye hükmeder,” ve her şey köküne döner, hiçbir yer O’ndan eksik değildir. Fakat fark gelecek ya da şimdiki zamandadır çünkü iki dünyayı bağlayan kişi O’nun kıyafetini şimdide keşfeder: yapılan her şey kutsallığın ifşası için bir kılıftır.

Ve bu şimdiki zaman olarak addedilir, yani şimdide de, O, muhteşem kıyafetler içinde belirir ve açıkça sürücünün ata bağlı olmadığını gösterir. Görünüşte at sürücüye yol gösteriyormuş gibi olsa da, gerçek şudur ki, at sadece sürücünün dizginleri tutuşu vasıtasıyla hareket eder. Ve buna “kutsallığın öneminin yapılandırılması,” ve “yüz yüze,” denir.

29) Baal HaSulam, Şamati 100- Yazılı Tora Ve Sözlü Tora – 1

Bu böyledir, çünkü çalışmanın özü özellikle direncin olduğu yerdedir. Ve buna He’elem (Gizlilik) kelimesinden gelen Alma (İbranice: Dünya) denir. Gizlilik olduğunda, orada direnme ve çalışmak için bir yer vardır. Bu atalarımızın “Altı bin yıllık dünya ve biri bozuldu.” demesinin anlamıdır. Bu demektir ki, gizlilik bozulacak ve artık çalışma kalmayacak. Daha doğrusu, Yaradan çalışabilsin diye ona örtmek için kanatlar verir.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,096